Blog başlığındaki "+40" UYARISINI GÖRDÜNÜZ MÜ?

Ey Türk Milleti!
Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz

Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar.

Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır.

Tedbir olarak yanınızda sağlık ekibi bulundurunuz veya çıkınız! +40 :))

İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz!

Blog yazılarının telif hakları-copyright © “adilyargic; adilyargicc; keykubat.blogspot.com ve keykubat.blogcu.com” rumuzlarıyla yazan Alaeddin Yavuz’a aittir.


Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir.
Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.

Yazılarımı ırkçı, etnik,dini ayrımcı bulanlar, Atatürk'e yapılan 26 Kürt isyanı, 25 suikastın arkasında ve 30 yıldır, 50.000 insanımızın ölümünde Kürt Yezidiliği ardında saklanmış gayrimüslüm azınlıkların olmadığını ispatlasın.

Hala okumak istiyorsanız buyurunuz.

Saygılar, sevgiler!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Kasım 2015 Pazar

SURİYE DE MUHALİF TERÖR ÖRGÜTLERİ

14 Kasım 2015 günü Viyana'da toplanan Birleşmiş Milletlerin beş daimi üyesi, A.B.D., İngiltere, Fransa, Rusya, Çin, Suriye'de süren kaos döneminin bitirilmesi konusunda anlaştılar.

Bu anlaşma gereğince, kısaca, herkes kendine göre "terörist" olan örgütleri vuracak, ama IŞİD/DAİŞ örgütünü hepsi birlikte vuracaklardır.
Amerika ve 22 NATO ülkesinin, 2011 yılında Rusya Devletler Topluluğunun dünya siyasetine tekrar "İkinci Kutup Ülke" olarak dönmesiyle, ABD ve 22 NATO çetesi ülkenin 1990'larda yaptıkları Ortadoğu ve Afrika'da en az 22 Müslüman, dünyada 57 Müslüman devletin haritasının değiştirilmesi kararının adını bölgemizde kısaca "B.O.P" olarak adlandırmışlardı.
1991'de SSCB'nin çökmesiyle dünyanın muhtarı olduğunu ilan eden Amerika Birleşik Devletleri, 21. yüzyılda Yeni Dünya Düzeni adını verdiği bu projeyle her yerde mevcut rejimleri, siyasi iktidarları ve ülkelerin sınırlarını değiştirmek amacıyla sayısız terör örgütleri kurmuştu. PKK örneği de bizi 30 yıldır 50.000 insanımızın canını alan bu ülkelerin projesidir.
Bu kapsamda, Rusya ve bağlaşıkları olan 10 kadar ülkenin bu projeye karşı dikilmeleri üzerine, şimdiye kadar ABD ve 22 ortağı çeteden destek alan, ama son 12 gündür Suriye'de çaresizce Rus füzelerinin hedefi olan ve efendilerince de korunamayan Amerikancı, satılmış kukla örgütleri görelim.
 ILIMLI MUHALİFLER
1-Suriye Ulusal Konseyi
2-Suriye Devrimciler Cephesi
3-Suriye Yerel Koordinasyon Komiteleri
4-Özgür Suriye Ordusu (10 ayrı yapılanma)
5-Laik ve Demokratik Suriyeliler Ordusu
6-Suriye Devrim Genel Komisyonu
7-Suriye Türkmen Ordusu
8-Demokratik Değişim Ulusal Koord. Komitesi
9-İdlip Şehitleri Tugayı
10-Müslüman Kardeşler (Selefi devşirme)

KÜRT MUHALİFLER
1-Demokratik Birlik Partisi (PYD)
2-Suriye Kürt Ulusal Tugayı
3-Halk Koruma Birlikleri (YPG)
4-Kadın Savunma Birlikleri (YPJ)
5-Kürt Cephesi

SÜRYANİ MUHALİFLER
1-Süryani Birlik Partisi
2-Süryani Askeri Meclisi


İSLAMCI MUHALİFLER
1-El Nusra Cephesi
2-Fetih El İslam
3-Suriye İslam Kurtuluş Cephesi
4-Şükür El İslam
5-Mücahid Ordusu
6-Doğruluk ve Gelişim Partisi
7-Nur el Din El Zenki Hareketi
8-Fastakim Kama Umirt
9-Ecned el Şam
10-Şam Lejyonu
11-İslami Cephe (8 ayrı kolu var)
12-Liva el Ümme
13-Ensar el Din Cephesi
14-Cund el Aksa
15-El Hak Tugayı
16-Ceyş ül Sünnet

ORTAK OPERASYON GÜÇLERİ
1-Fetih Halep
2-Şam Cephesi
3-Ensar el Şeria (Suriye)
4-Güney Cephesi
5-Burkan el Fırat
6-Fetih Ordusu

Toplam Muhalif 43 Örgüt Esad Rejimine karşı ABD-NATO tarafından örgütlendirilmiştir.
Son 11 KAsım 2015 Viyana B.M. toplantısında Rusya müttefikleri ile NATO ülkeleri, Kürt ve Suriye rejimi dışındaki bütün terör örgütlerini bitirme kararı almışlardır.
Bu örgütlerden sadece PKK merkezli Kürt örgütleri Türkiye'nin hedefi olmasına rağmen her iki B.M. koalisyon grubunca da terörist kabul edilmemektedirler. Türkiye'nin bu açıdan işi zordur.
Kopartılan "Türkmenler katlediliyor, Türkmenler düştü" feryatlarının arkasında, ABD-NATO emriyle Türkiye'nin desteklediği muhalif silahlı örgütlerin Ruslarca telef edilmesindendir. Yoksa bölgedeki Türkmenler üç ay öncesinden bölgeyi boşaltmışlar, büyük kısmı Lübnan, ve Suriye Lazkiye şehirlerine göçmüş, diğer bir grup ta Hatay'ya yerleşmişler, kalanları da Avrupa ülkelerine göç etmişlerdir. (Kynk- 22.11.2015 Ulusal kanal 13 haberleri.)

İnternet üzerinden Suriyeli arkadaşlarımdan edindiğim bilgilerde Türkmen soykırımı yapılmadığı özellikle belirtilmiştir. İnternet üzerinde faaliyet gösteren uluslararası basında, Azerbaycan, C.İ.A'nın haber örgütü El Cezire gibi haber kanalları dahil hiç bir yabancı basın-haber kurumu Suriye Türkmen Soykırımı haberi yapmamıştır.
"Türkmen Soykırımı" haberinin dış dünya basınında hiç yer almamasının sebebi de, Ruslarca telef edilenlerin başta ÖSO olmak üzere Esad rejimine muhalif terör örgütlerinin vurulmasıdır. Daha üç gün önce Irak Tuzhurmatu şehrindeki Türkmenlerin katledilmeleri, mallarının Barzani Kürtlerince yapılanmalarına hükumet nedense hiç tepki göstermemiştir. Geçen 13 yıllık iktidarları boyunca ne Irak ne de Suriye Türkmen katliamlarına ses çıkartmadığı gibi, katliamlar yapılırken, Barzani'nin misafiri olduklarında Emine Erdoğan'ın elinde PKK bayrağıyla kocasının yanında neşe içinde poz vermesi AKP'nin ve cumhurbaşkanının "Türkmen ve Türk siyasetlerinin olmadığının" delilidir.
Amerika Birleşik Devletleri ve onun 22 ülkelik NATO çetesine güvenerek, IŞİD, ÖSO gibi yukarıda adları sayılan muhalif terör örgütlerine katılanları yıllardır "dünya düzeni 2011'de değişti, Rusya kutup olarak ortaya çıktı, onlar anlaşır siz telef olursunuz, üstelik bu örgütler İslam'a değil ABD ve NATO çetesine hizmet etmektedir" şeklinde yazılarımızla uyardık. Aynı şekilde hükumeti ve devletin gerekli kurumlarını da bu yönde değişiklik yapmaları için uyardık.
Şimdi, Rusya ile birlikte 10 devlet, Amerika ile birlikte 22 devlet ve Türkiye de dahil bu terör örgütlerine bomba yağdırmaktadırlar.

Uluslararası hukuka uygun olarak Birleşmiş Milletler Viyana Toplantısında alınan kararlar nedeniyle kimse size yardıma gelemeyecektir.
Yıllar öncesinden beri, yanlış, işbirlikçi siyasetleri destekleyen, sizleri oralarda kırdıranları da başlatılan bu çakma "Türkmen Soykırım Kampanyasında" tanıdık.
Meğer bunca yıldır AKP'yi geyik olsun diye eleştirmişler. Çünkü, şu durumda AKP'yi bu yüzden yargı önüne oturtmak yerine, bu çakma Türkmen soykırım kampanyasına destek vermektedirler. AKP, MHP, HEPAR, BBP ve niceleri meğer AKP'nin samimi destekçileriymiş.


Eskiler ne demiş;
İyi düşün,
İyi karar ver,
İyi, doğru iş yap ki sonra pişman olmayasın.
Kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz; Yanlı hesap Bağdat'tan döner ve de;
"Ne Şam'ın şekeri ne de Arabın yüzü" demişler.
Birilerinin siyasi, sizlerin makam, mevki ve eşkıyalık hırslarınız, akla dayanmayan dini taassuplarınızı isitismar edenlerin ağızlarına bakmanız ile gittiğiniz, Suriye çöllerinde ne ararsınız ki?
1998 yılında söylediğim ve hızla halk arasında ve siyasi devlet erkanınca benimsenen öz deyişim "Talihsiz bedeviyi çölde kutup ayısı becerirmiş" misali şimdi katlanacaksınız dostlarım.



Kaynak; https://tr.wikipedia.org/wiki/Suriye_muhalefeti

14 Kasım 2015 Cumartesi

EMPERYALİZM KENDİ ÇALIP KENDİSİ OYNUYOR.

FRANSANIN ÇOCUĞU IŞİD FRANSA YI VURDU MU?

Dün gece meydana gelen Paris şiddet olayları, başta Fransa milli maçının oynandığı Fransa milli stadyumu çevresinde patlatılan iki bomba dışında beş ayrı yerde bombalıi silahlı saldırı olayları ve Cataclan konser salonunda 100 kadar rehine alınması ve bu rehinelerin çoğunun kurtarma operasyonu esnasında öldürüldüğünün bahsedilmesi akıllara komplo senaryolarını getirmektedir.

Başından beri bir komplo teorisi ürünü olan El Kaide’nin Afganistan’dan kaçırılıp, işgal altında parçalanmış Irak’ta üslendirilmesinden sonra, işbirlikçiliği deşifre olmuş El Kaide’den türetilen Irak Şam İslam Devleti adlı IŞİD terör örgütü Irak, Suriye ve kuzey Afrika ülkeleri ile biz de musallat edilmiştir.


ABD başkanı II. G.W.Bush’un petrol ortağı Suudi Usame ailesinin yaramaz çocuğu Usame Bin Ladin (Dinsiz) e Afganistan’da kurdurulan El Kaide üzerine yıkılan 09 Eylül 2001 New York İkiz Kule operasyonunun ABD derin istihbaratı ve binanın dinamitlenmesi işinin de G.W.Bush’un kardeşinin işlettiği binanın güvenliğini sağlayan güvenlik şirketince gerçekleştiği belgeleninceye kadar ABD ve 22 NATO çetesi, Afganistan, Irak, Somali, Sudan, Etiyopya, Libya ve öteki Afrika ülkelerini işgal etmiş, 100 yıllığına doğal kaynaklarını kendisine bağlayan anlaşmaları da yapmıştı.


Elan da Yemen’de hedeflerine ulaşmak için bu ülkeyi Suudi Arabistan’a her gün bombalatmaya devam etmektedirler.

IŞİD de bu konuda, üstüne düşeni yapmaktadır.

Dün olan Paris patlamasını aynı 2001 İkiz Kule olayını “Müslümanlar bize cihat ilan etti, biz de Haçlı Seferi ilan ediyoruz” diyen G.W.Bush’un yolunda giderek, işgalci batı NATO çetesi olayı İslamofobi oluşturmakta kullanacaklar ve halkını haçlı seferine ikna etme aracı yapacaklar.

Bu kurbanlar boşuna değildir.

Olayı belki IŞİD değil, Fransız istihbaratı da yapmış olabilir.

Zira IŞİD, Fransa cumhurbaşkanı Hollande'nin suçlamasından çok sonra olayı üstlendi.

Burada pazarlık da olabilir.,

Şimdi, IŞİD’in kuruluşundan büyütülmesine Fransa'nın IŞİD’e verdiği hizmetlerin tarihçesine bir bakalım. Yazılar alıntıdır:

Yazı Oda Tv adlı İnternet haber sitesinden alıntıdır;

IŞİD’in atası: Fransız lejyonu


17.10.2014 14:18

Yabancı Lejyon (Fransızca: La Légion étrangère), Fransız Kara Kuvvetlerine bağlı olup yabancı uyruklular ile oluşturulan düzenli birlikleri.

Napolyon Savaşlarında Fransa'nın nüfusunun azalmış olması ve Cezayir Savaşında kayıpların çoğalmasından dolayı 10 Mart 1831'de Louis-Philippe'in kararıyla kurulmuş.
Cezayir'de Fransız Lejyonerleri
Müslüman kafası kesiyor.

Birinci ve ikinci Abdülkadir Savaşı, Kırım Savaşı, Meksika’ya saldırı, Çin-Fransız Savaşı, 1. Dünya Savaşı, Hindiçini Savaşı, Cezayir Bağımsızlık Savaşı ve son olarak Körfez savaşında çarpıştılar.

İçlerinde Cezayir’den Fas’a, Türkiye’den Letonya’ya kadar 36 ülkeden paralı asker vardı. Fransa’nın (şimdilerde ABD yancılığıyla idare ettiği) emperyalist döneminin son araçları idi bu katiller sürüsü.

Fransız ordusuyla birlikte, 1954 – 1962 yılları arasında Cezayir’in bağımsızlık savaşında resmi rakamlara göre 250 bin, resmi olmayan rakamlara göre ise 1 milyondan fazla insanı öldürdüler.

Yukarıdaki fotoğraflar işte o dönemde yaptıkları vahşi katliamlardan. Kendileri hatıra fotoğrafı olarak çektirmişler. Cezayirli mücahitlerin başlarını kesmişler, poz vermişler, kellelerin ağzına cinsel organları tıkmışlar.

İşte IŞİD’in Batı emperyalizminin bir aracı olduğuna en somut kanıt.

1959’da kelle kesen emperyalizm, 2014 yılında yine kelle kesiyor. Pardon kestiriyor!

Emperyalist döneminde İngilizlerin Nepalli Gurka birlikleri de ellerindeki palalarla düşmanların kellesini keserdi.
Lejyonerler, Müslüman kafalarıyla poz veriyor

ABD’nin Black Water denen kapitalist lejyonerleri de Irak’ta benzeri vahşete imza attı. Bunlardan birini hiç unutmuyorum, araçta giderken etrafa ateş açıp eğleniyorlardı. Bir sürü sivili öldürüyorlar ve çığlıklar atıyorlardı.

Irak ve Suriye’deki son çatışmalardan gelen görüntülerde ise IŞİD militanları yine Black Water katilleri gibi araçlarından sokakta gezen sivil Şiilere ateş açıp masumları öldürüyordu.

Şimdi ise kendi yarattıkları IŞİD katillerini tasfiye için yeniden bir haydut ordusu kuruyorlar.

Konya’da eğitilecek 2 bin kişiden söz ediliyor.

Anayasa ve uluslararası hukuka kökten aykırı.

Cezayir’deki katliam da aykırı idi.

Ama Tayyip Erdoğan’ın en çok sevdiği lider olan Adnan Menderes yönetimi o zaman BM’de Fransız hükümetinden yana oy kullanmıştı.

Oysa Cezayirli mücahitler bağımsızlık savaşında Atatürk’ü örnek alıyordu.

Şimdi de farklı değil.
Cezayir'de vatanını savunan
Müslümanların kafaları

Bölgede emperyalizme karşı savaşan Suriye’yi arkadan bıçaklamakta ısrarcı Menderes’in çocukları.

Kelle kesmek ise emperyalist terörün alameti farikası.

İster IŞİD, ister PKK, ister ÖSO, ister Hamas, ister Nusra…

Katar’ı, Ürdün’ü, İsrail’i, Suudi Arabistan’ı ve diğerleri!

Hepsi de emperyalizmin lejyonerleri.

Hüseyin Vodinalı

Odatv.com

Açıklama; Haberlerin linkleri (Bu haber ve alttakisi) zamanla internet haber siteleri bilgisayarlarında boş hafıza yaratmak için bu haberleri kaldırdıklarından, verdiğimiz linkler sürekli körelmektedir. Bunu önlemek için aynen kopyalanmışlardır. Ayrıca bu blog ücretsiz olup, halkı bilgilendirmek amacını taşımaktadır. Alaeddin Yavuz.
http://odatv.com/isidin-atasi-fransiz-lejyonu-1710141200.html

Şimdi bir başka,Haber3.com haber sitesinden alınan haberde Fransız Lejyoner ordusunun generalinin patlayıcı uzmanı sonradan da üst mevkilerdeki bir komutanı oluşunu okuyalım;

IŞİD'İN HAYALET KOMUTANI FRANSIZ ÇIKTI

IŞİD'in en önemli komutanlarından biri Fransız bir general çıktı. IŞİD'e tüm Batılı savaş taktiklerini bu komutan öğretiyor...
Dünya» Ortadoğu » 08.10.2014 08:41
http://www.haber3.com/isidin-hayalet-komutani-fransiz-cikti-2941235h.htm#ixzz3rTeIqyTJ

Fransa'nın en önemli generallerinden birinin IŞİD'e katıldığı ortaya çıktı. Avrupa'nın farklı ülkeleri için çalışan istihbarat mensuplarının verdiği bilgilere göre Fransız istihbaratının özel biriminde general rütbesiyle görev alan bir isim geçtiğimiz aylarda IŞİD'e katılıp en önemli isimlerinden biri haline geldi.

ABD ve İngiltere'de eğitim alan çok özel yeteneklere sahip olan bu isim için tam bir 'hayalet' benzetmesi yapılırken, ajanın kimliği hakkında bilgi verilmedi.

FRANSA İÇİN HİZMET VERİYOR
IŞİD'in içinde ve bölgede haber kaynakları olduğunu bildiren Avrupalı istihbaratçılar bir efsane haline gelen ajan için, "Aslen Arap asıllı. Bu yüzden Arapça'ya çok hakim. Aynı zamandaAfganistan'da Fransız Ordusu adına taktisyen ve patlayıcı uzmanı olarak görev aldı. Şimdi de IŞİD birliklerine Batılı savaş taktiklerini anlatıyor" ifadelerini kullandı. Başka bir ajan ise Fransız general için "Bir dönemi beş adamıyla birlikte özel görevler alıyordu. Bir binanın alınması gerekiyorsa beş adamıyla gidip o binayı alıp geliyorlardı. Şimdi çok daha üst düzey görevler yapıyor" bilgisini verdi.

ABD ONU ÖLDÜRMEK İSTEDİ
Rus bir ajan ise Fransız hayalet için "O Fransa için çalışıyor. Yanında Fransız ordusundan başka alt düzey askerler de var. Başlarda tüm koalisyon adına çalışma yapıyorlardı. Ama sonra Fransız çıkarlarını öne sürdüler. Bunun için ABD güçleri onu öldürmek için özel hava saldırıları da yaptılar ama başarılı olamadılar. O hala hayatta" diye konuştu. Bir başka Avrupalı istihbaratçı da "Fransızlar, IŞİD'ın politikaları ve hareketleri hakkında önemli bilgi alıyor. 25 Eylül günü Paris'te Elysee Sarayı'nda Fransız istihbaratı DGSE Başkanı Bernard Bajolet ondan aldığı bilgilerle Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı'na bilgi verdi. Savaş kabinesi bu bilgiler doğrultusunda hangi adımları atacaklarını belirlediler" diye konuştu. İspanyol El Pais gazetesi ise IŞİD'in içinde bin 600'ü batılı lejyonerlerden oluşan bin 700 kişilik özel bir birimin olduğunu iddia etti.

LEJYONER KOMUTAN
Fransız generalin de lideri olduğu iddia edilen bu ordu IŞİD'in ilk günden beri aldığı Rakka, Musul,Kerkük, Ramadi, Mumbuc, Deyr Ez-Zor gibi bütün kentlerin düşmesini tek başlarına sağladı. Ardından buraların yönetimi IŞİD'e katılan diğer kişilere ve Sünni aşiretlere bırakıldı. Gazete, Kobani'ye de hayalet general komutasındaki bu grubun katılacağını bildirdi.

YALNIZ DEĞiL
Avrupa ülkelerine ait istihbarat birimlerinin adamlarına göre IŞİD içinde çok sayıda Batılı ajan bulunuyor. Bunların arasında İngiliz ve Fransızlar'ın sayıları bine ulaşıyor. İstihbaratçılar IŞİD içinde yükselen hayalet Fransız generalin de emrinde eskiden Fransız ordusu mensubu olan birçok adam olduğunu söyledi. Bunlardan biri de IŞİD'e katılıp Ebu Qetada ismini alan eski bir Fransız yüzbaşısı. Hayalet general yakalanmamak adına Ebu Qetada gibi isimleri öne çıkarabiliyor. Ama genelde emrindeki bu askerleri daha çok saha bilgisi toplamak ve detaylı istihbarat edinmek için kullanıyor.

Yukarıdaki haber ve araştırma yazılarında görüldüğü gibi, Fransa, kendi ürettiği şımarık, haşarı çocuğunu hedef ezilen milletleri vurmakta kullandığı yetmiyormuş gibi, kamuoyunda”İslamofobi/İslamkorkusu” yaratarak kamuoyunu küresel işgal savaşına ikna edebilmek için kendisini vurmaktan, vurdurmaktan çekinmemektedir.

Fransa’da ölen masum insanların ölümlerinden, dul kalan eşlerden, yetim kalan çocuklardan Fransız siyasetçileri en başta sorumludur.

Hesabını sormak ta Fransız halkına kalmıştır.

Diğer hedef ülkelerde milyonlarca ölen ve geride kalan yetim, öksüz ve dulların da sorma hakları vardır.

Suçlu, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa ve onlarla birlik olan 22 NATO ülkesi sömürgeci çete devletlerdir.

Fransa olayını muhtemelen diğer Avrupa ülkelerindeki olaylar takip edecek ve bu olayların failleri de IŞİD ve son göçlerle Avrupa ülkelerine yerleştirilen göçmenler gösterilecektir.

Bütün dünya halkları bu çetenin oyunlarına karşı uyanık olmak, gereksiz yere başka milletlere kin besleme hatasına düşmekten kendilerini korumalıdırlar.

Korumazlarsa, kendileri bilirler. Sonunda onları da ballı kaymaklı, çalışmadan yiyip yatma olanakları verecek bir cennet beklemeyecektir. Aksine, kanlarını bu çetenin hırsları ve çıkarları için dökmeleri istenecektir.

Küresel NATO çetesi, 100 yıllığına yeryüzünün siyasi haritasına şekil, dinlerinin Protestan Hristiyanlığına dönüştürülmesine hız, 100 yıllığına da yeryüzü milletlerinin doğal ve emek kaynaklarının sömürülmesine de zemin hazırlamaktadırlar.

Bu iş için de bu sömürgeci ve hedef ülkelerin evlatları başta olmak üzere herkes sadece kan dökerken, küresel sermaye sahipleri de televizyonlardan, yazdıkları senaryonun aşamalarını heyecanla seyredeceklerdir.

Bunlar alet olmak da olmamak da halkların elindedir.

Emperyalizm, kendi çalıp kendisi oynuyor, biz hedef halklar, kirli oyunlarına niye alet olalım?


Takdir okuyanındır.

4 Kasım 2015 Çarşamba

HALKA KIZMAYIN, ELBİRLİĞİYLE AKP'Yİ İKTİDAR ETTİNİZ.

KİMSEYE KIZMAYA HAKKINIZ YOK ARKADAŞLAR!!!

Önce kendinize kızınız zira suçlusunuz.

Sizlere her zaman şunları dedim;
Ortaklık böyle başladı.

1-Emperyalizm sadece hükumeti değil,i muhalefeti, basını ve bütün bürokrasiyi dahi tayin eder. Bunu Oktay Sinanoğlu da sağlığında Cevizkabuğu programında tekrarlamıştı.

2-Muhalefet, sadece halkın tepkisini düşürmek için sert muhalefet yapıyor ama iktidara oynamıyor. "Sazcı-Gazcı Muhalefet" demedim mi?

3-Bir kaç arkadaş hariç hepiniz, TBMM partilerinin yandaşlığını yaptınız. CHP, MHP, v.b. yalan mı?

4-Muhalefet parti önderlerinin kendi partilerinde bile tercih edilmediklerini, baskı, para v.s ile dikta kurduklarını gördüğünüz halde desteklediniz.

5-17-25 Aralık 2013 olayından sonra AKP-Cemaat kamplaşmasının tiyatro olduğunu yazdım umursamadınız. Bakın seçimlerden sonra şimdi nasıl paslaşıyorlar, görün.

6-Orduya kumpas kurmakla beş yıl suçladığınız cemaat ile CHP-HDP-MHP-PKK birleşip AKP'ye karşı birleştiler. Hepiniz cemaati aklamak için sıraya girdiniz. MHP dahi HDP'li aday gösterdi. CHP'nin yayın organlarından Doğan medyaya hepiniz HDP'lileri baştacı ettiniz, milletin nefretini çektiniz.

7- Siz bunları yaparken, 13 yıldır HDP'yi TBMM'ye sokan, terör örgütünü yarı resmi devlet haline getiren AKP, PKK'ya ve F.Gülen cemaatine karşı operasyon yaparak halka umut oldu.
8-Siz de mal gibi terörü, derin Amerikan gladyosu ilan edilen Gülen cemaatini savunan, devlet düşmanı oldunuz. PKK asker polis vurdu, AKP operasyonlarla bastırdı, sokaklardan barikatları kaldırdı oyları kazandı. Siz de Selahattin Demirtaş'ı ve Fethullah Gülen cemaatini savundunuz. Halk size oy verir mi?
Atatürk'ü "Dersim soykırımcısı da ilan etti.
Sonra Atatürkçülük yaptı. Amaç,
Atatürk'ün CHP'ye bıraktığı mirası kullanmak.


9-Atatürk rejimini tanımadığını, CHP'nin 1930'ların partisi olmadığını söyleyen, Atatürk'e kefere diyeninden C.İ.A ajanlığı belgelenmiş vekilleri partiye dolduran Kemal Kılıçdaroğlu'nu siz desteklediniz ve "vatan haini durumuna düştünüz." Utanmadan bir de Atatürk'ü öven programlarla halkı uyuttunuz, Uğur Dündar Halk Arenası programıyla bunu yaparak halkın aklıyla alay etmedi mi? Yalan mı?

10- Halkın hem iktidar hem de muhalefet parti yandaşları arasında bile saygınlığı olmayan bu siyasileri de, onları aklamak için utanmadan Atatürkçü nutuklar atan dinozor gazetecilerin oyununu halk gördü ve tuttu AKP'ye oy verdi. Hak etmediniz mi?

11-Burada AKP'nin başarısı değil, TBMM içi ve dışı muhalif kesimlerin doğru siyasi önder seçememeleri ve tercih edilmeyeni dayattıkları, halkın hafızasıyla alay ettikleri için bu hale geldiğimizi kabul edin artık.


12-Ben size sekiz yıldır “TBMM” ve hatta “5.” parti olması muhtemel partiyi, AKP’nin içinden çıktığı dinci-ırkçı partiler de dahil tasfiye etmedikçe iktidar-muhalefet birlikte devleti bölecekler dedim. Tespitlerime değer bile vermediniz, bazılarınız hakaret dahi etti, beni oyları bölmekle, hatta AKP'ye hizmet etmekle suçlayanlarınız bile oldu. 

Böyle de gidecek.
13-Oysa asıl bölücülüğü, ihaneti, AKP ile ortak siyasi önderlerinize, destek olarak siz yaptınız.
AKP'nin ekmeğine AKP'lilerden çok siz destek oldunuz. 

14-Şimdi milleti eleştirmenin alemi yok. Yanlış ata oynadınız, lider vasfı olmayan, güdük, kukla, işbirlikçi oldukları her şekilde ayyuka çıkmış insanları millete siz de dayattınız, şimdi kendinizi suçlayınız.

Şimdi sayenizde sizlerin tercihinize katlanmak zorunda kalacağız.
Bırakın yazıp çizmeyi, gidin çocuklarınızı sevin, işinize bakın.
Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc

2 Kasım 2015 Pazartesi

BAŞKANLIKTAN İKİ PATİLİ MECLİSE DOĞRU

Yıllar önce, “Demokrasinin beş parmağı” başlıklı bir makale yazmış, bunda ülkemizde beş partili TBMM düzeninin ABD’ce dayatıldığını, iki partili ABD’de ise asla koalisyon sıkıntılarının bu yüzden yaşanmadığını yazmıştım.
O zamanlar tek muhalif kanal olan Ulusal Kanal’da bu yazım ağır biçimde eleştiri almış, tek parti diktatörlüğü ile devletin demokrasiden uzaklaşmasının, şeriat rejimine geçişin kolaylaşmasına sebep olacağı öne çıkartılmıştı.
01 Kasım 2015 Seçim sonuçları haritası
01 Kasım 2015 Seçim sonuçları haritası
Ben siyasal bilimci olmadığımdan dolayı bu konuda belki hata etmiş olabilirim ama, 1965’ten sonra başlayan bu beş partili rejimin de ülkeye bir şey vermediği de ortadaydı. Bizi içinde bulunduğumuz çıkmaza da o yapılanma getirmişti.
Neyse, bu yazımı birileri zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a iletmiş, araştırmışlar ve “   iki partili rejim” istediğini de o zamanlar ilan etmişti.
Karşı çıkmalar artınca, Irak, Somali, Libya olayları da üstüne gelince de konu unutulmuştu.
Ama bu son yapılan 01 Kasım 2015 genel seçim sonuçlarına bakınca MHP’nin “Hodri meydan” diyerek Haziran seçimlerinin sonuçlarının belli olduğu anda erken genel seçim istediğini açıklayan Devlet Bahçeli’nin bu seçimlerde %4 oy kabına rağmen 80 millet vekilinden 40’ını kaybetmesi bana devletin bu “iki partili Amerikan siyasi sistemine” doğru yol aldığımızı hatırlattı.
2002 ANAP-DSP-MHP koalisyonunu gerek yokken “Hodri meydan” diyerek bozan, ülkeyi erken seçime sürükleyen Devlet Bahçeli’nin son “Hodri meydan” ilanında halk tabiriyle “resmen 40’ı sayması/boğulması" ile sonuçlanmıştır.
Devlet Bahçeli işbirlikçi ve gaz alıcı olarak iyi çalıştı. Mezara giderken de gaz almaya devam edeceğine eminim.
Devlet Bahçeli işbirlikçi ve gaz alıcı olarak iyi çalıştı. Mezara giderken de gaz almaya devam edeceğine eminim.
Her zaman AKP’yi en acımasız şekilde eleştireni Fethullah Gülen’in çilekeş evlenmeyen rahibi olduğu öne sürülen Devlet Bahçeli’nin, her sıkıştığında AKP’ye destek olması yüzünden adı “İstepne" ’ye çıkması da göz önüne alındığında, MHP gibi ırkçı bir partinin gereksizliği nedeniyle AKP’ye katılacağı, seçim öncesinde CHP+DTP+Gülen Cemaati+PKK zaten birleşerek “Ermeni dinler ve mezhepler koalisyonunu” oluşturarak, iki partili siyasi sistemin bir kanadını oluşturmuştu.
Ortodoks Hristiyan Süryani+Ortodoks Yahudi Şemsi-Yakubi Haredim Yahudi mezhebi dönmelerinin elinde bulunan ve “Sünni Müslüman” maskeli dinci-kinci kriptoların temsil edildiği kısaca “Rum koalisyon partisi AKP” de iki partili siyasal sistemin bir kanadını temsil eder hale şimdiden oluşturulmuştur.
Cebren ve hile ile aldıkları oylarla 2019 yılına kadar iktidar yetkisi alan Rum koalisyon partisi AKP, Atatürk’ün bağımsızlık savaşını başlatmak için Samsun’a çıktığı 19 Mayıs 1919’un 100. yılında, emperyalizmin 100 yılda bir dünya haritasına şekil verme geleneğince önce Kürdistan’ın (Ermenistan ve İsrail), Süryanistan’ın özerkliklerini ilan edecek, çıkarttığı büyük şehir yasası babında önce “8” eyalete sonra da R.T.Erdoğan’ın yıllar önce ilan ettiği gibi“36” vilayete bölme işlemini gerçekleştirecek, 2023’te de Türkiye Cumhuriyetinin ruhuna fatiha okutarak yeni Bizans federe devletini ilan edecektir.
Bu rejim, 1991’de yayınlanan meşhur Huntington’un Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesi gereğince, İstanbul’da büyük devletlerden oluşan bir komisyon gözetiminde çalışacak, bir Halife/Padişah tarafından yönetilecek Ankara veya İstanbul’a taşınabilecek bir “çift partili dinci siyasal rejimi” öngörmektedir.
Biz de onların bu güne kadar muhalefet yaptıklarını zannettik değil mi? Oysa onlar el birliği ile el altından yeni düzenin temellerini atıp duvarlarını ördüler.
EKMELEDDİN İHSANOĞLU
Gregoryen Ermeni dönmesi Ekmeleddin İhsanoğlu. (Müslüman Sünniler gibi günde beş vakit anamaz kılan Gregoryen Ermenilerin kullandığı adlardan Ekmeleddin, Seyfeddin, Feyzullah gibi adlardan birisi bu zatın adıdır.)
“Ilımlı İslam” adıyla tanıtılan bu yeni düzenin, CHP ve MHP’sinin cumhurbaşkanı adayı, eski İslam Ülkeleri Birliği başkanı Yozgatlı Gregoryen Ermeni dönmesi Ekmeleddin İhsanoğlu’nun TRT’de 15 gün kadar önce yayınlanan bir belgeselde dediği gibi “Amerika, 2.Dünya Savaşından sonra kendi protestan Amerikan dinini dayatmaktadır” ifadesinde de açıklandığı gibi, Hristiyanlaştırılmış bir İslam şeriatı ile tanışacağız.
Zaten, bu projenin “eş başkanı” olduğunu ilan eden cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan da muhtemelen Halife/Başkan veya Padişah olarak her şeyin başında olacaktır.

Yeni dönemde, geçen 13 yıllık hükumet uygulamaları ile hazırlıkları yapılan devletin tarım dahi tüm üretim faaliyetlerinden çekilmesi, sadece, paralı askerlerden oluşan bir koloni ordusu, halka her türlü hükumet uygulamasını hazmettirecek askeri nitelikli, daha ağır silahlandırılmış ve geniş yetkilendirilmiş polis teşkilatı ile bir zulüm devletinin kurulmasında son aşamaya getirilmiş bulunuyoruz.
Dokuz yıldız yazarak, 12 yıldır haber yorum şeklinde yazarak bunları anlatmaya çalışanların artık sözlerinin bittiği yere gelmiş bulunuyoruz.
Millet veya bir takım zümre seçim sonuçlarıyla oynayarak tercihini yapmış, yapacak bir şey kalmamıştır.
Bundan sonrası bir süre iyi bir gidişat görünecek, 2019 genel seçimlerinden de galip çıkması sağlandıktan sonra her şey meydana çıkacaktır.
Gerisine katlanmak ta hepimizi kaderi olacaktır.
Mevcut devlet yıkılacağından, yıllarca çalışıp emekli olanlar, emeklilik için bekleyenler ve devlete güvenenler başta olmak üzere herkes mağdur olacak, 2023’ten sonra çocuklarınız Amerikalılara, Avrupalılara aynı Filipinler halkı gibi “Baba” diyecekler, erkek ve kızlarını fahişelikten başka iş bulamayacaklar.
İki partili Ermeni-Rum siyasi yapılanması da el birliği ile sizi ezebildiği kadar ezecektir. Ezmezlerse boğazlardaki büyük devletlerin temsilcileri onlara kızacaktır zira.
Ben haksız çıkmaya razıyım da haklı çıktığımda da sizin bunun doğru mu yanlış mı olduğunu ayırt edebilecek kadar ahlakınız da kalmayacaktır.
Çünkü şartlar şimdiden zorlamaktadır.
Ortalıkta eskiden genç fahişeler vardı şimdi 50-60’lık fahişeler dolaşmaya başladılar.
Bu resim, sürü psikolojisi adını taşır. Hzç Muhammet'in, kıyamette Müslümanlar benim bıraktığım dini terk edecek, Hristiyanların ardına düşecek, onlar kertenkele çukuruna girse Müslümanlar da girecek" hadisinin de resmidir.
Bu resim, sürü psikolojisi adını taşır. Hzç Muhammet'in, kıyamette Müslümanlar benim bıraktığım dini terk edecek, Hristiyanların ardına düşecek, onlar kertenkele çukuruna girse Müslümanlar da girecek" hadisinin de resmidir.
İki partili siyasi Protestan Hristiyan ağırlıklı, adı İslam olan rejiminiz şimdiden hayırsız olsun.
Haydi kolay gelsin.

HALKIMIZA ANLATAMADIKLARIMIZ...

1-Biz AKP'nin icraatlarına değil, yüklendiği misyona karşı çıktık.
2-O misyon;
a)100 yıl sonunda devletin tasfiye edilmesi, bölünmesi.
b) İslam dininin Ilımlı İslam adı altında Ortodoks Hristiyan-Yahudi mezheplerine uygun hale getirilmesi,
c) Halkımızın alışık olmadığı Vehhabi-İran Yahudi şeriatına dayalı devlet rejimi getirilmesi,
d) Ülkemizin doğal kaynaklarının tümüne yabancıların %60 sahip olmasının sağlanması.
e)Atatürk rejiminin kazandırdığı demokratik hakların tümünün kaldırılması.
f)Kadınların eğitim ve iş yaşamından kelimesi,
g)Eğitim seviyesinin düşürülerek, halkımızın cehalete mahkum edilmesi,
h)Sadece dine dayalı eğitim sistemi ile cehaletin iktidar edilmesi.
ı)Devletin bütün kurum ve kuruluşları ile arazilerinin karşılıklılık gözetilmeden yabancılara peşkeş çekilmesi.
j) Ordumuzun tamamıyla NATO çetesinin koloni ordusu haline getirilmesi, vatan evlatlarının bizi ilgilendirmeyen yabancıların çıkarları uğruna yabancı ülkelerde savaşlara sömürge ordusu olarak sokulması ve harcanması.
k)Halkın ekonomik seviyesinin düşürülerek, tekkelerden medet umar hale getirilmesi.
l) Devletin, 2023 yılına kadar tasfiye edilebilmesi için iç karışıklıklara boğulması, halkın birliğinin ve bütünlüğünün bozulması.
m)Eski Yunan şehir devletleri tarzı, zayıf, sömürge illere bölünmesi,
n) Ordu ve polisin tasfiye edilip, her vilayeti, merkezi hükumete bağlı, İstanbul'da kurulacak büyük devletlerden emir alan kukla hükumete bağlı polis ordusu ile baskı altında tutulması.
o)İstanbul'da veya Ankara'da sarayda yaşayacak kukla bir padişah/Halife ile halkın orta çağ yaşamına mahkum edilmesi.
p)Halkımızın, sadece tüketen bir topluma dönüştürülüp, eski Yunan-Arap halkları gibi fuhuş ticareti ile geçinmeye mahkum edilmesi.
3- Devlet yıkılınca, halkımızın bu güne kadar kazandığı emeklilik, ücretsiz sağlık hizmetleri gibi haklarının, çalıştıkları işlerinin de ellerinden alınacağını.
4-Şimdi seçmenlerine iş ve ihale veren partinin 2023'ten sonra sahibi olduğunuz ev, arazi gibi mallarınızın da yabancılara bir gecede çıkartılacak yasa ile devredileceğini, anlatamadık veya ikna edemedik.


Dokuz yıldır yazıp, çizip anlatmaya çalıştığım konular bunlardı. Yazılarımıza güvenmeyenler, 2023'ten itibaren bunları günlük yaşamında göreceklerdir.
Kendilerini başkalarının ellerine göbeğinden bağlamış insanları ikna etmek olanaksızdır. Adamlar bu işi başardılar.
Ben ve benim gibiler de vatanseverlik vazifelerini yaptılar.
Halk bunlara değer vermediyse, yarın Iraklılar gibi telef olup, Suriyeliler, Libyalı ve diğer Müslümanlar gibi göç yollarına dahi düşemeyeceklerini bu kapıların da şimdiden kapatıldığını bilmeleri gerekir.
Vatansever bir vatandaş olarak uyarı görevimi kimseden emir ve yardım almadan yaptığım için vicdanım rahattır.
Halkımız da verdiği kararın, yaptığı tercihin sonuçlarına katlanacaktır.
Halkımızın gerçekleri nazari anlatımla kavramadığını görmek üzücüyse de de bu halkaların doğasıdır.
Dünyada sosyalist devrim yapan iki büyük millet de zaten çok akıllı olduklarından değil, ağır askeri yenilgi ve işgallerden sonra bunlara razı olabilmişlerdir.


BİZİM MİLLETE JAPON SOPASI MI LAZIM?
1-1905'te Japonlar Rus donanmasını sarı denize döktü. 12w yıl sonra Rus devrimi oldu.
2- Japonlar İkinci dünya savaşında İngiliz sömürgesi Çin'İ işgal etti. 1948'de savaştan iki yıl sonra Sosyalist devrim oldu.
Bize de Japon sopası mı lazım diyorum hani?
Son olarak rahatlatıcı bir tespit;
Bu seçimden tek umudum bize açıklanmasa da, şu anda Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının başında belirttiği, Haziran’dan bu yana 400 ölüm olayına sebep olan iç ve dış terör olaylarına istinaden, hiç bir partinin de tek başına seçilmesi mümkün olamayacağından, AKP’nin tek başına, “kontrol altında olmak şartıyla” getirilmesidir.
Muhalefet partilerinin bu özveriyi bilerek yaptıklarını kabul edersek içimiz rahat edebilir. Eğer böyle bir uyuşma varsa bu durumda fazla endişe de etmemek gerekir. Zira bu fedakarlık karşılıksız değildir ve AKP de cumhurbaşkanı da istediği gibi at oynatamayacaktır.
Takdir sizindir.
Alaeddin Yavuz