Blog başlığındaki "+40" UYARISINI GÖRDÜNÜZ MÜ?

Ey Türk Milleti!
Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz

Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar.

Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır.

Tedbir olarak yanınızda sağlık ekibi bulundurunuz veya çıkınız! +40 :))

İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz!

Blog yazılarının telif hakları-copyright © “adilyargic; adilyargicc; keykubat.blogspot.com ve keykubat.blogcu.com” rumuzlarıyla yazan Alaeddin Yavuz’a aittir.


Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir.
Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.

Yazılarımı ırkçı, etnik,dini ayrımcı bulanlar, Atatürk'e yapılan 26 Kürt isyanı, 25 suikastın arkasında ve 30 yıldır, 50.000 insanımızın ölümünde Kürt Yezidiliği ardında saklanmış gayrimüslüm azınlıkların olmadığını ispatlasın.

Hala okumak istiyorsanız buyurunuz.

Saygılar, sevgiler!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Mayıs 2016 Pazartesi

RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN AŞK YARASI


Emine Erdoğan, II. Emine'dir.
Hakkında her konuda en çok yazılıp çizilen siyasi karakterlerimizin başında gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kavuşamadığı bir sevgilisi olduğunu yakın zamanda bir arkadaşımdan öğrendim.
Orta okul ikinci sınıftan terk, terzi yamağı Nurcu yazar Şule Yüksel Şenler’in şimdiki eşi Emine hanımı nasıl tanıştırdığını ve evliliklerinde çöpçatanlık yaptığını yazdığı yazısında geçen Tayyip Erdoğan’ın Şule hanıma söylediği bir cümlede Emine hanımla evliliğine annesi Tenzile hanımın onay vermeyeceğini ifadesinde,“Annem katiyyen izin vermez, çünkü o beni Karadenizli bir kızla evlendirmek istiyor” cümlesindeki Karadenizli kızı öğrendim.

Bu Karadenizli kız Tenzile hanımın evlendirmek istediği bir kız değil, Tayyip Erdoğan’ın epey peşinden koştuğu ama “fakirliği yüzünden” alamadığı bir kızdır.
İlginçtir ki o kızın da adı Emine’dir ve Trabzon’un ilçesi Of’ludur.

Kayıkçının oğlu Tayyip, bu kızın peşinde ne kadar gezdiyse de ailesinin onay vermemesi üzerine bu aşk tek taraflı kalır ve arabesk şekilde sonuçlanır.
Avrupa yakasında oturan, Mustafa dında zengin bir aile çocuğu Emine’yi alır, Tayyip Erdoğan da fakirliği ile kahrolur kalır.

Kayserili Nurcu yazar Şule Yüksel Şenler’in bulduğu şimdiki eşi Siirtli Arap Emine’yi tercihi belki de “eski “Emine”nin h atırasını bastırabileceği zannıyla veya tesadüfi olarak gerçekleşmiş olabilir. İnsan bir yere gelince, hakkında kendisinin bilmediği destanlar yazılması çok sık görülen bir olaydır.

“İlk Aşk Of’lu Emine’yi” fakirliğinden güneş yanığı olmuş ceketini bile değiştiremedinden belki de kaçıran Tayyip Erdoğanın bu olayda kadere razı olmaktan başka yapacağı bir şeyde yoktur.
Bu gün bir istatistik yapılsa toplumun %98’inde benzer yürek yaralarına istisnasız rastlanır.
Eski Türk filimlerinde bazen kadınların bzaen de erkeklerin “fakirlikleri yüzünden” kaçırdıkları mutluluğun öcünü almaları üzerinde kurulmuş yüzlerce film halen televizyon kanallarında döndürülmektedir.

Bu iktidar için güç arayışı, hepsi bir intikam, 
kendini ispat uğruna mıydı?
Bu olayı yazmayı dinlediğimde hiç düşünmedim ve herkesin başından geçen, acı veren bir olay olarak yorumladım.
Ama, Tayyip Erdoğan’ın tükenmek bilmeyen mal edinme hırsını da bu acı hatıradan başka açıklayıcı bir bilgiye de tanık olmadım.
Daha Büyükşehir belediye başkanlığında edindiği sayısız servetin ona yetip artarken, elan aralıksız aşırı servet edinme hırsını psikolojik olarak da mantıken de açıklamak mümkün değildir.

Türkan Şoray’dan  Tarık Akan’a, Ferdi Tayfur’dan Ümit Besen’e ve bütün arabesk şarkıcıların neredeyse tümünde İstanbul’a gelin ya bir zengin koca veya zengin kadın bularak veya, okuyup girdiği bir şirketin sahibinin kızını alarak geçmişin öcünü alan, yüreklerinin kin kaplamış, gözü başka şey görmeyen kahramanların bir örneğidir Recep Tayyip Erdoğan.

İlk Emine’nin kimliğini yazmaya gerek yok bilenler biliyor zaten. İkinci Emine’nin de seçilmesinde birinci etkenin adı olduğu da ortadadır. Çocukları, torunlarıyla mutlu olsunlar, geçmiş artık geçmişte kalmıştır.
Bu yaranın hırsıyla devlete vezir de cumhurbaşkanı da olmayı başardı, şimdi de başkanlık babından padişahlığa da yürümektedir.
Geçmişin doğuştan getirdiği sefaletin acısını fazlasıyla çıkartan birisi olarak, çok zorlayarak padişah da olsa, zamanı geri sarması mümkün değildir Erdoğanın.

Kral Mausolosun adına yaptırılan anıt mezarlara 
adını veren heybetteki 
Bodrum Halikarnas Mozolesi 

bu gün Berlin'de.

Adamın mezarı bile yerinden söküldü
Anadolu, İstanbul, üç kıtaya hükmetmiş saltanat sahiplerinin mezarlarıyla doludur ama bunların hiç biri eski çok tanrılı dinlerdeki gibi “yarı tanrı veya tanrı” sıfatına erişerek göklere çıkamamış, veya Mısır Ay Tanrısı Lah (Tut) gibi zaman makinesini icat edip en eski ilk yaratılışın olduğu geçmişe gidip ilk babası Ra'nın babası olarak zamanı değiştirememişler, toprak olup gitmişlerdir.

Tek farkları, taştan lahitlere gömülmek ve halktan, komşu kavimlerden çaldıkları, gasp ettikleri zenginliklerle kendilerine bu gün izleri kalmamış anıt mezarlaar inşa ettirebilmişlerdir.
Olup olacağı da budur.



Ne güzel demiş Yunus;

Mal sahibi mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi,
Öal da yalan mülk de yalan,
Var biraz da sen oyalan...

Yaşam denilen süre, bizlerin doğum ile ölüm arasında toprağın üstünde gezinerek geçirdiğimiz süredir.
Sabi din kitaplarında da “ölüm kurtuluştur, yaşam ise ruhun kokmuş bedende geçirdiği bir mahkumiyettir, hapis hayatıdır.

Bütün bunları hakkınızda yazdırmanız bir intikam, kendini

zalim kayın pedere kanıtlamak için miydi? 
Kedinin ulaşamayacağı ciğere sulanması gibi bir
kusurunuz olamaz mıydı?
Gerek dini gerekse felsefi bakımdan, ihtiyacın fazlası zenginlik ve güç sahibi olmakta çabalamak da boşunadır, çocuklarınızın, nesillerinizin “ben yaptım” diyebilecekleri başarılara imza atmalarına bile haciz koymaktır.
Nesillerinize de başaracak bir şeyler bırakın ki, geçmişin mirasyedi saltanatları içinde hem kendilerini hem de milletlerini tüketmiş kadir kıymet bilmez nankör feodallerine dönüşmesinler.

Onlar da kendilerine ait baraşarılara imza atabilsinler.
Bu kadar zenginlik, güç, saltanat yeter.
İlk Emine ve ailesi belki gereken pişmanlıklarını yaşamışlardır kim bilir?

Size inanıp ardınızdan gidenlere savaşlar, ölümler, yıkımlardan ibaret kaderler biçen, duygularına dünyayı kurban eden zalimlerden olmayınız, size yakışan,ne kadar büyük olduğunuzu kanıtlamaya çalışarak alçalmak değil, ne kadar efendi, olgun, halk adamı olduğunuzu kanıtlayarak yücelmektir.
Terörü yurt dışına çıkarmak, Amerikancı kripto Ermeni Işıkçı-Nurcu yapılanmasını tasfiye etmek için geç de olsa gösterdiğiniz dirayeti takdir etmeyen yoktur.

Biraz da partinizin adı olan “adalet” konusuna “halkı memnun edecek şekilde ağırlık verirseniz daha da yüceltici bir çizgiye kendinizi taşımış olacaksınız.
İnsanlarımızı istihdam edebilecek, üretime dayalı tesisler kurmaya yönelirseniz de, buralarda çalışıp ekmek yiyecek insanlardan nesiller boyu hayır dua da alırsınız. Ya da kendinizi de devleti de tüketirsiniz. 
Öneri bizimdir.
Takdir sizindir.
Saygılar...

Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic





/ adilyargicc

22 Mayıs 2016 Pazar

KOMÜNİZME ATILAN ENSEST İFTİRASI

Ensest evliliğin temeli Sümerle başlar
Ensest, Sümerlerle başlayan, aile içi cinsellik demektir. Köleci, avcı, toplayıcı kavimlerle başlamış, güvenlik amaçlı tercih edilmiş, ilahilik verildiğinden hala sürdürülen bir sapkın, kaynağını dinlerden alan yaşam biçimidir.

Ana, baba,evlatlar kız-erkek ayırmadan, dede, nine torunlar arasında grup olarak da yapılabilen sapık dini yaşam biçimidir.

Aşağıdaki Osmanlının ilk anayasası Kanuni Esasiye'nin 11.maddesi;
Devletin dini islamdır, KAMU DÜZENİNE VE GENEL AHLAKA AYKIRI OLMADIĞI SÜRECE, var olan dinlerin icrası SERBESTTIR' diyor.



 Yeryüzünde ekvator çizgisi boyunca, onu çevreleyen oğlak ve yengeç dönenceleri içinde kalan enlemlerde geçmişte ilk yaşayan ve onlardan olup başka yerlere göçen tüm milletlerde vardır.

Tarihte ilk kez  İskitler, Hititlilerce yasaklanmış, Hititlilerin yasaklarından İshak-Yakup soyu Yahudilerin okudukları Tevratta yer almış, Katolik Hristiyanlık ve İslam ile engellenmiştir. En son olarak Avrupa'nın Rönesans çağı ile medeni hukuk maddelerine konulmuş, Sosyalim ve Mustafa Kemal Atatürk ile de ülkemizde İsviçre den alınan medni hukuk ile engellenmiştir. "Dinimizi yaşamak istiyoruz, Mustafa Kemal kahrolsun" diyenler Müslüman kılıklı bu Şatanıist, Ortodoks, Hristiyan, Yahudi, Zervani, Zerdüşt, Rum tayfalarıdır.

1978’lerde solculuğu ideoloji olarak belirlediğimde, daha önce Ülkücülüğe kazandırdığım arkadaşlarım bana saldırmışlardı.

Komünizmi kuran devrimci Lenin, 
Musevi bir Kazak Türkü olduğundan 
öldürüldü. Yerine Gürcü Bagratuni 
Yahudi Stalin getirildi.
“Komünizmde, baba kızını, erkek ablasını kız kardeşini, anasını beceriyor diye sen söylüyordun bize şimdi sapıttın mı neden komünist oldun?”

Bunun Komünizmde olmadığını, ispatı olan varsa delilini getirsin ben araştırdım hiç bir kitabında böyle şey yazmadığı gibi komünistler akraba evliliklerine, çocuk evliliklerine karşılar diye anlatmaya çalışırdım.

Ne onlar komünizmde böyle bir mecburiyet olduğuna dair delil getirebildiler ne de benim olmadığına dair bir görgüm vardı.
Ama okuduğum hiç bir kitapta da bu konular geçmiyordu zaten. Cinsellik Komünizmde işlenen bir konu olmaktan ziyade ırkçılığa da karşı olduğundan soydan üremeye kökten karşıydı. Bu yüzden ensest aile içi üremeyi desteklemesi de düşünülemezdi.

Bu akşam nereden geldiyse, bilgisayarı kapatıp yatmaya giderken bu aklıma bu konu geldi.
Bir kaç ay önce mevcut Hristiyanlık mezheplerinde ensest yaşamın olduğunu bildiğimden hala Avrupa ülkelerinde var mı diye Hazreti Google’a sorduğumda aldığım bilgiler korkunçtu.
Almanya, İspanya, Portekiz, Fransa, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Rusya, Gürcistan, Ermenistan gibi ülkelerde vardı ama “REŞİT VE RIZAYA BAĞLI OLMAK ŞARTIYLA” ilişkiye izin veriyor evlilik ise geçmiyordu.
Putperestlik geleneği Haceri Esved
taşını öpen sözde Müslümanlar 

Gök Ana
Uzza nın amını öptüklerıni 

bilmezler.

Daha önce de Mine Kırıkkanat’ın dilimize çevirdiği Zihin Kontrolü projesini işleyen, Amerikalı Ortodoks Yahudi Cathy O’Brien’in “Baykuş İmparatorluğu” kitabında zavallı Cathy’nin doğar doğmaz ve sütten kesildikten sonra 1,5-2 yaşlarından itibaren öz babasının cinsel tacizine maruz kaldığını ve bunu işkence ile dayattığını yazmıştım. Da sonra içine itildiği derin Amerikan istihbaratının ve ona hükmeden dünyaca meşhur ABD başkanlarının ve devlet adamlarının da bu iğrenç işlerde bulunduklarını da eklemem gerekir. Çünkü önceki yazılarımda vardır.



İsrail’den Kanada’ya sürülen Ortodoks Lev Tahor-Beytülşems Yahudilerinin de bu yüzden çocuklarının hükumetçe alındıklarını ve daha sonra geçen yıl Honduras’a sınır dışı edildiklerini eklemeden edemeyeceğim.
Bir de İslam öncesi Kureyş kabilesi Mecusiydi. Onlar da ensesttiler Hubel baba tanrı kızı karısı güneş tanrıçası Uzza, Lat, Menat’tan göklerde soyları üremişti. Bu yüzden 12 Burç, 63 gök cisminin anası El Uzza’nın rahmi diye kabul ettikleri Kabe’nin etrafında ilk yedi tanrı Yedi gezegen için birer kez tavaf ederek hac, umre yaparlar, Hacerül esved taşını da vajinası olduğu için öperler oradan ruhlarının rahme döneceklerine inanırlardı. Bu yüzden de ölenler için hala kullanılan “sine-i rahme döndü” deyimini söylerlerdi. Kabe’nin bu önemini Sabilerin din kitaplarından çevirip yazdım.

Ama Muhammet ve dedesi Abdülmutallip Kureyş Mecusisi değildi. Bunu İbni İshak’ın siyeri “Siret -el Resulullah” kitabında görmek mümkündür. Rahip Bahira’ya çocuk Myhammet “Mecusi olan akrabalarını sevmediğini söyler. Ama onun gördüğü rüyayı peygamberlik olarak yorumlayan Varaka bin Nevfel’i dedesi de o da severdi 
Muhammetin Osmanlı ailesine de bıraktığı sapık miras.
O Mekke’nin Nasturi kilisesinin baş keşişiydi. Bahira da Arabistan kiliselerinden sorumlu Episkopostu. Nasturi İncil’i de Süryani/Sabi temelli İncil olup ensest üremeyi emrediyordu, çünkü Allah Adem’e; “Sana kızlar ve oğullar verdim Havva’yı verdim. Hepsi senin kölelerin ve karılarındır” dediğinden ensest üreme, grup biseksüel (kadın erkek, çocuklar, dedeler, nineler birlikte) dinin temeliydi.

Ortodoks Yahudileri üreme tarzı aynen bunlarda da vardı Muhammet de kabilesini Yemenli Adnanilerden İsmail soyu Yahudi si saymaktadır. Hepsi soylarını İbrahim e yani Sebe kavmine yani Aramilere bağlarlar. İbrahim Filistin Lübnan da yaşayan Aramilerin Kenize kabilesine gelen peygamberdir. Bu Ugarit metinleriyle tespit edilmiştir.

Aynı Cathy OBrien’ın başına gelenler ile Muhammet ve çağdaşları da büyümüşlerdir. İşte Romalılar İslam’ı destekleyerek bunu İslam ile yasaklamışlar, Muhammet de Nisa 23 ayetiyle ensest üremeyi yasaklamışsa da kendi zevklerinden vazgeçemediğinden Ahzap 50 ayetle kendini Nisa Suresi emirlerinden muaf tutmuştur. Onun yerine kendini koyan İslam halifeleri de onu taklit ederek, 
mantıklı yaşamı yani Nisa 23 ayetlerini halka dayatmışlar, saraylarında her naneyi yemişlerdir.

İslam Arapları böyle sapıklıktan kurtarmışsa da İngilizlerin Muhammet ten 1000 yıl sonra (1739) çıkarttığı Vehhabilik ile sapıklıkları “kızlarda evliliği altı yaşa bağlayarak” geri gelmiştir. Onlar, Muhammet in altı yaşında Ayşe ile gerdeğe girdiğine inanırlar.Bu gün elinden tuttuğu çocuğu ile gördüğünüz bir Vehhabi Suudi, çocuğunu değil karısını geziye çıkarmış bir sapıktır.

Bu ayrımcılık da İslam’ı sapkınlıktan arındırmada başarısızlığın temelidir. Bütün Arap ülkelerinde Suriye hariç sürmektedir. Ahzap 50 ile “devlet erkanının medeni hukuk çerçevesinde dinen sorumluluğu yoktur”. Nota demek oluyor.
Ama Muhammet, Ayşe ile “9” yaşında evlenerek örnek evlilik yapmış ve arkadaşı Ebubekir Sıddık ın kızını almıştır. O çağ için büyük devrim olan bu olayı Araplar, geçmişlerindeki pislikler çıkmasın diye gözden ırak tutmuşlar, böyle olunca da Vtaikan tarafından “Luti kavim ve şeytana tapınmakla” suçlanmışlardır. Elan da böyledir. Bütün haçlı seferlerinde Vatikan bunu kullanmıştır.

Ensest üreme, aile içi grup halinde cinsel ilişkinin kökeni Hint, Fars, Mısır, Sümer, Grek dinleri olursa, hala da İslami ve Hristiyan mezheplerinde yaşıyorsa Komünizm na yapsın?

Resmi tıkla büyüsün
Muhammet in dokuz yaşına çıkarttığı çocuk evliliğini Komünizm “18” yaşına çıkartmıştır. Atatürk de bunu taklit etmiştir. Her ikisi de aile içi evlilikleri, sübyancılığı, pedofiliyi, kulamparalığı yasaklamıştır.



Ülkemizi asırlardır yöneten ve 1950’den beri iktidarda duran, Amerikancı dinci, Arapçı, Yahudici din adamları da yıldır ülkemizde LGTB den pedofilik evliliklere ve sübyancılıktan kulamparalığa bütün cinsi sapıklıklara ve Muhammet in yasakladığı Hırsızlığa, devleti soymaya karşı tüm engelleri kaldırmışlardır.

16.yy.da Avrupa da başlayan aydınlanma hareketi Rönesans ile bu sapıklıklar yasalarla engellenmiştir. Medeni kanunumuz da Rönesansın etkisindeki İsviçre Medeni hukukundan alınmıştır. Bütün bu akli, bilimsel çağdaş olumlu değişimlere rağmen, dinlerin ve onların yobazlarının etkisiyle sapıklık gizli-aleni sürmektedir.

1979’da derin NATO’nun yaptığı İran devriminin başına Fransa dan getirilerek oturtulan Ayetullah Ruhullah Humeyni sapığı kendisini sayılan adlarıyla Allah ilan etmiş, yazdığı “Tahrir el Vesile” bilinen adıyla “Küçük Yeşil Kitap”ında “ şöyle “ sütten kesilmiş iki buçuk yaşında bir kız ile cinsel ilişki anal, arkadan yapılmalıdır ki acı vermesin” diyerek tarih öncesinden kalma sapıklığı çağdaş yaşama taşımıştır.

Sabi dinine dayalı Süryani İncili okuyan Gürcistan bu gün ensest ve pedofili evliliklerinde dünya şampiyonudur. Aynı İncil’e bağlı bütün Ortodoks kiliselerine bağlı olan;

Öz babasının tecavüzüyle 
büyüdüğünü,
aynı babasının torunu olan
kızına da yaptığını anlatan
Yahudi Cathy OBrien
Ruslar, Portekizliler, Fransızlar, Ermeni ve Gürcüler de aynı Sabilik temelli Ortodoks Hristiyan mezheplerine ait İncillere inandıklarından bu yaşam biçimini dinlerinden aldıkları da ortaya çıkmaktadır.
Bizim ülkemizde de muhtelif İslami tarikatlar olarak yaşayan kripto Ermeni, Bagratuni Gürcü, Yezidi Kürtler, Süryanilerin bazı mezheplerinde bunların olduğunu o yaşlarda bilmemin elbette olanağı yoktu.

Ama bize Müslüman görünen sözde “Milli” sıfatları taşıyan koyu dincilerin bu gün Ensar vakfı,4+4+4 ilköğretim sistemi, çocuk ve amca, dayı yeğen evliliklerine verdiğiniz fetvalara tamamen Sabi yaratılış efsanesine dayalı olan sapkınlık, “öz babasının kızına cinsel istekle yaklaşırsa kızda abaye(kaşe pelerin) elbise varsa bir şey olmaz” fetvalarınız ve nicelerinden ibaret rezaletleriyle gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır.
Atalarımız ne güzel demişler;
“Kişi kendinden bilir işi”.

Meğer Rusların din kardeşleri olduklarını bildiklerinden, Amerika ve İngiliz paralarını da cebe indirerek Amerikancılık NATO’culuk yaptıklarından Komünizmi karalamak için “KENDİ YAŞADIKLARI İĞRENÇLİKLERİ” komünizme yakıştırmışlar.
Oysa Komünizm bu iğrençliği, sütten kesilme yaşından tutun da reşitliğe kadar yasaklamış, ancak eski dini gelenek kalıntısı diye de tepkileri önlemek için “yaşa ve rızaya” bağlamış.
Ama ensest evlilik yasalarında yok.
Be utanmaz şerefsizler bu kadar da yalan söylenir böyle iftira atılır mı?

Adem ve Havva  çocukları Habil Kabil
ile. Hristiyan çizimi temsili
Oysa ilk ensest Adem, Havva, Habil, Kabil ve Şit ile onlardan üreyen Sabi kavmiydi. 
Muhammet de Kureyşli de olsa dinen Hristiyan Nasturiydi, kabilesi Zerdüştlüğe dayalı Mecusiydi hepsi ensestti. İlk karısı Hatice, Zeynep bin Cahş amcalarının kızlarıydı.

Hristiyanlık ve İslam bunları bir nebze kırdı. Şimdi gene Amerika ve AKPye bağlı kripto dinci-kinciler sayesinde zirve yapıyor ensest yaşam
Demek hepiniz kendi sapıklıklarınızın kaynağını “kendinizden” bildiğinizden bizim gibi “sizden habersiz” cahil insanlara anlatarak Komünizm düşmanlığı yaptınız.

Sizler gerçekten aşağılık ve şerefsiz insanlarmışsınız.
AKP ile ilk yaptığınız üniversitelerde LGTB kulüpleri açmak olmadı mı? Şimdi tarikatlara açtırdığınız adı okul olan beyin yıkama,köleleştirme merkezlerinde 4-5 yaşında kız çocuklarına gelinlik giydirmiyor musunuz.

Maskeniz düştü, iftiracılığınız, şerefsizliğiniz ortaya çıktı.
Komünizmin ensest evlilik ve ilişkiyi desteklediğine dair tek kanıt olmadığı gibi bu iftirayı yapan sözde “milli”lerin ve ağababaları Amerika ile Avrupa ülkelerinin bu tür ilişkiler içinde olduğunu millet artık öğrendi.
Gerçek sapıklar Komünistler değil sizlermişsiniz. Sapıksınız....
Oysa dinsizler, komünistler evlilikte cinselliği fazla önemsemeyiz, önemseyenlerin de bir gün bu mantığa geleceğini biliriz. En azından yaşlılığın zorlamasıyla da olsa mecburen geleceklerdir.

"Birbirimize sevgimizi göstermek için cinselliğe
ihtiyacımız yoktur. Cinsellik aşk değildir hatta 
evlilik öncesi yapıldığında aşkı azaltır" 

Biz dinsizler, komünistler dinsiz de adaletli
yaşayabilecek kadar zekiyiz. Çünkü, dinleri sor-
gulayarak onlara ihtiyacımız olmadığına karar
vermiş üstün zekaya ve adalet anlayışına sahibiz.
 
Takdir okuyanlarındır.




18 Mayıs 2016 Çarşamba

MOBİL ÖDEME HİZMETİ SOYGUN YÖNTEMİ OLDU.


İnternet yaşamımıza öyle bir girdi ki sayısız faydaları yanında cüzdanımızı da boşaltma aracı olarak insanımızın canına da okumakta kullanılır olmuştur.
Her yaştan, her eğitim seviyesinden insanın boş bulunduğu bir anı art niyetli kişiler avını gözleyen etobur vahşi hayvanlar gibi gözlemekte ve uygun zamanda saldırarak avlarını ele geçirebilmektedirler.

Şimdilerde yaygın olanı ise, facebook'ta sizinle arkadaş olan bir tanıdığınızın, akrabanızın hesabını ele geçireninden, sahte hesap açarak uzun zaman sessiz kalıp uygun bir zamanda size saldırarak hedeflerine ulaşmaktadırlar.
Bunu da internet mobil ödeme sistemi sayesinde yaptıklarını görüyoruz.

Faturalı veya faturasız telefonlara anında yansıtılabilen bu ödemeleri ger almak da mümkün değildir.
Yeni soygun düzeni, gayet masum(!) ticari amaçla kurulmuş "mobilödeme.com" adlı TURKTİCARET" kuruluşu olan şirket ile birlikte çalışan internette muhtelif ürünler satan şirketlerin ürünlerinin kodlarından seçilen bir ürün koduyla yapılan tahsilattan oluşmaktadır.
Siz ürünü asla almıyorsunuz, Çoğunlukla anında tüketilen bilgisayar oyunlarından seçilen bu kodla hizmeti almış, tüketmiş görünüyorsunuz.

Kim bilir dolandırıcı o oyunu anında kesin tüketiyordur da ki öyledir.
Her yaştan oyun bağımlıları da yaratmayı başardılar ve böylece insanlar her şeyi yapabilir hale geliyorlar.
Sistem şöyle çalışıyor.
İnternetle satış sistemine katılmak için 3544 mobil ödeme com adlı şirketle çalışan bir satış şirketinin bayisi olmanız şart. En azından 3544 mobil ödeme com ve ürünü en kolay satılmaya uygun geri ödeme yapmayan Nfinitiygames şirketinin bayiliğini almanız gerekiyor.
Bu şirketin bayisi olan internet oyunları oynatan kafe olabileceğiniz gibi para yatırıp kazanma sistemi olan bu şirketin kurallarına uygun hesabınız da olabiliyor.
Ondan sonra ava çıkıyorsunuz.
Uzun süre ilişkiye geçmediğiniz birisinin sürekli paylaşım yaptığı bir anda saldırıp veya, tanıdığı bir arkadaşı, akrabası v.b. nin ele geçirdiğiniz hesabı üzerinden o kişinin itimadı üzerinden oluşan boşluğundan istifade ederek dolandırabiliyorsunuz.
Bunda migros hediye çeki, bilmem ne cep telefonları hediye boş yok v.b laflarla başladığınız konuşmanın aslında özendiriciliğinden değil, o an o kişiye olan yaklaşımınızın verdiği etkiyle o kişi bunu düşünemeden bir anda avlıyorsunuz.
İnsanlar buna düşüyorlar.
Ben düşmem demeyin mutlaka bir boş anında sizi de haklayabilirler.
Düşen insan ne aldığı üründen haberdar ne de nasıl hesabından bir anda o kadar paranın, hangi yasal şartla telefon faturasına yansıdığından haberdardır.
Dolandırıldığını anladıktan sonra internette yaptığı araştırma ile öğrenebilenler de interneti kullanmayı az çok bilenlerdir Bir çoğu yok yere bu faturalarla başbaşa kaldığında şok geçirmekte ve haklarını da arayamamaktadırlar.

Bu nedenle dolandırıcılığa zemin hazırlayan "telefon faturasına, kontür hesabına yansıtılan mobil alışveriş" sisteminden haberi bile olmayan insanlar bunda daha kolay av oluyorlar.
Bu aylık 20TL ile 100 küsür TL arasında değişebilen telefon faturasını zor ödeyen insanın faturasından 84 TLlik alışverişi onaylayan GSM şirketlerinin hangi mantıkla bunu yaptıkları sorgulanmalıdır.
Telefon numarası hesaplarıyla yapılan ve geri döndürülemeyen, ne satın aldığını bile bilmeyen tüketmeyen tüketicilerin böyle tezgah alışverişlerle dolandırılmasında rol oynayan "3544 mobil ödeme com veya benzeri başka şirketler ile bunlardan alışverişlere onay veren GSM şirketleri de soygun sisteminin parçalarıdır.
İnternetten tespit ettiğim mağduriyetlerde baş rol bu "3544 mobilodemecom" adlı şirkettedir.
İkinci sırada "bilgisayar oyunu pazarlayan "Nfinitygames" şirketindedir. Bu şirketin geri ödeme prensibi yoktur ve ulaşılabilecek danışma şikayet mercileri de yoktur. Her iki şirketin de internette adresleri vardır ama her şeyleri gizli kapalıdır.




Şimdi de 3544 ile anlaşmalı GSM şirketlerinde mobil ödeme bildirimleri, reklamları;








Nfnitiygames Kullanıcı Sözleşmesi. "5." maddeye göre tüketicinin hiç bir hakkı yoktur.
Düşen yandı.

Av böyle başlıyor;
Adamlar bir anda face üyeliklerini kapatıyorlar ve iz dahi kalmıyor. İnsan "facebook, her paylaşımı polisle yaparken neden dolandırıcıları polise bildirmiyor diye sormadan edemiyor. Çünkü bu adamların bütün izlerini kaybeden de facebook. İşte aşağıdaki mesaj durumuna bakın facebook nasıl kaybetmiş.




İşte mağduriyetler dizisi;













Biraz araştırma yapınca bu dolandırıcılığa sebep olan şirketleri, ilkelerini, bunların mevcut yasalara göre ne kadar uygun oldukları, hizmet verme adı altında insanların dolandırıldıkları bir sistemin yasama organlarınca neden göz ardı edildiğini anlamak kolay değildir.
Devlet, kendisine vatandaşlık bağı ile bağlı olan veya olmayan ülkesinde gelen misafirleri dahi korumak, onların her türlü suça karşı korunmasını sağlayıcı önlemleri almakla yükümlüdür.
Ben, bu mobil ödeme sisteminin suistimale açık yönlerini tespit ettim ve bu konuda en azından yasa yapıcılar vatandaşı korumakla ilgili görevlerini yapmakta tereddüt etmezler umarım.
İnsanları dolandırmaya çok elverişli olan mobil ödeme sistemlerinde en azından fatura sahibine GSM şirketinin onay için sorması, doğrulatması istenilebilir ve ödemelerin fatura miktarını aşmaması şartı getirilebilir.
Toptan kaldırılsa bence daha iyi olabilir.
Benim verdiğim örnekler,kendilerini internet ortamında açık etmek uğruna derdini paylaşıp yardım arayan ezilmişlerdir.
Devletin bu çığlıklara kulak tıkamayacağını umuyorum ve bu tür dolandırıcıklarda mobil ödeme hizmeti veren şirketlerin, aracıların, GSM şirketlerinin de sorumlu tutulmaları ve cezaların caydırıcı hale getirilmesi gerekmektedir.
İnsanımız, hangi eğitim kültür düzeyinde olursa olsun, saftır ve aldatılmaya elverişlidir. Diğer yandan ev kadınlarının çocuklarını meşgul etmek için indirdikleri oyunların yanında telefonu öğrenen ana okul öncesi çocukların habersizce indirdikleri oyunlardan kabarık faturalarla karşılaşıp sıkıntıya düşenlerin sayısı da az değildir.

Mobil ödeme mağduriyetleri toplumun her kesiminden insanı mağdur eden bir hal almıştır ve devletin yasa koyucu olan TBMMnin üstüne düşen görevi yapmasını halk beklemektedir. İnsanımız bütün bilgiçliğine, okumuş yazmışlığına rağmen aslında hakikatten saftır. Asırlar boyu savaşların yıkımların, yıllardır süren anarşi ve terör olaylarının getirdiği fakirlik, onun doğurduğu özenti ve biraz da tamah ya da sadece "beklemediği anda gelen bir öneriye karşın boş bulunmadan doğan hata nedeniyle" dolandırılabilmektedir.

Her ne kadar mobil ödeme şirketleri bu işte sorumluysa da telefon hizmetini veren GSM şirketlerinin bu ödemeyi faturalı-faturasız hat sahibine doğrulatmadan onaylaması art niyetlidir. Kendisi "10TL'lik" faturada fark yaratacak bir hizmeti hat sahibine satabilmek için memurlarına saatlerde dil döktürüp, müşteriyi yanılgıya düşürerek ardından da en az müşteriyi 24 aylığına kendine bağlayarak tüketiciye kumpas kuran GSM şirketleri için mobil ödemeleri ganimet durumundadır.
Mobil ödemenin özelliklerini sıralarken, "pasif, uyuyan tüketiciyi aktif hale getirir" diye yazıyorlar. Gerçekten anında aktifleştiriyorlar.

Halkımızın saflığı, şirketlerin kamu özel demeden kurdukları kumpaslar ile soyulmasına devlet göz yummamalıdır.Bu nice hırsızlıklardan sadece bir türüdür.

Saf milletin koruyucusu devlettir ve caydırıcı önlemler almak da devlet olmanın gereğidir.

Burada adları geçen şirketler, gerçekten hizmet şirketleriyseler, üyeleri olan dolandırıcılara karşı önlem alıp, "mağdur oldum" diyen tüketicilere kolaylık göstermelidirler. Oysa hepsinin ulaşılabilecek ne bir telefon numaraları ne de kim bilir ne tuzaklarla dolu üyelik sistemlerine kaydolmadan ulaşılabilmenin yollarını kapatmışlardır.

Verdiğim linklerdeki şikayetler hep tüketicilerin mağduriyetlerine kulak tıkayan, ahmak yerine koyan ticari şirketleri bize tanıtmaktadır.
Gerçekten onurlu kurumlar ve kuruluşlarsanız halkı koruyan politikalarınızı halk hissetmelidir.
Hakkınızda yazı yazanı mahkemelere vereceğinize, sizin aracılığınızla dolandırılan insanlara kulak veriniz, el uzatınız derim.
Takdir ilgililerindir.


Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc

İşte yazıma kaynak olan şirketlerin ve şikayet sitelerinin linkleri;

1-http://pb.nfinitygames.com/policy/customer.do?vxbceiahvqgkuvqn
2-https://www.sikayetvar.com/pbnfinitygamescom
3-https://www.sikayetvar.com/iletisim/gsm-operatorleri/mobil-odeme
4-http://www.teknolojioku.com/haber/nfinity-games-facebook-araciligiyla-dolandirilmayin-5-23971.html
6-http://www.fibhaber.com/comment-read-haber-4770.html
7-https://tr-tr.facebook.com/Devrimler.Hic.Gerilemez/posts/551826961543979

16 Mayıs 2016 Pazartesi

TSK HALKA GÜVENCE VERMELİDİR

Yapacaklarını gizlemeyen, devleti işgal etmiş 
işbirlikçilere karşı TSK güvence olmaktan 
çıkmış mıdır?

TSK'nın yıllardır "darbe yapmayacağız" demesinin arkasında 1992'lerde ABD Pentagon masalarında hazırlanmış B.O.P projesinin uygulayıcısı olarak iktidara getirilen AKP hükumetinin "her işine onay vereceğiz" taahhüdüne dönüşmüştür.

Her gün devletin aleyhine yapılan fütursuz açıklamalar, Atatürk'e aleni hakaretlerin olağan işler haline getirilmesi ve tepkisizliğin sürmesi, 1984'lerde başlamış terör örgütünün devlet içinde devlet olmasına göz yumulması, geçen yıllarda heba edilen 50.000'in üzerinde asker, polis, sivil devlet memurları ve halkın hala süren kayıplarının ne zaman dineceği hakkında tatmin edici tek açıklama ve güvence verilmemiştir.
Bütün halkın desteğini alan elan sürmekte olan doğu ve güneydoğu Anadolu'daki terörle mücadele kapsamında her gün artan şehitler ve sivil kayıplar sürerken devlet ricalinin düğünlerde, derneklerde boy göstermesi halkın artan şekilde tepkisini çekmektedir. 

Tarih tekerrür etmektedir;
1774-1919 arası cağa donduk. 17714'de imzalanan Küçük Kaynarca Anlaşmasıyla Rusya'Nın Osmanlı'daki Ortodoks Hristiyan ve diğer gayrimüslümlerin hamisi olduğunun kabul edilmesini, 1864'de Sultan Abdülaziz'in bastırmasına kadar geçen 93 yıllık iç isyanlar dönemi takip etmiştir.
Gayrimüslümler askere gitmemiş, vergi vermemiş, Rusya'nın ardından diğer sömürgeci haçlı devletlerin de aynı hamiliği elde etmesiyle devlet, asi Ermeni, Rum isyanlarına boğulmuş, erkeksiz kalmış Türk köyleri yağmalanmış,kadınlarına tecavüz edilmiş, Türk ve Müslüman ahaliye resmen soykırım yapılmıştır. 
Gayrimüslümler askere gitmiyor vergi vermiyor isyan edip haçlı devletlerin baskılarıyla iktidara geliyor din imanla devleti yağmalıyor. Türkler, planları düşmana önceden satılmış savaşlarda kıyılıyor. Fakir Turk çocukları, sözde eğitim kurumlarında çocuk fahişelere dönüştürülüyor, din de Islam öncesi sapkınlıklara dönüştürülüyor.
Bu yüzden artan tepkileri önlemek ve kamuoyunun ikna edilebilmesi için, geçen yüzyıl boyunca yaptığı Amerikancı darbeleri "Atatürk'ün bıraktığı Laik rejimi korumak için yaptığını" iddia eden TSK'dan beklenen açıklama maddeleri şunlar olmalıdır;

1-Doğuda yürütülen terörün ülke dışına çıkarılması savaşının birini BAŞKAN seçtirmek için yapılmadığına
2-2019'da ve sonrasında Özerk veya bağımsız Kurdistan, Lazistan/Pontus ve Ermenistan ilan edilmeyeceğine,
3-Kıbrıs ve ege adalarına sahip çıkılacağına,
4-Laik rejimin teminatı Atatürk'ün ordusu olarak kalacağına,
5-Anayasanın değiştirilemez ilkelerinin korunacağına halkı ikna etmelidir.

Aksi halde millete devlete el koyma hakki doğar.
Eleştiri getirenleri vatan hainliği ile etiketleme, ordunun moralini bozmakla suçlayip susturma donemi geçmiştir.
35 yıldır milletin evlatlarını bozuk para gibi hesapsızca harcadınız. Ama akan kanin neden aktığı ne zaman biteceği hakkında tek açıklamanız yoktur.
Terör 40 yılda bitmiyorsa başınızdakiler haindir' diyen Jul Sezar'ın dediğine inanırsa bu millet siz de çekersiniz.

Takdir sizindir.