DÜNYAYI YÖNETEN DİNCİ
VE CİNSİ SAPIKLAR KOALİSYONU
Önce bu
koalisyonun tarihçesini yazmamız gerekiyor. Çünkü bu açıklama olmadan konu
anlaşılmaz. İşte onlar;
|
2013 Kasım Trabzon Gezisinden (Yazı eski resim yeni eklendi:)) ) |
|
G.W.Bush
|
|
Bil ve Hillary Clintonla
|
|
Sarkozy |
|
|
Medvedev'in baktığı yere neresi? |
|
Obama Sarkozy'nin ilgi alanları! |
|
Yavru Bush 4 Gay/oğlanla yakalanmış, Laura üzülmüş.
|
|
İngiltere prensi de Gay'miş. Örtmek için Diana ile evlenmiş!
|
1-Soy Davası Güden Kripto Kavimlerin
(Kripto Grekler’in) Bölgeleri;
Dicle ve
Fırat nehirleri arasında yaşayan “Sabi, Yezidi, Mecusi, Yahudi” dinlerinden
olan Arap, Ermeni, Kürtlerin M.Ö. IV.(4.) yüzyılda büyük İskender zamanında
başlarındaki ruhban ve beylerinin öldürülerek yerlerine Grek (Yunan) kökenliler
getirilerek Grekleştirildikleri, bu işlemin M.Ö II. Yüzyıl ile M.S. XIII. Yüzyıl
arasında Roma ve Bizans dönemlerinde tekrar edildiği bilinen bir şeydir.
Bu konuda Müslüman
araştırmacı, din bilginlerinden Ali El Mesudi, (Irak-896-957)
Harran Sabileri, Yunanlıların avam (aşağı halk) tabakasıdır. Felsefeleri, Mütekaddimun
felsefesinin (Sünni-Selefi) haşeviye/haşviye (Dinden çıkmış, sapık) kısmı
olduğunu söylemektedir.
Sabi,
Yezidi, Mecusi dini geleneklerinde günde iki vakitten yedi vakte kadar namaz,
15, 30, 90 gün arasında değişen oruç, hac, tavaf, tespih şeytan taşlama gibi
ibadetler ile cami, imam, müezzin, ramazan ve kurban bayramları kutlamaları da
vardır. İslâm-i ibadetlerin temellerinin çoğu da bunlara dayanır.
Ruhbanları
beyaz giyinirler, bazıları “Karabaşlar” siyah sivri başlık giyerler. Zemzem
suyu veya Fırat nehrinde vaftiz yaparlar. Sütten kesilmiş kız çocuklarıyla
cinsel ilişkiye girer ve onları ya oğullarıyla ya da bir dönüm arazi
karşılığında sattıkları akrabaları veya dindaşları ile evlendirirler. (Bknz-Sabilik; SÜMER’DEN İSLÂM’A CİN VEŞEYTAN KÜLTÜ- Alaeddin Yavuz- adilyargicc.blogspot.com).
|
Çocukları böyle örten Sabilerin bizdeki adı Nurculardır. |
Osmanlı
döneminde Sünni mezhep sayılarak sekiz yaşında evlilik şartını kabul
etmişlerdir. 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile Gayrimüslümlerin askere
alınmamalarını ve vergiden muaf tutulmalarını, ticarette öncelik tanınmasını
Osmanlı savaş şartı olarak kabul edince “Adeviye Mezhebi” olarak ta bilinen
Yezidiler ile Kürt Alevisi olarak bilinen Mihri- Zerdüşt dönme Ermeniler
İslâm-i mezhep olmadıklarını, askere gitmek, vergi vermek istemediklerini
söyleyerek, Rusya ve Vatikan ile işbirliği yaparak Osmanlı’ya isyanları
başlatmışlardır. Bu güne kadar yaptıkları 34 isyandan oluşan (Osmanlı öncesi sekiz tane kaydetmişler) ihanetlerinin 26'sının bastırılmasını sağlayan Osmanlı paşalarını "soykırımcı" olarak suçlamaktadırlar. Aşağıdaki resme bakarsanız bunları Müslüman sanırsınız! İşte linkleri tıkla Fransızcadır
Nakşibendi
tarikatından olan Safi Kürtler bunlara karşı Osmanlı yanında savaşmıştır. II.
Abdülhamit’in Hamidiye Alaylarını bunlar oluşturmuşsa da Osmanlı’nın çöküş
döneminde özellikle 1912 Balkan savaşları dönemlerinde İran’lı Bahaullah,
Cemalettin Efgani ve onun yolunda olan Said-i Kürdi ve Ticani tarikatları Şafi
Kürtleri işbirlikçi Yezidilerin yanında yer almaya sevk etmiştir.
Cumhuriyet
döneminde İran Kürtleri SSCB yanında İngilizlere karşı savaşırken, ülkemizin
Kürtleri İngilizlerin yanında Atatürk cumhuriyetine karşı 26 Kürtçü, bir okadar da gerici isyanın başlatıcıları ve sorumluları olmuşlardır. İran’dan
Türkiye’ye sığınan Kürt isyancı Simko Ağa bile bu duruma şaşırmış, sonra
İngilizlerin yanında isyana katıldıysa da bu onu rahatsız etmiş ve İran’a
dönerek tarafsız bir yaşam seçmiştir.
1925
Şubatında İslâm Kürdistancısı Said-i Kürdi saçmalıklarına dayalı isyanlara şeyh
Sait İsyanının bastırılması ile son verilmiştir.
1937’de
Dersimli, bu Mezopotamyalı Grek Yezidileri ile anlaşamayan, daha çok İran Mihri
(Mitra), Grek Mitra dini, Hıristiyanlık, İslâm karışımı bir inanca sahip olan
Dersim’in Gnostik Ermenileri İngiliz-Fransız desteğiyle çıkardıkları süren
isyanları Atatürk’ün ölümünden 18 gün önce bastırılabilmiştir. 1939-1950
arasında devlet daireleri bu isyancılarca İsmet İnönü aracılığıyla işgal
ettirilmiştir. 1950 sonrası da Mezopotamya Yezidi ve Sabileri Menderes
tarafından doldurulmuştur. Günümüze kadar devlet bunların elinde oyuncak
olmuştur. Bu her iki grubun temel inançlarında kız/erkek çocuklarla cinsel
ilişki ve aile içi evlilik yer almaktadır.
Said-i Kürdi Deliüzzaman’ın kendisi de hiç
görmediği Cemalettin Efgani’nin (1838-1897) yolunda olduğunu açıklamış olmasıdır
(Tarihçe-i Hayatım-Küçük Sait bölümü).
A.K.P’nin
takip ettiği siyasi zihniyetin özünü oluşturan ideoloji veya saçmalık ta
Efganilik ve ondan doğan Nurculuk’a dayaınır.
Efgani,
İran’ın güneyinde Büyük İskender’den kalma “Kripto Grek-Yunanlıların” yaşadığı
Esedabad doğumlu, gençliği hakkında bilgi bulunmayan, Kerbela, Necef,
şehirlerinde Şii dini eğitim aldıktan sonra Hindistan’a gitmiştir.
Oradan da
Hac için çıktığı yolculukta, Hicaz, Yemen, Mısır, Osmanlı İmp., Rusya ve
İngiltere’ye gitmiş, dine şüpheci bakışları burada neticelenmiş olsa gerekir
ki, “Dinsiz” olduğu gerekçesiyle İskoç Mason Locasından kovulmuştur.
Ardından
Paris Mason Locası bu tipleri kabul ettiğinden oraya kaydını yaptırmıştır.
Avrupa
görenlerin o zamanlar da çok makbul olduğundan olsa gerek, 1866’da Afganistan’a
gitmiş orada “İstanbul’u da görmüş” olduğundan sözde “Halifeden icazet, el
almışçasına” “İstanbulî= İstanbullu” adıyla kendisini tanıtmıştır.
İşbirlikçiliklerinin
Afgan padişahınca farkına varıldığında 1868’de Afganistan’dan padişah Şir Ali
Han tarafından kovulmuş, 1869’da geldiği Mısır’da Arapları İngiliz
mandacılığına yönlendirmiş, daha fazla zarar vermesin diye II. Abdülhamit
tarafından İstanbul’a davet edilmiş, millete gericiliğin temeli olan II.
Abdülhamit’in uyguladığı Panislâmcılık (Koyu İslamcılık-Şeriatçılık Düzeni)
akımının kurucusu da olduğu savunulan,
Cemalettin Efgani hainin ölümünden yıllar sonra Mardin’de gördüğü iki
öğrencisinden bir görüşte onun bütün siyasi bilgisini öğrenip sahip olduğunu
iddia eden*, Yezidi Kürt, Ermeni ve Rum memleketi olan Bitlis’in Yezidi kripto
Rum’u, Ermeni-Yahudi’si Deliüzzaman-ı Said- Kürdi’ye İngiliz rahip ajanı Mr.
Robert Frew’un İngiliz istihbarat masalarında hazırladığı Nurculuk saçmalığının
takipçisi olması da mı tesadüfidir?
*Yezidi dininin tanrısı şeytan Tavus, herhangi
bir insan bedeninde görünebilir. Özelliği “okuyup yazamaması, İlâh-i bilgiye
sahip olması, mucizeler göstermesi (Bediî=mucize demektir. Deliüzzaman’ın en
son benimsediği adı da Bediîüzzaman’dır, yani “Asrın mucizesidir”).
Efgani
öldüğünde Said-i Kürdi(D.1876) henüz 21 yaşındadır. Öğrencilerini görmesi ise
en az 30’lu yaşlarına rastlamalıdır. Çünkü Said-i Kürdi bu buluşmanın tarihi konusunda
hayatını yazdırdığı “Tarihçe-i Hayatım” adlı kitabında kesin olarak yer vermez.
Daha çok, kendi bedeninde görünen tanrısı şeytanın ona genç yaşında yaptırdığı
mucizevi davranışları öne çıkartarak, “Ölen Tanrı Kültü” ne göre kendisinin
tanrı Şeytan Tavus olduğunu çağrıştıracak hayali olguları öne çıkartır.
Türk ve
Müslüman dünyasının haçlı işgaline karşı direnemeyeceğini, yok olmaktansa
teslim olmayı savunur. Kur’an’ın hiçbir ayetinde yazmadığı halde Delîüzzaman
kendisinin “Yüz yılda bir İslâmiyet’i yenilemek için gönderilen kutsal İmam
veya Şeyh” olduğunu iddia etmiş. Bununla da yetinmemiş, Müslümanlara “Haçlı Seferi
ilân etmiş Hıristiyan askerlerinin de “Şehit” olacaklarını söylemiştir.
Bu
konuda İngiliz rahip ajanı Mr. Robert Frew’un talimatlarıyla yazıcısı (Yazata)
Hüsrev’e yazdırdığı “Zehra” adlı saçmalığı, Halife fermanıymış gibi Türk ve
Müslüman ülkelerinde emperyalist güçlerce dağıtılmış ve İslâm dünyasının
“savaşmadan emperyalizme teslimi” sağlanmıştır. Bu yüzden 1952 yılında
Deliüzzaman-ı Said-i Kürdi’ye Roma’da bulunan Katolik Hıristiyanlığın sembol
devleti Vatikan’ın papası tarafından “Sadakat Ödülü” verilmiştir.
(Kynk=Tarihçe-i Hayatım kitabı.)
İşte bütün
bu ihanetlerin kökenleri bunlara dayanır.
Din adına
insan yüreğinin kaldıramayacağı sapıklıkların yaşandığı herkesin şikâyet ettiği
Masonluk, Şatanizm ayinlerinin kökenleri de Sabilik (her dine dönen, dinsiz,
ensest/pedofilik yaşayan) inancıdır. 1550’lerde İngiliz Krallığı, 1776’da
Amerikan Bağımsızlık savaşını yürüten, ABD’yi kuran, her iki dünya savaşının
sorumlusu olan ve II. Dünya savaşı ile dünya hâkimi olmayı başaran ABD devlet
adamları da bu sapık Sabilik, Yezidilik, Mecüsilik, Yezidilik kökenli Şeytani
Yahudi Masonlardır.
Yaşadıkları
her ülkede çoğunluğun inandığı din, mezhep hangisiyse bunlar ondanmış gibi
yaparlar sonra da değişimi başlatırlar. Hıristiyanlıkta Ortodoks, Presibiteryan
v.b İslâmiyet’te Vehhabilik, Kadıyanilik, Bahailik, Efganilik, Nurculuk,
Gülencilik gibi tarikatlar, bunların yürüttüğü “Ilımlı İslâm” siyasetleri,
“Dinlerarası Diyalog” toplantıları gibi son darbeyi indirecek bütün ihanetlerin
altında bu sapıklar vardır.
Cemalettin Efgani’nin
aslında İran’lı olmasına rağmen kendisi Afganlı gösterip “Efgani adını alması,
Deliüzzaman-ı Said- Kürdi’nin, henüz Ruslar doğu Anadolu’yu ele geçirecek
saldırılara başlamadan çok kısa bir zaman önce Rus Çarlığı himayesinde olan
Gürcistan Tiflis’te bir Rus istihbarat polisiyle görüşmesi ve bu görüşmesinde,
Tiflis’te hayalindeki medresenin şeklini toprağa bir sopa ile çizmesini takip
eden konuşmalarda “Ha Tiflis ha Bitlis” sözünde kast ettiği şeyin, Tiflis’in de
Bitlis’in de İskender’in köle generali Tiflis tarafından inşa edilmesi ve her
iki şehir halkının Grek olduğunu vurgulamaktan başka şey değildir.
Peki,
Afganistan’ın Greklerle ne alakası vardı? Sorusuna gelince kısaca cevaplayayım.
Kripto Grek yerleşim bölgeleri sadece Afganistan ile sınırlı değildir, Aral
gölünden Hazar sahili boyunca aşağı bölgeler, oradan İran, Mezopotamya, Irak,
Arap yarımadası, Lübnan, Filistin, Mısır, Tunus, Libya, Cezayir’den Fas’a kadar
sahil şehirleri.
|
İskender'in İmparatorluğu M.Ö.323 |
Biseksüel,
pedofilik ilişkiler düşkünü bir hamam oğlanı olan Büyük(!) İskender, M.Ö.333’lerde
gene kendisi gibi biseksüel ve pedofilik yaşam süren Pers imparatoru III.
Darius’u günümüz Çanakkale Biga ovasında bozguna uğratmasının ardından kısa bir
süre içinde Afganistan’a oradan Hindistan’a (M.Ö.326) kadar indi.
|
Eşcinsel Büyük İskender! |
Babil’de (Irak-Bağdat’ın
35. km güneyinde harabe şehirdir.) ölümünün (M.Ö.323) ardından imparatorluk
büyük Grek generalleri arasında bölündü. Afganistan’da İskender’in Makedonyalı
generali I. Selevkus tarafından Selevkus hanedanı kuruldu ve bu hanedandan oğlu
I. Antiyokos tarafından sürdürüldü. Krallığın sınırları Hazar Denizini
güneyinden Afganistan’a, Aral Gölünden Güney İran’a kadar bir araziyi
içeriyordu. M.Ö. II. yüzyıllarda
Hindistan Pencap civarlarını da yönettikleri dönemler oldu ve bu arada
Budizm’i, Zerdüştlüğü de benimsediler.
Grek-Baktriya krallığı hanedanı Grek ve yerlilerden gelen krallar elinde
el değiştirerek, M.S. 10.yüzyıla kadar sürdü.
İskender’in
bıraktığı imparatorluğun en uzun yaşayan temsilcisi oldu. M.S 10. Yıldan sonra
kuzeyden gelen Türk Sakalar ve Kuşhanlarca yıkıldı ve Kuşhanlar bölgeyi 200 yıl
yönettiler. Yaklaşık 300 yıldan fazla süren bu dönemde İskender’in
imparatorluğunun en uzun yaşayan parçası oldu.
İkincisi de
M.Ö.190’larda Romalılarca eyalet haline getirilen ve M.Ö 55’lere kadar süren
Mısır’daki Ptolomeus hanedanıydı.
Bu nedenle
Afganistanlı, Mezopotamyalı, Kuveytli, Dakar’lı, Bahreyn’li, Umman’lı,
Yemen’li, Birleşik Arap Emirlikleri’li, Hicaz’lı, Batı Suriyeli (Lübnan,
Filistin, İsrail), Mısırlı, Anadolu’lu, Kafkas’lı, İran’lı olmak biraz da
Zerdüşt, Budist, Sabi, Yezidi, Yahudi, Hıristiyan dinlerine inanan, yaşadıkları
yerin halkının inançları ile soylarındanmış gibi kendilerini gizleyen “Grek
(Hileci)” olmaktır.
Avrupalılar,
olmayan medeniyetlerinin köklerini Greklere dayandırdıklarından, 15. yüzyıldan
sonra keşiflerle dünyayı ele geçiren batılılara yaranmak, onların destekleriyle
iktidar olmak isteyen Kripto Grekler de 2000 yıldır sakladıkları gerçek
kökenlerini gene saklayarak, yaşadıkları bölge halklarındanmış gibi yaparak,
yüzyıllardır ekmeklerini yedikleri doğu milletlerine teslimiyetçiliği şartlayan
Vatikan mamulü ideolojileri şırıngalayarak Grek kökenli Haçlı batının kölesi
olmalarını sağlama çabasına girdiler.
İşte Necd’li
Mehmet Abdülvehap’tan Moğol Ahmet Kadıyani, İran Yahudi’si Bahaullah’a, çağdaşı
Cemalettin Efgani ile ardılı Deliüzzaman-ı Said-i Kürdiye kadar “İslâm’da
Reform; Dinlerarası Diyalog” hastaları arasındaki “Grek-Batı hayranlığı,
Vatikan sevgisinin kökenleri” ile “soy
davaları” bu tarihi gerçeklere dayanır.
Bu
bilgilerden çıkaracağımız sonuç ise adı ister Yeni Osmanlı, ister B.O.P, ister
İslâm Kürdistanı her ne olursa olsun asıl hedef Yeni Dünya Düzeni ile
yeryüzünün Rum (Şeytan Boğa’ya Tapınanların) hâkimiyetine sokulmasıdır.
Ülkemiz ve
dünyanın her yerinde kendi dindaşlarını (Şeytan ibadetçileri) iktidara
taşımaları bundandır. ABD’deki iktidar
güçleri ile ülkemizdeki köleleri olan iktidar güçlerinin en önemli “Ortak
Noktalarını” anlattıktan sonra ötekilere geçelim.
2-Eski Grek ve Roma’nın Temsilcisi
Olan ABD’nin Siyasi Partisi RP ile AKP Ortak Tesadüfi (!) Özellikleri;
Tarihi Grek- İskender imparatorluğu
ve onun da ardılı kabul edilen Roma (Rum okunur, Aramice Boğa demektir. Dinleri Öküz başlı boğa
tanrılara tapınmaktır.) imparatorluğunun
bütün sembollerini benimseyen Amerika Birleşik Devletlerinin Republican Party’si (Cumhuriyetçi Parti), ABD’nin Jakson Demokrasisini
yaşadığı 1830-1850 yılları arası faaliyet gösteren Amerikan Bağımsızlık Savaşı
taraftarı olan Whig Partisi ile 1848-1852
yılları arasında yaşamış kısa ömürlü, kölecilik karşıtı Free Soil Party (Özgür Vatan Partisi) üyelerinden
bağımsızlık ve kölecilik karşıtı milletvekillerinin birleşerek 1854’te kurduğu
partidir. Sembolü Fil’dir.
|
R.(C).P'nin Sembolü Fil
|
Bu partinin
ilk ABD başkanı Abraham Lincoln (1861-1865 arası) Yahudi/Masonu olup, tümü
mason olan ve herkesçe çok bilinen Theodore Roosevelt (1901-1909), Dwight
Eisenhower (1953-1961), Ronald Reagan ya da (Uncle Ronnie) pedofilik sapık Roni
Amca (1981-1989) onu takip eden Teksas petrol kralı, pedofilik sapık, baba Buş
olarak ta andığımız, Ortadoğu işgaline ilk kapı aralayan, en az 3.000.000
Iraklının günahına girmiş eli kanlı katil, I. Körfez Harekâtını yürüten George
Herbert Walker Bush(1989_1993), son olan 18. Başkanları da Yavru Buş diye de
andığımız G. W. Bush’tur (2001-2009). Bu yetenekleriyle “G.O.P” adını gerçekten
hak etmektedir. Hak ettiği öteki şeyleri de yazacağız elbet.
Amerika’nın
dini, milli değerlerine bağlı (conservative=muhafazakâr) olan bu partinin bir
diğer adı da “Grand Old Party” yani “G.O.P” olup
bu gün Ortadoğu milletlerinin de başına açtığı derdin adı da tesadüf müdür
nedir bilinmez “B.O.P” tur. Bu da “Büyük Ortadoğu Projesi” adıyla
saya geldiğimiz ABD-AKP siyasetinin adıdır.
|
Abraham Lincoln |
Şimdi, şu
Amerikan partisinin “R.P” baş harflerini onun ülkemizdeki en
büyük işbirlikçisi A.K.P’nin genel başkanının adıyla söylersek “Recep’in Partisi” olarak da söylemek mümkün olabileceği gibi “Muhafazakâr”
özelliklerinin İngilizce karşılığı olan “conservative“ kelimesinin baş harfini
ortaya koyduğumuzda “R.C.P” tam
olarak “Recep” adının sessiz harflerini
elde etmemiz sizce tesadüf müdür?
Bu R.C.P veya Recep’in Partisinin daha 1894 yıllarında
Amerika’da masonları sevdirmek ve de semirtmek için kurduğu “fakir çocukları
okutan, ailelerine yardım eden” bu sayede “Mason” adını “yardımsever” adıyla eş
anlamda anılır hale getiren bizdeki İlim
Yayma Cemiyeti ve Deniz Feneri
kuruluşlarının birebir aynısı olan derneklerinin adı da “American Knight Of Protection” olması, bunun baş
harflerini birleştirdiğimizde “A.K.P”
harflerini elde etmemiz de bir tesadüf müdür?
|
Amerikan R.(C).P'nin en büyük işbirlikçisi cuntacı Kenan, ReCeP'e muhtaç kaldı!
|
İlkeleri 08
Aralık 1894’te General Bussey tarafından “OrdersOf American Knights of Protection-Amerika’yı Koruyan Şövalyelerin İlkeleri”
başlığıyla, yabancı işçi göçüne ve ithalata onay, bağnaz, gizli olmayan dindarlık,
Amerika’nın her yerinde vatanseverlik duygusunun yayılması, seçimlerde
şeffaflık, eğitim sisteminin birleştirilmesi, öğrencilerce ortak üniforma
giyilmesinin sağlanması, üyeleri arasında hastalık veya ölüm hallerinde,
oluşturulacak bir mali fonla desteklenmesi şeklinde belirlemiştir. Bu ilkelere
“tazecik yeme de yanında yat” anlamında “Sıcak Kek” adı verilmiştir.
Ayrıca
ABD’de hani başlarına göz delikleri açılmış beyaz Amerikan bezinden torba ve
beyaz çarşaf geçiren, ormanlarda zencileri muhtelif sapık ayinlerle kurban eden
ve faillleri bir türlü yakalanamayan, yakalansa da yüksek rütbeli devlet
görevlisi olduklarından “Top Secret=Çok
Gizli” ilan edilerek tahkikat yapılması, yargılanmaları engellenen “Zenci avı” ile meşhur, ırkçı, kökten dinci,
ABD’nin B.M’den çekilmesini de savunan “Klu
Klux Klan-K.K.K, (bizim Kara Kuvvetleri Komutanlığına
ne çok benziyor!) örgütünü de temsil eden Mason Tapınak Şövalyeleri örgütünün
bir kolu da gene bu A.K.P’dir.
Bu kadar soy
sopa düşkün, ırkçı olan bu A.K.P’ni ülkemizdeki temsilcisi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilk açılımlarının, Ermeni
açılımı, Kürt Açılımı, Rum açılımı, Arap Açılımı gibi “etnik açılımlar olması
ve kendisini eleştiren CHP genel başkanı K. Kılıçdaroğlu’na “Önemli olan boy
değil soydur soy!” diyerek “soy davası güden” bir A.KP. partisi olması, onun genel başkanının da “R.C.P” harflerinden
oluşan bir adının olması tesadüf müdür?
Hatta bu
başbakanın ad ve soyadlarının baş harflerinden “REcep Tayyip Erdoğan= RE.T.E.”, “e” harfi,
İngiliz diline “İ” yerine geçer ve bu şekilde “İ” olarak söylediğimizde “RİTE”
olur. Bu RİTE kelimesi de “Ayin” demek olup bütün mason
localarının sonunda yaygın olarak bulunur. Scottish
Rite= İskoç Mason Locası gibi.
Ergenekon
tahkikatı başlangıcında ABD karşıtı oldukları için ABD tarafından tasfiyesi
istenildiği anca kavranabilen yüksek ve ast rütbeli subayların, siyasi ve
gazetecilerin tutuklanmasında “şüphe ortamı oluşturmak” için öldürülen, kasıtlı
olarak belli toplantılarda belli sözlerini söylediği için hakkında bu kesimce
dava açılmasına ve ardından şeytana parmak ısırtacak senaryolarla öldürülen
Hirant Dink’in de aynı tarzda bir Ermeni yardım derneğinin okuttuğu çocuklardan
olması da mı bir tesadüftür?
Bu ortak
noktalardan sonra ABD’nin Muhafazakâr Cumhuriyetçi Partisinin (R.C.P) başına
gelmiş yöneticilerinin sapıklıklarını işleyelim;
3-Republican (Conservative) Party’nin (R.”C”.P-Recep Partisinin) Sapıklıkları;
|
Obama'nın seçim kampanyasında R.(C).P eleştirileri!
|
Amerika’nın R.C.P partisinin sözde “muhafazakâr” özde sapık
kişiliklerini öğrenmek için Uğur Alkapınar’ın dilimize çevirdiği, ön sözünü
gazeteci Mine G. Kırıkkanat’ın yazdığı, “Aykırı Biyorgrafi” yayınlarından
çıkmış olan, Mark Phillips ile Cathy O’Brien’in yazdıkları ve bizzat Cathy
O’Brien’ın tecrübelerine dayalı olan “Baykuş İmparatorluğu” adlı kitaptan
yararlanacağız. İnternette daha çok dosya olmasına rağmen ilk önce biz bundan
başlayalım;
a) Zihin Kontrolü
Projesine dayalı Sapıklıklar;
Kitabın konusu yazarlardan ikincisi olan Cathy O’Brien’in
ABD’nin gizli projesi olan “travma kontrollü zihin Kontrolü projesi” dir.
|
Çocuklarla vakit geçiren baba Bush |
ABD’li psikoloji uzmanları bu çalışmaları ile bir insanı bir
takım travmalar ile vecd hallerine sokarak beynine bazı bilgileri
yerleştirmeyi, travmadan çıkarttıktan sonra hatırlamamasını, bu insanı bir
posta güvercini gibi kullanarak istenilen kişiye ulaştırdıklarında gene o kişi
tarafından travmaya sokularak vecd haline getirilmesi ile ağzından istenilen
bilgileri bilgisayar gibi eksiksiz aktarmasının sağlandığı psikolojik bir
çalışmadır. Bu çalışmada belli bir noktaya gelinmiş olmalı ki mağdurunun
tecrübeleri de bu kitabın konusudur.
Amerika’nın bize büyük görünen devlet adamlarının dünyayı
nasıl sütliman bir Amerikan çiftliğine çevirme konusundaki ince projelerini
görüşmek bahanesiyle bazen aralarına yabancı işbirlikçilerini de davet ettikleri
sadece “erkek” üyelerin katıldığı bir takım toplantılar düzenledikleri, bu
toplantılarda, devlet işlerinden ziyade akla hayale gelmeyecek sapık cinsel
ilişkilerden insan kurbanlarına uzanan insanlık dışı Şeytan İbadeti Ayinlerinin
yapıldığı anlatılmaktadır.
|
Foto montaj Bush pedofili resmi. Protesto amaçlı hazırlanmış. |
Bunlardan Amerika’nın Pasifik sahillerinde bulunan San
Fransisco şehrinin 70 km kadar dışında, yalnız erkeklerin üye oldukları
“Bohemian* Grove= Sapık-lar (Bohem) Koru-su” adlı bir kulübün bu işler için
kullanıldığı yazılmaktadır.
*Bohemian, toplumun gelenekleri dışında yaşam süren,
dilimizde tam olarak sapık anlamında bir kelimedir.
Kulübün üyeleri arasında eski ABD başkanlarından Herbert
Eisinhoover’in oğlu olması muhtemel Herbert Hoover, 1990’ların başkanı G.Bush,
oğlu G.W.Bush, 1970’lerin dış işleri bakanı ve Ortadoğu, yeni dünya projeleri
uzmanı Henry Kissinger, emekli general Colin Power, eski Beyaz Saray sözcüsü
Newt Gingrich, DOW kimyasal ürünler şirketi sahibi frank Proof ile oyuncu Danny
Glover gibi adların başı çektiği toplam olarak 2700 üyesinin bulunduğu BEE
muhabiri Suzanne Bohan’ın 02 Ağustos 1999 tarihli yazısında anlatılmaktadır.
1993 yılında bu kulüpte düzenlenen bir kurban törenlerinde
insanların öldürülmesi ile şehirde yaşanan ve kayıp olayları arasında bağ
olduğunu gündeme alan bir San Fransisco gazetesinin yayınının 1947’e düzenlenen
“devlet sırları yasası” kapsamına sokularak tahkikatın engellendiğinin
yazılması da ilginçtir.
Kitabın yazarlarından Mark Phillips NASA’nın bu projesinde
kısmen görev almış bir uluslararası ilişkiler uzmanıdır. Cathy’i ve kızı Kelly’yi öldürülmekten ve sapık
yaşamdan kurtaran kişidir. Kelly bir dönem siyasi tutuklu olarak mahkûm
edilmiştir.
|
Zihin Kontrolu uygulanan ve okudğunuz sapıklıkların mağduru Cathy O'Brien |
Cathy O’Brien daha çocukluğunda “ensest aile yaşamına sahip”
bir Yahudi babanın kzı olarak doğduğunu, babası Earl O’Brien sapık pezevenginin
daha doğduğu an anne sütünden önce kendisine oral seks yaptırmakla övündüğünü,
annesini, kardeşlerini de Mason büyü ayinlerinde arkadaşlarına ikram ettiğini,
babasının da böyle bir aileden geldiğini yazarak konuya giriş yapmaktadır.
Bu kitaptaki sapıklıklarda yukarıda adları geçen ABD
başkanları, çocukları, Bil ve Hillary Clinton çiftinden çok sayıda ülkemizde de
çok iyi tanınan ABD bürokratlarına kadar adlar yaşanan uyuşturuculu, insan
kurbanlı sapık cinsel ilişkiler içeren büyülü ayinler yer almaktadır.
Bundan fazlasını yazmamaya karar verdim. Merak eden alıp
kitabı okuyabilir.
Bu kitabın ABD’nin büyük devlet adamlarını karalamak için
çıkarılmış olabileceğini iddia edenler olabilir. Bunun da cevabı kitap içinde
verilmiş ve bazı deliller de kitaba eklenmiştir.
b) Pedofilinin
Resmileştirilmesi;
|
Regan (Ronny Amca) ile G.Bush'un eşcinsellik haberi |
Diğer yandan, gene bu ABD başkanları dönemlerinde Papalığın
2011 yılında pedofilik ilişkileri, çocuk pornosunu onaylaması, bunu takip eden
yılda da ülkemizde köklü ortakları olan AKP’nin de “4+4+4” adıyla bilinen ve
dokuz yaşında kız çocuklara “evlilik kapısını açan” eğitim yasasının yürürlüğe
sokulması, daha önce başbakanın dünürüne ait olan ATV’de yayınlanan “Bir
Şarkısın Sen” adlı pedofili içerikli çocuk şarkıcı yarışmasını benim “ATV ve
Bir Şarkısın Sen” adlı yazımdan kısa bir süre sonra (2010’da) kaldırmalarına
rağmen, 2012 yılında tekrar aynı “pedofilik” olduğunu söyleyen Pınar Altuğ’un
sunuculuğunda yayına sokması hesapsız, tesadüfi bir olay değildir.
Yukarıda alıntılar yaptığım kitapta geçen olayların mağduru
Yahudi kızı Cathy (Keti) O’Brien, Suudi kralı Abdullah ile girdiği oral seks
ilişkisi öncesinde cinsel ilişkide bulunan yaşları 6 ile sekiz arasında değişen
kız çocuklarını kral Abdullah’a benzedikleri için kralın kendi kızları ile
ilişkiye girdiği kanaatinde olduğunu yazmıştır. 1734’de İngiliz casusu Hemper’e
aldanarak Vehhabilik dinini kuran Mehmet Abdülvehhab’ın yolunda Vehhabi olan
Suudi ailesinin de Grek tohumu Hicaz Araplarının da biseksüel oldukları bilinen
bir şeydir. Kral Abdullah’ın G.W.Bush ile dudak dudağa öpüştüğü resmi
bloglarımda bulabilirsiniz.
|
G.W.Bush ve Kral Abdullah
|
Bundan ne Yaser Arafat ne Humeyni ne Ahmed-i Necat ne de
Putin muaftır. Cinsel sapıklığın en yoğun yaşandığı ülkelerin başında
Gürcistan, Ermenistan’dan Yunanistan’a kadar bütün ülkeler gelmektedir.
İngilizlerin meşhur Virgo (Bakire) ve Malcolm the Maiden (Bakire Malcom)
lakaplarıyla da anılan, muhtemelen frengiden ya da sapıklığı yüzünden
zehirlenerek öldürüldüğü sanılan IV. Malcom (1141-1165) adlı kralları da cinsel
sapıklığın yek bir millete değil yeryüzünde yaygın bir şekilde yaşandığını
göstermektedir.
Pedofili ve kulamparalık (küçük erkek çocuklarıyla ilişki)
eski Türk geleneklerinde yaygınlığı bilinen bir konu değildir. Güney Türkistan
Türklerinin bu konuda, eşcinsellik, lezbiyenlik, transseksüellik, kulamparalık,
aile içi evlilikler, ebeveynin çocuklarıyla ilişkileri gibi her türlü iğrenç
cinsel ilişkilerin yaygın olduğu Hint, İran ve VII. ,yüzyılda gelen Emevi
istilasıyla Araplardan sirayet etmiş olduğu inancındayım. Günümüzde bile bu tür
sapık ilişkilerin Türkler arasında hoş görülmediği bir gerçektir.
|
SSCB Brejnev ile Honnecker |
Emevi istilasıyla güney Türkistan Türklerinin beylerinin
öldürülerek başlarına Fars kökenli beyler ve din adamları atanmasından sonra
geçen beş yüz yılın sonunda 13. Yüzyıl ortalarında Anadolu’ya gelen Osmanlı
kabilesinin yerleştirildiği Bilecik, Söğüt yaylasında büyüyerek bir
imparatorluk olmasının arkasında trükleri Rumlarla, Yahudi ve Araplarla
evlendirerek soylarını kırması, yerleşik kavimlere özel bir gelenek olan ve “padişahın
kölesi sıfatıyla, azınlıklar ya da savaş esirlerinden seçilerek ordu komutanı
yapılan, savaş kaybettiğinde öldürülen ordu komutanları edinme” geleneğinin
öteki adı olan “Köle Kral Kültü” gereğince devşirme alımı, bunlardan devlet
idarecilerinin, ordu komutanlarının seçilmesi geleneği de etkili olmuştur.
|
Kırbaç cezası alan bir iç oğlanı
|
Diğer yandan, köle olarak çocukluk dönemlerinde ailelerinden
parayla veya zorla ya da savaş ganimeti olarak toplanan Grek, Arnavut, Sırp,
Romen, Bulgar, Yahudi çocukları, ilk önce
I. Murat zamanında padişahın yakın korumaları olarak ordu içine
doldurulmaya başlanılmıştır. Bunlardan beğenilenleri padişah ve paşa gibi
devlet adamlarının haremlerinde
“gılman” olarak hizmet vermişler ve
“içoğlanları”*olarak da anılmışlardır.
*(Bab-üs Sade muhafızları Ak Ağalar ile karıştırmayalım. Enderun'a seçilenleri padişaha hizmet eder, bey, paşa her şey olurdu.)
Yeni ele geçirilen topraklara genel idareci olarak atanan bu
dönme-devşirme paşalar, yukarıdaki şekillerde ya da esir pazarlarından elde
ettikleri bu “çocuk köleleri-gılmanları” padişaha hediye etme geleneği de
oluşturmuşlardır. Bu geleneğe son veren padişah IV. Mehmet’tir (1642-1693).
I.Murat’tan Yıldırım Bayezid, Fatih, Kanuni gibi nice
padişahlar bu oğlanlarla sapık ilişkiler yaşamışlardır. Sapıklığın halk
arasında yayılmasını bir diğer nedeni de sapıklık geleneklerini koruyan, Grek
(Yunan), Bulgar, Ermeni, Gürcü, Kafkasyalılar, Yezidi, Sabi, Mecusi Farsi, Kürt
ve Arapların da Türkler arasında “vatandaş” sıfatıyla yaşamalarıdır. Bir de
buna halka dini öğretmek amacıyla yeni ele geçirilen Balkan topraklarının da
namını duyan ne kadar işsiz güçsüz, hala sapık Mecusi geleneklerine yaşayan ve
Müslüman görünümlü Hicaz Arap’ı varsa hepsinin “Kur’an’ı okumak, okutmak,
Türklere anlatmak için göçmeleri de etkili olmuştur.
İşte bu kadar sapık milletler arasında yaşayan Türk
milletinin içinde hala bu tür ilişkilerin “kötülüğünden dem vuranlar” çıkıyorsa
bu da Türk milletinin asaletini göstermektedir.
Fatih’in Son Türk soylu sadrazamı Çandarlı Halil Paşa’yı
tasfiye etmesiyle tamamen dönme ve devşirmelerin eline geçen Osmanlı ordusu ve
devleti adının “homoseksüel, biseksüel, lezbiyen” gibi cinsi sapıklıklarla
anılır olmasını bu devşirme paşalara borçludur.
I.Murat’tan Fatih’e padişahların devleti devşirmelere,
dönmelere, Arap ve Yahudilere yani Türk dışında her millete peşkeş çekmesinin
hatasını önce kendileri “kafes padişahı” olarak ömürlerini haremin
mahzenlerinde geçirmekle ve Türk milletinin adını cinsi sapığa çıkartılması
olarak ödemişlerdir. İşte bu sapık
devşirme paşaların sapıklıklarının “Türkiye’de Ahlaksızlık” başlığıyla batı dünyasında anlatan bir
kitaptan alıntıları okuyalım;
Kitabın adı, “İnternational
Journal of Greek Love” (Grek Aşkının Uluslararası Haberi), kitabın yazarı,
Jonathan DRAKE.
Bölümün adı “Le Vice
in Turkey=Türkiye’de Ahlaksızlık”
|
Hileci, ibne Grek tanrısı Hermes |
Osmanlı’nın kurulduğu 14. Yüzyıldan cumhuriyetin ilanına
kadar geçen sürede Osmanlı’da yaşanan erkek köle trafiğini, Osmanlı padişah ve
beylerinin özellikle “Grek soylu” gılmanlara olan düşkünlüğünü ve birçok
sapıklıkları dile getirmektedir. Sanki Avrupa’da durum farklıydı. Avrupa’nın
ayıplarını örtüp Türk-Osmanlı düşmanlığına soyunan bu şerefsizin ne olduğu da kitabın
henüz ön sözü kısmında belli olmaktadır. Bey efendi, doğrudan Ermeni Soykırımı
iddiasını öne çıkartarak Osmanlı’ya düşmanca yaklaşarak giriş yaptığından
lafının başından son sözünün ne olacağını kestirmek için kâhin olmaya gerek
yoktur zaten.
Yıldırım Bayezit ile başlayan “Grek Oğlanları Düşkünlüğünü”
Fatih Sultan Mehmet’in tam bir gılmancı kulamparalığına, Bartolomei Dordevic
(1510-1566) adlı bir yazara dayanarak, Kanuni’nin Viyana kuşatmasında başarısızlığı
yüzünden geri çekilirken sekiz bin kadar ibne-oğlanı öldürdüğünü yazmıştır.
Savaş meydanlarından toplanan erkek çocukların 50- 60 kişilik gruplar halinde
yaya olarak İstanbul’a götürüldüklerini, bunlarla yapılan şehevi ilişkilerin
anlatımlarıyla sürdürmüş ve en berbatı, Osmanlı’nın çöküş dönemi olan 1894 ve
sonrası yıkılışa kadar olan dönemde İstanbul’dan Mısır’a kurulan “gılman
pazarlarını” ve buralardan alınan köle gılmanlarla “Ali Paşa” olarak andığı bir paşanın sapık
ilişkilerini yazmıştır.
II. Abdülhamit dönemine denk gelen bu yılların en meşhur
paşalarının çoğu okur-yazar olmayan Yezidi Kürt Hamidiye Alayları paşaları olan,
pedofilik (sübyancı, oğlancı), İngiliz işbirlikçiliğini destekleyen Kürt aşiret
reislerinden ve Arnavutlardan oluşmaktaydı. Şeyhülislâmlar bile Kürtlerdendi.
Örnek olarak Atatürk döneminde milletvekilliği de yapmış, Başkale’li Halidi Yezidi
Vanlı Abdülhakim Arvasi’yi verebilirim.
Hatta Grek asillerinden Notaras adlı birinin 14’ündeki
oğlunu padişaha kendi isteği ile verdiğini ve bu çocuğun saraydaki 200 ibnenin
arasına katıldığını da yazmıştır. Ulan, zaten saray hareminde 450 oda var ve bu
odaların her birisi en fazla iki kişinin rahatça uyuyabileceği büyüklüktedir.
Haremin temizlik, yemek, eğitim işlerinde sadece 250 kişiden fazla görevli
vardır. Padişahın ve kardeşlerinin çocukları, onların hizmetçileri için ayrılan
odalara valide sultanın hizmetçiler, padişahın dört eşi, dört gözdesi ve
onların eğitimcileri, hizmetçileri, harem güvenlik görevlisi kadın ve erkek
muhafızlar da hesaplandığında bu 200 ibneyi padişahların Londra’ya Backingam
sarayına misafirliğe mi gönderdiklerini düşünmek gerekir.
|
Sapık- çift cinsiyetli Dev ve Cüce (Yecüc-Mecüc) Grek tanrıları. Grekler bunlardan türemiş olduklarına inanırlar!
|
Haremde bu kadar
ibneyi barındırsalardı padişah, ailesi, hizmetçileri, kardeşleri ve çocukları
için sarayda yer kalmazdı(!).
At çamuru, çamur kalmazsa izi kalsın! Örneğindeki gibi bu
dallama da iyice “desteksiz” sallamış ya işte bu dallamaları okuyan da Türk
milletini toptan ibne sanır olmuş! Sanki Avrupa çok temiz!
Avrupalı, Osmanlının “Köle Kral Geleneği” içinde devletin
başına getirdiği Avrupalı sapıkların sapıklığını “Türk Ahlaksızlığı” olarak
yazmaktadır.
Dünyanın en büyük porno tüccarlarının da başını, başımıza
getirdikleri ve onlarla çalışmak için halkımıza telkinler, baskılar kuran
Amerika’nın çektiğini, onu Avrupa Birliği ülkelerinin takip ettiğini herkes
bilmektedir.
Böyle iftiralar Türk milletini kendinden nefret ettirip,
kültürel erozyona uğratarak “Batılılaştırma siyaseti” ilkelerince yürütülen
yerli devşirme- dönme iktidarların destekleriyle yürütülen bir siyasetin
unsurlarıdır.
|
Oğlancı Grek tanrısı Zeus, oğlanı Ganimedes (oğlan) ile çiftleşme sonrası ateşi Promoteus'a çaldırırken- Grek oğlanlarının namı göklere çıkmıştır:))
|
Günümüzün siyasi iktidarı olan “din tüccarı AKP” ve onu
destekleyen, ABD’nin bu cinsi ve dini sapık R.(C).P’sinin (ReCeP Partisi), bin yıllık Vatikan işbirlikçilerinden seçilmiş Türkiye
şubesi olarak, son 4+4+4 eğitim yasasıyla, N.Ç toplu tecavüz olayı sanıklarının
AKP’liler olması yüzünden çıkarttığı “haksız yargı kararıyla”, üniversitelerde
LGTB kulüplerini şart koşan eğitim yasalarıyla ve nice “dini ve cinsi sapık” işleriyle “cinsi ve dini sapıklığın” icracısı olmuştur.
Dünyayı ve ülkemizi yöneten bu “Dinci ve Cinsi Sapıklar Koalisyonunu” bu kadar teşhir ettikten sonra gerisi milletlere
düşmektedir.
Takdir okuyanlarındır!
İŞTE BAŞIMIZDAKİLERİN DE CİNSİ SAPIKLAR OLDUKLARINA YAZIMDAN ÜÇ YIL SONRA VERDİKLERİ DELİL.
3.300 YILLIK ETRVAT'IN, 2000 YILLIK İNCİL'İN 1400 YILLIK KUR'ANIN YASAKLADIĞI "BABA-KIZ EVLİLİĞİNİ ONAYLAYAN DİYANETİMİZ;
ATATÜRK'ÜN İDAM ETTİĞİ SAPIK DİNCİLER BUNLARDI İŞTE;
"Diyanet İşleri Başkanlığı, internet üzerinden yöneltilen, "Bir babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikâhını düşür mü?" sorusuna, "Babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikâha bir etkisi yoktur" ve "Babanın kızını kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duyması, bu tür bir haramlık oluşturmaz. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir" ifadelerinin yer aldığı skandal bir yanıt veridi."Haberin yayınlandığı ilk haberde geçen açıklama metni şöyle;“ Akıl almaz ifadeler
İşte o, “Bir babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikâhını düşür mü?” sorusuna verilen kapsamlı cevap:
“Babanın kendi öz kızını öperken şehvet duyması durumunda nikâhın ne olacağı konusunda görüş ayrılığı vardır. Bazı mezheplere göre, babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikâha bir etkisi yoktur (bkz. İbn Rüşd, Bidayetü’l-Mücdehid, Mısır 1975, II, 33; İbn Kudame, el-Muğni, VII, 486; İbn Cüzey, el- Kavaninü’l Fıkhiyye, 138). Hanefilere göre ise; babanın, kızını şehvetle öpmesi, kızına şehvetle sarılması durumunda kızın annesi bu babaya haram olur. Ancak bu tür sonuç doğuracak tutmanın, teni tenine değerek olması ya da altının sıcaklığını iletecek kadar ince bir örtüden olması gerekir. Kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duymak, bu tür bir haramlık oluşturmaz. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir. Şehvet duymanın işareti, erkeğin organında bir uyanma, uyanıksa uyanışının artması, kadının da kalbinin heyecanla çarpmasıdır.”Öğleden sonradan itibaren paylaşılmaya başlanılan bu haberin doğruluğunu test etmeye karar verdiğimde arkadaşlar aşağıdaki linki paylaştılar.
Bunlar nasıl insanlar artık takdirlerinize bırakıyorum.
Bu adamlara kim nasıl Müslüman diye itimat edip oy verdiyse, demek ki bu sapıklıkları onaylayan sapıktır, sapıklardır.
Alaeddin YavuzHaberin linki için tıkla;
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/...Diğer ilk haber metni;
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/...
İlgili yazılarım;