Terör örgütü polis okulları kurdu, polis ve kaymakam atamaları yapıyor. PKK'nın polisleri de kaymakamları da doğuda çalışıyor.
Devletin polisi sokağa çıkamıyormuş.
Geçende tütün aldığım esnaf anlattı. Emekli polis çocuğuymuş. Yakın zamanda Ağrı'ya gitmiş.
Kırmızı ışıkta bekleyen polis aracına kamyonla yaklaşan şoförler, gereksiz yere polise ana avrat küfür ediyorlarmış. Polisler de camlarını kapatıp duymazlığa veriyorlarmış.
Polis bununla da kurtulamıyormuş.
Polis aracını kırmızı ışıkta kamyonla yolun ortasına itiyorlarmış da polisler arabadan bile inemiyorlarmış.
Böyle bir ortam varsa doğuda devlet bitmiştir.
Gidip görmedim ama devletin Karakol bile inşa edemediğini görüyoruz.
Malum örgütün kanallarında karakol inşaatlarını nasıl yıktıklarını gösteriyorlar.
Doğu resmen bölünmüş.
Polisi de batıdaki eylemlere karşı saldırtan da bu tahrik.
Doğuda polis aşağılanıyor, kinleniyor, batıda da eylemleri provoke eden PKK'lıları görünce hırsla saldırıyor.
Tayyip de hesap sormayınca polisin gözünde "en büyük vatansever önder" oluyor.
Asıl sorun burada.
Doğuda "çaresiz" batıda "acımasız" bir polis teşkilatımız var. Bir de aralarında Tayyip'in siyaseti doğrultusunda kışkırtıcılar da olunca, "Allah, peygamber" adları da anılınca iş değişiyor.
"Ölürsem şehit kalırsam gazi" anlayışına varıyor olay.
Malum örgüt militanlarını da aralarına almadan eylemcilerin eylem yapmaları da kolay değil.
Çünkü onları def edecek güçleri de yok.
PKK'lılar olunca eylemcilerin kendilerini emniyette hissettiklerini söylemek eksik olmaz.
Sonuç olarak, devletin yıkılıp bölünmesini önlemek için haklı protesto yapan insanlar, hükumetin farklı "doğu ve batı" siyasetleri arasında bilinç bulanıklığı içinde kalıyorlar.
Ceremeyi de vatansever gençler çekiyor ve halkı davaları örgüt militanları sayesinde "anarşi" tanımında kayboluyor.
Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc