KÜFÜR YORUMLAR NEDENİYLE AÇIKLAMALARIM.
(Kadın ve Din başlıklı yazıma ve bazı dini YAPILAN YORUMLAR ÜZERİNE 07.12.2009-07.12.2009-tarihinde YAPILAN AÇIKLAMAM.
İnsanların kendi inanç ve kavramlarını eleştiren ve ya kendinden farklı yorumlayan yazılara tepki duymaları doğaldır.
Doğal olmayan ise hiç bir akli yorum getirmeden,ters gelen konuyu masaya yatırmadan doğrudan "küfür" etmeleridir,lanet etmeleridir ki o zaman yenilgiyi kabul etmişlerdir.
Küfrün bu şartlarda gelişi acizliğin ifadesidir.
İlk emri "İkra-oku" olan İslam'ca da günahtır.Bizim Müslümanlar,"haram" olan içkiye düşmanlıklarının milyarda birini "günah" olan "küfre" ayırsaydılar,Müslüman dünyası çok daha ahlaklı bir topluluk olurdu.
Küfür yüzünden öldürülenlerin,dövülenlerin sayısı içkiden mağdur olanları milyarla katlamaktadır oysa.
İçki,ölçülü içildiğinde kanı inceltir,beyin felci,damar tıkanıklıklarını açar,ömrü uzatır.Devlet ve din adamlarının bundan korkuları mı vardır acaba ?
Belki de devlet adamlarımız ve ulemalarımız,"cennette kendilerine yer kalmaz korkusuyla," bilerek bu konuyu hedef haline getirmemişlerdir. :))
Kim bilir? :))
Kendileri bilir.:))
Yorum yapanların kültürel eksikliklerini giderebilmelerine faydalı olabilecek çok sayıda yazım üç blogumda da vardır.
Benimsemek için değil, farklı düşünce tarzı olarak okunmalıdır.Her yazıya da böyle yaklaşılmalıdır ki toplumda fikir zenginliği artsın.
1739'da İngiliz ajanı Hamper'in başlattığı faaliyetler sonucu ortaya çıkardıkları "Vehhabilik tarikatına"ne İslam'ın sahibi Hicaz Araplarının geçmesinden bu yana 250 yıl olmuştur.
(Medya'da bu konuda çıkan tüm yayınlar benim bu yazımdan sonra çıkmıştır.Fethullah Gülen'in "Türban şart değil " açıklamasını benim "Değişik dinlerde baş örtüsü" ,"Kuran,Tevrat'ta kara çarşaf ve peçe" başlıklı ve benzeri yazılarımın kopyalarının türemesinden sonra yapmıştır.)
Melez Hicaz Arap'ı bile kendine gelen peygamberin kitabını bırakıp İngiliz dini Vehhabiliğe geçmiş,biz hala ,kendimizi "Mevali-Köle" gören bu dine kulluk etmekten,Sünni İslam'dan yeni İngiliz-Amerikan versiyonu olan Fethullahçı-Ilımlı İslam'a rahatsızlık duymadan geçmekten, 1890 yıllarına kadar İslam dünyasında kullanılmamış,hatta 1892'de Sultan II.Abdülhamit'in fetvası ile yasakladığı Hıristiyan yas kıyafeti olan Çarşaf ve peçeleri,Amerikancı Kenan Evren ile İhsan Doğramacı'nın 1980 sonrası uydurdukları hint bozması türbanları takmanın da sebeplerini sorgulamadan herşeyi hemen kabul ediyor, onların milliyetçiliğini yapıyoruz.
Anlamak mümkün değildir.
Üstelik bunca Kuran,İncil ayeti ile açıklanmışken.İslamın temeli "ayetle hüküm vermek" değil midir?
Biz de ayetlere göre kararımızı oluşturuyoruz.İftira yok,isnat yok.
Yanlış yorum varsa doğrusunu yazınız!
Benim din konusundaki yazılarım,bizim inancımızın ne veya nasıl olduğu ile değil,bizi etkileyen kavim ve güçlerin nasıl inandıkları ve nasıl baktıkları ile ve bize karşı nasıl siyaset ürettikleri ile ilgilidir.
Benim yazılarımla inancınızı kaybedecek kadar,inancınız zayıf ise siz zaten inanmıyorsunuz demektir.
Hiç olmazsa takiyye yapıp da milleti kandırmayın.
Üç gün önce vefat eden komşumuz için başsağlığına giden eşimi komşuları "kuran okuma" toplantılarına davet etmişler.
Eşim de ben "Türkçe" okunmasından yanayım,anlamadığım dilde bir şeyler okumanın bir yararı olacağına inanmıyorum şeklinde cevaplamış.
Aldığı cevap ilginçtir;
"Türkçe çevirilerin hepsi yanlış ve sapıktır.Arapçasını okumak sevap olduğu için biz böyle okuyoruz."
Lafı uzatmamak için eşim davetlerine teşekkür etmiş,başka konulardan konuştuktan bir süre sonra ayrılıp eve gelince bana anlattı.
Madem ki,Kuran'ın Türkçe'ye çevrilmesi doğru değildir.
O zaman Allah'ın emirlerini nasıl öğreneceksiniz?
Her biri kusurlu insan olan sıh,pir,şeyh gibi tanrıdan icazet almamış insanların devlet veya başka devletlerin parası ile sizleri sapıttırmadığından nasıl emin olacaksınız?
Hz.Muhammedin bile defalarca şeytana uymaktan son anda kurtarıldığı,büyülerin tesirine girdiğine dair ayet ve hadisler ortadayken.
Almanca'ya çevrilmiş Kuran'ı okuyan Helga Müslüman olduğunda,Fransızca'ya çevrilmiş Kuranı okuyan Michelle,İngilizceye çevrilmiş Kurandan Müslüman olan Linda, "Türk oldular" denildiğinde onları niye ve hangi ölçüye göre Müslüman kabul ediyorsunuz?
Yeryüzünde ve internet sitelerinde binlerce televizyon kanalı,internet sitesi,blogu İngilizce başta olmak üzere bir çok dilde yazılar yazıyor,her dilde Kuran-ı kerim satılıyor,niye?
Tamam,ben dine inanmıyorum,sakladığım bir şey de değil.Ama bir anımı buyurun,bunu defalarca da yaşadım ben,okuyunuz lütfen;
1993 Ağustosunda ,Sultanahmet parkında devriye geziyordum.Diyarbakır'lı PKK yandaşı bir genç geldi ve benden,camii avlusunda Hıristiyan rahip grubunun gençlere Hıristiyanlık aşılayıp,İncil dağııtığını söyledi.
Bu tür olaylara "turizm bahanesi ile "adliyelerin hoş görüyle baktığını,rahatsız edilmelerinin uygun olmadığı kibarca bize söyleniliyor.
Ne yapalım? Sonra sen de zaten dine inanmıyorsun,PKK taraftarısın,sizin hamileriniz onlar,niye rahatsızlık duyuyorsun? dedim.
-"Ben,inanmayabilirim,ama onlar benim kültürüme küfür ediyorlar,aşağılıyorlar,ben insanımın dinsiz olmasını Hıristiyan olmasına tercih ederim.""
Seni Emrullah Hoca'nın da yanında görüyorum.Kaç defa seni papazlarla konuşman için bana çağırtığını sen de biliyorsun.
Onların hakkından sadece sen gelebilirsin,hadi gel de şunların paylarını ver gitsinler."Deyince,zaten bölge devriyesiydim.Hemen birlikte Sultanahmet Camii avlusuna yürüdük.
Dediği doğruydu,her rahip,rahibe hem de Türkçe,kimisi İngilizce açık açık Hıristiyanlık reklamı yapıyorlardı.
Bazıları para gösteriyorlardı.
Bizi görünce toparlandılar.Hepsi,İngiliz,Fransız oldular.Türkçe tek kelime bilmez oldular.
Ne yapıyorsunuz çocuklara? diye İngilizce sordum.
Tabii turistik yerleri falan dediler ama kısa sürede gerçeği kabul ettirdim.
Yaptıklarının yasak olduğu bilincinde oldukları için,çekiniyorlardı,ama,ben de etkili bir şey yapamaycağımı bildiğimden ve de en doğrusunun bu olduğuna da inandığımdan onları tartışmaya davet ettim.Geliş amacım da oydu zaten.
-"Çocuklara anlattıklarınızı bana da anlatın.İnanırsam ben de Hıristiyan olacağım,yok inandıramazsanız hepiniz birer Kuran alacaksınız" deyince şaşırdılar.
Kaç kişisiniz deyince "kırk kişiyiz" cevabını aldım.
Tamam,kaybederseniz "kırk kuran alacaksınız" dedim
"Tamam,kabul ediyoruz" cevabını verdiler ama;
Sonra küçümseyerek gülüştüler.
Ama,tartışma başlayınca,aradan iki buçuk saatin nasıl geçtiğini ben bile anlayamadım.
Çok şaşırmışlardı,rahibeler özellikle Kuran hakkında sorularını arttırdılar.
Bu arada bir Fransız rahip,kısa süreli özel görüşme istedi.
Bir kenara çekildik,başladı anlatmaya.
Meğer bizim rahip,tanıştığı bir Türk işçiye misyonerlik yaparken avlanmış ve evinin bodrum katında bir mescid yaptırmış da ibadet etmiyor muymuş?
Rahipliği de geçim dünyası deyip yürütüyormuş
.(Bizde böyle şeyhülislamlar,hacılar,hocalar,Amerika'dan fetvalar verenler olmadı mı?yok mu?)
Buyurun buradan yakın.
Gel gelelim,Yerebatan sarnıcının üstündeki ara sokaktaki kitapçıdan Kapalıçarşıya kadar bir yığın kitapçıda üçü Almanca ikisi İngilizce ancak 5 beş İncil bulabildik.Ayaklarımın koptuğuna değmedi.
İngilizce olanları alındı,öbürleri kaldı.
Ayrılırken de Müslümanlara ve dinsizlere hoşgörü ile bakacakları vaadini de vererek ayrıldılar.
Umarım bu da benim hakkımda okuyan herkese fikir verecek bir ibret öyküsüdür.
Ben,Türkçe Kuran,İncil,Tevrat ve diğer dinleri okumasaydım,böyle bir mücadeleyi yaratabilir miydim?
Bu da Müslüman olarak hoşunuza gitti umarım.
Beyler,koltuğunuzda Einstein'in İzafiyet teorisi kitabını taşımakla fizikçi olamayacağınız gibi, anlamadığınız bir dilde yazılmış kitabın cümlelerini yarım yamalak telaffuz etmeye çalışmakla da İslam'ı da emirlerini de tasavvufunu da,yani Tanrının emirlerini de anlayamazsınız.
Onun da hiç bir sevabı olmaz.
Hatta yanlış telaffuzdan dolayı da günaha bile girebilirsiniz.
Mesela "İkılâp-Devrim" demektir.Ama Türkiye de herkes "İnkılâp Tarihi" dersini "İnkîlap (köpek) Tarihi" diye telaffuz eder.
Yani,"Köpek Tarihi."
Bir noktanın yaptığı değişikliğe bakın.
Devrim tarihi nerede,Köpek Tarihi ne alaka?
Her dilde bu vardır.
İngilizce'de Sheet (Şît)-sayfa,yaprak;Shit(Şit)-Bok.
Bizim tercümanlar filmlerde bunu "Lanet" şeklinde çevirseler de adamlar "bok" demektedirler,lanet anlamı olsa da bu anlamda kullanmaktadırlar.
Resmi ziyaretlerde yıllarca tercümanlık yaptım,en yetkili ABD-İngilizlerin bile her olumsuzlukta söyledikleri söz budur.
Ama telaffuzdaki tek bir "i" harfi farklılığı anlamı değiştirmektedir.
Yani bilmediğin,şivesini beceremediğin bir kitabı okumak kolay değildir.
İngilizce şarkı dinlemekle İngiliz,Arap tekerlemeleri okuyup söylemeye çalışmakla da Arap olunmaz,ve bu diller de öğrenilmez.
Kaval dinlemekle koyunlar kaval çalmayı öğrenemezler.Sadece "kolay sağılırlar".
"Kuran=Ezbere okunan",anlamına gelir ve yazılmak için değil,ezberlenmek içindir.Bütün dinler şiir tarzında ve kolay ezbere gelecek şekildedir.
Ancak insanların ezberlemeye yeterli hafıza sorunu olduğu için dinler önce "rulo" kitaplara,son bin yıldır da "mushaf-sayfalar halinde kitap" şeklinde düzenlenmektedir.
Türklerin dini kaynaklarının bulunmama,bulunsa da yeterli olmamasının nedeni onların dinlerini "ezberlemelerinden" dir.Ancak yok oluşlarla sonuçlanan korkunç yenilgiler bilgelerini alınca,Ergenekon gibi yerlerde veya canını kurtaran çocuk anne-babalardan üreme başlayınca boşa çıkmışlardır.
Kızılderililerin de öyledir.Onların bilgelerini de Avrupalılar tüketmişlerdir.
Eski tüm kavimler için de öyledir.
Bu gün Müslümanlardan başka dinini anlamadan,diline çevirmekten korkarak,dinde yeri olmayan, şıh,pir,ermiş,derviş,ulema açıklamalarına dayalı inanan hiç bir kavim millet de yoktur.
Sadece Arap olmayan Müslümanlar bu grupta yer alırlar.Bir de günümüz Hicaz Arapları da zaman içinde dilin değişmesi ile aynı konuma gelmişlerdir.
Ezbere bilinmesi gereken bir inancı ne okuyabilirler,ne anlayabilirler ne de okusalar da doğru telaffuz edebilirler.
İşte sizler böyle ,Allah ile kul arasında aracıyı kaldıran bir dinde,kendi koyduğunuz aracıların kabak dolması fikirleriyle inandığınız içindir ki,anlamak ile bir alakanız olmadığından sadece korkuyorsunuz.
Korku ile inanıyorsunuz.İslam dünyasında her türlü sapıklık ve ahlaksızlığın artma nedeni de budur.
Bunu anlamak yerine,280 yıldır,ağzına "Allah" kelimesini dolayan bir yığın ajan yüzünden koca koca imparatorluklar çökerttik.
Bunun sebebi de Arap'a da Arap olmayana da "Kuran Ayetlerini söyleme,açıklama yetkisini" devletin ve ilmi kendinden menkul dallama ulemaların yasaklamaları yüzündendir.
250 yıl öncesine kadar "helâ " kültürü olmayan,kapaklı toprak lazımlıklara becerip, pencereden sokağa sallayıveren Fransızların,pimaş boru bağlantılı kapaklı lazımlıklarını "Klozet-Closed-(Kapaklı,)" adıyla evlerimize doldurduk, binlerce yıllık "helâ sözümüzden utanıp, son yüz yılda hela kültürü öğrenmiş Fransız’ın dilinden "Tuvalet" 'i benimsemeyi "kültürlülük" saydık.Ya da başımıza getirdiğimiz,tâç giydirdiğimiz hain devşirmelerin aldatmacılarına inandık.Dilimizi aşağıladık.
Aslında sizin ne dini anlamaya ne de savunduğunuz dini tanımlayacak bilgi ve inancınız dahi yok ta beyniniz ölüm ötesini kabullenemediği için korkunuzdan başkalarını da kendi çıkmazınıza zorluyorsunuz.
Gerçekten bilgiyle inanan insan,benim gibi yazı yazanlara inancını kuvvetlendirecek fikirler ürettikleri için de teşekkür etmelidir.
Yoksa inançlarınızdan bu kadar kolay mı sıyrılabiliyorsunuz?
"Hela" 'yı bırakıp "Tuvalet","Hamam"ı bırakıp,150 yıl önce açlıktan kurtulmak için ülkemize sığınmış İtalyan levantenlerinden alınan "banyo" tercihine "kültürlü görüleceğiz" şevkiyle yöneldiğiniz,özünüzü hafızalarınızdan zevkle sildiğiniz gibi.
1200 yıl önce,bir yandan Çin diğer yandan Arap istilalarına karşı vatanlarını savunan atalarımızı "putperest,tanrı tanımaz,görgüsüz,ilkel,yamyam,kan içen" diye aşağıladığımız kadar,İslam öncesi Konfiçyüs,Taoizm, Maniheizm dinlerine girmiş olan atalarımızın kendinden önceki atalarını aşağıladıklarına,küfür ettiklerine dair hiç bir belge yoktur.
Moğollar bile eski atalarımızdan öğrendikleri dine sahip çıkarak,"Biz kendi KARA-* dinimize sahip çıkıyoruz,İbranilerin beyaz dinleri onların olsun" diyerek kendilerine dönmeye gayret etmektedirler.
Atalarına küfür eden bir milletin göklerde de yardımcısı olmayacaktır.
Bir Kızılderili inanışı şöyle demektedir."Sıkıştığınızda eski atalarınızın ruhlarından yardım isteyiniz, onların ruhlarına dualar okuyunuz,anınız ki sizleri terk etmesinler,zor zamanlarınızda ruhları sizlere yardım etsin.Evrende kalıcı olmanın başka yolu yoktur"
Ya bizler ne yapıyoruz?
Kendine gelen dini bile bırakıp,İngiliz dinine geçmiş Hicaz Arap'ının dinine geçtik diye geçmiş atalarımıza olmadık hakaretler yağdırıyoruz.
Onların ruhlarını gücendiriyoruz.
Geçmişinize küfür ederseniz vah halinize!!!
Bu yüzden de başına gökten pislik yağan tek din grubu da İslam’dır.Merak ediyorsanız Amerika'nın üç gün önce Afganistan'da başlattığı askeri operasyonun adını da dikkate alan bir yazım var.Onda da ibret alabileceğiniz örnekler var.
Okumak için;http://adilyargic.blogspot.com/Tıkla;
İslam'a yabancı müdahaleler için;
İşte link;http://keykubat.blogcu.com/topal-molla-humeyni-kurt-said-ve-fethullah-gulen/3271522
Ben,mitoloji dahil bütün dinlerin,zamanla değişik nedenlerle içlerine girmiş hurafe ve saçmalıklardan arındırıldıktan sonra gelişlerine göre sıralanarak “tek bir din şeklinde okunduğunda” daha anlamlı olacağına,insanlığa verilmiş olan gerçek şifrelerin bu yolla bulunacağına inanıyorum.
Bence dinlerin tümü tek bir dindir.Sonuncusu da İslam olarak bilinmektedir.
Aynen Maide süresinin 3.ayetinin 6.cümlesinde geçtiği gibi;
Maide Suresi 3/8- “Bu gün Dininizi bütünledim,üzerinize olan nimetimi tamamladım.Size din olarak Müslümanlığı verdim de hoşnut oldum.”
Belki şu ayetler de sizlere bir fikir verebilir;
Bakara Suresi;
İLK İNANIŞLARIN GEÇERLİLİĞİ
106-“Biz bir yenisini,ya da benzerini getirmedikçe veya unutturmadıkça,bir ayeti yürürlükten kaldırmayız.Allah’ın her şeye gücü yeter.”
136-“Deyin ki;Allah’a, bize indirilene,İbrahim’e,İsmail’e, İshak’a,Yakub’a ve torunlarına indirilene ,Musa ve İsa’ya verilene ve diğer peygamberlere Rableri tarafından verilene inanırız. Ve onlar arasında asla ayırım da yapmayız.Biz Allah’a teslim olanlarız.”
(İbrahim soyu yeni kavim olduğundan,Hicaz Arapları da Hint’li AvraAbram,İbraam ile Mısırlı köle prensen Hacer melezi İsmail’den üreme olduğundan,onlarla ilgili bilgiler sayılmıştır.
Çünkü,Yaratılış bölümlerinde ve Danyal suresinde,Tanrı,diğer kavimlerden nefret edip Yahudileri seçtiğini,İran imparatoru Darius’un kendisini 20 gün esir tuttuğunu,melek Mikhail’in kendisini kurtardığını anlatır.Bu yüzden,bu konu çok açıktır.Yecüc—Mecüc konusu da burada işlendiği için bu konu Kuran Kehf suresi ile de doğrulanmaktadır.)
Maide Suresi 68/2- De ki;”Ey kitab ehli,Tevrat’ı,İncil’i ve Rabbinizden size indirilen Kur’anın hükümlerini gereğince uygulamadıkça bir temeliniz olmaz.
Araf Suresi 10; “Şüphesiz biz sizi yeryüzüne yerleştirdik ve oradan geçimlikler verdik. Öyleyken de pek az şükrediyorsunuz”.
Araf Suresi 40-“Ayetlerimizi yalan sayıp onları küçümseyenlere göğün kapıları kesin kapıları kapalıdır.İğne deliğinden deve geçinceye kadar giremezler cennete onlar.”
ZARİYAT SURESİ
22- Rızkınız ve size vaad olunanlar göklerdedir.
7-"İnkarcılar Ona “ Rabbinin bir mucize indirmesi gerekmez miydi” derler.Ey Resulüm, sen ancak uyarıcısın ve her milletin de kurtuluş rehberisin."
Benimsemeyin,korkmadan okuyup araştırın.!!!
Adilyargic/Keykubat