1000 yıllık Keşifler tarihine bir göz attığımızda,bildiğimizi sandığımız bir çok şeyi yanlış bildiğimizi göreceğiz. Örneğin,Osmanlı'nın küresel değil,bölgesel ve denetim altında bir güç olduğunu görmek,yıllardır "Muhteşem Osmanlı" kavramı ile uyutulduğumuzu anladığımızda,üzüleceğiz ama,gerçeği öğrenmek,ömür boyu yalanlara inanmaktan iyidir.
İsmet paşa ile başlayıp-Adnan Menderes ile süren "yalan Osmanlı tarihi" ABD'nin bizi bu yönde eğitmek istemesinden kaynaklanmaktadır.Yani bizi savaşa odaklayıp,savaşçı ruhumuzu coşturarak,Kore,Kıbrıs deneylerinde olduğu gibi kullanma amacından kaynaklanmaktadır.
Malum,Rus-Gürcü Savaşı ve Gazze Flotalya senaryoları ile aklı selimler sayesinde iki kez savaştan yırttıysak inanın,2011 Haziran seçimlerinden sonra bu asla olmayacaktır.
Ne yazık ki,karada "aslan yürekli" olduğumuz kadar suda olamadık ve II.Bayezid (1481-1512) dönemindeki (1492-1512 arası dönem önemli) keşifler sırasında 20 yıllık uykunun bizim bu günümüzü daha o zamandan belirlemiş olduğunu göreceğiz.
Yavuz Sultan Selim'in tahta geçmesinden,Rize'den Adana'ya kadar olan doğu Anadolu bölgelerinin daha Osmanlı topraklarına katılmalarından önce Portekiz'in Hindistan'a genel vali atadığını,batıdan ve doğudan misyonerlik faliyetleri ile,Gürcülerin,Ermenilerin ve Kürtlerin daha o zamanlar kışkırtılmaya başlanıldığını, İran,Irak,Mısır seferlerinin gecikmiş işler olduğunu kavrayacağız.
Hıristiyanların tek merkezden yönetilirken,Türklerin ve Müslümanların dağınıklıklarına da şahit olacağız.
Son olarak da Cumhuriyetin Sömürgeci devletlere teslimini,ABD-Ordu işbirliğinde kurulan,Asala-Pkk örgütlerinin günümüzü hazırlayışlarına bir göz atacağız.
İnternet veya başka medyada yer alan içeriklere hiç kimsenin kızma hakkı yoktur."Vatan Elden Gidiyor" endişesi ordusundan siyasetçisine,iş adamından,gazetecisine kadar ortak çabalarla oluşturuldu.Her yaştan insanın "vatanı için endişeleri yüzünden ürettiği yazılı ve görsel ürünler mevcut hükümetin icraatlarına da dayanmaktadır."
Silivri'de tutulan "cuntacılar",hükümeti rahatlatsa da halkı tedirgin etmektedir.Bu sayede hükümet "atılı suçlamaların" altında kalmaktadır.
Haklı olarak da "dünün mağduru" bu günün "başbakanı" Tayyip efendi,günümüzün zalimi olmuşsa,"bu günün mağduru cuntacılar hangi günün zalimi olacaklardır?" endişesi,hükümete olan güvensizliği arttırmaktadır.
Cuntacılar olmazsa hükümetin şimdiye kadar koltuğu terk etmiş olacağı,bu yüzden yargılamanın yılan hikayesine döndürüldüğü iddiaları da hükümet üzerine atılı bulunan isnatları geçerli kılmaktadır.
Tutukluluk süresini şimdilik "10" yılla sınırlayan hükümet,iddia edildiği gibi gerçekten 10 yıl sonra ortada devlet diye bir şey bırakmayacak mıdır?
Bu adamlar iddia edildiği gibi devletin bölünmesine "engel olabilecekleri" için mi tutukludurlar yoksa, darbeciliklerinden dolayı mı?
Darbeciyseler,cezaları niye kesilmiyor da her gün bir alay senaryo ile yargılama yılan hikayesine dönüyor sorusuna uygun yanıt vermek oldukça zordur.
Neyse her şey olacağına varacaktır,yaşadıkça göreceğiz.