keykubat /adilyargic/ adilyargicc
Çanakkale Savaşının ardından 1918'de Yıldırım Orduları Komutanlığını, Alman Liman Von Sanders'ten devir alan Atatürk,madalyaları ile çekilmesine izin verdiği resminin altına Osmanlıca Hz.Muhammed'e saygı için şunu yazdırır; “ Bir gaza ettik ki hoşnut eyledik peygamberi!!!” Bu resmin çekilişinden 5 yıl sonra,bitirilmiş bir imparatorluktan da bağımsız bir devlet çıkaracaktır. Siyaset,Tarih,Metafizik,Güncel- Blog yazıları,Türk Milletine ve insanlığa adanmıştır.+40
Blog başlığındaki "+40" UYARISINI GÖRDÜNÜZ MÜ?
Ey Türk Milleti!
Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz
Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar.
Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır.
Tedbir olarak yanınızda sağlık ekibi bulundurunuz veya çıkınız! +40 :))
İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz!
Blog yazılarının telif hakları-copyright © “adilyargic; adilyargicc; keykubat.blogspot.com ve keykubat.blogcu.com” rumuzlarıyla yazan Alaeddin Yavuz’a aittir.
Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir.
Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.
Hala okumak istiyorsanız buyurunuz.
Saygılar, sevgiler!
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
Hakkımda
27 Şubat 2014 Perşembe
BAŞBAKANA HAKSIZLIK MI EDİYORUZ
keykubat /adilyargic/ adilyargicc
16 Şubat 2014 Pazar
SÜNNİLİK NEDİR?
Yavuz Sultan Selim zamanından günümüze Kürt meselesini Erdal Sarızeybek kendi yorumuyla yazmış. Bilgilendirici bir yazı. Bu yazı kendi internet sitesinde yayınlanmış ve tarafımdan da sayfamda paylaşılmıştır.
Yalnız bu yazıda Erdal Albayım önemli bir yanlış yapmıştır. Her ne kadar İslam ve Kürt tarihi ile ilgili yaptığı araştırmaları yayınlayıp bizleri bilgilendiriyorsa da her şeyi doğru bildiği anlamına gelmez.
Konu Sünnilik konusudur.
Erdal albayım, Sünniliği resmen "Emevilik, yani Mecusilik olarak tanımlamaktadır. Oysa gerçek böyle değildir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde "Sünni" denildiğinde Şafi Kürtler (Artık Halidi Kürt Nakşibendisi Mason İslamcısı oldular. Gerçek şafii kaldı mı bilmiyorum. Çünkü sesleri çıkmıyor) ile Müslüman takiyesi yapan, namaz kılan Allah'a inanan Sabi Yahudiler, Kürt Yahudiler, kripto Süryani ve Ermeniler anlaşılmaktadır.
Oysa Sünnilik sekizinci yüzyılda yaşayan Irak Kufe doğumlu köken olarak Horasan Türk'ü olduğu kuvvetli ihtimal olan, tüccar Numan İbn Sabit (Sabit oğlu Numan) tarafından kurulmuş ilk büyük mezheptir ve Emevi zulmünün halkları bayılttığı dönemde çıkmıştır. Emevilerin uydurduğu sahte hadislerden 200 kadarının küfür olduğunu ilan ettiği için din düşmanı ilan edilmiştir.
Sünnilik mezhebi adını namazlarda peygamberin fazladan kıldığı sünnet (kılınması şart olmayan) namazlarını farzlara ek olarak kılmayı, toplum içinde güzel görünen yapılması yararlı ama farz veya vacip olarak belirtilmemiş ama peygamberce yapılmış güzel davranışları ilke edindiği edindiği için adını "Sünnet" ten almıştır. Sünni Müslüman demek, dinde emredilmediği halde peygambere emredilmiş veya onun doğru, güzel bularak yaptığı ibadet ve davranışları yani sünnetleri ibadetine, yaşantısına ekleyen güzel, doğru insan, gerçek Müslüman demektir. Emevi Yezidliği (Mecusiliği) ile bir ilişkisi yoktur.
Halk arasındaki saygınlığını kullanmak isteyen Emevi halifesi onu vezirliğe ikna edemeyince öldürtmüştür. Bu yüzden büyük İslam şehitleri arasında sayılır.
Arap erkekleri bazen peygamberin amcası Ebu Talip (Talip'in babası) gibi oğullarının bazen de Numan ibn Sabit gibi "Ebu Hanefi" (Hanife'nin babası) gibi kızlarının adıyla çağrıldığından "Ebu İmam Hanefi" olarak da bilinir. DSaha sonraları kendisine "İmam-ı Âzam" Büyük imam" denilmiştir. Bu yüzden Sünnilik mezhebinin diğer adı da Hanefiliktir.
İmam-ı Azam Ebu Hanife, dini o zamanın Emevi, Abbasi putperstlerine çiğnetmedi. Bu günün Müslümanları onun da peygamberin de yolundan çıktılar, Mason Müslümanı oldular, dinlerine sahip çıkmadılar, ülkelerini, bayraklarını çiğnettiler,sahte Müslümanlara, Haçlılara köle oldular.
Abbasi halifesi Ebu Cafer el Mansur Bağdat'ta "Kubbet-ül Adra" adlı bir kale inşa ettirmiş ve halkın hac vazifesini burada yapmasını emretmiş, Mekke'deki Kâbe'ye gitmesini yasaklamıştır. İmam-ı Azam'ın Mansur ile kavgası bu olayda büyümüş sonunda hapsedilmesine ve işkencelerden geçirilip zehirlenerek öldürülmesiyle son bulmuştur.
Hanefiliğin Irak'ta İbrahim (M.Ö.2000'LER) peygamberin de mensubu olduğu gibi Haniflik diniyle bağlantısı "ad" dışında yoktur. (Kur'an İbrahim Suresinde İbrahim'in Hanif peygamber olduğu belirtilir. Ancak o dönemlerin hanifliği İslâm'a göre putperestliktir.)
Ancak onun şöhretinden yararlanarak taraftar bulma hayaline kapılmış Haniflerin de Numan'ın "Hanif kimse" olduğu ve Arap olduğu yönünde iddiaları da olmuştur.İnsan topluma mal olunca herkes onu kendisinden gösterme yarışına girer. Haniflerin ve diğerlerinin de yaptığı budur.
Sünnilik veya Hanefiliğin kesinlikle bu gün AKP iktidarının koalisyon ortakları olan kripto putperestlerle hiç bir alakası yoktur.
Ebu Hanife Emevi zulmüne baş kaldırmış, halkının dertlerinin tercümanı olmuş bir özgürlük ve adalet savaşçısıdır. Sünniliğin kurucusudur.
Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc
İMF'YE DIŞ BORÇ ÖDENMİŞMİŞ..
Amerikan Doları, Kanlı Emperyalizmin sembolü
Dış işleri bakanı Ahmet Deyvitoğlu, maliye bakanı yerine konuşmuş. İMF!ye kredi borçlarını ödedik...
Bir kaç gün önce muhalif Tv kanallarında açıklandı. Evet hakkatten ödenmiş. Ama aması var.
Nasıl mı?
Devletin IMF, Dünya Bankası v.b. yabancı bankalara 500 milyar ABD Doları borcu varmış.
Bunun 6 milyarı devlet adına yapılmış, kalanı da iş adamları, sanayiciler, ithalat ve ihracatçılar kısaca iş dünyası mensuplarınca çekilmiş.
Yani AKP'nin finansörleri çekmiş.
Yani borç aynen var ama adını değiştirmiş, farklı adreslere ve sorumluluklara dağıtılmış.
Yav iş adamlarının borcu devleti bağlamaz demeyin.
Bal gibi de bağlar.
Nasıl mı?
Kripto Süryani yandaş sermayedar Mehmet CENGİZ telefonda "BU MİLLETİN A...NA KOYACAĞIZ!" DİYEN İT
Yeni dış borçlanma oyunu, bankaların adları ve alanların da değiştiği ince bir oyun.
Malum siyasetçiler yıllardır bizi vize baskıları, milliyetçilik duygularıyla içeri kapatıp dünyadan kopardılar ya biz nasılsa bir şeyi bilmeyiz.
Devletin kefaletiyle bütün yandaşlara milyarlarca dolar kredi çektirilmiş...
Bunlar borç değil mi Corc?
Kefili devlet değil mi?
Devlet.
İngiltere bir İngiliz iş adamının alacağı yüzünden "ödendiği halde" II.Abdülhamit zamanında Kıbrıs'a haciz koymadı mı?
Aloo dedeleri II. Abdülhamit'i İngilizlerin emirleriyle tahttan indirenler,
Yeni Osmanlıcılar,
Bu günün II. Abdülhamit hayranları ondan da ders almazsınız ya siz.
Sadece ihanetinize maske yaparsınız...
Bu millet de yer ya.
Yerse?
O kadar yağmaladınız, yaladınız yuttunuz bu milletin parasını, devletini, geleceğini...Bari bunu da yıyın de tam olsun...
Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc
DEMONOLOJİDE ŞEYTAN, KURT VE DİĞERLERİ
Bu yazım dini bütün arkadaşları kızıdırabilir. Ama bazı Atatürkçü arkadaşların tutup bana cinler, şeytanlar, büyücülük, bağcılık hakkında sorular sormalarını Atatürk'ün gençliğine yakıştıramadığım için yazdım. Ben yazarsam her şeyin mitolojisinden başlar gelişimine kadar yazarım.
KENDİNE GÜVENMEYEN OKUMASIN!
Eski ekvator kuşağı toplumları yeryüzüne ışığı ve sıcağıyla yaşam ve bereket kaynağı olan güneşi öne çıkartıp "Hak Tanrı-Gerçek Tanrı" ilan etmişlerdir.
Mısır'ın ilk tek tanrısı Aten (Güneş) i sfenks şeklinde selamlayan, din adamlarının sapkınlıklarını, topluma verdiği zararları görerek ilk tek tanrılı dini başlatan, firavun Akeneton.
İnsanlar arasında kardeşin kardeşle, ebeveynin evlatları ve eşiyle olan ilişkilerinde yaşanan "iyi/kötü" kavramlarından yola çıkılarak bir de kötü tanrı yakıştırılmış. Bu da geceleri üç defa doğup batan Ay olmuş ve hareketleri sinsi bulunup şeytanlaştırılmıştır.
Bu ikisinin evliliklerinden de ilk önceleri keşfettikleri ilk beş gezegeni de bunların çocukları ilan etmişler.
Bu Ekvator bölgesi halklarının özellikle Hint, Fars, Arap ve bunların harmanı Grek/Yunan dinlerine göre, Hak tanrı/Allah erkektir ve güneştir. Kız kardeşi ve karısı olan Ay da karanlığı, sisi, alacakaranlığı simgelemiş ve "kötü/Titan(Tseytan okunur)/Şeytan" olarak adlandırılmıştır.
İnsanlar boylarının 40 metreye ulaşan esas şekli insan olana ama her şekle girebildiklerini düşündükleri bu tanrıları adına yükseklikleri 40 metreyi geçen tapınaklar inşa etmişler, çalgılar çalıp ilahiler (tanrıya övgüler) söyleyerek danslar etmişler ve böylece onların sevgilerini, şefaatlarını, korumalarını kazandıklarını düşünmüşlerdir. Arap halk oyunu olan halay oyunu da güneşin etrafında dönen gök cisimlerini taklit eden ibadet ayini olarak belirmiştir.
Mısır Tebes'te bulunan 40. yüksekliğindeki tanrı heykelleri
Tanrıları için yapılan evlere halkın girmesi yasaklanmış sadece devletin kaymak tabakasından seçilen ve onların soylarından olduklarına inandıkları siyasi ve dini kişilikleri bir arada bulunduran rahip ve rahibe krallar, kraliçeler, çocukları ve ayrıca yalnızca tapıankta tanrıya hizmete ömürlerini adamış, doğar doğmaz tapınağa adanmış kişiler bulunurdu.
İsa peygamberin anası Meryem (Aramice-Kutsal Hizmetçi demektir) Ana da tapınağa adanmış böyle bir kadın olduğu Kur'an dahil İncil'de de açıkça ifade edilir.
Halktan doğum yapan kadınlardan herhangi bir hastalığa yakalanmış, zamanın sağlıklçıları olan rahip ve rahibelerce tedavileri mümkün olmayanları da tapınaklarının bahçelerine terk ederek tanrılarının iyileştirmesine bırakmayı gelenek olarak uygulamışlardır.
Bu gelenek Hıristiyanlık ve İslam'ın doğuşuna kadar sürmüştür.
Tapınağın bahçesine terk edilerek şifa bulanları tanrının şefaatine nai olduğu için ululamışlar, iyileşmeyenleri ise şeytanın askeri sayıp toplum içinden ayıklamışlardır.
Böyle tanrının şefaatinden mahrum kalanları da hastalıklarını topluma yaymasın, görüntüleri ile insanları korkutup rahatsız etmesinler diye taş ocaklarında, ağır iş yapılan yerlerde karın tokluğuna çalıştırmışlardır. Bu öldürmek veya sürmekten daha insani bir tutumdur.
Bunların arasında devlet erkanından olanlar da içine düştükleri şartları hazmedemediklerinden hastalıklı insanları isyana teşvik edip zaman zaman devlet idaresini ele geçirmişlerdir. Bunun böyle olduğunu M.Ö.IV.yy. da yaşamış Mısır'lı tarihçi Maneto'nun eserlerinde görüyoruz.
Bu şekilde devlete zarar veren asiler de bastırıldıktan sonra ülke dışına, çöllere, dağlara sürülmüşlerdir. Sahip oldukları inançlarına göre kendileri de "tanrılarının şefaatinden mahrum edilmiş oldukarına" inandıklarından bu insanlar da eski dinlerini "şeytanın askeri" sayıldıklarından şeytana göre düzenlemişlerdir.
Sayılan sebebplerle lanete uğradıklarına inanıldıklarından çöllere ve dağlara sürünerek şeytana ibadeti benimsemiş kavimlerin Ay tanrısı kültüne göre ise diğerinde şeytan sayılan AY erkek, GÜNEŞ te kızı olarak kabul görmüştür.
Ortadoğu coğrafyasında bu uygulamayı Ay tanrısına tapınan Irak Keldanileri (Ay'a Tapınanlar), Sabiler, Aramiler, Yahudilerde görüyoruz.
Keldaniler'in tanrısı Ay tanrısı Sin'dir. Sin, Sümer gök tanrısı Enlil'in hırsız oğludur. Enlil, Fırat kıyısındaki sarayında kudret tabletlerini çıkartıp havuzda yıkandığı sırada yanında bulunan oğlu Sin, Enzu(Şeytan) kuşu kılığına girerek babasının tabletlerini çalar ve bu dünyanın en yüksek dağına kaçar. Babasının güçlerine sahip olur.
Bu güçleri ondan yeraltı tanrıçası Ereşkigal'ın kocası Nergal alır. Sonunda Nergal'e karşı savaşmaktan kaçan Sin uçan dairesiyle kaçarken Yemen'de kuyruk motoruna Nergal'in gönderdiği bir yıldırımla düşürülür. Bu gün Kâbe'de bulunan Hacer-ül Esved (Karataş)'ın Sin'in uçan aracının bilgisayar veya farları olduğunu sanıyorum. Sin buradan Sina yarımadasına kadar gelir. Bunu adının buraya verilmesinden de anlamak kolaydır.
Lübnan Sayda(Sidon'da bulunan Roma dönemine ait İslam öncesi "Kara Taş" a ibadeti konu alan resmi barındıran para.İ.S.II.yy. Mark Antonius dönemi
Eski Türk dini Kara Han destanında da tanrı ile şeytan Erlik Han aralarında insanların paylaşımında şöyle anlaşırlar. Kara Han'ın şefkatinden kovulanlar veya kaçanlar Erlik Han'ın, Erlik'in şefkatinden kovulan veya kaçanlar da Karahan'ın askeri olacaktır.
Bu kural aynen Ortadoğu ve ekvator kuşağı dinlerinde de yeraldığını yukarıda açıkladık. Güneş ülkesi olan Mısır, Hindistan ve Irak'tan kovulan, kaçanlar Sin'in tgoprakları olan çöllere, Himalayalardan Zağros, Ağrı, Kafkaslar, Amanoslar, Toroslar ve Avrupa'daki Alplere (Alp=Cüce şeytanlar*1) uzanır.
Hristiyan demonologların ürettikleri Kurt, baykuş şeytanları
Sağ eli beyaz olduğundan cüzaamlı olduğu Yahudi ve Hıristiyan din tarihçilerince de kabul edilen Musa, aslında Osarsif adlı, firavun adayı, Heliopolis'in (Güneş Şehri) baş rahibidir. Tanrının soyundan olmasına rağmen cüzzama yakalanınca piramit inşaatlarına taş çıkartılan Nil kenarındaki Avaris'e gönderilir. Yeni halini hazmedemez ve isyan çıkartır on yıllığına devlete el koyar. II. Ramses onu ve cüzzamlılarını kovar. Ağır hastalar kurşun tabutlara konulup Nil ve Akdeniz''in derinliklerine atılır, kireç kuyularında yakılırlar.
Yaşayabilecek olanlar ise Ay Tanrısının ülkesi Sina yarımadasına (Sin'in yarımadası) sürülürler. Mısır askerleri bazıları ölsünler diye yarımadanın bataklık kıyılarında derine doğru bunları sürerler ve çoğu ölür.
İşte bu "Kızıldeniz'in yarılması" efsanesidir. Buradan sağ geçen Osarsif (İng-Osarseph) adını MOŞİ/MOSiS/MUSA yani "Sudan geç(l)en" anlamında değiştirir. Bu ad aslında Güneş tanrısı Ra'nın oğlu ve güneş tanrısı Osiris/Urisa'nın adıdır ve Musa öncesi firavunların da adıdır.
Musa adını alan Osarsif, sağlıklı Yahudileri alarak Sin çölünde bulunan "Tur-u Sina'ya" (Sin'in Dağı) çıkar ve tanrısı ile görüşür ve önce On Emir ardından "Deotoronomi" adını verdikleri beş kitabın kendisine verilmesi olaylarının işlendiği Tevrat'ın ortaya çıkışı başlar ve ötesini biliyoruz.
Bütün bunlar Maneto'nun tarihinde aynen yer almaktadır.
Musa'dan (M.Ö.1300ler) Süleyman'a (M.Ö.600'ler) yaklaşık 700 yıl kadar Yahudileri güttüğüne inandıkları, her gün adakları adadıkları tanrıları Yahweh/Elohim Allah, kendisine adanmış Levi soyu Yahudi'sinin kanını içerken. Adlarından birisi de NUR'dur.
Kur'an'da da "Tur Suresi" (Dağ Metni) ile "Yasin Suresi" (Selam Sin metni) yer almaktadır.
Bütün dev ve cüce tanrılar insanları yerler, kanlarını içerler. Peygmaber Muhammed'in babası Abdullah da Allah'a adanmış bir kurbandı. Kendisine kurban edilen kadını yiyen meyve çocuk adaklarını da ağzını tatlılamak için bekleten Hin yamyam tanrısı Kali'yi yemek esnasında görüyorsunuz.
Yahudilerin dinlerini M.Ö. VII. yy. da Babil sürgününde kölelikleri sırasında oluşturduklarını artık Yahudi din araştırmacıları, tarihçileri de kabul etmektedirler.
Ay tanrısı Sin'in kızı İnanna/İştar da babasının tabletlerini çalarak adeta dedesinin intikamını alır ama öteye de geçer, amcası Enki'nin de bilgelik tabletlerini çaldığı yetmezmiş gibi dedeleri Anu ve Enlil ile de evlenerek onların da bilgelik tabletlerini çalar. Haliyle yeryüzüne kovulur.
Aramiler, Sabiler Yemen'de bu kıza "Er Ruda", Suriye, Urfa, Mardin'de "Er Ruha", Irak'ta "İştar" derler ve buna tapınırlar. Kürt Yezidileri de "Tavus" adını verirler. Bu tanrıçalarının sembolü de "Güneş" tir ve adlarından birisi de "NUR" dur.
İşte size NURCULUK, İLLUMİNATI gibi sapkın dini akımlarındaki "NUR" adının sırrı.
Kur'an'da Müslümanlar bu dişi şeytana lanet ederek Kur'an ayetlerini ve namaz surelerini okumaya başlarlar.
"Euzubillahimineşşeytanirracim" (Huzurdan recm edilerek kovulmuş şeytanın şerrinden sana sığınırım")
Bu, dev, yoldan çıkmış, recm ile (taşlanarak) göklerden hak tanrının/Allah'ın huzurundan kovulmuş dişi şeytanın da çocukları olmuştur. Daha sonraları çocukları da köle olarak düşük yeteneklerde cüce (Arp-Mecüc) ve dev (Arp-Yecüc) şeytanlar üretmişlerdir.
Sümer tanrıları, yarı tanrıları da Sin de kızı İnanna/İştar da cüce tanrılardır ve boyları Sümerologların çevirilerine göre 5.70m. ile 6.20m. arasında değişmektedir. Kâbe'nin de iki katlı olmasına rağmen yüksekliğinin 13.20m. olması bu ölçüye de uygundur. Çünkü Mısır Luxor'daki Karnak tapınağının sütunları 40.m, Hint, Pers (İran) tanrıları öyle aynı boydadırlar.
Bunların hizmetçilerinden sinek kadar olanları, yılan, kertenkele, kuş ve her türü mevcuttur.
Gerek Sümer gerek Mısır Arap tanrıları gerek onların Grek uyarlaması olan Grek tanrıları hep "Mecüc" lerdir (Cüce tanrılar).
Orta ve kuzey Asya halkları olarak bilinen Türkler tarih boyunca kah ekvator bölgesi halklarını işgal edip yönetmişler kah onlar Türkleri idareleri altına almışlardır. Uzun tarih içinde "Güney Türkistan" olarak ta bilinen, Uygur, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekisten, Horasan yöreleri Türkleri haliyle güneyli klavimlerin dinlerinden etkilenmişlerdir.
Budizm, Maniheizm, Mitracılık, Zerdüştlük, Ezdilik (Mecusilik) dinlerine girmişler ve cüce veya dev cin ve şeytanlara tapınmışlardır. Zamanla kovulanların artması ve her kovulanın kendine bir tanrı seçmesiyle sonrakilere tapınacak dev tanrılar kalmamış olmalı ki, kurbanlar kesilerek, adaklar adanarak gizli bilgilere ulaşarak düşmanlarına üstün gelem çabasındaki bu so kovulanlar, lanetlenener cüce şeytanlara tapınmayı başlatmışlardır.
Cüce şeytanlara tapınma IX. yüzyılda Uygur Hanının Irak'tan gelen Mani dini imamlarını kabul etmesiyle Manilik diniyle Türklere geçmiştir. Mani'lik kurucusunun adını taşıyan Sabi dininden bozma bir dindir.
Mısır'ın cüce tanrısı Bes. Yanında köle Mısır'lı Araplar.
Bu tanrıların tümü insanları kendilerine köle/kul olarak yarattıkları için onların emeklerini sömürdükleri gibi gece avcı yırtıcı hayvan kılığında ava çıkarlar ve insanları avladıkları bilindiğinden "avcı hallerine" de "Şeytan" demişler ve batılı din adamları tanrı ve meleklerinin şeytani hallerini inceleyen bir bilim dalı oluşturmuşlardır. Buna da "Demonoloji=Şeytan Bilimi" demişlerdir.
Baal, Bel, demonolojik şekli. Örümcek gövdesi üzerinde Kurt, Kurbağa ve insan yüzü. Tacı İngiliz kraliyet tacıdır.
Şimdi çok bilinen bazı tanrıların "demonolojik resimlerini" verelim.
Sümer'in yer ve su tanrısı baba Enki Öküz başlıdır.
Enki burada kanatlı kuş başlı tanrıdır.
Mısır'ın ve Pers'in gökten inen insan yiyen kutsal boğası. Bunu Mitra öldürünce insan kurbanı kaldırılır.
Bafomet, Yahudi Masonlarının Sabilerin şeytanı. BAFO hem Ermenilerin hem de Greklerin tapındığı şeytandır. Kıbrıs'taki Baf, Karadeniz'deki BAFRA onun adını taşır. "AMED" yani "ahmet" Kutsal yağla ovularak vaftiz edilmiş, yıkanmış demektir. Bafomed "Kutsal okunmuş zeytin yapıyla ovularak vaftiz edilmiş Allah'ın kızı, kovulmuş dişi şeytanın adıdır. NUR adı buna aittir. Nurcuların şeytanı Bafomed'tir. Kesinlikle İslam'i değildir. İslam bunları dışlamış akılcı bir dindir.
Eski arkeolojik kazılardan elde edilen bir şeytan resmi
Süleyman'ın babası Davut'un dev Golyat'ı sapanla devirdiğini gösteren temsili resim.
Yezidilerin Şeytanı Tavus.Bunun da adı Nur'dur.
Mayaların güneş tanrısı kertenkele derili tüylü yılan tanrıları Ketzalkoal. Bu da başında güneş halesiyle "NUR" dur.
Çinlilerin uçan ejder tanrıları.
Peygamberlik öncesi Hacer-ül EAsved'in Kabe'nin doğu duvarına yerleştirilmesinde Muhammed'in akılcı çözümü resmedilmiş
Hıristiyan Demonologların ürettiği şeytan figürlerinden biri
Aştarot-İştar şeytanı. Er Ruha, Tavus, El Uzza adlarıyla bilinen lanetli dişi şeytan.
Pers güneş tanrısı Mitra kutsal öküzü öldürür ve insan kurbanını kaldırır
Şeytan olmakla suçlanan masum hayvan
Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc
*1-ALP/İng-Alps=Arkeoloji yazarlarına göre Alp dağları adını bu dağlarda yaşayan savaşçı cüce şeytanlar olarak tanımlanan kısa boylu insan türlerine Avrupalıların verdikleri addan aldığın söylenir. Alplerin şekillerinin de hilal olmasıyla Ay Tanrısının sembolünün Hilal olması ilginçtir.
Mısır'ın dev tanrılarına hizmet eden cüceler
Ancak eski Hint Avrupa dillerinde "ALB=Tepe,yüksek yer, dağ", Latince "Albus/Albho=beyaz, beyaz kireç taşlı, karlı dağ zirveleri ve bu dağlardaki otlakların genel adı" demektir. Romalıların kökenleri Kafkaslar (Dağistan olan Arnavutlara ve Britianya adasındaki İskoçlara da "Albanian=Yüksek dağlılar" dedikleri yazılıdır.
Türklerin göçer yaşamlarını yüksek karlı dağların otlaklarında geçirmeleriyle Orta Asya dağlarının yırtıcı hayvanı Kurtları sembol edinmelerinin Ay Tanrısı Kültü ile alakası başlangıçta olmamakla beraber, Uygurların Mani dinini kabul etmeleri sonrası alaka kurulması olasıdır. Sabilik,Yahudilik, ondan doğan Hristiyanlık, Süryanilik ve İslam dini Kurtları şeytan tanrı kabul eden Ay Tanrısı Kültü dinleridir.
Türklerin Hilal Ay-Yıldız sembollerinin kökeni göklere Büyük ve Küçük köpek takım yıldız kümelerine uzanır. Sümerlerin, Mısırlıların tanrıları da İslâm'ın tanrısı Allah'ın da yıldızı Kur'an "Necm (Yıldız) Suresi 49. ayette aynı takım yıldızlardır. (Şirayı Yemani/Süryeyya, Şirayı Gumeyşa yanı Büyük ve Küçük Köpek takım yıldızlarıdır.
Mısır piramitlerinin Sirius/Süreyya takım yıldızlarıyla ilişkilendirilmesi
Türkler sembollerini Sirius/Süreyya'dan geldikleri için, Araplar ise buradan gelmiş, Türklere musallat olmuş Marduklu cin ve şeytan tayfasının maymunların genleriyle harmanlayıp ürettikleri tüp bebek ile çoğaltılmış köle kavimlerdir. (Aslında bu ırkçılık işinden nefret ederim ama AKPKK-BDP-MHP-CHP koalisyonlarında ve ırkçı kripto dini ve etnik azınlıkların elbirliği ile Türk milletini aşağılamalrı, soymaları, terbiyeliliğini suistimal edip şımarıklık etmeleri yüzünden yapıyorum. Bu böyle biline. Evrensel kardeşliği anlamayana anlatmanın yolu vardır. Irkçılık gütmeyen insanları suistimal etmenin faturası elbet bir gün ödetilir.)
Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc
Kynk-Douglas Harper'ın "Etymology Dictionary 2001-2014" Etimoloji Sözlüğü
Daha geniş bilgiler için linkte ücretsiz yayınladığım kitabıma bakabilirsiniz;
http://adilyargicc.blogspot.com.tr/2012/02/sumerden-islama-cin-ve-seytan-kultu.html
İNTERNET YASAĞININ İÇ YÜZÜ
keykubat /adilyargic/ adilyargicc
Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc
KAZIM KOYUNCU'NUN İHANET SERZENİŞLERİ
Kenan Evren''in ABD'ye 1980'de vaat ettiği "Sekiz Eyaletli haritamız" |
Tek çare Atatürk'te birleşmek ve ardından devrim aşamasına geçmektir. |
keykubat /adilyargic/ adilyargicc