Kız İsteme!
Polislik mesleğimin ilk yılları.
Güney Doğu Anadolu bölgesinden bir meslektaşım, zaten akraba evlilikleri yaptıkları için kendine söz verilmiş kızı istemek için beni vekil tayin etti.
Ne kadar itiraz ettiysem de alttan girdi, üstten çıktı, yalvardı, yakardı beni mecbur etti.
Gittik istemeye.
Kızın babası sordu;
- Bu adam kimdir, niye bizden biri yoktur?
- Baba, bu herkesten iyi konuşur, güzel söz söyler, karakolda abimdir. Amirlerim bile onu sever. O istesin dedim.
- İyi bakalım öyle olsun! Der.
Çaylar gelir, konuşulur sıra kız istemeye gelir.
-Alattin abey şimdi iste der.
Kız zaten verilmiştir de bana edebiyatı kalmıştır.
Adını vermeyeceğim de, şöyle diyeyim;
- Benimle aynı karakolda çalışan, amirlerine, arkadaşlarına, kendinden bilgili gördüğü meslektaşlarına saygılı olan Polis Memuru Abdürrezzak kardeşime, Allah'ın emri, peygamberin kavliyle, kendisinin beni vekil tayin etmesiyle kızınızı istiyorum.
Büyük ihtimalle bu kadar saygılı kişi olan Abdülrezzak, polislikten emekli olup kızınıza kocalık ta edebilir!"
Dedim.
Kızın babası bana;
- Sen emekli olabilecek misin? Dedi.
- Bilemem zaman gösterir, ama Abdülrezzak olabilir belki, dedim.
- Tamam oğlum, verdim gitti. Dedi.
Evlendiier.
Ben 6 ay sonra İngilizce kursumu bitirip Turizm polisine tayin oldum. Bir daha da görmedim onları.
Yaşam böyle bir sey işte.
Bir haftadır, bir arkadaşımın arkadaşı, böyle önceden bitmiş bir kız isteme olayında aracı seçilmiş. Seçen bacanağı.
Kızı vermişler.
İki bira içtikten sonra durmadan bu olayı anlatıyor.
- Yav, onlar işi bitirmiştir önceden, seni protokol icabı bacanağın davet etmiş, büyütme, tekrar etme.
-Kız isteme sakat iştir. Mutlu olurlar, kendinden bilirler, mutsuz olurlar, sana küfür ederler. Sen, kızı vermelerine değil, evliliğin ne zaman adliyeye yansıyacağı tarihe bak!
Desem de adam, KIZI VERDİLER deyip uçuyor.
Siz de uçmayın.
Alaeddin Yavuz
Emekli Polis Memuru