Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkeleri, çağdaş tarım teknikleri ile sömürgelerinde ve kendi ülkelerinde kaçak göçmenlere ödenen düşük ücret politikaları ile aşırı tarım ve kesimlik hayvan üretimi gerçekleştirmeye başladı.
Bunları tüketebilmek, az gelişmiş ve geri kalmış ülkeleri köleleştirmek için tarımı yasaklatma siyasetleri gütmeye 100 yıl önce başladı.
Köyden kente göçleri destekledi, binlerce yıllık yerleşik tarım toplumlarını topraklarından kopardı.
Rahat, masabaşı iş bulma, çağdaş konutlarda oturma, sosyal hizmetlerden daha kolay yararlanma, zenginlik, şöhret hayalleri ile şehirlere dolan insanlar birden sefil gecekondu mahallelerinde, tehlikeli bir yaşam içinde kendilerini buldular.
Artık geri dönecek toprakları, evleri de olmadığından utanç saydıkları yaşam şartlarına boyun eğdiler.
Kurtuluş ümidiyle ağzı laf yapan siyasilere sarıldılar da daha çok kaybettiler, kullanıldılar.
İktidarı sağlama alan siyasiler onları sattı.
Ülkemiz de bu ülkelerden biri olarak aynı deneyimlerin kurbanlarından oluşan milyonluk oy deposu, tüketim canavarları olan şehirlerin üyeleri olduk.
Ama ülkesini, halkını siyasi iktidar ve zenginlik uğruna satan işbirlikçilerden oluşturdukları iktidar+muhalefet kurumları ile ülkeleri köleleştirdiler.
Ekmeğini, etini, sütünü, kumaşını, üretim araçlarını üretmekten aciz sadece tüketen ve her şeyin iyisini isteyen, insani değerlerini yitirmiş on milyonlarca nüfusa sahip köle şehirler, ülkeler ortaya çıktı.
Ülkemizde bu konuda en büyük çöküşler 1980 sonrası hızlandı, 2005'lerden sonra açıkça yapılmaya başlanıldı.
Toplumun ilgi görmediği cahil kesimi maaşa bağlayan, satın alamadığı vatansever bürokratları AB-D ile bastırıp hapse mahkum eden işbirlikçi hükümet seçimleri, sorunsuz kazandı, kurduğu çetelerle her şeye el koydu.
Devletin tüm tarım, hayvancılık, sanayi, ağır sanayi kurumlarını satıp kapatılmalarını sağladı, devletin tasfiyesi tamamlandı ve ŞAHIS DEVLETİ oldu.
Şimdi her türlü üretimden mahrum kalan ülke halkını beslemek için verilen JANDARMALIK görevine mecbur kaldı.
Aksi halde, 100 yıllık devlet tarihinde yapılmış dış borçların tümünün 3-5 katı dış borç altına sokulmuş ülkenin borcundan dolayı işgal durumu da konuşulur hale gelmiştir.
Kafkaslar-Kırım-ukrayna üzerinden Rusya, doğuda İran, Çin, güneyde Araplar, batıda Yunan ve Avrupa ile savaş tehditleri yanında üyesi olduğumuz NATO da ülkemizi işgal haritaları yayınlar olmuştur.
Dış mihraklarin emirlerini uygulayan AKP hükümetinin ülkemizde yok ettiği tarıma alternatif çözümü geri kalmış ülkelerden tarım arazisi kiralamak olmuştur.
İşte bazı gazete sayfa resimleri;
Yazan ve resimleyen
Alaeddin Yavuz