Yıllardır
yazıyorum, “AKP hükumeti devleti tasfiye etmekle görevli ve bunu da ülkeyi ya
bir iç savaşa ya da cephe savaşına sokarak veya ikisiyle da yapacak diye.
Abdullah
Gül’ün ABD’li emekli general Powell ile imzaladığı iki sayfa dokuz maddelik
anlaşmada bunların hepsi “AKP’ce kabul edildi.”
|
Suriye sınırında PYD kamplarını
bombardıman eden tanklarımız.
|
Daha
dün Avrupa’da büyük devletler toplandılar bir haftada Suriye savaşını durdurma
kararı almışlar. Rusya elimizden geleni yapacağız açıklaması yapıyor.
Aynı
anda, geçen hafta ABD dış işleri bakanı J.Kerry’den yumruk gören müsteşar
F.Sinirlioğlu, 2011’lerdeki Obama’nın Tayyip'e beyzbol sopasını anımsattı.
Hemen
arkasından açıklamalar da geldi.
Önce
Cizre’de çatışma bitti ama sınıra askerler yığıldı.
Suudi
askeri uçakları İncirlik’e indi.
Bakan
Çavuşoğlu Suriye’ye 100.000 kişilik orduyla girebileceğimizi ifade etti,
yalanlandı.
Genelkurmaya
dayalı mesnetsiz bir haber yayınlandı;
“B.M.
kararı olmadan girmeyiz” diye.
Ama
sahip çıkanı olmadı.
Bu
gece, PYD kamplarına TSK top atışları başlattığını açıkladı.
Ardından
Suriye’ye giriyoruz açıklamaları.
Daha
önce yazmıştım.
“Savaş
kararı veren asker kaçağı başbakanlar” adlı bir makale.
Şimdi
o yazının tekrar gerçekleştiği gündeyiz.
Kendisi
ve çocukları askerlikten yırtan ama
fakir fukaranın çocuklarını her gün 10’ar 10’ar kıyan bir hükumet.
Eğer
Suriye’ye girersek bunun dönüşü olmaz, dönüşte de sığınacak yer kalmaz.
|
Bombaladığımız PYD'yi AKP devlet uçaklarıyla,
otobüsleriyle Suriye'ye taşıdı, doyurdu.
|
Bir
anda, 18-20 atom bombasını ayrı ayrı şehirlere bırakma yeteneğine sahip nükleer
silahlarla beş dakikada dünyanın en geri kalmış ve teslim olmuş ülkesi
olabiliriz.
Galiba
kurtuluş yok.
Bundan
sonra daha çok şehitler göreceğiz, gün gelecek cenazeleri defnetmeye insan
olmayacaktır.
Oysa,
Rusya ve Çin’in Suriye’ye gelmesini kullanarak bir dünya savaşını
engelleyebilirdik.
Ama,
iktidar borçları, hırsızlıkları ve bilmediğimiz ihanetleriyle batılı devletlere
gebe kalan siyasiler ve memurları olan bürokratlar sadece ülkemizin değil,
dünyanın geleceğini tehlikeye atan adımlar atıyorlar.
Kendilerine
bazı sanatçılara başkanlık marşı yazdıranlar, başkan olamadan, o paraları yiyemeden cenaze
marşlarına şimdiden hazırlanabilirler.
Suriye’ye
ilk adımda, Rusya’nın veya İran’ın o başkanlık sarayını da başkanını da hedef
alacağı kesindir.
Herkes
ayağını denk almalıdır ama dinleyen mi var.
Her
an her yeri ateşler içinde bırakacak bombardımanlar altında kalmaya, teninize yapıştığında delip düşmeden sönmeyen fosfor bombalarına ve nicelerine hazırlanın.
Bu
savaşlar bizim milli savaşımız değil, emperyalizmin kolonisi olarak içine
itildiğimiz savaşlardır. Herkes bunu böyle bilsin.
Girmesine girilir ama dönüşü yoktur ve çok acılar yaşatacaktır.
Putin ve Çin'in muhalif blog olarak Suriye'de yer almaları büyük şanstı ama, AKP'nin Suriye'deki iktidarı Dürzilerden alıp Süryanilere, Selefi Vehhabilere teslim etme aşkına değer miydi?
Değmez elbette ama, millet istedi bunu o zaman çeksin.
Takdir
okuyanlarındır.
Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/
adilyargic
/ adilyargicc