Yavuz Sultan Selim zamanından günümüze Kürt meselesini Erdal Sarızeybek kendi yorumuyla yazmış. Bilgilendirici bir yazı. Bu yazı kendi internet sitesinde yayınlanmış ve tarafımdan da sayfamda paylaşılmıştır.
Yalnız bu yazıda Erdal Albayım önemli bir yanlış yapmıştır. Her ne kadar İslam ve Kürt tarihi ile ilgili yaptığı araştırmaları yayınlayıp bizleri bilgilendiriyorsa da her şeyi doğru bildiği anlamına gelmez.
Konu Sünnilik konusudur.
Erdal albayım, Sünniliği resmen "Emevilik, yani Mecusilik olarak tanımlamaktadır. Oysa gerçek böyle değildir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde "Sünni" denildiğinde Şafi Kürtler (Artık Halidi Kürt Nakşibendisi Mason İslamcısı oldular. Gerçek şafii kaldı mı bilmiyorum. Çünkü sesleri çıkmıyor) ile Müslüman takiyesi yapan, namaz kılan Allah'a inanan Sabi Yahudiler, Kürt Yahudiler, kripto Süryani ve Ermeniler anlaşılmaktadır.
Oysa Sünnilik sekizinci yüzyılda yaşayan Irak Kufe doğumlu köken olarak Horasan Türk'ü olduğu kuvvetli ihtimal olan, tüccar Numan İbn Sabit (Sabit oğlu Numan) tarafından kurulmuş ilk büyük mezheptir ve Emevi zulmünün halkları bayılttığı dönemde çıkmıştır. Emevilerin uydurduğu sahte hadislerden 200 kadarının küfür olduğunu ilan ettiği için din düşmanı ilan edilmiştir.
Sünnilik mezhebi adını namazlarda peygamberin fazladan kıldığı sünnet (kılınması şart olmayan) namazlarını farzlara ek olarak kılmayı, toplum içinde güzel görünen yapılması yararlı ama farz veya vacip olarak belirtilmemiş ama peygamberce yapılmış güzel davranışları ilke edindiği edindiği için adını "Sünnet" ten almıştır. Sünni Müslüman demek, dinde emredilmediği halde peygambere emredilmiş veya onun doğru, güzel bularak yaptığı ibadet ve davranışları yani sünnetleri ibadetine, yaşantısına ekleyen güzel, doğru insan, gerçek Müslüman demektir. Emevi Yezidliği (Mecusiliği) ile bir ilişkisi yoktur.
Halk arasındaki saygınlığını kullanmak isteyen Emevi halifesi onu vezirliğe ikna edemeyince öldürtmüştür. Bu yüzden büyük İslam şehitleri arasında sayılır.
Arap erkekleri bazen peygamberin amcası Ebu Talip (Talip'in babası) gibi oğullarının bazen de Numan ibn Sabit gibi "Ebu Hanefi" (Hanife'nin babası) gibi kızlarının adıyla çağrıldığından "Ebu İmam Hanefi" olarak da bilinir. DSaha sonraları kendisine "İmam-ı Âzam" Büyük imam" denilmiştir. Bu yüzden Sünnilik mezhebinin diğer adı da Hanefiliktir.
İmam-ı Azam Ebu Hanife, dini o zamanın Emevi, Abbasi putperstlerine çiğnetmedi. Bu günün Müslümanları onun da peygamberin de yolundan çıktılar, Mason Müslümanı oldular, dinlerine sahip çıkmadılar, ülkelerini, bayraklarını çiğnettiler,sahte Müslümanlara, Haçlılara köle oldular.
Abbasi halifesi Ebu Cafer el Mansur Bağdat'ta "Kubbet-ül Adra" adlı bir kale inşa ettirmiş ve halkın hac vazifesini burada yapmasını emretmiş, Mekke'deki Kâbe'ye gitmesini yasaklamıştır. İmam-ı Azam'ın Mansur ile kavgası bu olayda büyümüş sonunda hapsedilmesine ve işkencelerden geçirilip zehirlenerek öldürülmesiyle son bulmuştur.
Hanefiliğin Irak'ta İbrahim (M.Ö.2000'LER) peygamberin de mensubu olduğu gibi Haniflik diniyle bağlantısı "ad" dışında yoktur. (Kur'an İbrahim Suresinde İbrahim'in Hanif peygamber olduğu belirtilir. Ancak o dönemlerin hanifliği İslâm'a göre putperestliktir.)
Ancak onun şöhretinden yararlanarak taraftar bulma hayaline kapılmış Haniflerin de Numan'ın "Hanif kimse" olduğu ve Arap olduğu yönünde iddiaları da olmuştur.İnsan topluma mal olunca herkes onu kendisinden gösterme yarışına girer. Haniflerin ve diğerlerinin de yaptığı budur.
Sünnilik veya Hanefiliğin kesinlikle bu gün AKP iktidarının koalisyon ortakları olan kripto putperestlerle hiç bir alakası yoktur.
Ebu Hanife Emevi zulmüne baş kaldırmış, halkının dertlerinin tercümanı olmuş bir özgürlük ve adalet savaşçısıdır. Sünniliğin kurucusudur.
Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc