CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANIN İFADESİNİ KİM ALACAK?
Ben,”keykubat.blogcu.com “ adıyla yazmaya başladığımdan beri her daim,devletin bağımsız bir siyaset izlemesine engel olarak gördüğüm,rahmetli,büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ardından gelen,Fahrettin Altay-İsmet İnönü askeri darbesi ile devletin siyasetinin İngiliz-Amerikan tarafına kaydığını,bu darbenin icrâcıları tarafından devletin bağımsızlığının elden gittiğini,Celal Bayar’ın kullanılması ile Amerikan-İngiliz hayranı,kırım tatarı,Adnan Menderes’in olaya alet edilmesi ile,1950’de kurdurulan Adnan Menderes hükümeti sayesinde devletin Amerika’ya resmen teslim edildiğini anlatmaya daima gayret ettim.
Hatta,Adnan Menderes’in 1958’de Amerika’dan alamadığı 375 milyon dolarlık yardım yüzünden işi uyanıp,İş Bankasının hisselerinin yarısını SSCB-o zaman ki Rusya’ya teklif etmek için Rusya’dan randevu tarihi aldığını da yazılarında bu ülkede ilk kez dile getiren ben oldum.
Yanılmıyorsam,”AKP’nin Rusya Açılımları” başlıklı yazımda da bu konuyu işledim.
“PKK Tarihi Başından Bu Güne”ve “Ata’nın Ölümü ve Dersim Yemini” ve,”Taç Giyen Hainlerin Bayramı”,”Cumhuriyet Entrikaları” gibi bir çok benzeri başlıklı yazımda da Ordu,Dış İşleri,Adalet ve devletin bir çok kurumunda bu “Dersim Yapılanması” konusunu işledim.
Hatta,2007 Ekim-Aktütün Karakolu baskını olaylarının ardından,28 Şubat olayının Mesut Yılmaz’ın dünürü olan Almanya başbakanı Helmutht Kohl aracılığı ile ABD’den izin alınarak yapıldığı kanaatinde olduğumu da yazdım.
Bu yazılarımda “Devleti örgütlü olarak içeriden yıkmaya yemin etmiş” olan bu yapılanmanın DP-AP-MSP-RP,AKP ve M.Ali AYBAR sonrası TİP yapılanması sonrası-bağlantılarını da yazmaya gayret ettim.
Hatta,Dağlıca-Aktütün olaylarının ardından yazdığım yazılardan bir hafta sonra,başbakan Tayyip Erdoğan’ın Amerika’ya gitmesi,dönüşünde,”Ergenekon tahkikatı” ilk kez başlatılmıştı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında elleri arkasında “Body Guard” havasında Kültür Bakanı sayın Ertuğrul Günay’ın “Devletin her yerinde örgütlenmişler” ifadesini hiç unutamıyorum.Çünkü bunları önceden ben yazmıştım.
Devletimizin daha iyi şartlarda,halkımızın daha müreffeh,daha adil barış içinde bir düzene oturabilmesi için ,geçmiş AB-D kaynaklı, ülkemizi ve halkımızı,bizi düşman bilen devletlerce uygulattığı “psikososyal” içerikli kitle analizi yapılması içeriğine dayalı,Adnan Menderes’in idamını da içeren “askeri darbe, muhtıra” projelerinde ordunun ,üniversitelerin,siyaset ve basın kesiminin alet olmasını, kardeşin kardeşe düşman edildiği,her biri bir facia olan 1960 sonrası yaşanan acıların hesaplarının sorulması elbette ki şarttır.
Ancak,İtalya’da 2000’li yılların ardından başlatılan “Gladyo operasyonları”nın, 2007’de Sırp generali,Müslüman soykırımcısı Miloseviç’in Savaş Suçları Mahkemesine teslimi” sonrasında, AB-D tarafından, “Türkiye de bir Gladyo operasyonu yapmalıdır” taleplerinin ardına denk düşen ,benim yukarıda bahsettiğim yazılarımın ardından başlayan “Ergenekon Davası” (Bu umarım benim yazılarımdan değil,başka etkenlerin tesiri ile başlamış bir projedir,mesulü ben değilim.Çünkü davada benim yazılarım da yer almıyor.) ile tutuklanmalarına başlanan üç beş general,birkaç siyasi ve basın mensubu ile halen sürmekte olan bu davayı milletçe ibretler alarak her kanaldan seyredip,takip etmekteyiz.
Bu güne kadar “Ergenekon Davası” devlet içinde bir “Alevi yapılanması” temelinde de sorgulanmış ve sorgulanmaktadır.
Ancak,11.09.2001 ABD’nin kendi kalesine attığı bir gol olduğu ayyuka çıkmış olan “İkiz Kule” operasyonu bahanesi ile zamanın ABD Başkanı G.W.Bush’un “CRUASDE-Haçlı Seferi” ifadesini takiben Irak,Afganistan işgal edilmiştir.
Obama yönetimince son NATO kararı ile Afganistan’a 7000 asker gönderilmesi kararının ardından NATO Afganistan’da iki gün önce bir operasyon başlattı.
Adını da “KOBRA’nın ÖFKESİ” koymuş.
KOBRA’NIN ÖFKESİ” nedir bilen var mı?
Bilmeyenlere anlatayım.
Blogumun başlığının altında da yazdığım gibi,”Mitotloji ve İbrani dinleri tek bir din gibi,DİNSİZ BİR BAKIŞ AÇISI İLE ANALİZ ETMEDİKÇE DÜNYA SİYASETİ ANLAŞILAMAZ”
İşte “Kobra’nın Öfkesi” şudur;
Mısır tanrısı “RA” (RAB,RAHMAN,RAHİM,RAJA,RAVALPİNDİ,RAMALLAH,BRAHMAN,İBRAHİM” adlarında da bu adı buluruz.)
İşte bu “RA” insanların göklerde onun yanında yer tutmak istemelerinden,yıldızlara hakim olmak istemelerinden dolayı fena halde kızar ve görüntüsünde kendisi kılığında olan Hathor-Hasor’u yeryüzüne “kobra yılanı” şeklinde gönderir.
Bu yılan,bütün dünyayı sosis gibi sararak sıkar ve ağzından çıkardığı korkunç ateşlerle yeryüzünde tüm insanları ve canlıları yok eder.
Ardından insanları,daha da “güçten düşmüş-(Kuran Tin Suresi :4-5.ayetler),aşağılanmış, onlara karşı asla savaşacak güce sahip olamayacak şekilde, –(Kuran Kamer Suresi 20-22.ayetler-“Biz Nuh kavmini sınadık ve yok ettik,yerine başka nesilleri,onlardan sonra da başka nesiller getirdik” ayetleri.) yeniden yaratır.”
Bu da ,1950’lerde başlatılan Marschall-Marşal Yardımı süt tozları ve günümüz muhtelif grip salgınları ile açıklanabilir.
İşte,”Kobra’nın Öfkesi” budur.
Yani Müslümanları ve diğer şeytani saydıkları (kendileri şeytani) milletleri ortadan efsanedeki gibi kazımak.
Yani,dinlerin sırrını çözmüş olan batı,kendi toplumunu üstün kılarken,örnek,kendi halkına burundan aşı yaparken bize,derin kas içine enjekte edilen,kurşun-cıva gibi ağır ve sıvı metaller içeren aşılar satmaktadır.
Yani,50 yıl içinde,onların toplumları,akıllı,kıvrak zekaya sahip “Tanrı Toplumu” olurken, bizim gibi aşağılık kavimler de (!) beyinleri süngere çevrilmiş KÖLE TOPLUMLAR olacaktır.
Proje budur.
“Tanrı Halkı” VE “Köle Halklar”.
İşte,bu B.O.P olsun top olsun AB-D projelerinin en büyük ortağı da ne yazık ki AKP’dir.
Çok tartışılan Dersim İsyanı konusunu “Dersim Yemini ve Ata’nın Ölümü” başlıklı yazımda ilk kez ben dile getirdim.
Bunu da tesadüfen İnternet’te bulduğum “Dersim 38” sitesine yaptığım yorumu ve blogumda da yayınladığım “Barış Çağrıma” cevap gelmesini bekleyerek geçirdiğim oldukça uzun zamandan sonra yazdım.
Bu gün de gündemin konusu bu konudur.Ben bu olayı,1990-93 Tunceli Şark Hizmetim sırasında çözmüştüm.
Her şey bu kadar açıkken bu gün “Ergenekon Davası” kapsamında 2004 yılındaki Genel Kurmay tayfası ifadeye çağrılmıştır.
Ben,AKP’nin,iktidara getirilişini ve “Ergenekon yapılanmasının” tasfiyesini de“B.O.P” projesine bağlamıştım.Halen de öyle düşünmekteyim.
Şimdi bu olayda bir çelişki vardır.
Kökten dinci AB-D ülkemizde 1946 sonrası,Bitlis’li dönme Ermeni olan İsmet İnönü kanalı ile (bu iddianın sorumlusu rahmetli Türkeş’tir.defalarca yazdım) dönme Ermeni olan bu “Dersim Yapılanması”nı iktidar etmiştir.
Amacı da Türk-Müslüman Osmanlı halkının önce dinsizleştirilip sonra Hıristiyan edilmesine dayalı,yani,bizler de Grek-Yahudiler gibi Semitik olmadığımız için ancak “Mevali-Köle” olacağımızdan, köle toplum edilmemize dayalı bir projedir.
(Not;Tüm Dersim halkı dönme Ermeni değildir,kimse alınmasın.Seçilenler,Alevi Türkmenlerin,Kürtlerin komşulukları nedeniyle acıyıp,1915’deki tehcirden korumak için aralarında sakladıkları dönme Ermenilerin AB-D işbirlikleri ile getirdikleri tatlı-beleş para ve siyasi kolaylıklardan kaynaklanmaktadır.Dersim-bütün Türk-Kürt-Laz,Dinci-Şeriat İsyanları vb. bu insanlar sayesinde çıkarılmış isyanlardır.)
Bu gün de,AKP sözde bu Dersim Alevi-Dönme Ermeni yapılanmasını sorgulamaktadır ama, 70 yıl boyunca işlenen günahların sorumluları bence içerde tutulanların 0.000,1’i kadar değildir.
Yani bu dava sadece “yasak savmak için” yapılmaktadır.Derini de başta AB-D’nin işine gelmez.Sadece AB-D’nin “sempati toplama” ve “yeni seçtiklerini İktidar Etme” projesidir.
Şimdi gelelim asıl konuya;
AKP’de bu arada “devletin rejimini değiştirme” iddiaları ile suçlandı.Anayasa mahkemesi kararı da ortadadır.
Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın Yahudi örgütlerinden aldığı “Cesaret madalyaları”, Cumhurbaşkanı sayın Abdullah GÜL’ün,çok ilginçtir ki,veriliş yeri,”İngiliz Uçak Gemilerinin toplarını çevirdiği Dolmabahçe Sarayı’dır”.
Bu olayda,İngiltere Kraliçesi’nden aldığı “Sadakat Nişan” ları da hafızalardadır.
Şimdi,bu gün,”yandaş medya” diye ifade edilen basın grubunun “oh ne güzel oldu” diyerek, bilgisayar masalarının başında,bacaklarının arasındaki yumurtalarını veya yarıklarını (!) okşayarak” zevkle“ takip ettikleri bu ifade alma olayında,
bu adamlar;
“Atatürk’e de 1936’da hani şu,Amerikalı bir iş adamının karısına olan aşkı için İngiltere Krallığını terk eden VIII.Edward’ın Türkiye ziyaretinde “DİZ BAĞI” nişanı hediye ettiği malumdur.
Bu nişan,ordu kavramının temeli “piyade-yaya” askerliği kabul edildiği için “DİZİNE KUVVET” anlamında verilen bir onur nişanıdır ve “İyi ilişkilere başlama amacı” içermektedir.
Yan, Atatürk’e resmen “sorti” amacı taşımaktadır.
Oysa ki,bu ziyaret öncesi büyük devletler(ABD-İngiltere-Fransa,Rusya,Japonya),genç Türkiye Cumhuriyetinin “İngiliz Egemenlik Bölgesinde” yer almasına karar verdikleri anlaşmaları da çoktan imzalamışlardır.
Yani,Atatürk’ün ziyareti kabulünde,Rusya ile yaptığı anlaşmalara muhalif bir durum oluşturma art niyeti olamayacağı da bu paylaşım antlaşmalarından dolayı açıkça ortadadır.
Ama,sayın C.başkanımız Abdullah Gül’e,günümüzde hediye edilen ise “SADAKAT NİŞANI” ’dır.Yani “BAĞLILIK-KÖLELİK NİŞANI” ’dır.Başbakanın da bir kez olsun “Ben Türk’üm” dememesi,etnik ayrımcılığı öne çıkaran beyanları da ortadadır.
Bu nedenler ve diğer sebepler nedeniyle ki,biz,ülkemizin bağımsızlığını tehlikede gördüğümüz için bu plan ve projeleri yaptık” derlerse;
SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ABDULLAH GÜL ile Başbakanımız sayın Recep Tayyip ERDOĞAN aldıkları nişanlar ve uyguladıkları siyasetlerin DEVLET YARARINA OLDUĞUNA DAİR BİRER İFADE VEREBİLİRLER Mİ?
Bunların ifadelerini alacak bir makam var mı?
Malum,Cumhurbaşkanı VATANA İHANET dışında ifade veremez.1984’de de Turgut ÖZAL Vatana İhanet Kanunu yürürlükten kaldırmıştı.
Yani sayın Abdullah GÜL’ün ifadesi gerekse de alacak makam yoktur.(!)
Peki sayın başbakanımızın?
Onun ifadesini kim alacak?
Çıkardığı yasalarla adliye teşkilatını hareketsiz,kukla kılan sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın
İfadesini kim,hangi savcı alacak?
Hangi yargıç yargılayacak?
Yargıyı geçtik,ifade alacak makam dahi yok? (!)
Bir darbe mi olması gerekiyor?
Bilmiyorum.
Ya siz biliyor musunuz?
Sonunda gene geldik "anamı beceren kadı,kimi kime şikayet edeceksin" meselesine...!
Mesela dedik yani!!!!! :)))
adilyargic-keykubat