MİLLİ OLMAYAN BAŞBAKANDAN MİLLİ DURUŞ ÇAĞRISI
VEYA
ŞAMAMA VE BEN
Suriye’nin iki gün önce düşürdüğü uçağımız, henüz izleri
bulunamamış pilotlarımızın ölü veya diri olduklarına dair herhangi bir bilgi de
ortada yoktur.
Evet, devletin uçağına yazık olmuştur, umarım, hataları
sadece “asker olmak ve verilen emirleri yerine getirmek olan” pilotlarımız da
sağ ve salimdir ve ailelerine bir an önce kavuşurlar.
Dış işleri bakanı Ahmet Davutoğlu Yahudi’si NATO’nun beşinci
maddesine göre Suriye’ye NATO müdahalesi istedi ama işin içinde Çin ve Rusya
gibi BM’nin beş üyesinden ikisinin muhalefetleri olunca NATO sadece saldırıyı
kınamakla yetindi ve RE.T.E’yi destek açıklaması yaptı.
Bunu B.M (Birleşmiş Milletler Örgütü)nin lağvedileceği
hakkında bir başka dedikodu takip etti.
İşte, ülkemizi savaş ortamına iten, büyük bir dünya savaşına
neden olabilecek, kökü dışarıda olan, dayatma düzmece askeri bir senaryonun
yarattığı sorunların ağırlığı altında ezilirken, bu destek ve dedikoduların
gelmelerinin ardından başbakan RE.T.E gene o öküz böğürmesini andıran gür sesiyle
yağdı gürledi.
Ama AKP hükumetinin uyguladığı işbirlikçi siyaset,
Osmanlı’nın yıkılış dönemindeki Süryani, Ermeni ve Yezidi Kürtlerle Arapların
Haçlılardan aldıkları desteklerle devleti yıkmak için çıkardıkları isyanlar ile
aynı istikamettedir.
Bütün iktidar partisinin başında bulunanların kökenleri de
bu isyancılara, teslimiyetçilere dayanmaktadır.
-“Türkiye’nin dostluğu şöyledir, düşmanlığı böyledir,
korkulmalıdır!” gibi hamaset içerikli yüksek volümle söylenmiş, arkası
doldurulamayacak, işkembeden üflenmiş bir sürü bağırsak gurultularıyla halkın
gazı alınmakta, inceden inceye halk, nedenini asla anlayamayacağı,
sorgulayamayacağı bir oldu-bitti “savaş psikozuna” sokulmaktadır!
Bu bağırsak gurultularını gene Mavi Marmara olayının
ardından RE.T.E’nin çıkardığı gurultularla aynı sesler olduğunu CHP genel
başkanı Kılıçdaroğlu parti grup toplantısında dün dile getirmişti. Bunun
ardından da Suriye’nin uçağımızı düşürmesinin de hazmedilemeyeceğini de
eklemişti. Bunu da yapmamazlık edemezdi zaten.
Öteki muhalefet partisi MHP başkanı Devlet Bohçalı ise
tamamen her konuda AKP’nin arkasında olduğunu ifade etti ve bu gün RE.T.E’den
büyük bir teşekkür aldı.
Dersim’li Kemal bile daha tedbirli, ortadan, yuvarlak
ifadeler kullanırken, Dövlet Bohçalı, Libya olayında ve Türban konusunda olduğu
gibi bu olayda da AKP’ye çıktığı tam destek ile asla bu devleti yönetemeyecek,
kalitesiz, kişiliksiz, yama, kukla, gaz alıcı, vatansever Ülkücüleri aldatan,
satan, başkaları tarafından o koltuğa oturtulmuş, ”bekârlık çeken çileci” Fethullah
Gülen şakirti bir parti başkanı olduğunu ortaya koymuştur.
MHP önderi Dövlet Bohçalı ise bu söylemiyle kendisi ve
partisi MHP’nin şanına yakışır, Amerika’ya sadık bir “yama parti” olduğunu
kanıtlamıştır.
Ben bu adamın, 1917’de Süveyş yenilgisinin ardından
İngilizlerin emriyle Suriye, Lübnan’dan Adana bölgesine geri yerleştirilen ve
Fransız üniforması giyerek, Adana Klikya Hıristiyan Krallığı kurmak amacıyla
Türk askerine kurşun sıkan ilk posta 178.000 kişilik Ermeni sürgünlerinden
olduğuna iyice inanmaya başladım!
Başbakan RE.T.E CHP’nin kısmi desteğine de teşekkür ederken
Bohçalı’yı göklere çıkarttı ve arkasından da ekledi;
-Böyle günlerde iktidar muhalefet birlikte davranmalıdır, muhalefet de
bunu yapmıştır teşekkür ederim! Dedi ve arkasından kendisini eleştiren
bazı gazeteciler ile internet medyasına verdi veriştirdi.
Eleştirdiği medya unsurları sanki böyle günlerde bir
olunacağını başbakan RE.T.E’den öğrenecek!
Sen ki, mahalle muhtarı olamayacak haldeyken partin
seçimleri kazandığında meclise giremediğinden, işbirlikçi NATO paşası zamanın
genelkurmay başkanı Hilmi ÖZKÖK ile görüşmek için ABD dışişlerinden Wolfovitz’e
sana bir görüşme ayarlaması için sonu, “Daima
sizin olan!” sadakat ifadesiyle biten bir kölelik mektubu yazacaksın, bunun
ardından sana kapılar ardına kadar açılacak ve uydurma bir dümenle karının
memleketi Siirt milletvekilini istifa ettirip düzenlediğin bir ara seçimle
meclise girip Deniz Baykal tatarının işbirlikçiliği ile hükümetin başına
geçeceksin.
Sen ki iktidar olduğundan beri terörü azdıracak, en küçük
azınlıkları ayrılma konusunda tahrik eden açılımlar yapacaksın!
Sen ki, 1071 Malazgirt zaferiyle Alpaslan zamanında
Bizanslılardan alınmış vakıfların iadesine kadar azınlıklara mal iadesi
yapacaksın!
Sen ki, “Güneysu’ya Potomya dense ne olur? Gürpınar Norşin
olsa ne olur? İfadeleriyle doğuda Kürdistan, Karadeniz’de Pontus Rum devleti
kurma çalışmalarının önünü açacaksın!
Sen ki Kıbrıs’tan vazgeçip, Van gölünde Ak damar adasındaki
“cemaati olmayan” Ahtamara
Kilisesini hizmete açıp dünyanın dört bir yerinden Ermenileri ve Ermenistanlı
Yezidi ve Süryanileri getirip ibadet ettireceksin!
Sen ki, 1992’de Evren’in akıl hocası, Dersim Çemişkezek
Yezidi Turgut Özal’ın aynı ABD’nin Kafkasya siyasetlerine alet ettiği
Azerbaycan Karabağ’ın işgaline ve Hocalı Soykırımına sebep olan hatanın aynısını
18 yıl sonra, 2010 Gürcü- Rus savaşının mimarı olup sonra da “tatile çıktım”
deyip, telefonlarını kapatıp izini kaybederken, Rus bombardıman uçakları
Gürcistan’ı döverken, Saakaşvili’ye televizyon kameralarının önünde kravat
yedireceksin!
Sen ki, “Müslüman’ım” deyip Müslüman Irak’ın işgalinde
ülkemizi askeri NATO üssü olarak kullandıracaksın ve milyonlarca Müslüman kadının
dul, çocuğun yetim kalmasına, bunların tecavüzlere uğramasından çocuk ve
cesetlerinin organ mafyalarında pazarlanmalarına, milyonlarca Iraklının ölümüne,
mevcut devletin yıkılmasına kadar olayların sebebi olacaksın!
Sen ki Türk askerinin başına Irak’ta çuval geçirtip, senin
işbirlikçi siyasetlerine karşı olan devletin generallerini, subaylarını,
gazetecilerini, Amerika’nın emriyle Silivri Koloni Toplama Kampına dolduracaksın!
Sen ki Saddam’dan Kaddafi’ye ve Beşer Esad’a kadar sana bel
bağlamış bütün dost ülkelerin önderlerini teeek tek satışa getireceksin,
Müslüman dünyasında nefret ile anılır hale geleceksin!
Sen ki, Kıbrıs savaşında en büyük destekçimiz olan
Kaddafi’nin ülkesinin işgaline asker ve donanma göndereceksin!
Sen ki, “Geçmişin
öcünü alacağız! Türk olgusu artık bitecek!” Diye nutuklar vereceksin, Türk
milletine düşmanlığını her fırsatta dile getireceksin!
Sen ki izninle Kürt dilinde yayın yapan devleti televizyonu
TRT ŞEŞ (6)’de açılış programında “Türk’ün
Ocağına Ateş Düşsün!” şarkılarını çaldırtacaksın!
Sen ki, İsveç’in başkenti Sotkholm’de PKK ile imzaladığın
anlaşmaya, “Terörle savaşan subayından erine vatan evlatlarını olmayan ”vatana
ihanet kanununa” göre yargılayacağını taahhüt edeceksin!
(Başbakan Turgut Özal
1987-88’lerde “Vatana İhanet Kanununu” yürürlükten kaldırmıştı, minareyi çalmadan kılıfını
hazırlamıştı.)
Sen ki bütün dostlarını Fener Rum, Ermeni
patrikhanelerinden, Yahudi Rabbilerinden, Yezidi, Sabi imamlarından, Süryani
papazlarından seçeceksin!
Sen ki, İran, Rusya tarafından “tabanca patlasa Kürecik’i
vururuz!” tehditlerine sebep olduğundan Kürecik füze üssünün olduğu Malatya
Erhaç Jet Üssünden Kandil’e operasyon için kaldıracağın yerde Akdeniz’e Lazkiye
limanındaki Rus donanmasının resimlerini çektirmek için ABD emriyle uçak göndereceksin
sonucunda bu uçak düşecek ve pilotlarından hala haber alınamayacak!
Sen ki, Ermenistan, Yunanistan, İsrail, kuzey Irak
Kürdistanı ve PKK konusunda “sus-pus” olurken, sıra Müslüman ülkelere gelince,
Libya, Cezayir, Tunus, Mısır, Suriye’ye “İktidarı bırakın, çekilin!- Artık Sabrımız
Kalmadı” gibi saçmalıklardan ibaret AB-D menşeli tehditler savuracaksın ve Türk
milletini Haçlıların uşağı, ordusunu da 1915’de Çanakkale’ye getirilip üstümüze
saldırtılan Müslüman orduları gibi kölesi, “koloni ordusu” yapacaksın!
Sen ki bu milleti “One Minute” ve “Mavi Marmara” gibi çakma
senaryolarla gaza getirip savaş ortamına devleti sokacaksın!
Sen ki “Komşularla sıfır sorun siyaseti” olarak
adlandırdığın saçma, AB-D projeli dayatma siyasetlerle devleti 10 yıl içinde üç
kez savaş tehdidi ile yüz yüze bırakacaksın!
Sen ki Türk milletini bütün dünyanın gözünde “kukla,
değerlerine sahip çıkmayan” aşağılık duruma sokacaksın!
Sen ki, “Yeni Osmanlı” saçmalığın ile “Yezidi-Mason Bizans
İmparatorluğu” kurmaya kalkacaksın! Devleti “36” parçalı federasyona böleceğini
söylemiş kişi olacaksın!
Sen ki bu yaptıklarınla ana muhalefet partisince bile “Dış
güçlerin taşeronu” olarak suçlanacaksın!
Sen ki, bütün bu ihanetlerinden dolayı seni bu devletin hiçbir
kurumu ve kuruluşu yargılayamayacak derecede devletin kurumlarına el
koyacaksın!
(Geçen hafta Pakistan
Temyiz mahkemesi başbakanın mahkeme
hakkındaki aşağılayıcı beyanı yüzünden kendi başbakanının milletvekilliğini ve başbakanlığını
düşürüverdi. Bizde bu kadar bile bir yargı kırıntısı kalmamıştır. Devlet
asırların Haçlı işbirlikçileri olan Yezid, Sabi Süryani, Rumlarca işgal edilmiştir.)
Sonra da bu milletten bütün Türk ve Müslüman dünyasını AB-D
kölesi olmalarıyla sonuçlanacak pis kokuşmuş, dışardan kumandalı ihanetlerine
“Milli duruş” gibi asil bir ifadeyi de
rezil ederek senin bu teslimiyetçi siyasetlerine onay vermelerini
desteklemelerini bekleyeceksin!
Sen ki, 1974’de yapman gereken askerlik görevini 1982’de
yapman bir yana, bu görevi yaptığına tanık olabilecek, iki tane tek tip
elbiseli fotoğrafından başka “iki tane “ şahit bile gösteremeyeceksin, kendi
çocuklarına ABD- İngiliz vatandaşı yaparak ve özel paralı askerlik yasalarıyla
askerlikten sıyıracaksın!
(Muhtemelen Adnan Menderes gibi askerlik yerine para veren
Sabetaycı Batum’a sığınmış, 1917’de Adana’ya gelip Ermenilere destek vermiş
kukla, hain, işbirlikçi Süryani soyusun!” (Kynk= Gürcistan 2003 Azınlık Raporu ve Başbakan’ın Batum’dan geldiği ve
dedesinin Adana’da zalim bir valiye karşı savaşırken öldüğü beyanıdır. Bloglarımda
vardır.)
Sen ki, kutsal
askerlik görevinden kendini ve çocuklarını kaçırırken, milletin çocuklarının
Nemrut ateşlerinden korkunç ateşlerde yanacağı ve III. Dünya savaşını
tetikleyecek savaşlara iteceksin ve her gün öldürülmelerini seyredeceksin!
Sen ki, iktidar olduğundan beri geçen on yıl içinde her yıl
artan şekilde şehitler verilirken terörü bitirmek şöyle dursun, azdırıp, kuzey
Irak’ta Kürdistan kurduracaksın!
Sen ki, sadece Türkiye Cumhuriyetini ve milletini savaşa
sokmakla kalmayıp dünyanın sonunu getirecek bir dünya savaşını tetikleyecek
siyasi tezgâhlarda bu milleti, devleti kukla yapacaksın!
Sen ki neden olacağın küresel III. Dünya Savaşı ile yok
olacak yüz milyonlarca insandan toprağın üstünde ve altın da yürüyeninden
yaşayan hayvanına ve bitkilerine kadar bu savaşta yanıp yok olacak her canlının
lanetini hak edecek işlere alet olacaksın ve halkımızı da alet edeceksin!
Sonra da bu milletten “MİLLİ DURUŞ” bekleyeceksin!
Yahu ey başbakan senin hangi sözün, hangi işin milli, hangi
sözün vatanseverlik ifade etti ki bu güne kadar?
Sen bu güne kadar ağzına “Ben Türk’üm” lafını bir kere olsun
aldın mı?
(Kibar görünüme sahip
Sayın Abdullah Gül, siyasi veya gönüllü
olsun ama en azından, bunu daha başında yaptı. RE.T.E’nin Gürcistan Batum’dan Adana’ya
Ermenilere yardıma gönderilen dedesinin öldürülmesinden dolayı Türk milletine
özel bir kini var herhalde!)
Sayın başbakan, senin “Milli” dediğin şey “Milli Kürt
Aşireti “ olmasın?
Milli duruş kim sen kimsin?
Hatırlar mısınız bilmem, 1980’li yıllarda TRT’de gösterilen bir “Lüküs
Hayat Opereti” adlı tiyatro oyunu vardı, onda şöyle bir tekerleme geçerdi;
-“Şamama kiiim sen
kimsin? Herkes haddini bilsin! Şamama bir ev kedisi sen ise bir sokak kedisi!”
Başbakanımız her ne kadar tarafımızdan ve benim gibi
düşünenlerce “Milli” olarak değerlendirilememekteyse de, işbirlikçi Haçlı
dünyası sayesinde elde ettikleriyle en azından artık bir “Ev kedisi Şamama” olarak değerlendirilebilir.
Biz de artık haddimizi bilelim.
|
İşte bir Şamama-Ev kedisi |
Çünkü “Şamama gibi
bir ev kedisinin” etrafında herkes toplanır, faydası olur ümidiyle
yalamalıklar yaparlar ama bir buçuk milyarlık blog içinde “naçiz bir sokak kedisi” sayılan benim yazılarım kime ulaşır, kim benim
ağzıma bakar ki?
|
Evsiz, barksız bir sokak kedisi! |
Saygılar!
Takdir okuyucunun dur!
8-
http://adilyargic.blogspot.com/2011/09/gurcistan-azinlik-raporunda-yezit_21.html#axzz1z11aAzio
Bloglarımda daha çok yazı ve kanıt vardır!
Not; Şamama, ince kabuklu, turuncu renkli, kokulu, lezzetli yaz kavunu türüdür. Ağustos ayında çıkar, çıkınca alın yiyin afiyet olsun!