Blog başlığındaki "+40" UYARISINI GÖRDÜNÜZ MÜ?

Ey Türk Milleti!
Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz

Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar.

Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır.

Tedbir olarak yanınızda sağlık ekibi bulundurunuz veya çıkınız! +40 :))

İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz!

Blog yazılarının telif hakları-copyright © “adilyargic; adilyargicc; keykubat.blogspot.com ve keykubat.blogcu.com” rumuzlarıyla yazan Alaeddin Yavuz’a aittir.


Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir.
Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.

Yazılarımı ırkçı, etnik,dini ayrımcı bulanlar, Atatürk'e yapılan 26 Kürt isyanı, 25 suikastın arkasında ve 30 yıldır, 50.000 insanımızın ölümünde Kürt Yezidiliği ardında saklanmış gayrimüslüm azınlıkların olmadığını ispatlasın.

Hala okumak istiyorsanız buyurunuz.

Saygılar, sevgiler!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Ocak 2012 Cuma

PAPA PEDOFİLİ VE COCUK PORNOSUNU ONAYLADI

PAPA PEDOFİLİ VE ÇOCUK PORNOSUNU ONAYLADI

SAPIKLAR ÂLEMİ

Pedofilinin kaynağı dinlerdir”  diye geçmiş yıllarda da yazdım. Dün akşam internette başka bir konu ararken tesadüfen bu haberi görünce şaşırmadım ve doğal karşıladım. Çünkü pedofili Yahudi Tevrat’ından doğan ve Hint/İran kökenli bütün dinlerde vardır.

Yazı;Katoliklerin şefi Papa,
pedofili rahiplerinin koruyucusudur! 
Örnek olarak son yıllarda Suudi Arabistan Evlendirme Bakanı Ahmet El Mubi’nin “Bir günlük te olsa çocukla evlenilir” beyanını peygamber Muhammed’in, arkadaşı Ebubekir’in kızı olan karısı Ayşe ile “6” altı yaşında evlendiğini örnek gösterdiği ve dünyada çok konuşulan videosu bunlardan sadece birisiydi.
Yazıma konu haber bütün dünya basınında yer almış ancak geçtiği yer itibarıyla İrlanda’nın Belfast Telegraph gazetesinin web sitesine link verilmiş olduğundan ben de oraya girdim ve haberi n ilgili bölümlerini tercüme ediyorum.

21.Aralık. 2010 tarihli haber şöyle başlıyor;
“Kilise rahiplerince yapılmış cinsel istismar mağdurları Papa’nın dün yaptığı “Pedofili *1970’lerde olduğu gibi MUTLAK KÖTÜ olarak görülmemektedir”  şeklindeki beyanına kızgın bir şekilde tepki gösterdiler.
*(küçük yaşta kız ve erkek çocuklarla girilen cinsel ilişki)

Roma’da kardinallerin ve resmi papalık görevlileriyle birlikte yaptığı dünkü geleneksel yılbaşı konuşmasında Papa ‘Çocuk pornografisinin toplum nazarında artarak görülmeye başlanmıştır. Pedofili 1970’lerde tamamıyla insanla hatta çocukla bile uyumlu bir şeydir şeklinde kuramlaştırılmıştı.’ demiştir.

“Katolik dünyasının içinde bile hiçbir şey kendi içinde iyi veya kötü değildir. Sadece ‘daha kötüden daha iyisi’ vardır. Hiçbir şey kendi içinde iyi veya kötü değildir” açıklamasında bulunmasının ardından, çocuk suiistimalleri konusundaki açıklamasında “kilisenin aşağılanmasına neden olan hayal edilemeyecek boyuta ulaştığını “ da belirtmiştir.

Kiliselerdeki suiistimallerin nasıl patladığının sorulması üzerine de Papa kardinallerden “Hıristiyanlığa verdiği mesajında ortaya çıkan adaletsizliklerin olabildiği kadar çok onarılmasını ve mağdurlara yardım edilerek Hıristiyanlığın iyi temsilinin sağlanmasını istemiştir.” Ve devamında;

“Bu durumlarda gün ışığına çıkan olaylar karşısında sessiz kalamayız”  Dedikten sonra da “Gittikçe büyüyen çocuk pornografisi toplumda çok çok olağan karşılanmaktadır.”  Demiştir.
Ancak olay mağduru Dublin’li Andrew Madden dün akşam yaptığı açıklamasında çocuk suiistimallerinin kendi toplumunda olağan karşılanmadığında ısrar etmiştir.

Bay Madden, “Çocuk pornografisinin cinsel tacize uğrayan çocukların imajlarının görüntüsü olduğunu bilmemekle” papayı suçlamış ve “Hayır normal değildir, papanın 50 yıldır ne tür arkadaşları olduğunu bilmiyorum” Demiştir.

Amerikalı kızgın bir mağdur da dün akşamki açıklamasında “kilise yönetimleri 1960’larda liberalizmi suiistimal ettiler ve birçok rezaletin üstünü örttüler, şimdi papa gelmiş ve 1970’lerdeki bir teoriyle ortaya çıkmıştır” şeklinde tepkisini göstermiştir.

SNAP-Survivors Network of those Abused by Priests “Rahiplerce Taciz Edilenlerden Hayatta Kalanlar İnternet Topluluğu’ndan” Barbara Blaine, “ Bu haince tacizlerin yarattığı bunalımı durdurmak ve Katolikleri kucaklamak yerine Papa olayları yanlış karakterize ederek hiçbir şey yapmamak için sadece konuşup durdu”. Dedi.

“Esas olarak, korkunç rezaleti yanlış tanımlayarak olumlu hale getiren böyle parlak bir adamı seyretmek iğrençti” Diye de ekledi.
Son itilaf da Alman Der Spiegel dergisinden geldi ve papanın 1980’lerin başlarında “rahiplere pedofili/sübyancılık izni veren rahip” olarak bilindiğini yazmıştır.
Pedofiliye onay veren Papa'nın çocuğu öpmesindeki
niyetini artık siz yorumlayınız!

David Icke’ın sitesinde yer alan bir makalede de geçen dönem ABD başkanı olan George Walker Bush’un babası olan ve 1990’larda ABD başkanı olan baba Bush’un tam bir sübyancılık düşkünü, işkenceci ve taciz esnasında çocuk öldürdüğünü iddia eden bir kitap yazan ABD hükümetinin Cinsel Köleliğe Karşı olduğu yönünde kitap yazan Cathy O’Brien’in “TRANCE-FORMATİON OF AMERİCA- Amerika’nın Hipnoz/Vecd Şekillenmesi” adlı kitabından alıntılara yer vermiştir.


Kethy O'Brien
Bush’un kendi kızına (kitap yazarının)yaptıklarını şöyle sıralamıştı;
George Bush’un sübyancı sapık olduğunu gösteren birçok belirtiden birisi de kızımın anüsünün kanamasıydı. Birçok kereler onun cinsel tacizde bulunduğunu gürültülü bir şekilde anlattığına kulak misafiri oldum. Beni kontrol altında tutmak için onun (kızının) hayatıyla oynayabileceğini ve benim ipimi çekebileceğini söyleyerek tehdit ederdi.

Başkan tarafından pedofili yoluyla tecavüze uğramasının yarattığı ruhsal bölünme yeterince akıl durdurmaktadır fakat söylendiğine göre Bush’un daha ileride yarattığı travmaları NASA’nın uyuşturucu/beyin kontrol cihazlarıyla daha bilimsel düzeyde sürdürmüştür. Kelly üzerinde “Seni sürekli gözlüyorum” ve “Kime telefon ettin” gibi baskılarla onu çaresizlik içine sokmuştur. G.Bush’un kızıma aşıladığı ruhsal ve fiziksel zalimce işkencelere kıyasla sistemli işkence ve travmalara maruz kaldığım halimden görülmektedir.”

Yazıda  İngiltere eski başbakanı Ted Heth’in 1998’de şatanist mason ayininde suiistimal ettiği bir çocuğu öldürdüğü, Amarika Nebraska Eyaleti senatörlerinden John W . DeCAMP’ın yazdığı “Franklin Örtbası, Nebraska’da Çocuk suiistimalleri, Şatanizm ve Cinayet”-The Franklın Cover-Up-Chıld Abuse, Satanısm and Murder in Nebraska” adlı kitabında bu sapıklıkların devletin askeri, polisi ve istihbarat örgütleri eliyle sistemli olarak yapıldığını hakkını arayan mağdurların tehditle susturuldukları veya öldürüldüklerinin işlendiğinden bahsetmiştir. Ayrıca bu konuda çok sayıda yazı da mevcuttur.
Yavru G.Bush Suudi Kralı Abdullah ile. Aşk bu! :))

24 Mart 2010 tarihli New York Tımes’ın papanın yukarıdaki açıklaması ile ilgili yaptığı yorumda, Papa’nın 30 yıl önce Münih’te başpiskoposluk yaptığı dönemde tacizci rahiplerin başka yerlere nakillerini engelleyerek koruduğu, olayın basın vicdanına yansımasıyla doğan tepkilere sessiz kaldığını yazmış ve şu soruyu sormuştur;
Papa 2001’de Vatikan Kardinalliği görevine geldiğinde dünya çapında gelen pedofili şikayetlerini eski işlerinin tehdidi altında nasıl gizli yürütmüştür?

Vatikan resmi açıklamasında bunu mağdurun korunması amacıyla gizli yapıldığını açıklamışsa da polisin bu konudaki tahkikatlarının çoğu başarısızlığa neden uğramıştır?

Amerika’da üç yıl içinde işten atılan 700 rahibin işkence rezaletlerinden Vatikan’ın ders almadığı görülmektedir. The Tımes’da Laurie Goldstein’in   Perşembe günkü “rahatsız edici raporunda” papanın halen nasıl kardinal olarak görevde kaldığı sorulmaktadır…”

Baba Bush'un "çocuk sevgisi" boşa değilmiş!
Pedofili- kız veya erkek çocuklarla cinsel ilişki konusunu gündeme getirmemin amacı, daha birkaç yıl öncesine kadar Hollanda dâhil bazı Avrupa ülkelerinde peygamber Muhammed’in eşi Ayşe ile olan evliliği bahane edilerek aşağılayıcı bir karikatürü ile secde eden peygamberin mabadına onu beceren bir köpek resminin montajlanması şeklinde çizilmişti. Ayrıca Müslümanların pedofili yani cinsi sapık oldukları yaygın olarak işlenmişti.

Papanın ve Hıristiyan ruhbanlarının bu rezilliklerinin kamuoyuna yansımasından geçen bunca yıl içinde hiçbir batılı veya Müslüman yazar- çizerin bu din adamlarını veya tanrıları İsa’yı benzer şekilde aşağılayan yazı veya çizimlerine tanık olamadık.

Bunu özellikle bu karikatürleri çizenleri kast ederek soruyorum?
Müslüman dünyası onların tanrı saydığı İsa’yı “peygamber saydıklarından bu kepazeliği yapmazlar ama onlar mademki yapıyorlar da niye kendilerine gelince sus pus oluyorlar?

Peygamber Muhammed’e gelince “basın özgürlüğü” olan hakaretler İsa’ya, papaya gelince niye çalışmıyor?
Ayrıca batıdan bu konudaki sapıklıkları içeren birkaç resmi de eklemeyi uygun buluyorum. Avrupa ve Amerika’daki haklarını arayan insanları da kutladığımı, bu rezillikleri de onlar sayesinde öğrenebildiğimiz için mücadele eden herkese saygılarımı sunuyorum.
"Bush Psikopat bir Katildir" Yazılı.

Bir de bu sapıklığın bizdeki yansımaları da vardır. Geçenlerde meşhur N.Ç davasında mahkemenin kararı Papa’nın pedofili açıklamasından iki yıl sonra verilmiş bir karar olması açısından dikkat çekicidir.
Çünkü başımızdaki hükümetin kendisi de zihniyetini kuran Said-i Kürdi ve günümüz temsilcisi Fetullah Gülen de hatta bir muhalefet partisi önderi olan D. Bahçeli’de ilginç şekilde “evlenmemiş” kişilerdir.

Nurcuların iktidara gelmelerinden bu yana açılan İslami İnternet sitelerinde Greklerin hileci tanrısı Hermes’in adından türeme “Hermetizm” sapıklığının geçmişe dayalı Sabi kökenleri İslam dini diye yazılıp çizilmektedir. Harran Sabiliğinin ve Kürt Yezidiliğinin yaygın olduğu Bitlisli olan Said-i Kürdi Deliüzzaman ve adlarını saydığım ve Nurcu oldukları bilinen ötekilerin yaşadıkları “bekârlık” şartı Hermetizm, Jainism ve Katolik rahipliğinde kutsal olarak bilinmektedir.

Kürtler arasında bir türlü engellenemeyen pedofili/ sübyancılık ve çocuk evliliklerinin hatta eşcinselliğin ardında Masonluğun kökenini oluşturan Şatanist Yezidilik mi yatmaktadır?
Ergenekon tiyatrosunu başlatan da bir eşcinsel olduğunu saklamayan Tuncay Güney değil miydi?
Koca derin devleti bir oğlan nasıl çökertebiliyor? Sorusu kimse tarafından sorulmadıysa bir nedeni var mıdır?
Koca koca generallerin 20’li yaşlarda bir yetim oğlanla ne ilişkileri olabilirdi?

Bu Ergenekon yapılanması Kenan Evren’in kurduğu Fetullah Gülen önderliğinde başlatılan Nurculuğun ve son olarak AKP’yi iktidara taşıyan Amerikancı Derin Devlet yapılanması değil miydi?
Ya AKP gelir gelmez ilk işi Üniversitelere Gay-Lezbiyen öğrenci kulüpleri açılmasını şart koşan yasayı çıkarmamış mıydı? Ankara B. Şehir Belediye başkanından başbakana kadar hakkında bazı internet sitelerinde (bizim devlette çalışmış bir ABD vatandaşına ait) zinadan zencili iddialara kadar uzanan şeyler bu işin dünyanın her yerinde devlet ricalında pek de yaygın olduğu izlenimi vermektedir.

Amerika ve Avrupa basınında sürekli Müslümanların pedofili ve eşcinsel oldukları işlenerek Tevrat ve Kur’an’da lanetli millet imajı vurgulanarak yeryüzünden yok edilmeleri işlenmiyor muydu?
Bunların hepsi birer tesadüf müydü?

Asırlardır Hıristiyan dünyası, Müslümanlar ile Türklerin cinsel sapık olarak işlerken bizden onlar hakkında hiçbir karşı yayın yapılamamış olmasının nedeni batı korkusu mu yoksa başımızdakilerin hoca, molla, Şeyhülislam kılığında cübbeli, sarıklı “dönme işbirlikçi Yezit, Sabi, haham ve papazlar” olmaları mıdır?
Yemenli kadınlar "Çocuk Evliliklerine karşı"
miting yapıyorlar!
Bu duruma düşmeden  Vatikan'dan emir alıp
4+4+4 yasasını çıkaran, çocuk evliliklerine izin
veren hükümetten kurtulun ya da baskı
yaparak bu yasaları iptal ettiriniz!

Bu yazı ile gördük ki bu yaygaraları yürütenlerin kendileri ve işbirlikçileri sapıklığı kasıtlı olarak korumakta ve yaymaktadırlar ve de dünyayı sapıklar yönetiyor bizi de işbirlikçileri yönettiğine göre gerisini düşünün artık!
Bu arada kulağıma geldiğine göre AKP iktidarında Hıristiyanlık öyle artmış ki konu komşu, insanlar rahatsız olmaya başlamışlar!

Bu yazıyı işte bunları sormak için yazdım.


Önce Kanada'dan bir Çocuk Evliliği!
Oh aman Allah'ım bu çocuk! Çığlıkları.
"18 yaşın altında yüz milyondan fazla çocuk pedofili evlilik yaşıyor!" Şeklinde tespit yapılmış.
Çocuk gelin nasıl dövülür Afgan videosu

Ergenekon ibnesi Tuncay Güney Videosu

Suudi Evlendirme bakanı Ahmed El Mubi
"1Günlük de olsa kız çocuğu evlendirilir".
Yazıyla ilgili linkler İngilizcedir. Google’ın Türkçe çevirileri gerçek anlamlarından çok uzaktır ve anlaşılmazdır. Satılan çeviri programlarını kullanmadığım için onlar hakkında da fikrim yoktur. Çevirileri kendim yapıyorum. Google’ın Farsça, Hintçe ve Çince çevirileri daha anlaşılabilir haldedir.);
6-13 Yaşında Bedriye’nin 40 yaşında erkekle evliliği işlenmiş.http://www.tulumba.com/storeItem_tr.asp?ic=zBK355520EH906
7- Suudi Evlendirme bakanı Ahmed El Mubi’nin “1GÜNLÜK ÇOCUKLA EBEVEYNİ İZİN VERİRSE EVLENİLİR “Videosu ve başkaları için; http://www.youtube.com/watch?v=RJOWkF9oUzc&feature=player_embedded
8- Bu da Kanada’dan hep Müslümanlar olacak değil ya. Ne dedik, cinsel sapıklığın kaynağı dinlerdir;” http://www.youtube.com/watch?v=K8a90OBgiWE&feature=related

Bu konudaki eski yazılarım;
2- ttp://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=di%CC%87n%20ve%20e%C5%9Fci%CC%87nselli%CC%87k%20keykubatbat&source=web&cd=3&ved=0CCoQFjAC&url=http%3A%2F%2Fkeykubat.blogspot.com%2F2008%2F08%2Fcennetlik-olanlar.html&ei= OaYZT8LlF8nNswbM4ZhI&usg=AFQjCNH2G4YBsJ7_d0siUAoJRCE0jNKSRQ


13 Ocak 2012 Cuma

HANGI ERGENEKON YARGILANMALI


HANGİ ERGENEKON YARGILANMALI?



2008’den beri dalga dalga süren Ergenekon tutuklamaları halen bir sonuca ulaşmadı ve bu gidişle ulaşacak gibi de görünmüyor.

Önce birkaç subay ve siyasetçi ile başlayan tutuklamalar ardından generalinden ve son olarak da Genelkurmay başkanlığı yapmış ve bir buçuk yıl kadar önce emekli olmuş İlker Başbuğ’a kadar uzandı.

Bu gün bazı gazetelerin dikkat çekmesine bakılırsa Yaşar Büyükanıt paşaya da uzayacak gibi görünüyor.

Önce şu Ergenekon’un nemenem bir şey olduğunu bir kavrayalım, çünkü gerçek “ETÖ”nün Silivri’dekiler mi yoksa iktidardakiler mi ya da her ikisi mi olduğunu o zaman anlayabilecek ve doğruya yakın tespitler yapabileceğiz.

Amerika’da New York’taki 11.Eylül.2011 İkiz Kule operasyonun ardından ABD başkanı yavru G.W.Bush’un “İslami Terör” tespiti yaptıktan sonra “Haçlı Seferi” başlattığını bilmeyen kaldı mı bilmem. 2001’de de daha Haçlı Seferi ilan edilmeden önce SSCB’yi Afganistan’dan çıkarmak için yetiştirip büyüttüğü Taliban’ı terörist gösterip “demokrasi götürmek” için Afganistan’ı işgal etmişti.

Bunları neden yazıyorum?
Çünkü her şey bunlarda saklı da ondan. ABD+ İngiliz siyasetlerine alet olarak, Osmanlı’yı yıkan ve Atatürk’e on beş yıl boyunca 26 Kürt ve bir o kadar gerici isyanlar çıkararak adım attırmayan işbirlikçilerin ve soylarının doluştuğu DP’den AKP’ye kadar uzanan “teslimiyetçi sağ” siyaseti asırlardır yurdumuzda destekleriyle kışkırtan ve iktidarda tutan siyasi akımın 1950'lerden beri ABD’deki adı “New Conservatist Movement” yani “Yeni Muhafazakâr Akım’dır”. Bu akım vahşi kapitalist, sömürgeci siyaseti benimseyen Haçlı zihniyetli bir akımdır ve siyasi önderlerini Tapınak Şövalyeleri ve Evangelistler gibi askeri yapılanmaya dayalı eğitim veren Hıristiyan tarikatlarından seçmektedir. R.Reagan’dan bu yana ABD başkanlarının Evagelist oldukları yazılmaktadır.

1950 seçimleriyle ülkemizde bu yapılanmanın kopyası olarak iktidara getirilen Demokrat partinin Kore’ye asker göndermesi zamanında da ABD’de bu yeni muhafazakâr akım iktidardaydı. DP, AP, ANAP ve AKP’nin siyasi politikaları ile bu muhafazakârların politikaları aynıdır. Yani “Liberal ekonomi” bu da “devlete ait kamu kurumlarının özelleştirilmesine dayalı” siyasetin ta kendisidir. Bizim çok sevip başımıza getirdiğimiz bu sağ partiler ABD’nin emperyalist siyasetlerine “en uygun ortam hazırlayan teslimiyetçi görüşe sahip” partilerdi. Başlarında da daima “dönmeler” bulunmaktadır.

1991’de SSCB’nin yarı oligarşik sosyalist düzeninin çökmesine kadar geçen soğuk savaş yıllarında ABD işgal ettiği, ya da uydusu olan ülkelerde kendisine karşı olan yapılanmalara karşı gece operasyonları yapardı. Bunları Afgan ve Irak işgallerinde de yaptılar.

Bu operasyonların adı “Er George Operations” yani Aziz George operasyonlarıydı. Aziz George, Bizans İmparatoru Diocletian’ın (M.S.III.yy) yakın korumasıydı ve o zamanlar sapık din olarak yasaklanan, Hıristiyanlara saldırmayı ret ettiği için imparatorun emriyle öldürülmüştür ve “İlk Hıristiyan Şehidi” kabul edilir. Er George, aynı zamanda ABD’nin soğuk savaş yıllarında dünyanın her yerinde benzer operasyonları gerçekleştiren C.İ.A’nın Avrasya sorumlusunun da adıdır. Güney Amerika kıtalarında da çok imzası vardır.

Operasyonların adı bu ikisinin kişiliklerinden alınmadır. Gecenin 01.00’inden sabahın 05.00’ine kadar yapılan baskın ve yıldırma operasyonlarının hepsinin adları “Er George’tur.” Bizde darbeler ve Ergenekon tutuklamaları da aynı şekilde bu C.İ.A başkanının emirleriyle ve gece baskınlarıyla yapılmıştır.

Şimdi, sırayla yazalım, “ER GEorge NEw CONservatist Operation”, (Aziz Corc Muhafazakâr Operasyonu-Saldırısı) şimdi koyu harfleri yan yana koyalım;
Irak Er George Operasyonu resmi


ERGENEC(K)ON artık “C” harfinin “K” sesi” verdiğini de bilmeyenler için hatırlatalım.

Yani 60 yıl önce Adnan Menderes iktidarı dayatmasının ülkemize yapılan bir “Ergenekon Saldırısı” olduğunu da böylece anlayalım. Hatta Atatürk’ün öldü(rüldü)ğü gün yapılan darbeye kadar da gidebiliriz.

O zaman da Menderes benzer siyasetlerle ülkeyi teslim etmiş, Kore’de gereksiz yere halen sayıları açıklanamayan miktarda askerimizi ziyan etmişti. Bu ABD sadakati ona ve ailesine mutluluk getirmedi aksine ABD onu ortada bıraktı, boynuna yağlı İngiliz sicimi geçirtti, idamdan önce prostat muayenesi bile geçirdi, çocuklarının birisi öldü(?), birisi sakat bırakıldı (?) ve geçenlerde o da vefat etti. Ama ömrü boyunca babasını idam ettiren zihniyetin de kucağında oturdu.

Temsilcisi olduğu “Yeni Muhafazakâr” siyaset anlayışı onun sonunu getirdi.

ABD’nin yeni muhafazakâr hareketinin ülkemiz temsilcisi olan ve devlete ait bir tek kamu kurum ve kuruluşu bırakmayan teslimiyetçi AKP ve öncekilerinin tümü gerçek birer ABD “ERGENEKON’u” ürünüdür.

Ergenekon davasının 2008’de gene ABD’deki ERGENEC(K)ON iktidarı olan George W.BUSH’un başkanlığı sırasında, Dağlıca baskınları sonrası başbakanımızın ABD’ye yaptığı ziyaretin ardından, ABD siyasetlerine karşı olanların tutuklanması kararı ile dönmüştü ve o günlerden gele gele bu günlere kadar geldik.

O zamana kadar ABD Ergenekon’unun sadık elemanları, Körfez olayında puan kaybetmişlerdi ve böylece yerlerini AKP’ye bırakmışlardı.

Genelkurmay başkanı ve öteki kurmay subayların başlarına gelenler geldi bence bu durumda onların da az kabahatleri yok. En büyük kabahatleri bence AKP’yi iktidara taşıyan her türlü zemini 12 Eylül 1980 darbesinden bu yana ordu yaratmıştır ve onlar da bir şekilde figüranlık etmişlerdir. Darbeden sonra da AKP’nin eski prototipi ANAP gene darbe tarafından iktidara getirilmişti.


ABD Ermenileri aleyhimize dava açıyorlar


Solcular jiletle kazınamayacak şekilde yerin dibine geçirilmiş, biraz da gerçek milliyetçi birkaç Ülkücü darbe almıştı. 12 Eylül cuntası bu iki harekete zarar verirken iki hareketi de yasallaştırmıştı;

1- Her zaman “hedef” göstererek şişip gelişmesini sağladığı Hermetik, takiyye Müslümanı “İrtica= Nurculuk+Gülen hareketi”.

2- Ordunun modernizasyonu bahanesi ile “etnik bölücü siyasetin” temeli olan “PKK’nın kurulması ve güçlendirilmesi.1980-1990 arasında “Ordunun Modernleştirilmesi” konusu hakkında yazılmış birçok yazıyı gazetelerin arşivlerinde bulabilirsiniz. TRT arşivlerinde çok sayıda haber ve açık oturum programı da vardır. 1968-1980 arasında Ankara SBF’ye giren ve Kürt Solu siyaseti güden Ermeni kökenli sıradan bir Anadolu çocuğunun arkasında destek olmadan böyle bir örgüt kurması olanaksızdır. Bunun geniş detaylarını bir çok yazımda bulabilirsiniz.

Geçen yıllarda “İrticayla mücadele” adı altında kendisini “din düşmanı” göstermeyi çok iyi beceren bazı kurmay subay ordu mensupları AKP’yi iktidar ettiler ve bu gün de Çevik Bir gibiler danışman olarak iyi yerlerdeler. Bazıları kurdukları güvenlik şirketleriyle yurt içi ve dışında aldıkları ballı güvenlik ihaleleri ile zevk-i safa içindeler. Mevcut özel güvenlik teşkilatlarının içinde “ordu mensubu” barındırmayanı neredeyse yok gibi.

Ergenekon tahkikatı dümenini bildikleri halde genelkurmay, siyasi iktidarca “darbe zanlısı” olarak teslim edilen subayların akıbetlerini öngörüp, “şartlı teslim” etmesi gerekirken bunu da yapmamışlardır.

Bu da İlker paşa dâhil, AKP dönemi Genelkurmay başkanlarının başbakanla yaptıkları her görüşmenin arkasından “yeni bir Ergenekon dalgası” başlamasında, “Genelkurmay’ın rolü ne?” sorusunu sordurmuştur. Kendisinin tutuklanması bile “hangi senaryo acaba” diye insanı düşündürmektedir. Çünkü içerdekiler gerçekten orada hapisseler, onların mağduriyetlerinden başta genelkurmay sorumludur!
Eğer bu en tepedeyken gerçekten darbe yapmaya kalkmış da yapamamışsa zamanında niye tutuklanmamıştır da içeri atılmak için emekliliğinden bir buçuk yıl geçmesi beklenmiştir?

Görevdeyken darbe yapmayı beceremeyen kabiliyetsiz bir genelkurmay başkanının emekliliğinde kime ne zararı olabilir?

Bu senaryonun ardından ne çıkacaktır?

Hükümet, Uludere salaklığının acısını bundan mı çıkarmaktadır?

Bunların hepsi boş şeyler. Olmayan darbenin cezası mı olur?

Bunda bilmediğimiz gerçek Ergenekon’un parmağı vardır, yani dışarıdaki Ergenekon’un parmağı.

İşte “ERGENEKON” arayanlara gerçek “ERGENEKON” bunlardır. Soğuk savaş döneminde bile atıl bırakılan ama soğuk savaşın bitmesine beş on yıl kala başlayan “terör örgütü ile ordunun eğitimi ve Hermetik Mason dini olan Nurculuk +Gülen akımı” ile halkın bütünleştirilmeye çalışılması projesinin ardında “B.O.P Projesinin” olduğu görülmektedir. Çünkü Ortadoğu’ya demokrasi getirilmesi Özal döneminde çok konuşulan bir konudur. Hatta benzeri öneriler A. Menderes döneminde de Atlantik tarafından yapılmıştır.
Şimdi de yapılan İran ve Suriye üzerine saldırmaya zorlanmaktayız. Allah’tan Rusya Akdeniz’e gemilerini indirdi de biraz rahatladık.

Bu yüzden Medvedev ile Putin’e barış ödülü verilmelidir. Ama Atlantik ötesi sürekli bastırmaktadır. Üstelik girdiğimiz savaşlarda da silahları ABD’den satın almak şartıyla. Kuveyt’e bile bu proje kapsamında geçenlerde silah sattılar. Bize de uçak, helikopter v.b. Yani silah, cephaneyi de vermiyorlar. Osmanlıyı da başa getirdikleri işbirlikçilerle böyle gerekli gereksiz savaşlara sokup borçlandırdılar, evlatlarını kırdırdılar böyle bitirdiler.

Siyaset aynı siyaset, savaştır, kırdır, borçlandır, böl, parçala ve hükmet!

1950’den beri ülkemiz ve halkımız üzerinde oynanan bütün oyunlar ABD ERGENEKON'unun ürünleridirler ve yakın zamanda hem bu millet hem kendileri ve birçok ülke bu Amerikan ERGENEKON’un mağduru olacaktır.

Oysa Mason küresel sermayenin siyasetleri çok dallıdır. Doğaya uygundur. Yani AKP’yi veya benzeri bir yandaşını “yüceltmek ve bir yerlerde kullanmak” istiyorsa önce onu “mağdur” eder (başbakan en iyi örnektir), hapse atar, sonra çıkartır başa getirir. Ardından onu boğuşturur inanın hepsini “küresel sermaye” ayarlar.

Aynı bir elektrik devresi gibi siyaset izler yani bir (+) uca bir de (-) uç muhakkak kullanır ki inandırıcı olsun. Öyle de olmaktadır. Bu konuda sayısız tespitlerimi içeren yazılarım doludur. Bir grup sokakta protesto yapıyorsa onu oraya getiren güç de onun idaresindedir.

İşte Silivri- Ergenekon tutukluları da AKP’yi iktidarda tutmak, “özgürlükçü” göstermek, yapılanın bir yenilik, “devrim” olduğunu kanıtlamak için yazılmış senaryonun oynandığı bir tiyatrodur.

Bu tiyatronun bu günkü mağdurları, şu an bile ABD’nin gözden çıkarabileceği bir RE.T.E ve hükümetinin ardından uygulanacak yeni akımın temsilcileri olabilirler!

Bilmiyoruz ama hiçbir şeyden de emin değiliz. Oyun büyük, senaryo yazarları çok tecrübeli ve bilgedir. Ama her ne olursa olsun, on yıl öncesinin mağduru RE.T.E nasıl bu günün zalimi olduysa, birkaç yıl sonrasının zalimleri olabilecekler için bize düşen sadece “adalet ilkesine bağlılıktan kopulmamasını “dilemektir.

Çünkü adalet bu gün nasıl “-Asmayalım da besleyelim mi?” diyen Kenan Evren’e bile lazım oluyorsa ve bunun için iki yıl öncesinden Çankaya’dan Genelkurmay’a ziyaretler yaptıysa bir gün mevcut iktidara da lazım olabilir ve hiç kimseye “adaletten kopmak” yarar getirmez. Bir gün her siyasi bir Mübarek, bir Kaddafi olmaya adaydır.


Evren ve Erdoğan
Çünkü şu anda haklarında tutuklanacak ve içeri tıkılmalarına bol bol yetecek suçlama dosyaları Meclis ve mahkeme arşivlerinde beklemektedir.

Örnek, bunları kim yargılayacak?
Güneş gazetesinden Rıza Zelyut bu gün yazmış, okuyalım;


“Lütfen şu suçlara bir bakın:

- İhaleye fesat karıştırmak.
- Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak.
- Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak.
- Baskı, cebir, şiddet, mafyavari yollar kullanmak.
- Devletin imkânlarını yasadışı yollarla kendi tarafına veya taraftarlarına aktarmak.
- Kamuyu zarara uğratmak.
- Görevini ihmal etmek ve görevini kötüye kullanmak.
- Çete kurup zimmetine para geçirmek.
- Sahte fatura kullanıp kamuyu dolandırmak.
- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek.
- Terör örgütü propagandası yapmak.
Ve daha başka adi suçlar.
Dün de Kılıçdaroğlu eklemişti, sahte resmi belge düzenlemek, kalpazanlık yapmak…

Ha bir de bunların üstün zekâlı çocukları birden bire gemiler, fabrikalar, internet şirketleri ve nicelerine sahip oldular.

Bu nasıl olmuştu acaba?

Bu çocuklar zekiydiler ama babaları hükümetin başına geçince zihinleri daha da mı çok açıldı acaba?

Ha şu Deniz feneri ve Kurban etinden döneri n’olcek? Kapandı gitti.

TAM 622 SUÇ
Şu an milletvekili olanlarla ilgili 622 tane fezleke oluşturulmuş. Yukarıda sözünü ettiğim suç türlerinden 500 kadarı TBMM'de sorgulanmayı bekliyor. Bu suçların içinde en dikkat çekenleri devlet malını hortumlayanlarla ilgili. İhaleye fesat karıştırarak hazineyi soyanlar, ne yazık ki milletvekili dokunulmazlığı ile yargılanmaktan kurtuluyorlar. Bunların; çıkar amaçlı suç örgütü kurarak devleti zarara uğrattıkları iddia ediliyor. Bu amaçla sahte fatura bile kullanılmış. Bu vurguna karşı çıkanlar ise mafya türü baskılarla susturulmuş.
İşte böyle suçlamaların yapıldığı kişileri; bu TBMM şimdiye kadar korudu, kolladı. Bu suçlamalara muhatap milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmadı.”

Şimdi soruyorum;

Yabancı ülkelerin siyasi ve ekonomik çıkarlarına uygun projelerle altmış yıldır bu milletin evlatlarının kurban edilmesi ve halkımıza çektirilen onca ekonomik sıkıntılarının ve evlat acılarının sorumluları suçlu değil midir?

Bu siyasetleri “Emperyal Güç Türkiye” siyasetiyle sürdürenler, kafamıza Rus, Çin, İran pislikleri düşmeye başladığında halka ne diyeceklerdir?

Bunların hepsi ABD Ergenec(k)onu’dur.
-Hangi ERGENEC(K)ON yargılanmalı?
ABD derin Gladyosunun AKP iktidarının 10.yılında ortaya çıkan "küçük ucu" için tıklayınız!

-Etnik bölücü siyaset güden terör örgütü ile ülkeyi “etnik köken ayrımcılığını esas alan açılımları” ile yöneten (Kürt, Ermeni, Arap, Çerkez, Kilise mallarının iadeleri vb) iktidar partisini, onları oluşturan bölücü, ayrılıkçı, yıkıcı tarikat ve cemaat yapılarını kuranlar ve iktidara taşıyanlar mı?

(Bunlar sadece Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya’dan ibaret değillerdi ve onları teşvik eden, bu işin asıl beyni olan, üniversitesinden ekonomistine, iş adamına ve yurt dışına uzanan bağları es geçilmektedir.)



-Aslında 60 yıldır TSK değil, NSK ( Nato Silahlı Kuvvetleri) askeri olan ve ABD’ce eğitilerek, seçilerek genelkurmay koltuklarına oturanlar olmalarına rağmen, ABD işgal siyasetinin harfi harfine uygulanmasına karşı çıktıklarından dolayı “sömürge yasalarıyla” içeri tıkıldıklarına hükmedilen Silivri’dekiler mi?

-Onları içeri tıkarak “kendi kadrolaşmalarının önünü açan” İktidarda ve bürokrasidekiler mi?
-Yoksa hepsi mi?

Yoksa boş ver gitsin iyi mi oluyor?

Yoksa 50 yıldır kaybedilen evlatlar millete az geldi de millet için için kaşınmakta mıdır?
O zaman kaşınanı kaşırlar bu da böyle giderse yakında vasıl olacaktır ve Rusya hatırına biraz gecikmiştir. Rusya dış işleri bakanının “Türkiye Suriye’ye saldıracak!” uyarısını da yazalım.

Adalet ve Kalkınma Partisi, Adaletsizlik ve Kaos Partisine dönüşmüştür. Allah vermesin bir savaşa girersek, Kıtlık, Kıyım, depremlerin, hortumların, sellerin ve yıkımın ve de ülkenin işgalinin adı olacaktır. Menderes döneminde de depremler, seller ve yangınlar boldu. Bu hükümet döneminde de bunlar halen oluyor ve yaraları da sarılamıyor. Bir de savaşa girersek seyreyle gümbürtüyü!


Bu ülkede adının önünde, arkasında “Türk” olup da Türk ve Atatürk düşmanlığı yapanlar* nasıl ki “Türk” değilse ve Atatürk zamanında devletten nimetlenmek için Türk adları alarak yalakalık eden işbirlikçilerin soylarıysalar, adı “Adalet” ile başlayan AKP’nin de “Adaletli” olmadığını yargısından çalışanların ve emeklilerin maaş zamlarına kadar yaptığı her alanda görmeye artık alıştık.

Haberlere bakılırsa hükümet çalışan memurlara bu yıl zam da vermemiş. Geçen yıl “emeklilere grev ve toplu sözleşme” hakkı vererek dünyayı kendine güldüren AKP’yi, “kazanılmış hakları geri alma” ve de “Adalet” adını sömürme konusunda Nobel Ödülüne aday gösteriyorum!

Başbakanın oğlu Ahmet Erdoğan'ın gemisi (Gemicik)

Adaletin bu mu dünya?

Ellere şirketler, Kısıklı’da, Londra’da, New York’ta köşkler, yükseklerde koltuklar, siyah gözlüklü korumalar, Limuzinler verdin!

Bizlere ithal angu(s)t** etlerini bile çok gördün, hep kör baktın dünya!

Ulan bu kadar yazı okunur mu yav?

Aklınıza şaşayım sizin emi?

Ulema mı olcanız ne?

Adilyargıç/keykubat

*(Mümtazer TÜRKÖNE, Ahmet TÜRK, Kanal TÜRK, Sky TÜRK, Haber TÜRK, CNN TÜRK gibi.) **(Onu da alamıyoruz ya Allah’tan yandaş medyanın yemek programlarına bakarak” görsel tokluğa” ulaşmaya çalışıyoruz ve bazen ekrana ekmek bandırasımız geliyor.)

Rıza’nın yazısı için;http://www.gunes.com/2012/01/13/yazar/1798/ riza_zelyut/arinc_ a_da_fezleke_duzenleyin.html

ABD Gladyosunun sivil-askeri ucu göründü; 1-http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/sadati-akp-hukumeti-kurun-dedi-h5240.html
2- http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/sadat-turkce-resmi-dil-olmasin-ve-ozerklik-gelsin-h5274.html
3- Bu gladyonun resmi İnternet sitesi;http://sadat.com.tr/http://sadat.com.tr/

 Biz inandıramadıysak başbakan belki inanmanıza yardımcı olabilir. İşte batılı devlet adamlarına "karşlılıklılık gözetmeksizin" Hıristiyanlığa yaptığı hizmetleri dinleyiniz:

Alevilerin benzer tespitleri;