Çanakkale Savaşının ardından 1918'de Yıldırım Orduları Komutanlığını, Alman Liman Von Sanders'ten devir alan Atatürk,madalyaları ile çekilmesine izin verdiği resminin altına Osmanlıca Hz.Muhammed'e saygı için şunu yazdırır;
“ Bir gaza ettik ki hoşnut eyledik peygamberi!!!”
Bu resmin çekilişinden 5 yıl sonra,bitirilmiş bir imparatorluktan da bağımsız bir devlet çıkaracaktır.
Siyaset,Tarih,Metafizik,Güncel-
Blog yazıları,Türk Milletine ve insanlığa adanmıştır.+40
Blog başlığındaki "+40" UYARISINI GÖRDÜNÜZ MÜ?
Ey Türk Milleti! Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz
Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar.
Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır.
Tedbir olarak yanınızda sağlık ekibi bulundurunuz veya çıkınız! +40 :))
İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz!
Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir. Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.
Yazılarımı ırkçı, etnik,dini ayrımcı bulanlar, Atatürk'e yapılan 26 Kürt isyanı, 25 suikastın arkasında ve 30 yıldır, 50.000 insanımızın ölümünde Kürt Yezidiliği ardında saklanmış gayrimüslüm azınlıkların olmadığını ispatlasın.
25 Temmuz 2010'da İnegöl'de,yapılan açıklamalara göre,Kürt kökenli bir Halkotobüsü şöförünün borç yüzünden tartıştığı İnegöllü esnafla girdiği tartışmanın ardından, kahveden çıkmasından kısa bir süre sonra otobüsüne doldurduğu çok sayıda Kürt ile kahvehaneye baskın yapması ve beş kişinin bıçaklanmasının ardından halkın polisin ilk etapta tutukladığı üç kişiyi almak için polis karakolu önünde eylem başlatması ile tırmanan olaylar,halkın polis araçlarından iş yerlerini tahrip etmelerine varan olayları,ertesi gün Hatay Dörtyol ilçesinde,seyir halinde iken karşı şeritten geçen bir kapalı kasa mibibüs içinden açılan ateşle dört polisin şehit edilmesi üzerine halkın aynı şekilde doğrudan polis müdürlüğü önünde eylem yapması ve Kürtlerin yaşadığı Mezbaha mahallesine yürüyüşe geçmeleri hükümetin çok sert tepkisi ile karşılaştı.
Olaylara karıştığı iddia edilen bir çok insan yaşına bakılmaksızın evlerinden alınıp sorgulandı,sokaklara komşu illerden getirilen polis ve Jandarma birlikleri devriye çıkarıldı.
Her iki ilçeye giriş ve çıkışlar kontrol altına alındı,hayat neredeyse durdu.
Bu olaylarda olayların "haklılık karinesi" değil,Türk halkının kendi yurdunda alacağını almak için bile topyekün hareket etmesi gereğinden başka şansı olmadığına yaşadığı olaylarla ikna olmuş olduğu gerçeğidir.
Yani,Kürtler "aşiret ve Kürt Milliyetçiliği bağlarını" kullanarak yaptıkları ticari akitlere uymamakta ve bu konuda "keyfi" davranmaktadırlar.Bu da Türk-Kürt kardeşliği diye bir gerçeğin olmadığını ortaya koymaktadır.
Yüzyıllardır sürekli "fedakarlık" yapmak Türk Milletini enayiye çevirmiştir.Bu tartışmasız ve apaçık ortadadır.
Belediye hoparlörlerinden "Çanakkale'de omuz omuza savaştık" gibi aslı olmayan asılsız beyanlarla da halk "Kürtlerin toprak taleplerine" haklılık kazandıran asılsız tezlerine alıştırılmaktadır.
Bilindiği gibi,Çanakkale savaşları öncesinde Doğu Anadolu 1918'e kadar Rusya işgalindeydi.
Bir kaç Sünni Kürt aşireti dışında Çanakkale'ye asker gönderen olmadığı gibi Kurtuluş savaşında da "Esir düşen Kürt kökenli Türk askerlerinin Yunanistan'da bir kampta toplanıp,Kürt isyanlarında kullanılmaları da antlaşma ile kararlaştırılmıştı.ASALA ve sonradan PKK olan bu iki örgütün elemenları da halen bu kampların devamı olan Lavrion gibi kamplardı."
03.Kasım 2002 seçimleri ile iktidara gelen AKP'nin alt-üst kimlikten Kürt açılımına,oradan Arap ve Çingene açılımlarına kadar uzanan kökü dışarıda projeleri ile halkı çılgına çevirdi.
Balıkesir Altınova,İzmir,Edirne,Tekirdağ ve son yukarıdaki İnegöl olayı dahil tüm olaylarda,Kürtler aralarında yaşadıkları Türk halkını kendi yurdunda,kasabasında,köyünde taciz ve tahrik etmiş halk artık kendisi tepki göstermek zorunda kalmış,tümünde de sanki Olağanüstü Hal veya Sıkıyönetim vamışçasına,Türk halkı hak etmediği şekilde yerilmiş ve aşağılanmış,Kürtler şımartılmıştır.
Hatta olayların gerçekleştiği gün,"taş atan çocuklara af yasası" çıkmış asker ve polisleri yaralayan çok sayıda adı "çocuk" olan çoğu 15-18 yaş arasında terörist gençlerin serbest bırakıldığına tanık olduk.
Türk yurdunda 1948'de Haçik (Küçük Haç) namlı Ermeni İsmet İnönü'nün çıkarttığı askerlik kanunu daha sonra devlet memurları içinde uygulanmıştır.Bu kanun,Türklerin doğuda Kürtlerin batıda askerlik yapmalarını öngörmekteydi.
Daha sonraları bu konu devlet memurları için "Şark Hizmeti" ve "Görev Bölgeleri" aldatmacalar ı ile Türk çocuklarının kendi yurtlarında görev yapmalarını engelledi.
Hükümette bulunan Kürt Aşiret reislerinin önderliğinde başlatılan "Kürt İşgali" de bu yasalarla gerçekleştirildi.
Türk,karakola gitse Kürt asker,Kürt komutan,Kürt Polis,Kürt komiser,adliyeye gitse Kürt hakim,Kürt savcı,hükümete gitse Kürt aşiret reisleri ve Şıhları bakan,başbakan.
Hakimi Kürt,savcısı Kürt,Jandarma Komutanı kürt,Jandarması,Polisi Kürt,Bürokratı Kürt,işadamı Kürt, Bakanlar kurulu Kürt,gazetecisi Kürt,doktoru Kürt,öğretmeni,okul müdürü her şeyi Kürt.
Türk yurdunda Türk'ü dinleyecek kimse yok.
"Ananı beceren kadı kimi kime şikayet edecen?" özdeyişi işte böyle ortaya çıkmıştır.
11 Kasım 1938'den beri Türk yurdu bu şekilde işgal edildi.
Daha geçen haftaya varıncaya kadar şehitlerin onar onar geldiği günlerde,bayrağımızın gönderinden indirilip çiğnendiği,asker ve polislerimizin şehir ortasında ensesinden vurulduğu daha 10 gün önceki olaylarda,"Kürt halkının istekleri verilmezse dağlara her gün beş bin kişi çıkarırız" diye ortadan devleti tehdit eden ALTAN TAN gibi gazeteciler Tv ekranlarından konuşurken ortaya çıkmayan,AKP hükümetinin iç işleri bakanı Kürt Beşir ATALAY,Türklerin tepki gösterdiği tüm olaylarda olduğu gibi ejderha olup ortalığa çıkmakta,Türklere İsmet paşa'dan kalma baskılarını sürdürmektedir.
Bu gün yani 29.Temmuz.2010'da NTV'de gündüz yapılan bir haber programında,soyadı NARLI olan ve adının altında "sosyolog" yazan bir sözde profesör çıkmış,İnegöl olaylarında Kürtlerin "aşağılandıklarını" (!) öne sürerek "Kürt'e KÜRT demek ağır suç kapsamına alınmalıdır" diye kampanya başlatıyor.
İnegöl ve Hatay olaylarının da aslında bir "Türk Direniş olayı" olmadığı,AKP'nin "Türk Milletinin ensesini bastırmak için" yeni bir yasa çıkarmak için ortam hazırlama amacına yönelik olduğu izlenimi vermektedir.
Bu da zaten AKP'nin saçma açılımlarıyla gerilen ortamın daha da zirve yapmasına sebep olacak bölücü bir adım olacağı kesindir.
AKP hükümeti ve bu güne kadar ağzın a "Türk" adını almamış ve sürekli olarak "Semitik Gürcü" olduğunu söyleyen başbakanının Türk Milletine biçtiği kader ortadadır.
Başbakanın Gürcü ve Semitik (Yahudi,Grek=Yunan,eski beyaz Hintli ve bu soylardan türediğine inanan kavimlerin üstünlüğüne ve dünyayı kıyamette teslim alacaklarına inanan Hristiyan akıma mensup) olduğunu söyleyen, Yahudi Cesaret madalyaları alan,yandaşları da Atatürk ve devrimlerine ve öncesinde de Abdülhamit'i tahttan indiren 31 Mart 1908 vakasına İngiltere'nin emirleri ile katılmış olan NURCU İslamcı Kürt kesiminin ardıllarından başka ne bekleyebilirsiniz ki?
Bu sinsi projenin asker-sivil işbirliği içinde olduğunu uzun zamandır yazmaktayım.Yaşar Büyükanıt paşa -Erdoğan Dolmabahçe olayı öncesinde de ordunun,Ergenekon tutuklamalarına tepki vermeyeceğini ve işbirliği içinde olduğunu yazdığımda bana virüs gönderenler bu gün bu olayı mahkemelere taşımaktadırlar.
Tarih ne yazık ki beni haklı çıkartmaktadır.
Bu oyunlar,1950,1960 sonrası 7.ve 8.İnönü hükümetleri,12 mart 1971 ve 12.Eylül 1980 sonrasında aynen tekrar edilmiş projelerdir.
Amerikancı hükümetler,"kötü darbecileri" alt ederek "Türk Milletine demokrasi getiriyor" havası yaratmaya dayalı bu tür "asker tutuklama" ile demokrasi getirme oyunlarını artık yemeyelim.
AKP'yi iktidar eden,ordunun Amerikancı kanadıdır.Genel Kurmay Başkanı ve Başbakan görüşmelerinin ardından çıkan aslı menşei belirsiz darbe senaryoları Amerikancı ülkeyi teslim etmeye yönelik projeleri sürdürecek AKP hükümetini iktidarda tutmaya ve mağdur etmeye yöneliktir.
CHP bile uyandı artık siz de uyansanız olmaz mı?
İnegöl ve Hatay'da kurgulanan olaylar,AKP'nin gelecekteki projelerine tepki verecek Türk Milletine daha şimdiden "gözdağı" operasyonuna dönüşmüştür.
Şeytana külahı ters giydirecek sinsi projelerin içinde olduğumuzu görelim ve başımıza "Türk Vali,Türk Emniyet Müdürü,Türk Polis,Türk asker,Türk bürokrat getirmeyen milletvekillerine oy vermeyin."
Yoksa silineceksiniz Türk Milleti.
Bu milleti birbirine düşürerek akan kanların sorumlusu olanlar bir gün hesap vereceklerini bilmelidirler.
Devlet ve Millet siyasi partilerin malı değildir.
Bu millet bu gerçeği bu işbirlikçilere öğretecektir.
Adilyargic/Keykubat
BİTLİS MAKASININ İHANET BIÇAKLARI;
Günümüzün "KALPAKLI ATATÜRKÇÜSÜ" Yalçın KÜÇÜK (=Ermenice Bogos,Yunanca Paulous İngilizce Pavlus demektir.Hıristiyanlığı Anadolu'da yayan Aziz Pavlus'a(Küçük'e) atfen dönme Ermeni ve Rumların kullandığı bir soy addır.) Bu video da Bitlis'li dönme Ermeni İsmet İnönü'nün Alevi maskeli dönme Ermeni kanadının ihanetini göstermektedir.
Yalçın KÜÇÜK "OPERASYONU APO'YA BİLDİRMEMİ DEVLET İSTEDİ"
Bu video,ihanetin İngiliz düzenlemesi Kürt Vehhabiliği olan "Bitlis'li dönme Ermeni Said-i Nursi'nin "NURCU" kanadının ABD-AB bağlılığının kanıtıdır.
Bu video,ihanetin İngiliz düzenlemesi Kürt Vehhabiliği olan "Bitlis'li dönme Ermeni Said-i Nursi'nin "NURCU" kanadının ABD-AB bağlılığının kanıtıdır.
I.DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ SÜPER GÜÇLERİ BELİRLEYEN OLAYLAR
o15.YÜZYILDAN 19.YÜZYILA KADAR ÖNEMLİ OLAYLAR KRONOLOJİSİ (1410-1950)
·1410 Tannenburg Savaşı Polonya ve Litvanyalılar 15 Temmuz 1410'da Tannenburg'ta Alman şovalyelerini bozguna uğrattılar.1411'de imzalanan Thorn (diken) Antlaşmasına göre zaferlerine rağmen Polonyalılar denize girme hakkını kazanmayı başaramadılar.
·İngiltere’nin Sahneye Çıkışı;
·1420 Troyes Antlaşması.İngiltere Kralı V.Henry ile Fransa Kralı Filip arasında 25 Ekim 1415 de Agincourt savaşının ardından yapılır.İngiliz Kralı V.Henry Fransa ve İngiltere'nin Kralı ilan edilir.Henry,Loıre'ye kadar bütün toprakları işgal eder.
·1422 İngiltere Fransa ile tekrar savaşa karar verir.Ağustos 1423'de Fransız ve İskoç ordularına karşı çocuk Kral Naibi VI.Henry adına hareket eden John Plantagent komutasındaki İngilizler kesin bir zafer kazanırlar.
·Endülüs’ün Sona Ermesi;
·1492 02 Ocak'ında son Müslüman Krallığı olan Granada Ferdinand ve İsabella'ya teslim oldu.Faslılar İspanya'dan sürüldü.
·Yahudilerin Avrupa’dan Sürgünü;
·1492 31 Ocak'ta İspanya Yahudileri sürgüne gönderdi.Yahudilerin bir kısmı Haç'ı kabul ederek kaldılar.100.000 kadar Yahudi Osmanlı İmparatorluğuna yola çıktı bazıları da Portekiz'de kaldılar.
·Kristof Kolmb’un Amerika’yı Keşfi (Ne yazık ki Hindistan zannedecek.)
·1492 İspanya Kraliçesi İsabella tarafından mali olarak desteklenen Kristof Kolomb yolculuğuna çıktı.Amacı batıya doğru yelken açarak doğya yeni bir yol bulmaktı.03.Ağustos 1492'de yelken açan Kolomb Santa Maria bayrak gemisi ve 52 adamı ileydi.Ekimde 12.ülke göründü.
·1493 Kolomb,canlı bir Kızılderili ve alışılmadık nesnelerle İspanya'ya geri döndüğünde Kraliçe İsabella ona büyük ayrıcalıklar verdi.1500 adam ile 17 gemi daha emrine vererek onu geri gönderdi ve yeni bulunan ülkenin Valiliğini de verdi.
·Fransız-İtalyan Savaşı;
·1494 Eylülünde Fransa Kralı VIII. Charles İtalya ile savaşa başlar.Şubat 1495'de Napoli Charles'a teslim olur.Geçici olarak Napoli Kralı olur.VI.Aleksander Fransızları İtalya'dan kovmak için İspanya ile bir kutsal ittifak hazırlar.Temmuz 1495'de Fransa Fornovo Savaşı ile İtalya'yı terke zorlanır ve Charles savaşı kaybederek İtalya'yı terk eder.
·İlk Süper Güç Antlaşması,
·1494 Tordesillas Antlaşması.Dünyayı Portekiz ve İspanya arasında ikiye bölen antlaşmadır. İspanyollar dünyanın batısını,Portekizliler de doğusunu almıştı.Bu antlaşma,Brezilya hariç yeni dünyanın tümünü İspanya'ya verirken Portekiz'e de Afrika'yı veriyordu.
·Bu tarih,Fatih Sultan Mehmet sonrası II.Bayezit Osmanlı dönemine denk gelmektedir.Yavuz Selim,Kanuni Süleyman için daha 30 yıl beklememiz gerekecek.Biz Balkanlarda uğraşırken,eller dünyayı paylaşmıştı bile.(Keykubat)
·Keşifler-Deniz Yolundan Hindistan’a İlk Ulaşım.
·1498 Vasco de Gama yeni keşiflerle ortaya çıkan Ümit Burnunu dolaşarak Hindistan yolculuğuna yelken açar.Portekiz'li kaşif Vasco De Gama Hindistan'a 1498'de ulaşır.
·1498 Colomb'un Yeni Dünya'ya üçüncü yolculuğu.Yolculuğu sırasında Trinidad'ı ve görünüşte ilave olrak da Güney Amerika'ya ayak basar.
·1501 Fransa Kralı XII Louıs Kuzey İtalya'yı fetheder.Papa VI.Aleksander tarafından Napoli Kralı ilan edilir.Alman Kralı I.Maksimillian arasında yaptıkları antlaşma gereğince de Almanya Fransa'nın Kuzey İtalya'yı fethini tanır.
·İtalya’da İspanyol-Fransız Hakimiyeti;
·1504 İspanya Karalı Aragon'lu Ferdinand Fransız kuvvetlerinin Gaeta'da teslim olması ile Napoli'nin fethini tamamlar.Lyon antlaşması Fransa'nın Kuzey İtalya'da İspanya'nın da Güney İtalya'da kontrollerini sürdürmesini sağladı.
·İtalya’da Fransız İstenmez.
·1513 Spurs Savaşı.Ağustos ayında meydana gelen savaşta Fransız kuvvetlerinin atlarını mahmuzlayarak kaçmasından adını alır.Savaş Guinagate çukurunda Fransa ile Kutsal Roma İmparatoru Maksimillian,İngiltere Kralı VIII.Henry kuvvetleri arasında olur.Fransız Bozgunu, XII. Louıs'in İtalya işgalini ve Milan'ı bırakmaya zorlamıştır.
·Hıristiyanlık’ta 3.Mezhep
·1517'de Martın Luther'in Wittenberg Katedralinde ilk kez Katolik Hıristiyanlığı eleştirmesi ve Protestan inancını açıklamasının ardından geçen yıllar içinde Avrupa halkları arasında bu inancın kabul görmesi ile Katolik ve Ortotdoks olan Hıristiyanlık mezheplerine üçüncü bir mezhebin eklenmesi ile sonuçlanmıştır.
·Vatikan’a İngiliz Postası;
·Katolik Kilisesine bir başkaldırı olan bu hareketler de sebepsiz değildir.1534'de İngiltere Kralı VIII.Henry'inin Katrin ile evliliğinin Roma Kilisesince iptali üzerine Vatikan-İngiltere arasında bağlar kesilir ve VIII.Henry ülkesinde bütün ruhban sınıfını kendisinin atayacağını belirtir.
·Protestanlığın yayılması ile Avrupa halkları arasında beliren uyuşmazlıklar büyüyerek 01.Mart 1562'de İngiltere Kraliçesi Elizabet'in de desteğini alan Huguenot olarak bilinen Fransız Protestanları ile Fransız Katoliklerinin arasında başlayan ve bir yıl süren mezhep savaşı, yüzyıl savaşlarına dönüşmüş ve 1789 Fransız Devrimine kadar sürmüştür.
·İlk Dünya Turu-Dünyanın Yuvarlak Olduğu Bu Olayla İspatlanır;
·1519 10 Ağustos'ta Portekizli gemici Magellan dünyayı dolaşmak üzere Seville'den 5 gemilik donanması ile keşif yolculuğuna çıkar.Şimdi kendi adını taşıyan boğazdan geçerek Güney Amerika'nın rotasını bulur.Kürenin etrafını dolaşmasından sonra 1522'de Magellan Pasifik'te ölür.Teğmeni ve 18 askeri geri dönmeyi başarır.
·Devlete Karşı Köylü Hareketleri Kanla Bastırılır.;
·1524 Almanya'da köylü isyanı.Güney Almanya köylüleri toplumsal yenilikler yapılmasına kadar uzanan Luther'cilerin dini reform yapma çağrılarına dikkat çekerler.Muhlhausen'de yerel hükümeti devirerek serfliğe (toprak köleliğine),feodal vergilere ve aşar vergisine son verilmesini isterler.Çıkan isyanlarda 100 ile 150 bin arasında köylü öldürülür.Sadece 5000 tanesi Alman Prensi Filip'in ordusu tarafından katledildiği isyan 14 Mayıs 1525'de sona erer.İsyanın lideri Thomas Muntzer başı kesilerek öldürülür.
·Osmanlı’nın Macaristan’I Fethi.Sondan Önceki Son Nokta.
·1532 Osmanlı'ların Macaristan'ı fethi.Osmanlı kuvvetleri Kanuni Sultan Süleyman komutasında Macaristan'ı feth ederek Viyana'ya doğru yürüdüler.V.Charles ve protestan birliği tarafından durduruldu.Protestan Birliği ve V.Charles,protestanların dini ibadetlerini özgürce uygulamalarına izin veren Nuremberg barışı sonucunda aralarında birleşmişlerdi.
·1533 Kanuni S.Süleyman ile I.Ferdinand arasındaki antlaşma ile Macaristan bölünür.Antlaşma şartlarına göre Ferdinand kutsal Roma İmparatorunun kardeşidir.Joan Zapoya Süleyman'ın kuklası olarak Macaristan'ın kalan kısmını yönetti.
·İngiliz İmparatorluğunun Doğuşu ve İkinci Süper Güç Antlaşması.
·12 Temmuz 1588'de İngilizlerin muhteşem İspanyol Armadasınıbeş günlük bir deniz savaşından sonra yenmesi ile okyanuslarda başlayan İngiliz hükümranlığı dünyanın yeni yapılanmasının İngilizlerin elleri ile gerçekleşeceğine dair en önemli işaretlerden birisidir.
·Diğer yandan keşifler ve yeni edinilen sömürgelerde halktan kişilerin aşırı zenginleşerek kendilerini kraliyet ve aristokrasiye kabul çabaları da görülmektedir. Bunlar 1605'de Gunpowder Plot (Barut Komplosu) adıyla bilinen Roma Papalığının da desteğini alan Katolik bir grubun Kral James'i öldürüp parlamentoyu havaya uçurma planları da bu müteşebbislerin tutuklanmaya direnişleri sırasında öldürülmeleri,yakalalanların da idam edilmeleri ile son bulur.
·1618'de Prag'da başlayan Katolik,Protestan ve Calvinist mezhepleri arasında başlayan anlaşmazlıklar da büyüyerek 1648'de yapılan Vestpalya Antlaşması ile son bulacak ve 30 Yıl Savaşları adı ile tarihe geçecektir.
·İngiliz-İç-Mezhep Savaşları Demokrasi Getirir;
·1642-48 arasında İngiliz Sivil Savaşları olarak bilinen 6 yıllık iç savaş da Kral I.Charles'in Kiliselerde sık sık ayinler düzenlemesi ve Katolik tarzı ibadetleri ayinlere katması üzerine Krala ve Parlamentoya karşı gelişen eylemlerin,Cromwell'in önderliğinde bir iç siyana dönüşmesine sebep olur.İsyan Kral'ın tahttan indirilmesi,parlamento üyelerinin katledilmeleri, Cromwell'in cumhuriyet ilan ederek ölünceye kadar kendi diktatörlüğünü ilanı ile sonuçlanır.
·Hollanda-İngiliz Sömürge Savaşı-Hollanda’lıların Sğper Güç Olma Çabaları;
·1651'de İngiliz ticaret gemilerinin kendi sömürgelerinde serbest ticaret yapmasına karşı çıkan Hollandalılar I.İngiliz-Hollanda Deniz Savaşını başlatırlar.Hollandalıların yenilerek ağır şartlarda Westminister Antlaşmasını imzalamaları ile sonuçlanır.1664'de bu antlaşmanın maddelerini Hollandalıların kabul etmememesi üzerine tekrar başlayan savaş,New Amsterdam şehrinin İngilizlerin eline geçmesi ve adının da New York olarak değiştirilmesi ve yapılan Bred antlaşması ile sonuçlanır.
·Osmanlı-Rus yayılmasının durdurulması.Bu olaydan sonra bu iki imparatorluk asla Avrasya topraklarının dışına çıkarılmayacak ve bitirileceklerdir.;
·1683 II.Viyana Kuşatmasının başarısızlığını1700'lerde Rusya'nın İsveç karşısında aldığı yenilgiler izler ve Avrupa'da Osmanlı ve Rusya'nın yayılmalarınındurdurulmaları ile sonuçlanır.
·Kültürel-Siyasi Devrimlerin Hızlanması.
·1688'de dört yıl süren Katolik yönetimini sona erdiren görkemli İngiliz devrimi gerçekleşir.Kral Charles'in evlatlığı Orange'li William ülkeye davet edilere Kral ilan edilir.
·Avrupa’da Hakimiyet Savaşları;
·1688-1697 Büyük İttifak savaşları Fransa'ya karşı İngiltere ve Hollanda'nın da destek verdikleri Bavarya,Saksonya,İspanya birliğinin yaptığı 9 yıl süren savaş Hükümranlık Savaşı olarak tarihe geçer.Bu savaşta Fransa'nın Avrupa'da yayılması durdurulur.1690'da galibi olmayan Fransız-İngiliz Deniz Savaşı ile bu savaş sürer.
·1690'da İngiliz filozof John Locke "Sınırlı Monarşi Kavramından" bahsederek,ilk sivil demokrasinin şartlarını içeren teorisini yayımlar.
·1697'de Rus Çar'ı Peter Avrupa seyahatine çıkarak ilk kez Rusya dışına çıkan Rus Çarı olur.Dönüşünde gezisi sırasında gördüğü yenilikleri uygulamaya sokarak ülkesinde ilk batılılaşma hareketlerini başlatır. (Bu olay,Osmanlı’da 100 yıl sonra Sultan Abdülaziz tarafından çöküş döneminde gerçekleştirilecek ve seyahat dışında bir işe de yaramayacaktır.)
·İngiltere Sömürgelerin Artması ile İç Barışı Yakalar;
·1706 Birlik Antlaşması ile İskoç ve İngiliz Parlamentosu yasaya dayalı birleşme antlaşması yaparlar.
·Osmanlı-Rusya İran’ı Paylaşır;
·1724 23 Temmuz'da Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu İran'ınparçalara ayrılmasını içerenİstanbul Antlaşmasını imzalarlar.
·(Bu antlaşma ile Osmanlı Rusya’ya “sıcak denizlere İran Hürmüz körfezinden in” demiştir. Ama, boğazlar ve Balkanlar üstünden inme hırsından vazgeçmeyen Rus Çarları,bu inatları yüzünden hem Osmanlı’nın erken çöküşüne hem de 1856 Kırım ve 1905 Tsishuma Deniz Savaşında alacakları mutlak yenilgileri ile “Çarlığın Sona Erişine” ve son Rus Çarı ile ailesinin sülfürik asit havuzunda eritilmesine neden olan 1917 Marksist Ekim Devrimine sebep olacaklardır.Asla da sıcak denizlere inemeyecekler,küresel güç olan İngiltere-ABD’nin kıskacında sürekli soğuk savaş-ekonomik krizleri içinde yaşayacaklardır.Halen de bu arzularından vazgeçmiş değillerdir.Keykubat)
·Yedi Yıl Savaşı,Avrupa'nın belli başlı devletleri arasında, 1756-1763 arasında gerçekleşen bir dizi askeri çatışmadır.
·Avusturya, Avusturya Veraset Savaşı'nda (1740 - 1748) elinden çıkan Silezya bölgesini geri alabilmek için ittifak arayışı içindeydi. Fransa, Saksonya, İsveç ve Rusya ile bir ittifak oluşturmuştur. Prusya ise İngiltere ile ittifaka gitmiştir.
·Esasen gerek Avusturya Veraset Savaşı, gerekse de Yedi Yıl Savaşı, aynı stratejik hedeflere yönelik savaşlardır ve tek bir savaşlar dizisi olarak kabul edilir. Bir yanda, İngiltere ve Fransa arasında, denizaşırı sömürgelerin ve dünya denizlerindeki üstünlüğün kontrolu, diğer yandan da Orta Avrupa'da Avusturya ile Prusya arasında, bir güçler dengesi arayışı olarak kabul edilmelidir.
·Karşısındak bu güçlü ittifakı, ilk saldırıyı kendisi yaparak parçalamayı amaçlayan Prusya kralı II. Friedrich, 1756 yılında Saksonya'nın merkezi Dresden'e saldırarak kenti almıştır.
·İngiltere’nin Süper Güç Oluşu;
·Yedi Yıl Savaşı'nın sonucundaki Paris Antlaşmasıyla, İngiltere, dünya çapında deniz üstünlüğünü ve sömürgeciliğini pekiştirmiştir. Böylece hem ekonomik bakımdan hem de politik bakımdan Fransa güç kaybederken, İngiltere denizlerdeki ve denizaşırı sömürgecilik yarışındaki üstünlüğünü sağlamlaştırılmıştır.
·Almanya’nın Doğuşu ve Süper Güçlere Katılımı;
·Hubertusburg Anlaşması'yla da artık Prusya (Almanya), Avrupa'nın askeri - politik anlamda güçlü devletlerinden biridir. Ayrıca Prusya, Avusturya karşısına daha etkin bir biçimde Almanya toprakları üzerinde politik bir güç olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır.
·Fransa Zordadır;
·Fransız Devrimi veya Fransız İhtilali(1789-1799),
·Fransa, Kuzey Amerika’daki tüm kolonilerini 1763 tarihinde, Yedi Yıl Savaşları sonunda imzalanan Paris Antlaşması ile İngiltere'ye kaptırmıştı.İngiltere, Yedi Yıl Savaşları'nın mali yükünü, yeni vergilerle kolonilerden çıkartmaya kalkışınca; bu durum Kuzey Amerika kolonilerinde huzursuzluk yaratmıştı. 1774 yılında Onüç Koloni'nin başlattığı Amerikan Bağımsızlık Savaşı1776 yılında bağımsızlık ilanıyla sürmüştü. Fransa ise bu çatışmalara büyük boyutlarda mali destek vererek dolaylı olarak katılmıştır.
·Bu savaş harcamaları ve giderek artan saray masrafları dolayısıyla Fransız monarşisi de mali yönden tükenmişti.
·1763 Paris antlaşması ile Asya,Afrika,Kuzey Amerika'da ve Avrupa'da 7 yıl süren Fransa ve Hindistan Savaşları ,Fransa'nın Kanada'yı İngiltere'ye,Louısına'yı İspanyollara terk etmesi ile sonuçlanır.Filipinler ile Küba'yı İspanya tekrar bu anlaşma ile geri alır.Fransa Hindistan Bengal'de ticaret yapma hakkı elde etse de onu güçlendirmesine izin verilmez.
·Amerika’nın Bağımsızlığını Kazanması ve Tarih Sahnesine Çıkışı;
·06 Şubat 1778 ABD-Fransa Birlik Antlaşması ile Fransa ABD'nin bağımsızlığını tanır ve yardımlar vaat eder.
·1783 Paris Antlaşması ABD,İngiltere,Fransa ve İspanya arasında imzalanır.Bu antlaşma ile Amerikan Bağımsızlık savaşı İngiltere'nin ABD'yi tanıması ile sonuçlanır.ABD'nin kuzey sınırları belirlenir, Louısina toprakları ticarete açık bırakılır.
·Fransız İhtilali Tarihi Hakkında Kronolojik Bilgiler;
·1789 05 Mayısında,sömürgeleşmeler sonucu zenginleşen halk kökenli Burjuvalar (küçük zenginler), Fransa'da mevcut olan sosyal sınıflara karşı eşit haklara sahip olmak isterler.
·Fransa aristokrasisinin I.sınıfını Rahipler,II.sınıfını asiller,III.sınıfını da halk oluşturmaktaydı.
·II.sınıftan olan Burjuvalar Fransa Meclisinde asillerin bir oyuna karşılık kendilerini de oylarının eşit sayılmasında ısrar ederler.Asiller onların bu isteğini ret ederek bir tenis kortunda birleşerek bir anayasa antlaşması imzalarlar ve buna Tenis Kortu Antlaşmasıdenilir.
·Rahipler ve aristokratlar burjuvaların isteklerini ret etmesi üzerine başlayan iç isyanlara çok sayıda insan öldürülür ve kitle önderleri ve isyana karışanlar hapishanelere doldurulur.
·Fransa Kralı XVI.Louıs 3.sınıf olan halkın üzerine askeri güç uygulamaya karar verir.Ancak, sokakları tutan halk Bastil hapishanesine yürür,tüm mahkumları serbest bırakır,Kral ordu üstünde kontrolünü kaybeder ve kendisi Versay Sarayında mahkum haline gelir.
·26 Ağustos'ta toplanan devrimci Fransız Milli Meclisi,bütün aristokratların ve rahiplerin haklarını kısıtlayan İnsan Hakları Beyannamesini yayınlar.
·05 Ekim'de binlerce Parisli kadın Kralı Versay sarayından Paris'e dönmeye zorlarlar.
·Avrupa’da Yahudiler Güç Kazanmaya Başlarlar;
·1790 Fransa İhtilal Hükümeti çıkardığı bir yasa ile Yahudilere tam vatandaşlık haklarını veren ilk Avrupa ülkesi olur.
·Fransa’da Devrim ve Cumhuriyet-Demokrasi İlanı;
·1791'de Fransa millet meclisi,monarşiyi sınırlayan,745 üyeli yeni Millet Meclisini oluşturan yeni bir anayasa yürürlüğe koyar.
·1792'de Fransız Devriminin etkilerinden korkan Avrupa devletleri Fransa Kralını başa geçirmek için harekete geçerler.Avusturya-Fransa arasında başlayan çekişmeler 20 Nisanda savaşa dönüşür ve Fransa'nın bozguna uğraması ile sonuçlanır.Aynı anda Rusya da Polonya'yı işgal eder.21 Eylül'de 749 üyeli Fransa Meclisi toplanarak Fransa Cumhuriyetini ilan eder.
·Eski Kralı iktidara getirmek isteyen Avrupa devletlerinin baskıları Fransız devrimcileri tedbir almaya zorlar.Dış baskılar devrimi zora sokmaya başlar.Kurulan bir mahkeme ile Kral Vatana İhanetten yargılanırve 387'ye 334 oyla 15 Ocak 1793'de idama mahkum edilir.21 Ocak 1793'de giyotinle idam edilir.(Avrupa korkup bastırmasa Kral yaşayacaktı.)
·1793-94'de Fransa Kraliçesi Marie Antionette'nin (“Açız” diyen işçilere “Ekmek bulamayan pasta yesin” diyen kraliçe) de aralarında bulunduğı Maksimillian Robespierre'nin önderliğinde toplanan rejim karşıtı 30.000 kadar Monarşi yanlıları Fransa'nın savaşta başarı elde edememesi bahanesini de kullanarak ülkede terör olaylarını başlatırlar.
·Yıkılmaz diye düşünülen, hatta egemenlik hakkını Tanrı'dan aldığı iddia edilen mutlak krallıkların yıkılabileceği ortaya çıktı.
·İlkel şekli Yunan şehir devletlerinde, gelişmiş şekli İngiltere ve ABD'de görülen demokrasi, Kıta Avrupası'nda da gelişmeye başladı ve Batı medeniyetinin vaz geçilmez unsurlarından biri haline geldi.
·Egemenliğin halka ait olduğu kabul edildi.
·Milliyetçilik ilkesi, siyasi bir karakter kazanarak, çok uluslu devletlerin parçalanmasında etkili oldu.
·Şahsi güçlere, zekâya ve girişim yeteneğine ortam hazırladı.
·Fransız İhtilâli, sonuçları bakımından evrensel olduğundan Yeniçağ'ın sonu, Yakın Çağ'ın başlangıcı kabul edildi.
·Dağınık halde bulunan milletler, siyasi birliklerini kurmaya başladılar.
·İnsan Hakları Bildirisi, Fransızlar tarafından dünya çapında bir bildiriye dönüştürüldü.
· Viyana Kongresi ile Avrupa'nın siyasi durumu yeniden düzenlenmiştir.(1815)
·Fransız İhtilâli'nin yaydığı fikirlere karşı İhtilâl Savaşları (1792-1815) başladı.
·I.Dünya Savaşına Kadar Sürecek Dünya Paylaşım Antlaşması.
·Bu antlaşma aşağıda yazılı Napolyon Savaşları sonrasında Viyana Kongresinde yapılacaktır.
·Kronolojik olarak Napolyon Savaşları;
·1793-94’de Fransa Meclisi çıkardığı bir yasa ile bütün erkekleri askere almak için bir yasa çıkartır ve 1.169.000 kişiyi askere alarak Avrupa tarihinde en fazla asker alma işlemini gerçekleştirir.
·Gericileri bozguna uğratmasının ardından 28 Temmuz 1793'de isyan lideri Robespierre giyotinle idam edilir.
·1798-1802 İlk Koalisyon Savaşları-Aralık ayında İngiltere Mısır'da savaşta olduğu Fransa'ya karşı,Rusya ile birlik antlaşması imzalarlar.Daha sonra Portekiz ve Osmanlı İmparatorluğu da bu birliğe katılırlar.
·1799 Napolyon Fransız İhtilal hükümetini iktidardan indirir.
·1800 05 Mayısta Birleşme antlaşması ile İngiltere İrlanda'yı topraklarına katar ve İrlandalılar İngiliz Parlamentosunda temsil edime hakkı kazanırlar.
·1800 Marengo Savaşı Avusturya Genova'yı işgal eder.Napolyon 40.000 askerle karşılık verir,Avusturya yenilir ve Kuzey İtalya'ya çekilir.
·1802 İkinci Koalisyan Savaşları.-İkinci Koalisyon Savaşları Amiens Antlaşması ile sonuçlanır.İngiltere Fransa Tacının topraklarındaki isteklerinden çekilir.Trinidad ve Seylan adalarını elinde tutar.Fransa ayrı bir antlaşma ile Mısır ve Osmanlı İmparatorluğuna dönme anlaşması yapar.Barış uzun sürmeyecektir.
·1804 Belgra Sırp İsyanı.Kara George Belgrad Yeniçeri garnizonuna saldırır.1806'da garnizon Belgrad dışına sürülür.
·1805 Trafalgar Savaşı-İngiliz donanmasını yenerek İngiltere'yi işgal eddip,Manş Dneizinden geçerek kuzeyi işgal etmeyi planlayan Napolyon İngiltere'ye saldırır.Ama İngilizler bu savaştan galip çıkarlar.Bu defa ,Napolyon,karadan Avustruya,Almanya,Polonya üzerinden Rusya'ya saldırır.
·1807 Napolyon kendi birliğine katılmayı ret eden Portkeiz'i işgal eder.
·1808 Martında Napolyon İspanya'nın korunması bahanesi ile 100.000 kişilik bir orduyu İspanya'ya gönderir.Madrid düşer.İspanyollar Fransızlara karşı isyana başlarlar.İngilizler Portekiz'e bir keşif birliği gönderirler.Bu birlik Fransızları bozguna uğratır.Portekizden çekilmeyi kabul ederler.
·1812 Borodıno Savaşı.Napolyon Moskova'ya giriyor.Napolyon ile Rus Çarı Aleksandre arasındaki rekabet kaçınılmaz bir savaşa varır.Napolyon Prusyalılar (Almanlar) Avusturyalılardan oluşan 600.000 askerden oluşan ordusu ile Haziran 1812'de yola çıkar.Rus ordusu Napolyon karşısında geri çekilir.Ağustos'ta Dinyeper nehri yakınındaki Smolensk şehrine yönelir.07 Eylül'de Rus ordusu Borodino'da Napolyon'a karşı bir savaş verir. Napolyon Moskova'nın yolunu açması için Rus ordusunu çekilmeye zorlar.14 Eylül'de Fransa boşaltılmış Moskova'yı teslim alır.15-19 Eylül'de geri çekilen Rus ordusu Moskova'yı yakar.
·Rus Çar'ı Aleksander'ın şartlarını yerine getirmesi için 5 haftalığına Napolyon ordusunu yanmış başkent Moskova'da konuçlandırır.19 Ekimde kışın başlaması,ordunda huzursuzlukların artması ile geri çekilmeye karar verir.
·Aralık ayında çekilme sırasında Niemen nehri civarında Napolyon 600.000 kişilik ordusundan 100.000'ini kaybeder.
·1813 Victorıa Savaşı.21 Haziran 1813'de İspanya Vıctorıa (Viktorya) da İngiliz Generali Wellington Freansız ordusunu bozguna uğratır.İngilizler,Aralıkta işgal ettikleri Bayonne'ye kadar süren bir zaferler serisi yakalarlar.
·1813 Milletler Savaşı.Rusya'da kısa sürede yaşanan çözülme Napolyon'un felaketi oldu. Bozguna uğrayabileceğini önceden göremedi.Rusya'da bir kez başlayan çözülme onun birleşikleri tarafından kısa sürede terk edilmesine sebep oldu.12 Ağustos 1812'de Avusturya Fransa'ya savaş ilan etti. İngiltere'nin mali desteği ile Avusturya üç ayrı ordu kurdu.Eylülde Avusturyalılar,Prusyalılar Teplitz antlaşmasını imzalayarak antlaşmaya imza koyan devletlerin ayrıca Fransa ile bir antlaşma yapmasını da yasaklayan bir madde ile birliklerini güvenceye aldılar.16-19 Ekimde birleşikler ve Fransa Milletler Svaşaı adıyla da bilinen Leipzig savaşını yaptılar.Üç gün süren savaşta Napolyon ordusu kesin bir yenilgiye uğratılarak şehri terk etmeye zorlandı.Napolyon'un Almanya'daki sonunun hazırlanmasında çok sayıda millet de birliğe katıldılar.
·1814 Napolyon Tahttan feragat ediyor.Leipzig zaferinden hemen sonra birleşikler Fransa'ya barış önerdiler.Napolyon bunu önemsemeyince başlatılan kampanyalar ile Fransız ordusunun Paris'a kadar geri çekilmesi saplandı.31 Mart 1814'de galip birleşikler ordusu Paris'e girdi.
·Fransa Dış İşleri Bakanı Talleyrand senatoyu Napolyon'un ceza olarak tahttan indirmeye ikna etti.01 Nisan'da Napolyon tahttan çekildi ve birleşikler onu 2000.000 Franklık İmparatorluk maaşı ile birlikte Elba Adasına sürdüler.
·1814 Viyana Kongresi,Uluslararası toplantıların en büyüklerinden biri 1814 Eeylül ile 1815 Ocak'ı arasında Viyana'da gerçekleşti.Viayana Kongresi İngiltere,Avusturya,Rusya ve Prusya'dan oluşan "Dört Galiplerin Birliğinin" hakimiyeti olarak da adlandırılır.Bu toplantıda Avusturya Prens Mattinech;Çar,kendisi,Castlereagh;İngiltere Wellington;Prusya da William von Humboldt tarafından temsil edildi.
·Dörtlü Birleşikler olarak bilinen bu dört parti Avrupa'nın güç dengesinin temelini attılar.Özellikle Napolyon savaşlarına katılan milletlerin devam ettiği bir kongre oldu.En çok da meşru hanedanlar güçleri,ni tazelediler.Hollanda Krallığı kuruldu.Kongre sadece tek bir madde üzerine değil,Avrupa'yı 50 yıl savaşlardan uzak tutacak yapılanmanın iskeletini çıkarmakta da oldukça başarılıydı.
·Kongrenin diğer başarılı işlerinden birisi de Alman Konfederasyonlarının yani Milletler Birliğinin 39 üye devletten oluşturulmasıydı. Bazı üyelerin Almanya'yı birleştirmeye olan ilgilerine rağmen asıl amaç birliğin kendini savunmasıydı.
·1815 Waterloo Savaşı.Burbonlarla olan geçimsizliklerin haberi Fransız Elba adasındaki Napolyon'a ulaştı.Napolyon tekrar büyük bir güç toplama sözü verdi.Mart 1815'de 1500 adamı ile Cannes şehrine indi.20 Mart'ta Paris'e girdi.Bu 100 Gün'ün başlangıcıydı.Avrupa'nın başlıca güçleri Napolyon'a karşı birleşerek her biri 180.000 kişilik orduyu,Birleşiklerin komutanı olan İngiliz Generali Wellington'a teslim ettiler.Wellington bir anda kendisini 1.000.000 kişilik bir ordunun komutanı olarak bulmuştu.
·18 Haziran'da Waterloo savaşı başladı.Napolyon ordusunu Wellington'un üzerine yağdırdı. Wellington Blucher'den önemli takviye birlikleri sağlayarak hatlarını korudu.Napolyon kuvvetleri bozguna uğrayarak Paris'e çekilmeye zorlandı.22 Haziranda da birleşiklere teslim oldu. Napolyon ömrünün geri kalan kısmını Güney Pasifik'te bulunan Saint Helena adasında mahkum olarak tamamladı.
·FRANSA SÜPER GÜÇ SAVAŞLARINDAN YENİLGİ İLE ÇIKAR;
·1815 II.Paris Antlaşması.Napolyon'un ele geçmesi ile 2.Paris antlaşması imzalandı.Fransa, antlaşma şartlarına göre 700.milyon Frank 100 gün için tazminat ödemeye mahkum edildi . Saar ve Savoy'dan da çekileceklerdi.Yabancı güçler,3-5 yıllığına Fransa'yı işgal etiler.Askeri birliklerin bakımlarını da üstlenmeye Fransa zorlanmıştı.Avrupa'lı güçler arasında ayrıca gizli bir antlaşma ile Fransız Devriminin etkilerinin yayınlanması Fransa içinde ve tüm Avrupa ülkelerinde yasaklanmıştı.Bu antlaşma ,Avrupa Konseri (Uyumu) olarak da bilinmektedir.
·1820 İspanya ve Portekiz ayaklanmaları.182 tarihli Fransız Anayasasının uygulanması isteği ile çıkan isyandır.Ferdinand VII.nin de isteği 7 Mart 1820'de yerine getirilir.24 Ağustos'ta İngiliz Kraliyet Naipliği süresine karşı isyan tekrar eder.Özgürlükçü,monarşik bir anayasa yapılarak Brezilya'da sürgünde yaşayan VI.John tahta davet edilir.
·1823 İspanyol ayaklanmasına Fransa karışarak İspanya'yı işgal eder ve Ferdinand'ı yahta geçirir. Asileri VII.Ferdinand'ın eline teslim eder.Sonraki on yıl boyunce Ferdinand ülkeyi bir demir yumruk olarak idare eder.
·Fransız Devrimi, Yeni Çağı bitiren, Yakın Çağı başlatan olay olarak kabul edilir. Çünkü bu devrim sonucunda tüm dünyada milliyetçilik kavramı önem kazanmaya başladı. Ezilen halklar haklarını aramayı öğrendiler. Halklar, yönetimden korkmamaları gerektiğini, yönetimlerin güçlerini halklarından aldığını fark ettiler.
Bu durum Fransa'da monarşik rejimin yıkılıp, yerine cumhuriyetin kurulmasına neden oldu. Halk, yönetim üzerindeki gücünü fark etti. Roma Katolik Kilisesini de ciddi reformlar yapmak zorunda bıraktı.
·Milliyetçik akımının yayılması, gücünü emperyalist rejimden alan imparatorlukların aleyhine oldu; imparatorluk çatısı altındaki farklı milletlere mensup halklar ayaklanmaya başladılar. Bu durum, imparatorlukları bölmeye çalışan kesimlerin de işine geldi, isyan eden halkları provoke (istismar) ettiler. Bunun sonucunda da imparatorluklar zayıflamaya ve parçalanmaya başladılar. Fransız devrimi, sonuçları ve ideolojisiyle, Yakın Çağ dünya savaşlarına –I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı- yön verdi ve bugünün dünyasının oluşmasında da son derece etkili oldu.
·Viyana Kongresi
·Napolyon Savaşları sonunda Fransız Orduları’nın Koalisyon Orduları tarafından tümüyle yenilgiye uğratılmasının ardından, Avrupa’daki sınırları ve güçler dengesini yeniden belirlemeye yönelik kararlar almak üzere toplanmış olan kongredir.
·Fransız İhtilali ve Napolyon savaşları ile bozulan Avrupa siyasi haritası ve güçler dengesi, Osmanlı DevletiI. Dünya Savaşı'na kadar devam eden Avrupa siyasi coğrafyası, yeni dönemde de pek çok isyan, ihtilal ve olaylara sahne oldu. Hemen hemen tüm Avrupa devletlerinin temsicilerinin katılmasına karşın, 1815 Viyana Kongresi'nde ve Avrupa'nın yeniden yapılanmasında en önemli rolü aynı zamanda kongre başkanlığı görevini de yürüten Avusturya Başbakanı Metternich oynamıştır. Kongrenin nihai kararları, İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya tarafından belirlenmiştir. hariç tüm Avrupa devletlerinin katıldığı bu kongre kararlarıyla yeniden yapılandırıldı. Bu kararlar ve yeni statüko ile
·Fransız İhtilali ile etkinlikleri artan milliyetçilik, hürriyetçilik ve sosyalizm akımlarına tamamen karşı ve statükonun korunmasından yana olan Metternich'in yeni Avrupa politikası üç temel görüşebirincisi: "Orta Avrupa" görüşü olup Avusturya'nın önderliğinde Rusya ve Fransa'ya karşı İngiltere ile ittifak, ikincisi: Batıdan gelebilecek yeni ihtilal hareketlerine karşı, İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya arasında dörtlü ittifak; üçüncüsü ise, tüm Avrupa'da iç ve dış barışın korunması için, ek olarak Fransa'nın da katıldığı beşli ittifak. dayanıyordu. Bunlardan
·Metternich, Alman Birliğini, Avusturya'nın egemenliği altına alabileceği prenslerin yönetimindeki küçük devletçikler halinde tutmayı hedef almıştı. Dolayısıyla, Metternich'in Avrupa'nın yeniden yapılanması planında, kıta'nın merkezinde yer alan Avusturya'ya çok güç bir görev verilmişti. Bu görev; yeni devlet sistemi ve eski toplum yapısı temeli üzerinde, bölgenin siyasal ve sosyal açılardan devamının sağlanmasında öncülük ve liderlik göreviydi. Metternich'in düşüncesi, Avrupa'yı "federasyon" sistemi içinde yeniden kurmak ve kıtanın merkezinde yer alan ve tarihsel bir varlık olan Avusturya'nın yönetiminde federatif bir güç
·Rönesans ve Fransız Devriminin Gerçek Sonuçlarından biri olan “ Sosyalizm” İdeolojisinin Avrupa ve Dünya’da Gelişim Süreçlerini de Ayrıca Burada Sıralamamız Gerekmektedir. Sebebi de Viyana Kongresi Ardından Ortaya Çıkmasıdır.
·1907’ye kadar bir kaçı;
oSOSYALİZMİN DOĞUŞU;
·1818 KarlHeinrich Marks Prusya (Almanya Trier’de Doğdu.
·1824 Ailesi Yahudilikten Hıristiyanlığa döndü.Marks,Hukuk,Felsefe,Tarih eğitimleri aldı.Babası Gemi tersanesi sahibiydi.
·1841 Felsefe üzerine hazırladığı Felsefe tezi Jena Üniversitesinde kabul edildi.
·GELİŞMESİ;
·1842 Köln’de demokrasiyi savunan bir gazetede yayın yönetmenliğine başladı.
·1843 Bu gazete Prusya hükümetince yasaklandı.Evlendi ve Fransız sosyalistlerle Paris’e gitti.
·1843 Burada FriedrichEngels ile tanışır.Engelsin ve babasının hem Almanya hem de İngiltere’de dokuma fabrikaları vardır.
·1845 Karl Marks Paris’ten de sürgün yer.Belçika –Brüksel’de Alman İşçi örgütleriyle işbirliği yapar.
·1848 Karl Marks ve F.Engels Komünist Manifesto’yu tamamlarlar.
·1848 Avrupa’da Sosyalist temelli halk hareketleri görülür.İki arkadaş Almanya’ya geçerler.
·1848 Çıkardığı gazete yüzünden Almanya’dan da kovulurlar.
·1849’da Londra’ya yerleşirler ve uslu çocuk olurlar.
·1864’de I.Enternatıonal (Uluslar arası Emekçiler birliği) Londra’da kurulur.
·1867 Das Kapital’i tamamlar.
·
oİngiltere’de şikayetçi bulmak olası değildir,nedense?Ayrıca,İngiltere’nin hem Marks-Engels gibi kuruculara hem de 1917 Rus Devrimini gerçekleştirecek olan Lenin ve Rus RSDP’ne 1903’de kucak açması,Sosyalizmi devirecek olan Gorbaçev’in de 1984’de İngiltere ziyaretinden sonra SSCB-Rusya Devlet başkanı seçilmesi,ilk iki Komünist Enternasyonal’in ABD’de toplanmaları,diğer yandan,İngiltere ve ABD’nin sosyalizmin en büyük düşmanı olmaları da benim hep ilgimi çekmiştir.
oSizin çekmiyor mu? Keykubat
·ETKİLERİNİN GÖRÜLMESİ;
·1871 Prusya Fransa savaşı sonunda Fransa’da Paris Komün’ü kurulur.Karl Marks bunu İlk başarılı İşçi devrimi olarak tanımlar.
·1876 Amerika-Filadelfiya eyaletinde yapılan kongrede birlik dağılır.II.Dünya savşına kadar iki tane daha birlik kurulacaktır.Dünya işçi örgütlerinin birleşmesini amaçlamaktadır.
·1883 Karl Marks ölür.Kapital’in II. Ve III. Ciltlerini Engels 1885 ve 1894’de yayımlar.
·1895 Friedrich Engels ölür.Avrupa’nın her ülkesinde bağımsızlık ve demokrasi hareketleri hızla artmaktadır.İngiltere’de Robert OWEN ve Sidney WEBB gibi kişilerin oluşturduğu Fabian topluluğu entelektüel düzeyde sosyalist uygulamalar başlattılar.Kendi fabrikalarında çalışan işçilerin şirket karlarını eşit olarak bölüştükleri bir sistem kurdular.
·DÜNYA SİYASETİNE KABÜLÜ;
·1900 07 Şubat’ta İşçi Temsil Komitesi adı altında İngiliz İşçi Partisinin ilk temeli atıldı.
·Viayana Kongresini Takip Eden Siyasi Gelişmeler Kronolojisi;
·1826 Navarin Deniz Savaşı.Osmanlı’nın Akdenizden Silinmesi;15.yüzyıldan beri Osmanlı idaresinde bulunan Yunanlılar isyana başladılar.Osman Paşa yarı bağımsız Mısırlı Mehmet Ali Paşa'dan yardım istedi.Oğlu İbrahim Mısır ve Osmanlı donanmasına komutanlık ediyordu.1847'de Osmanlılar Ali'nin yardımı ile ayaklanmayı başarı ile bastırdılar.Her nasılsa Batı Avrupa'daki genel kanıya göre Rusya'nın yayılmacı arzuları,bir birlik oluşturarak savaşta araya girmeye karar verdiler.Ruslar,İngilizler ve Fransızlar birlikte bir ateşkes sağlamak için çalıştılar.Bu istekleri Osmanlılar tarafından gözardı edilince zorlamak için bir donanma gönderdiler.Birleşik donanma Osmanlı Ordularının konuşlandığı Navarin limanında durduruldular.20 Ekim 1827'de İngiliz Amirali Codrington'un emrindeki birleşik donanma engellemeyi yararak limana girmeyi başardı.Savaşın kısa sürede çıkması kaçınılmazdı.Osmanlı donanması savaş pozisyonunda uzanmış bir şekilde demirliydi ve silindi gitti.60 Osmanlı gemisi imha edildi.Osmanlı kayıp listesi 6000 ölü,4000 yaralıydı.Hiç bir birleşik donanma gemisi imha edilemedi ve sadece bir kaç tanesi ağır hasarlıydı.
·(“Biz Müslümanız ama Avrupalıyız” diyen,diğer kara askerleri gibi devşirme ve dönmelerden oluşan Osmanlı denizcileri,bir top bile atmadıkları bu savaşta,aynı Balkanlardaki Kartal Bozgunundaki 180.000 Osmanlı devşirme askerinin Rus askerleri önünde kaçarken kıyılmaları gibi bunlar da ”dindaşlarından” merhamet görmediler.Çünkü dindaşları onlara “SavaşçıTürk” gözü ile bakıyordu ve öyle de davrandı.Aptalca hülyaları ve dünya görüşleri yüzünden bir düşman kayığı bile batıramadan denizin dibini boyladılar.Hainlere hiç kimse tarafından merhamet gösterilmeyeceğine örnek bir savaştır.Keykubat)
·Osmanlı’nın Çöküşü;
·1828 Edirne Antlaşması.1828 Osmanlı-Rus savaşı Rusların lehine sonuçlanmıştı.Rusya Osmanlı'nın Balkanlardaki çöküşünü belirlemişti.Osmanlı bu antlaşma ile Sırbistan ve Yunanistan'a bağımsızlıklarını bahşetti.Bu savaş Yunan bağımsızlık savaşının sonu olmuştu.Antlaşma şartlarına göre Yunanistan 1832'de resmen bağımsız olmuştu.
·Fransa İç Karışıklıklara Mahkum Edilir;
·1830 Temmuz Devrimi.Fransa Kralı X.Charles'ın anayasayı askıya almaya,Fransız seçimlerini iptal etmeye teşebbüs etmesi üzerine Paris'te isyan çıktı.Devrimciler Fransa sokaklarını ele geçirdiler ve Kralı tahttan inmeye zorladılar.Fransız meclisi Louıs-Philippe'yi sonraki kral olarak seçti.
·Hollanda’da Bölünür;
·1830 Belçika bir anayasa kabul ediyor.Fransa'daki Temmuz Devriminden esinlenerek Hollanda nüfuzuna karşı ayaklanan Balçikalılar bağımsızlık istediler.Eylül'de Hollandalılar Belçika'ya ve Brüksel'e bağımsızlık vermeye zorlandılar.Hollandalılar Antwerp'i bombaladılar ama uluslararası bir antlaşma ile Belçika'ya bağımsızlık tanındı.
·Sömürgeci İngiltere Gelişen Demokrasi İstekleri Sonucu,Olası İç Karışıklıkları Önlemek için Çareler Üretir;
·1832 İlk reform yasası İngiliz meclisinden geçti.Bu yasayla sonunda seçilebilir seçmen sayısı ikiye katlandı.Bu yenilikler dizisinin devamı ile sonunda evrensel seçme-seçilme haklarına ulaşıldı.
·Kendi İçinde Dengeleri Kuran İngiltere,Avrupa Devletlerini Karışıklıklara Boğar;
·1833-38 I.Carlist Savaşı.Ferdinand VII .öldüğünde İspanya'da sivil bir savaş çıktı.2 yaşındaki kızı ve erkek kardeşi dördüncü karısı tarafından tahta geçirildi.Kilise ve muhafazakar kesim Ferdinand'ın kardeşi Don Carlos 'u desteklerken dörtlü ittifak da Ferdinand'ın kızı İsabella'yı destekledi.
·1848 Viyana Devrimi.Fransa’daki olaylardan esinlenen Viyana'lı öğrenci ve işçiler Avusturya hükümetinin politikalarına karşı çıkmak için yürüyüş başlattılar.Avusturya dış işleri bakanı istifa etti.Avusturya imparatoru I. Ferdinand göstericileri sakinleştirmek için bir anayasal yenilik yayınladı.I.Ferdinand istifaya zorlandı ve yerine Francis Joseph geçti.
·1848 Fransız Devrimi.Fransa Kralı Luis Filip siyasal yenilikleri başlatmayı ve oy kullanma hakkını ret etti.Cevap olarak öğrenciler işçilerin önderliğinde olayları patlattılar.1848'de kralı tahttan inmeye zorladılar.Sonuç olarak İkinci Fransız Cumhuriyeti başladı.Haziran'da işsiz işçilerin gösterileri vahşice bastırıldı.
·1849 Macaristan bağımsızlığını ilan ediyor.Viyana isyanının başarısızlığının ardından baskıcı bir anayasaya yanıt olarak Macaristan meclisi 14 Nisan 1849'da Avusturya'dan bağımsızlığını ilan etti.Layoş Kossut ilk Macar Valisi olarka seçildi.Rusya Avusturya yararına araya girdi.09 Ağustosta Macaristan Temeşvar Savaşında kesin bir yenilgiye uğratılarak bağımsızlık ilanı sona erdirildi.
·Rus Çarlığının Boğazlar-Balkanlar Üzerinden Sıcak Denizlere İnme Hevesi Baltalanıyor;
·1854-56 Kırım Savaşları.1853'de Rus-Türk savaşı olarak bilinen savaş Rusya ile Osmanlı arasında yeniden patlak verdi.Rus kuvvetlerinin Moldovya ve Walachia'yı işgali üzerine savaş çıktı.Fransa ve Rusya Osmanlı'nın yanında Rsuya'ya karşı savaşa girdiler.Aynı zamanda da Avusturya Rusya üzerinde başarılı bir baskı uygulayarak Tuna İlkeleri kapsamında işgal ettiği yerlerden çekilmesini sağladı.14 Ekim'de itilaf birlikleri Kırıma çıktılar.20 Ekim'de Rusya Alma nehrinde bozguna uğratıldı.İtilaf birlikleri Sivastopol limanını kuşattılar.11 eylül 1855'de Sivastopol limanı alındı.
·Fransız-Avusturya Savaşı;
·Avusturya'nın İtalyan yarımadasındaki kontrol hakkını uzatma kararının ardından İtalya savaşı çıktı.12 Mayıs 1859da Fransa Avusturya'ya savaş ilan etti.Fransızlar,Avusturya'lılara direnen isyancıların bulundukları Sardunya adasına ve diğer şehir devletlerine kadar ilerlediler.Fransızlar Avusturya ordusunu alanda bozguna uğrattı.Avusturya imparatoru Franz Josef ve II.Napolyon buluşarak düşmanlıkları sona erdirme kararı aldılar.II.Napolyon,ayaklanmalarla çıkan huzursuzlıuklarla ve italyan prenslerinin çoğunu tahta geçirmekle ilgilendi.
·Almanya Avrupa Gücü Oluyor;
·1866 Yedi Hafta savaşları.15 Haziran'da Avusturya'nın müttefiği olan Saksonya'nın Prusya tarafından işgali üzerine savaş başladı.Savaş Bismark'ın Avusturya muhalefetine karşı Almanya'yı güçlendirme fikrine dayanmaktaydı.Avusturya'lılar Sadova savaşında bozguna uğradılar.23 Ağustos'ta Avusturya ve Almanya Prag Antlaşmasını Almanya'nın lehine olarak imzaladılar.Avusturya,Schlesvig-Holstien ve Frankfurt ile Hannover'in Prusya'ya bırakıyordu.Ayrıca Avusturya Kuzey Alman Federasyonunun kurulmasını kabule de zorlanıyordu.
·İspanya Osmanlı’dan Beter halde;
·1868 İspanya devrimi.18 Eylül 1868'de İspanyol donanmasındaki subaylar devrime başladılar. Hükümet kuvvetlerini bozguna uğratarak Madrid'e yürümeye başladılar.İsabella kaçmaya zorlandı. Ordu,yeni monarşik bir anayasa yapılarak ayrıcalıklı bir hükümet şeklinin biçimlendirildiğini bildirdi.
·BİSMARK ALMANYA’YI YARATIYOR;
·Alman Başbakanı Otto Von Bismark (1815-1898),Prusya’dan Alman İmparatorluğunu Çıkarıyor;
·1870-71 Franco-Prusya Savaşı.Franco Alman savaşı,Almanya'nın birleşmesini sağlamak için Prusyalı bakan Bismark'ın tahriki ile çıktığına inanıldı.Bismark Fransa'nın Alman Milliyetçiliğini vurmak için Almanya'ya savaş ilan etmesini sağladı.02 Eylül 1870'de Fransız ordusu Sedan savaşında bozguna uğratıldı.Fransız komutanlar ve II.Napolyon esir edildi.Almanlar Paris üzerine ilerlediler.28 Ekime kadar Metz kalesi elden çıktı.27 Aralık'ta Paris civarındaki kaleler kuşatıldı.28 Ocak 1871'de Paris düştü ve Fransızlar teslim oldu.
·Papanın Yetkileri Alınıyor,Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu Bitiyor;Almanya ve İtalya Kuruluyor;
·1870 Papa bütün yetkilerinden arındırıldı.Fransız birliklerini İtalya'dan çekilmeleri üzerine İtalyan birlikleri Roma'ya girdiler.İtalyanlar,Vatikan'da hapsettikleri Papa IX.Pius'un bütün dünyevi yetkilerini aldılar.Roma yeni birleşik İtalya'nın yeni başkenti oldu.
·1871 Paris Kömünü.Öğrencilerin ve işçilerin sokakları tuttukları lafı yayılmaya başladığında yasama meclisi monarşinin tekrar geri getirilmesini tasarlıyordu.18 Mayıs'tan 28 Mayıs'a kadar şehrin bütün sokaklarını Paris Kömünü (Toplumu) adını alan bu topluluk denetimleri altında tuttu.Mareşal Mac Mahon şehrin denetimini ele geçirmek için Fransız birliklerini topluluğun üzerine sevk ederek denetimi ele geçirdi.kurdukları barikatları savunurken 20.000'in üzerindeki Paris'li hayatlarını kaybetti.
·1871 İkinci Reiç (Meclis).Fransa üzerindeki Alman zaferi ile Alman Meclisi (Reichstag) II.meclis dönemini ilan etti.Meclis,Kuzey Almanya Federasyon Anayasasını en küçük ayrıntılarına kadar değişiklikleri ile birlikte onayladı.I.William Alman Kralı,Bismark da ilk Şansölyesi (Başbakan) ilan edildi.
·1871 II.Carlcılar Savaşı.III.Don Carol İspanya'da Burbon hanedanını 1872'de tekrar kurmaya teşebbüs edince II.Carlcılar savaşı başladı.Savaş 1874'de XII.Alfonso'nun kral ilan edilmesine kadar sürdü.
·Balkan Karışıklıkları ve 1976-78 Osmanlı-Rus Savaşı ile Osmanlı Sona Yaklaşıyor;
·1876 Sırbistan Osmanlı İmparatorluğuna savaş ilan ediyor.Mayıs 1876'da Bulgarlar Osmanlı'ya başkaldırmaya başladılar.İsyan ağır bir şekilde bastırıldı.Buna karşı çıkan sırplar Osmanlı'lara savaş ilan ettiler.01 Eylül'de Sırplar Aleksinatz'da bozguna uğradılar.Bulgar isyanı kısa sürede bitti.
·1878 Ayastefanos Antlaşması.05 Mart'ta Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu arasında İstanbul Yeşilköy-Ayestafanos Kilisesinde yapıldı.Antlaşma bir yıl önce Rusya'nı Osmanlı İmparatorluğuna ilan etmiş olduğu savaşa bir son verdi.Savaşı Ruslar kazanmıştı ve Osmanlıları barış davası açmaya zorladılar.Antlaşma şartlarına göre,Romanya,Karadağ,Sırbistan'ın bağımsızlıkları garanti altına alınırken Bosna Hersek ve Bulgaristan'da yenilik sözü alınıyordu.
·1878 Berlin Kongresi.Berlin kongresi İngiltere,Avusturya ve Prusya'nın Ayastefanos Antlaşmasının maddelerine kızgınlığı ile toplandı.Berlin Antlaşması,Bosna-Hersek'in Avusturya -Macaristan tarafından işgalini içeren maddesinin değiştirilmesini sağladı.Ayrıca Sırbistan ve Karadağ'ın sınırlarını da bu antlaşma belirledi.
·Rus Çarına Suikast;
·1881 13 Martında Saint Petersburg'da Rus Çarı II.Aleksander patlayan bir bomba ile katledildi. 26 yıl hüküm süren çar,yerini 36 yaşındaki oğlu II.Aleksander'a bırakıyordu.
·Avrupa’da Bloklaşmalar;
·1882 Üçlü İttifak.Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Almanya'nın kurduğu birliğe İtalya da katılarak "Üçlü İttfak" devletlerini oluşturdular.1884'de Rusya'da,üç imparator Rusya,Avusturya-Macaristan ve Almanya anlaştılar.Antlaşma şartlarına göre üç ülke kendi aralarında çıkacak savaşlarda tarafsız olmayı kabul ediyorlardı.
·1890 Bismark istifa ediyor.Alman imparatoru II.William Bismark'ın işine son verdi.Tek başına Alman Birliğinin kurulmasını gerçekleştiren adamın mesleki hayatı böylece sona eriyordu.
·20.YÜZYIL
·Birinci Dünya Savaşını Hazırlayan Olaylar;
oİngilizin Hedefi Önce Altın;
·1900 24 Mayıs Altın bulunan G.Afrika Orenge Free State’i İngiltere işgal etti.Boer Savaşı başladı.
·
oHalinden Memnun Olmayan Almanlar Yeni Paylaşım Savaşı Hazırlığı Başlatır;
·1900 12 Haziran Almanya donanmasını güçlendirme kararı aldı.
·1900 13 Haziran İngiliz sömürgesi olan Çin’de Boxer(Ulusal Çinli Güçler) isyanı çıktı.
oLozan Antlaşmasında Japonya’nın da Taraf Olmasını Sağlayan İngiliz-Japon İşbirliği Bu Antlaşma İle Başlar.Rusya’yı Güç Olmaktan Japonlar Çıakracaktır.;
·1902 Japonya İngiltere dayanışma anlaşması imzalandı
·1902.31 Mayıs Boer savaşı sona erdi.İngiltere Güney Afrika’ya hakim oldu.
·1902 19 Aralık İngiliz,Alman,İtalyan donanmaları Borçlarını ödemediği için Venezuela donanmasını kuşattı.
·1903 20 Temmuz Guıseppe Sarto X.Pius adı ile Papa seçilir.
oKadın-İnsan Hakları Emperyalizmi Hız Kazanır;
·1903 Ekim Kadın hakları savunucusu Byn Emmeline Pankhurst Kadınların sosyal ve politik birliğini kurar.
oRus Çarlığını Yıkacak Proje Başlatılır.O proje de “Demokrasi,Haklar ve Özgürlükler Emperyalizmi’dir.” 20.ve 21.yüzyılın “anarşi kaynağı olacak” bir proje.Rusya,Avrasya topraklarınına sıkıştırılacak,Küresel Güç olamayacaktır.
o(Sosyalizm ve Komünizm her ne kadar insanlık için iyi bir devlet düzeniyse de, İngiliz emperyalizmi,bunu Rusya’yı zayıflatmak,dünyanın paylaşım kavgasında devre dışı bırakmak için kullanmaktadır. Böyle de sürecektir.1917 Ekim Devrimi ise Emper-yalizmin istediği değil,Alman İmparatorunun Rusya’yı devre dışı bırakmak için Lenin’e verdiği maddi-manevi destek ile gerçekleşen bir savaş kazasıdır.Asla da “gerçek sosyalizm” olmayacaktır.Gerçekleşmesini de istememiştir,halen de istememektedir.Sadece “iç karışıklık” hedeflenen devletlerde,istenilen karışıklık süresince desteklenir.1980 öncesi Türkiye,1980 öncesi Irak örnekleri gibi.Keykubat)
·1903 05 Kasım Rus Sosyal Demokrat Partisi (RSDİP) Londra toplantısını yaptı.Toplantı sonunda parti “Menşevikler”=Ilımlılar ve “Bolşevikler”=Aşırılar olarak ikiye ayrıldı.
oJaponlar Kore Yarımadasında Rusya’ya Saldırtılır;
·1904 04 Nisan Rus Japon savaşı başladı.
oEzeli düşman Fransa avutulur;
·1904 08 Nisan İngiltere Fransa “Entente Cordiale” Dostça Anlaşma’yı imzalar.
oDünyaya kestirme yollar eklenir,
·1904 04 Mayıs Panama Kanalı yapımına başlanır.
oJaponlar Kore Yarımadasında iyi giderler;
·1905 01 Ocak Port Arthur Japonların eline geçer.
o“Hak ve Özgürlükler Emperyalizmi” Rusya’yı kilitler;
·1905 22 Ocak-Rusya’nın Saint Petersburg kentinde kanlı Pazar adı ile anılan katliam:
·(Kanlı Pazar-Zubatovcu (Ajan-sarı sendika) sendikacılıktan sonra Petersburg’ta “hayırsever” bir papaz olan Gapon’un başında bulunduğu bir işçi derneği kuruldu. 1904’ün sonuna doğru bu derneklerin sayısı 11’e ulaştı. Her derneğin 23 bin civarında üyesi vardı.1904 Aralık ayında Petersburg’taki Putilov fabrikasında 4 işçi Gapon’un derneğine üye oldukları için işten atıldı. 3 Ocak 1905’te atılanların geri alınması için işçiler greve başladı. İşçiler yardım istemek için Gapon’un derneğine başvurdu. Yapılan toplantılar sonucunda işverene verilecek bir talepler listesi oluşturuldu. Talepler kısaca şöyleydi: Atılan işçilerin işe geri dönmesi, 8 saatlik işgünü, asgari ücretlerin yeniden belirlenmesi, sağlık önlemelerinin alınması.Yapılan toplantılarda sosyalistler de etkin olmaya başladı. Özellikle Menşevikler öne çıkmıştı. Talepler listesi Gapon’un muhalefetine rağmen değiştirildi ve siyasal içerik kazandırıldı.İşçilerin toplanma özgürlüğü, köylülere toprak verilmesi, basın özgürlüğü, Rus-Japon savaşına son verilmesi, kurucu meclisin toplanması gibi siyasal talepler listeye eklendi. 135 bin kişi talepler listesini imzaladı.9 Ocak 1905’te Gapon ve işçiler ellerinde kutsal resimlerle ve çarın portreleriyle kışlık saraya doğru yürümeye başladı. Kitlenin sayısı 200 bine ulaşmıştı. Ordu birlikleri yürüyüşçülere dağılmalarını söyledi.
·Göstericiler dağılmadı. Açılan ateş sonucunda binlerce kadın, erkek ve çocuk katledildi.
·Kanlı Pazar, Rus halkı üzerine inanılmaz bir etki yarattı. Toplumsal muhalefet güçlendi. Kanlı Pazar “Küçük Baba” olarak görülen çar efsanesinin sonunu getirdi.Özellikle işçi hareketi giderek yükseldi. Köylü hareketi gelişti. Yoksul, yarı toprak kölesi milyonlar öfkeyle ayağa kalktı. Ağustos ayında kurulan Köylü Birliği, Rus köylüsünün ilk siyasal örgütü oldu. )
·1905 27 Mayıs Mançurya paylaşımı yüzünden çıkan Rus-Japon savaşı sonunda Tsushima savaşında Japon Amirali Togo ani bir baskınla, bütün Rus Donanmasını yok etti.
oJapon Yenilgisi Orduyu da Bozar;
·1905 28 Haziran Rusya’da Potemkin zırhlısındaki denizciler isyan etti.
oİngiliz’in “Değişmez Ortağı” Siyaset Sahnesinde Yerini Alır;
·1905 05 Eylül ABD-Portsmouth kentinde imzalanan anlaşma ile Rus-Japon savaşı sona erdi.
oHaklar ve Özgürlükler Emperyalizminin İlk Zaferi;
·1905 30 Ekim Ekim manifestosunu kabul eden Rus Çarı İnsan Haklarını ve seçimleri onayladı.
oBu Siyaset Tutunca,İngiliz Sürekli Besleme Yapar;
·1905 05 Aralık Henry Campbell-Bannerman başkanlığında İngiltere’de Liberal hükümet kuruldu.
oBesleme Anında Etkisini Gösterir;
·1905-22 Aralık-01.0cak 1906Moskova’da işçiler isyan etti.
oBesleme Sürer,İngiliz kendi insanını “özgürlükle” beslerken,başka devletler yıkılır.
·1906 1Ocak İngiliz Liberalleri ilk kez seçim kazanarak Parlamento’ya girdiler.
oI.Dünya Savaşının tedbirini Japon işbirliği ile alan İngiliz,Silahlarını güçlendirir.
·1906 10 Şubatİngilizlerin ilk modern savaş gemisi HMS Dreadnouht (Zırhlı gemi) denize indirildi.
oBundan Sonra Rusya ve Osmanlı’dan hayır gelmeyecektir;
·1906 10 Mayıs Rus Parlemantosu Duma ilk kez toplandı ve dağıldı.
oKurnaz İngiliz “Silahları da sınırlandırmayı” akıl eder;
·1907 15 Haziran Lahey’de (Hollanda) ilk barış konferansı toplandı.Silahların sınırlandırılmasına Almanya karşı çıktı.
·1907 16 Haziran Rusya’da ikinci parlamento kapandı.
·1907 16 Temmuz Almanya-Avusturya Macaristan arasındaki “üçlü anlaşma” süresi üç yıla uzatıldı.
oİngiliz Rus Sarayına Verdiği Gelinlerin Hatırına Rusya’yı Gene Kayırır.I.veII.Dünya Savaşı Galipleri Olacak Bu ittifak Böyle Başlar;
·1907 31 Temmuz “Üçlü Anlaşma”ya muhalif olarak İngiltere,Fransa ve Rusya arasında “Üçlü Dayanışma” imzalandı.
o“Hak ve Özgürlükler Emperyalizmi’nden” Osmanlı da Nasiplenmektedir.”Darbeler Başlar Yurdumun Toprağında Taşında” Bu olaydan 10.yıl sonra Osmanlı silinir.
·1908 06 Temmuz Türkiye’de Jöntürk hareketinin ihtilal girişimi ortaya çıkarıldı.
·1909 27 Nisan Jöntürkler 2.Sultan Abdülhamit’i indirerek yerine 5.Mehmed’i getirdiler.
oDarbeler her yerde başlar.Amaç,paylaşım savaşına herkesi katmamaktır.
·1910 04 Ekim Portekiz Kralı 2.Manuel İngiltere’ye kaçtı.Portekizde Cumhuriyet ilan edildi.
oAmerika bu olayla “özgürlük hareketlerinin el kitabını” yayınlamış olur.
·1901 23 Kasım Amerika’da karısını zehirleyerek öldüren Hawley Harvey Crippen idam edildi.-Kadın hakları savunucuları militan eylemlere başladılar.
·1911 25 Mayıs Meksika’da ihtilal Başkan Diaz düşürüldü.
·1911 01 Temmuz FasAGADİR bölgesi için Almanya Fransa gerginliği.Almanlardan geri adım.
·“01 Kasım Şili açıklarında Coronel bölgesinde 2 Alman gemisi 2 İngiliz gemisini batırdı.
oİngiltere Kıbrıs’a El Koyduğunu Açıkladı;
·“05 Kasım İngiltere 1878’den beri işgali altında tuttuğu Kıbrıs’ı kendine bağladığını ilan etti.
·1914 08 Kasım Falkland adalarındaki Alman birliği yok edildi.
·1914 17 Aralık Mısır’da İngiliz yönetimi ilan edildi.
·1915 04 Şubat İngiltere Almanya kıyılarını ablukaya aldı.
·1915 18 şubat Almanlar İngiliz ablukasına karşı denizaltı savaşı başlattı.
·1915 22 Nisan-25 Mys II.Ypres Savaşı.Almanlar İngilizlere karşı ilk kez Zehirli Gaz kullandılar.
·1915 25 Nisan Müttefik kuvvetleri Gelibolu yarımadasına çıkarma yaptılar.Geçemediler.
oÇekingen görünen Amerika,Aslında Savaşa Girmeye Can Atmaktadır.İngilizlere Askeri-Sivil Gemilerle Silah-Cephane Yardımı yaparlar;
·1915 01 Mayıs Almanlar Amerikan Gulflight’ı batırdılar.
·1915 07 Mayıs Alman gemileri Lusitanya adlı yolcu gemisini batırdılar.124 Amerikalı,1198 kişi öldü.Amerika Almanlara fena gıcık kaptı.(Onlarda İngilizlere silah ve istihbaratveriyorlardı ya)
·1915 01 Haz. Londra üzerinde ilk Zeplin saldırısı.
·1915 07 Hzrn’da düşürüldü.
·1915 07 Eylül Artois Loos çarpışmaları.Almanlar galip.
·1915 12 Kasım İngiltere Ellise ve Gilbert adalarını ilhak etti.
·1915 03 Arlk Mareşal Joffre Fransa Başkomutanı oldu.
·1915 16 Arlk Haig Fransa ve Hollanda’daki İngiliz Orduları Başkomutanı oldu.
·1915 16 Arlk Eınstein İzafiyet teorisini açıkladı.
·1915 16 Arlk İngiltere’de kadınlar enstitüsü kuruldu.
·1918 11 Ksm Almanya teslim oldu.I.Dünya savaşı sona erdi.
·1918 11 Ksm Avusturya Macaristan İmparatoru Karl tahttan indirildi.Cumhuriyet oldu.
·1918 01 ARLK İzlanda bağımsız devlet oldu.
·1918 04 Arlk Belgrad’ta Sırp,Hırvat,Slovak Krallığı (Yugoslavya) ilan edildi.
·Amerika-İngiliz Emperyalizmi,Sosyalizme Karşı Tedbirlerini Hemen Aldırırlar.Sosyalizm Karşıtı Olan Faşist Partiler Tek Tek İktidara Getirilir.Dinci Yapılanmalar Takviye Edilir.;
·1919 05 Ock Almanya Nasyonal Sosyalist (Faşist ) Parti kuruldu.
·Almanya ve Osmanlı’da İmparatorlar Sürgüne Gönderilir ve Wilson İlkelerine Göre Cumhuriyet Rejimine Karar Verilse de ,Bize Biraz İş Çıkaracaklardır.Kurtuluş Savaşı,İç İsyanlar,Hilafet Senaryoları Gibi;
·1919 25 Ock Milletler Birliği (Cemiyeti Akvam) kuruldu.
·1919 11 Şbt Cumhuriyetçi yönetim Almanya’da idareyi devraldı.
·1919 23 ŞbtMussolini İtalya’da Faşist Partiyi kurdu.
·1919 13 Nisan Pencap-Amritsar Katliamı-Hindistan’da bağımsızlık yanlısı milliyetçilerin üzerine İngiliz askerleri yaylım ateşi açtı.379 ölü 1500 yaralı.M2’ye 6000 mermi düşmüş.
·1919 21 Hzrn Scapa Flow’da Almanlar kendi donanmalarını batırdılar.
·1919 28 Hzrn Versailles Anlaşması Almanlarca imzalandı.Alsace Loraine bölgesi Fransa’ya Alman Doğu Afrika’sı İngiltere’ye,Batı Afrikası ise Güney Afrika’ya bırakıldı.
·Doğuda Atlas Okyanusu'ndan batıda Büyük Okyanus'a kadar 4.500 km genişliğindedir.[1] Alaska ve Hawaii'yi de içine alan Amerika Birleşik Devletleri'nin 9 milyon kilometrekareden fazla yüzölçümü vardır. Hawaii ise, Büyük Okyanus'ta olup, kıta üzerindeki Amerika Birleşik Devletleri'nden 3.200 kilometre uzaklıktadır. Alaska 50 eyaletin içinde yüzölçümü en fazla olanıdır. Ülkenin güney tarafında bulunan Teksas bu bakımdan ikinci sırada gelmektedir.
Sonra dünyayı yönetmek için "Havuç-DeğnekSiyasetini" geliştirdiler.
·ABD doğal kaynaklarının zenginliği, genç ve dinamik bir insan gücüne sahip olması nedeniyle 19. yüzyıl boyunca hızla sanayileşti. Ancak 1861-1865 yılları arasında çıkan Amerikan İç Savaşı ülkeyi parçalanma tehditi altına soktu. Savaş kuzeydeki eyaletlerin başarısıyla sonuçlandı ve ABD tekrar hızlı bir gelişme dönemine girdi. 20. yüzyıl başlarında çıkan I. Dünya Savaşı'nın İtilaf Devletleri tarafından kazanılmasında önemli bir rol oynadı. II. Dünya Savaşı'nda da Almanya, İtalya ve Japonya'ya karşı büyük bir başarı kazanan ABD artık bir süpergüç haline gelmişti.
·Savaş sonrası dünya hakimiyetini ilan eden ABD,devlet yapılanmasının her yerine Nazi Almanyası artıklarını dolduruyor,bu Nazilerin kendi kurumlarında yapamadıklarını gerçekleştirebilmeleriiçin onlara olağanüstü bir hareket alanı sağlıyordu.Bu alan da ABD Dünya İmparatorluğuydu.
·Savaş sona erdirilip,sonuçları kararlaştırılır kararlaştırılmaz,Yalta Antlaşması ile yeniden şekillendirdikleri dünya haritası üzerinde ulusların kara yazgılarını belirleyen yepyeni projelerini de hemen uygulmaya aşamasını başlatmışlardı.
Amerika o yıllarda dünyada Cumhuriyetler çağını başlatır ve "Demokrasi götürmeye" başlar.Resimde "teslim ettiğimiz demokrasi" yazmaktadır.
·
Irak Ebu Gureyb'ten bir Amerikan Demokrasisi Sahnesi.
Psikolojik savaş uzmanı kabul edilen Kissinger, Almanya'da eski Nazi uzmanlarıyla yakın ilişki kuruyor ve onların deneyimlerini inceleyerek ABD Hükümetine şu öneride bulunuyordu: "Almanya'da Sovyetler Birliği'ne karşı büyük bir kin vardır. Özellikle Doğu Almanya'da daha da yoğundur. Buna rağmen bu duygu hiçbir şekilde ifade edilememektedir, çünkü örgütsüzdür ve hiçbir odağı yoktur. Bu duyguyu yönlendirmek için Alman örgüt yapıları olabildiğince zorunludur... Eğer Amerika bu gruplardan yararlanamazsa, o zaman onlar komünistler tarafından kullanılacaktır." Başlangıçta "komünist işgale" karşı kurulduğu açıklanan kontrgerilla örgütleri aslında ABD'nin bu ülkeler üzerinde denetim kurmasının, özellikle de yeni-sömürge ülkeleri içten ele geçirmesinin bir aracı olarak kullanılmaktaydı.””
İkinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye-ABD ilişkilerinin en önemli gelişmelerinden biri 12 Mart 1947 tarihinde vuku bulan ve Türk toplumsal tarihi içinde bulunan ve Batı’ya yönelişi etkileyen ve hızlandıran hadise, ABD Başkanı Harry Truman tarafından Amerikan Kongresinde okunan Truman Doktrini’dir. Truman kongrede verdiği mesajında, ABD’nin Sovyetler Birliği’ne karşı evrensel boyutlarda bir savaş vereceğini ilan etmiş ve bir anlamda soğuk savaşı da başlatmıştır. Truman bu mesajında ayrıca Kongre’den Türkiye’ye 100 Milyon dolarlık bir yardımı da onaylamasını istemekteydi. Türkiye’ye verilecek Amerikan yardımı konusundaki yasa Amerikan Temsilciler Meclisi ve Senato’sundan geçip 22 Mayıs 1947’de Başkan Truman tarafından imzalanarak yürürlüğe girdi. Ertesi gün bir Amerikan İnceleme Kurulu, Ankara’ya gelerek Türkiye’ye yapılacak yardım konusunda incelemelere başlanmış ve 12 Temmuz 1947’de Türkiye ile ABD arasında bir yardım anlaşması imzalanmıştır. Böylece de, Türk dış politikasında yeni bir dönem başladı. Truman Doktrini’nin Türkiye’ye ilişkin askeri boyutu 12 Temmuz 1947 anlaşmasıyla sonuçlanırken ekonomik boyutu da Türkiye’nin Marshall Planı çerçevesi içine alınması ve 4 Temmuz 1948’de bu konuda bir anlaşma imzalanmasıyla tamamlanmıştır.
·23 Mayıs 1947’de Amerikan Dışişleri, Harbiye ve Donanma Bakanlıkları temsilcilerinden kurulan ve General Lunsford Oliver başkanlığındaki bir Amerikan inceleme kurulu Ankara’ya gelerek Türkiye’ye yapılacak yardım konusunda çalışmalara başlamıştır. Sonuçta bu heyet Türk ordusunun hangi alanlarda ne kadar yardım görmesi gerektiği konusundaki raporunu Amerikan hükümetine sunmuştur. Anlaşıldığına göre Oliver Heyeti bu raporda Türkiye’nin bir yandan savunma gücünü çoğaltmak, diğer yandan da ekonomik durumunu kuvvetlendirmek için silah altındaki erlerin sayısının azaltılmasını, buna karşılık Türk ordusundaki silahların modernleştirilmesini tavsiye etmiştir. “Yunanistan ve Türkiye’ye Yardım Kanunu” gereğince Türkiye’ye yapılacak 100 Milyon dolarlık yardım bu modernleştirme işinde kullanılmalıdır. Oliver heyetine göre eğer gelecek yıllarda da Türkiye’ye aynı oranda yardım yapılırsa, bu devlet, üç yıl içinde kendi kendini savunmaya yeterli bir duruma gelecektir.
·ABD, 1948 yılında yürürlüğe giren “Dış Yardım Kanunu” çerçevesinde Yunanistan ve Türkiye’ye yardım için 225 Milyon dolarlık ikinci bir ödenek ayırmıştır.
1946 Ağustosunda,Japonyaya ilk demokrasiyi adı "Yalnız İbne" olan bu uçakla,soyadı da aynı olan bir pilotla,adını da "Little Boy_Küçük Oğlan" koydukları 1.Kilo Tonluk atom bombası ile getiriler.100.000'in üzerinde insan yanarak veya atomlarına ayrılarak öldürülür.Japonya teslim olmak zorunda kalır.Amerikan demokrasi'si Tevrat'ta,Tanrı'nın "Firavunu inatçı yapacağım,sen Yahudileri isteyeceksin o da vermeyecek.Ben de "MUCİZELELRİMİ GÖSTERECEĞİM" ayeti gereğince,Amerika Tanrısını taklit etmiş ve "Olası İmkansız" olan Atom Bombası marifetini sergilemiştir.Bütün İngiliz ve Avrupa sömürgeciliğini yıkmış ve kendi hakimiyetini ilan etmiştir.Bu gün Irak'ta ve Afganistan'da "robot askerler" kullanıldığına dair fotoğraflar internet sitelerinde gezmektedir.Yani,Tevrat Tanrısını taklit eden Amerika,demokrasisini (!) "ölümcül mücizeleri" ilegötürmektedir.Bu yüzden,var olan "dine dayalı sömürgeciliği vurgulamak için" "Hileci Tanrı'nın Çocukları" diye yazıyorum.Amacım dine hakaret falan değil.
·Plan 2-Marşal Planı;
·Truman Doktrini, Sovyet tehdidi karşısında Türkiye ile Yunanistan askeri gücünü arttırma amacına yönelmişti ve bu bakımdan da daha ziyade askeri niteliğe sahip bulunuyordu. Lakin asıl mesele, Avrupa memleketlerinin ekonomik durumları idi. Altı yıllık savaş bütün memleketlerin ekonomilerini tahrip etmişti. Kitlerde fakirler göze çarpan özelliklerden biriydi. Savaş biteli iki yıl olduğu halde, Avrupa ekonomisini bir kalkınma temposuna sokmak mümkün olamamıştı.6 Bu şartlar, Moskova’dan idare edilen komünizmin propagandasının etkisini çok kolaylaştırıyordu. Sovyetler, Avrupa’nın iki büyük endüstri memleketi olan Fransa ve İtalyayı hedef seçmişler ve komünist partileri vasıtasıyla çıkarttıkları gene grevlerle, bu iki memleketin ekonomisini büsbütün felce uğratıp, Komünist partilerin iktidara geçmesini sağlamak istiyorlardı. Kominform’un kuruluş toplantısına, peyklerin dışında, sadece Fransız ve İtalyan Komünist Partililerin katılması, bu bakımdan çok ilgi çekicidir. Amerika Sovyetlerin bu taktiğini gördüğü içindir ki, 30 Haziran 1945’den 1946 sonuna kadar 50 den fazla ülkeye 15 milyar dolar kadar yardım yapmıştır. Bu miktarın yarısı Fransa, İngiltere ve kuzey ve batı Avrupa ülkelerine gitmişti. Buna rağmen, ekonomileri düzene sokacak müsbet bir netice alınamamıştı. Çünkü bu paralar verimli ve yapıcı alanlara harcanmamış, bütçe açıklarının kapanması, ithalatta kullanılması gibi, paranın gidip bir daha dönmeyeceği alanlara harcanmıştır. Tabiatıyla, bunun sonu gelmezdi ve Amerikanın bu konudaki gücü de tükenmez değildi. O halde Avrupanın kalkınması için verimli bir formül bulmak gerekiyordu. Amerikanın arayıp bulduğu formül, Dışişleri Bakanı George Marshall’ın 5 Haziran 1947 günü Harvard Üniversitesinde yaptığı bir konuşma ile ortaya atıldı. “Marshall Planı” denilen bu konuşma, 16 Nisan 1948’de Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilatının kurulmasını sağlamıştı.
·II.Dünya Savaşında ABD’nin başlıca sermayedarlarından olan Rockefeller’in Nazi harcamalarına en büyük krediyi verdiği bilinmektedir.Bu konu internette yaygın olan “Zeitgeist” adlı belgeselde de geçmektedir.
·TÜRKİYE
·Atatürk Dönemi;(Liman Von Sanders paşa ile)
·Atatürk’ün“Yurtta Sulh cihanda sulh” ilkesinin kaynağı,08 Ocak 1918 tarihli ABD başkanı Woodrow Wilson’un I.Dünya Savaşında, İtilaf Devletlerinin yanında savaşa girme şartlarını belirleyen 14. Maddelik ilkelerine dayanmaktaydı.
·Bu ilkeler esas itibarıyla,antlaşmaların şeffaf olmasını,kolonilerin özgürleştirilmesini,toprak işgalini, karasuları dışındaki denizlerin ortak kullanıma açılmasını,savaştan yenik çıkan devletlerin sınırlarını ve topraklarının paylaşımlarını,savaşları yasaklayan,antlaşmaları denetleyen yeni bir devletler arası cemiyet kurulmasını,azınlıkların kendi kaderlerin tayin haklarını belirlemekteydi.
·Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de bu ülkelere dayanarak belirlediği “Yurtta Sulh,Cihanda Sulh" ilkesi ile, “Türkiye Cumhuriyeti,emperyalist,sömürgeci,yayılmacı değildir,sadece kendi anavatanını korumak,halkını uluslarararası “özgürlük” ilkelerine göre anavatanında özgür kılmak “ gibi insani bir hakkı istemekteydi.
·Türkiye Cumhuriyetinin ilanından sonra Wilson ilklelerine uygun olarak oluşturulan çalışmalara uyulmak amacıyla yapılan en önemli antlaşmalardan birisi desavaşı yasaklayan üç maddeden oluşan 27 Haziran 1928 tarihli Briand Kellog paktı ile kurulan o zamanki adıyla MilletlerCemiyetine(Cemiyet-i Akvam),Türkiye’nin ABD’den sonra ikinci sırada imzalayarak katılmasıydı.Her ne kadar ABD,ülkemizin bağımsızlığını ve sınırlarını belirleyen Lozan antlaşmasını imzalamamışsa da,biz,barışa olan inancımızı ve bağlılığımızı bu antlaşmayı tereddütsüz imzalayarak göstermiştik.
·Sıfırı tüketmiş,topraklarını,halkını,üç milyon askerini kaybederek,ordusu teslim olmuş,başkenti işgal altında olan yıkılmış bir imparatorluktan güç bela çıkarılan “genç,bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin” daha iyi başka bir seçeneği de yoktu zaten.
·Atatürk’ün Wilson ilkelerine dayalı evrensel barışı esas alan bu gayretleriyurt dışında da takdir ediliyordu;
·26 Haziran 1926 tarihli New York Tımes gazetesinde Joseph M.Levy Atatürk için;
·“Kemal Atatürk ne bir karışıklık çıkarmış ne de daha büyük devletlerin zaaflarından istifade ile başkalarının toprakları üzerinde hak idddia etmişti.Türkiye yaptığı barışçı antlaşmalara sadık kalmıştır.” ;
·Fransız devlet adamı Eduard Herriot da “Gazi bir barış mimarıdır ve yüzyılımızın en büyük devlet adamıdır.Yeni Türkiye Yurtta sulh,cihanda sulh yöntemiyle yönetilmekte ve bu yönde dünyaya örnek olmaktadır” diye övülürken,galip devletlerden olan İtalya’nın büyük adamı,İtalya’nın son anda rota değiştirterek galip devletler safında savaşta yer almasını sağlayan Vittorio Emanuele Orlando’nun, Wilson ilkelerine rağmen Dalmaçya ve Anadolu işgalinden hak ettiğini alamayıp, İtalya’nın mağdur edildiğini dile getiren,toprak isteyen konuşmaları yüzünden Fransa başbakanı Georges Clemenceau’nun kendisine “The Weeper-Ağlayıcı” adını takmasına sebep oluyordu.
·Bir yanda “fırsatçı” bir İtalyan başbakanı diğer yanda,anavatanını ve halkının bağımsızlığını kurtarmak için,kendini ezdirmeyen ama başkalarının da hakkına saygı duyan kavgası ile diktatörlüğüne rağmen takdir edilen bir önder arasındaki farkı düşünün.
·Balkanların yeniden düzenlenmesini,yeni kurulan devletlerin arasında barışa dayalı ekonomik-askeri işbirliğini öngören Wilson ilkelerinin 11.Maddesine göre de,09 Şubat 1934’de Balkan Paktını,Wilson İlkelerinin öngörmediği şekilde kurulmasına katlanılan Türkiye Cumhuriyetinin gerektirdiği şartlara dayanarak da 08 Temmuz 1937’de Sadabat Paktını imzalayarak İngiliz-Amerikan bölgesine bırakılmış topraklara Komünist Rusya’nın inmesini engelleyecek güvenlik zincirinin halkalarını oluşturmaktaydı.
·Malum,bahsi geçen antlaşmalarda adları anılan ülkeler,yeni dünya düzenine göre İngiliz,Amerikan-Rusya blogları arasında paylaşılmışlardı.Biz de,Balkan ve Sadabad paktlarına katılan ülkeler de büyüklerin yüzde antlaşmalarına göre İngiliz-Amerikan idare bölgesinde kalmıştık.
·Bu da bu devletlerin büyüklerin istekleri dışında “hareket etmelerinin izne bağlı” olduğu anlamına gelmekteydi.Yani “tam bağımsızlık” kavramı,büyüklerin izin verdikleri kadar bağımsızlıktan ibaretti.
·Türkiye’nin Nato’ya Girişi;
Faşizm'in de "Nasyonal Sosyalizm" olmasından vurgu yaparak,"Üç Sosyalist'in" çıkardıkları savaşlar,soykırımlar ile işledikleri cinayetlerinin listesi resm edilmiş. Hitler tüm Avrupa ve Yahudi katliamları,Stalin Türk ve Müslümanları,Mao ise Uygur Türkleri ve diğer Türk ve Müslümanları kıydı.Amerikalı tarihçi Gore Vidal'a göre Çinliler,Türk- Moğol melezi bir soydurlar.Mecüc soyu olmalarından "yarı semitik sayılırlar.Haçlı dünyası bu yüzden onlara güç vermiştir.
Üçünün toplamı 130.000.000 soykırım mağduru.Bütn bunlar,I.Dünya Savaşının ardından yeni dünya düzeninin "İncil Kıyamet ayetlerine" göre yapılanmasıydı.
·1943 yılına kadar Hitler’in galip çıkacağını düşünerek “Türk Milliyetçiliği ideolojisini” Alman Büyükelçisi Von Papen ile oluşturan, Köy Enstitülerini Hitler’in SS kamplarına göre düzenleyen İsmet İnönü 1943’de Sovyet ordusu karşısında bozguna uğrayan Alman ordusunun yarattığı şaşkınlığı da uzun sürmemiştir.
·1943 yılında Adana-Yenice tren istasyonunda bir tren vagonunda İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in,savaşı Amerika’nın girmesi ile I.Dünya savaşında olduğu gibi yine kendilerinin kazanacağını,İsmet’in savaşa girmesi halinde Türkiye’nin mahvolacağını söyleyerek korkutması üzerine İsmet paşa sadece talimatları yerine getirmiştir.
·Verilen talimatlardan en önemlisi “Serbest Fırka” dır.Yani CHP’ye muhalif siyasi partilerin oluşturulmasıdır.
Sovyet Gamalı Haçı
·ABD’nin amacı asla,vahşi Avrupa Emperyalizminden kurtulan halklara “geniş haklar, özgürlükler" vermek,onları cennette yaşatmak değildir.Onun amacı,büyük imparatorlukları bölüp parçaladığı gibi, halklarını da,dayattığı “Demokrasinin Beş Parmağı” adını verdiği en az “beş” siyasi parti yapılanması ile,her girdiği ülkeyi “kafadan 5”e bölmekti.
Hitlerin Sancağı
·Bu partiler,1-Demokratik-Muhafazakar sağ,2-Muhafazakar Liberal Sol,3-Kökten-dinci, 4-Faşist (Milliyetçi-Irkçı) ve 5-Komünist Partiler şeklinde oluşacaktı. Türkiye’de bunu gerçekleştirmek ise 1961 sonrası olabilecekti.
·Türkiye’de 1960 ABD destekli cuntanın ardından 20.Kasım 1961’de kurulan CHP-VIII.İsmet İnönü Hükümeti ile birlikte mecliste bulunan partilerin de adları;
·1-CHP (Cumhuriyet Halk Partisi-“Orta-sol”),2-AP (Adalet Partisi-“sağ”),3-CKMP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi-Sonra MHP olacaktır.”milliyetçi”),4-YTP (Yeni Türkiye Partisi-1970’de MNP-Milli Nizam Partisi’nin /köktendinci/ çıkması ile kaybolacaktır.) 5-T.İ.P (Türkiye İşçi Partisi-1961 seçimlerine katılamaz,ancak,1965 seçimlerinde meclise girecektir.)
·“Beş-5” siyasal partinin birden kurulması ile Amerika’nın “halkı BEŞ’e bölme sistemi” artık ülkemize tam olarak yerleşecekti.
·Oysa,ilk iki Komünist Enternasyonali bile ülkesinde toplayan,her türlü özgürlüğün simsarı olan ABD’nin kendi ülkesinde siyasi parti sayısı asla “iki”yi geçmeyecekti.Muhafazakarlar (Conservatists) ve Demokratlar (Democrats).
·Biz konumuza dönelim,1946 Ağustosunda,Amerika’nın Nagazaki ve Hiroşima’ya attığı iki tane atom bombasının ardından Japonya kayıtsız şartsız teslim olunca ikinci dünya savaşı sona ermiştir.Savaşın renginin belli olmasının hemen ardından Celal Bayar ile görüşen İsmet muhalif siyasi parti oluşturma çalışmalarını hızlandırır.
·SSCB’nin yani o zamanki Rusya’nın da 1943’deki görüşmeden haberi bir şekilde olur ve II.Dünya Savaşında Almanlar Rusya’yı işgal ettiğinde Almanya’ya savaş ilan etmememiz bahanesi ile Stalin 19.Mart 1945’de, Çanakkale-İstanbul Boğazları ile 1917’de Devrim nedeniyle kendi isteği ile ülkemize terk ettiği Doğu Anadolu topraklarını Diyarbakır’a kadar istemesi ile başlattığı gerginliği 20 ARALIK 1945’de kendisi gibi Gürcü soydaşı olan iki Profesöre Giresun’a kadar olan Karadeniz bölgesini geri istetiverir.
Bu da Amerika Sosyalist Devletleri Gamalı Haçı.İngiltere ile ortak sayarsak dünyayı bu "Üçlü Haç İttifakı yönetmektedir.
·Asıl sorun bu Almanya’ya savaş ilanı konusu değil,İsmet Paşanın Churchill ile yaptığı görüşme sonucu,Türkiye’ye yerleşecek olan ABD-İngiliz hükümranlığıdır.
·Olayları önceden verilmiş Churchil talimatlarına göre planlayan İsmet Paşa da 1946’da hemen Amerika’ya müracaat ederek bir koruma ister.Amerika olumlu görüş bildirir ve İsmet Paşanın Cumhurbaşkanı olduğu ve Recep Peker Hükümetinin görevde olduğu dönemde 6.filosu birkaç ay içinde Karadeniz sularında tur atmaya başlar.
·1917 Sosyalist Devrimine kadar ezeli düşman,devrim sonrası ülkemizi kurtarmak için savaşan TBMM’ye ve Türk halkına yardımları ile eski dost Rusya (SSCB) birden bu olayla düşman olmuş,ülkemizi Ermenistan,Kürdistan,Gürcistan ve Ege’de de Yunanistan, boğazlarda da kendi hakimiyetini oturtup Türk Milletine de Anadolu’da küçücük bir yer biçen,Sevr anlaşmasını bastırıp,Türk ve Müslüman soykırımı yapan I.Dünya savaşının işgalci,sömürgeci güçleri olan İngiliz ve Amerika birden KURTARICI” oluvermiştir.Bu senaryo ne kadar çalışıldıktan sonra uygulandı kim bilir?
·Dostlarımız gerçekten baş döndürücü bir hızla özellik değiştirmektedirler. Adam gibi ne siyasilerimiz de halkımız bu hızdaki değişimleri kavrayamamışlardır.Halkımızın da bu değişikliği bir türlü kavranmasının sağlanamaması yüzünden her türlü siyasi tuzağa kolayca düşürülmektedir.
·İşte bu kafa karışıklarının içinde halk ve siyasiler bocalarken diğer yandan İsmet İnönü Paşa da Churchill’den aldığı aldığı talimat gereği “Serbest Fırka” ortamını kurmak için devletin kurucularından olan Celal Bayar ile gizlice Pembe Köşk de 1945’de buluşur ve yeni oluşumu halka sevdirip,İsmet Paşa korkusu olmadan rahatça oy verilebilecek bir muhalif parti yaratma planı üzerinde çalışmalar başlatırlar.
·Bu plan gereğince ilk olarak,19 Mayıs 1945 tarihli İsmet Paşanın,ülkede özgürlüklerin genişletilmesi ile ilgili bir konuşmasına dayanarak o zamanlar CHP İzmir Milletvekili olan Celal Bayar, Adnan Menderes (Aydın),Refik Koraltan (İçel-Mersin) ve Fuat Köprülü (Kars) ile birlikte,1925 ve 1938 isyanlarını bastırmak için çıkarılan yasalarla kısıtlanan özgürlüklerin genişletilmesini içeren,dört imzalı bir önerge (takrir) verir.CHP’de serbestlik için gerekli şartların henüz oluşmadığı gerekçesi ile karşı çıkar.
·İsmet Paşa ile Celal Bayar arasındaki baştan planlı bu tartışma büyütülür ve Celal Bayar, Adnan Menderes Tayyip Erdoğan’ın şiir mağduru edilmesi gibi çıkarılan tartışmalarla 1946’da CHP’den ihraç edilirler.
·Bu olay da “Dörtlü Takrir” adı ile tarihe geçer.
·Görünüşte İsmet Paşa’ya muhalif ve onun nefretini kazanmış dörtlü seçilmiş çete aslında sık sık İsmet Paşa’nın Pembe Köşkünde yeni oluşturulacak Amerika-İngiliz Mandasına girmenin siyasi çizimlerini yapıyorlardı.Yani II.Dünya savaşının yarattığı kıtlık,yokluk, bunalımın ardından inek adaylığını koysa kazanacak halde iken,bunun yanında da,İsmet Paşaya muhalif onun izni olmadan kimsenin siyasi bir yapılanma içinde de olmasına olanak yok iken,arıza olmaması içinde planlar gözden geçirilir ve tedbirler alınır.
·Önceden planlı olan bu olaylar sonunda 12 Temmuz 1947’de, Truman doktrini çerçevesinde Türkiye ile Amerika arasında ekonomik ve askeri yardım anlaşması düzenlenir. Karşılığında Türkiye tarım aletleri, keser,çekiç,at koşumu gibi “sanayi ürünleri” ve “ziraat ilaçları” üretimi dışında hiçbir üretim yapmayacak ve her şeyini Amerika’dan alacağını taahhüt eden gizli bir antlaşmaya da imza atmıştır.
·Türkiye’nin yavaş yavaş İngiliz-ABD himayesine girdiğini gören SSCB, Bulgarları Türkiye’ye karşı kışkırtır.Türklere karşı soykırımlara başlanır,Kafkasya ve Kırım’da Türkler ve Müslümanlar sürgünlere gönderilerek Türkiye tahrik edilir ve Bulgaristan üzerinde uçan, “Soydaşlara dokunmayın” gösterisi yapan iki askeri uçağımızı da Bulgarlar, 20 Şubat 1948’de düşürünce ateş bacayı iyice sarmıştı.Bu son gelişmelerle CHP’nin prestiji de yerlerde sürünüyordu.
·Gelişen olaylar,Cumhuriyetin kuruluşundan beri,İngiliz-ABD güdümlü,İslam Kürdistanı, Pontus Rum Devleti siyasetleri güden ve bunu “Hilafet,Saltanat,din,İslam” adı ile maskeleyen Mandacı zihniyetin yıldızını parlatıyordu.
·04 Nisan 1949’da Nato kurulur.22 Mayıs 1950’de Demokrat Parti Başkanı Adnan Menderes’ in Başbakanlığa seçilmesinin ardından İsmet Paşa,Cumhurbaşkanlığına yeni seçilen Celal BAYAR’a makamını teslim eder ve partisi CHP’nin başında muhalefet yaşantısına başlar.
·Amerika,gerek “diktatör” olması gerekse 1917 Rus Devrimi benzerini Osmanlı ülkesinde gerçekleştirmek gibi işlerde bezi bulunan “Sol-Ulusalcı” yapıya sahip İttihat ve Terakki kökenli CHP ile çalışmak istememiştir.
·Bitlis’li dönme Ermeni İsmet paşa her ne kadar İngiliz-ABD bağımlısı görünse de bu böyledir.ABD ve İngiltere,rahip ajanları Mr.Frew ile İstanbul’da güç bela bellettikleri,benim deyişimle, “Kürt Vehhabiliği”,bilinen adıyla “Nurculuk” adlı öğretinin sahibi,diğer Bitlis’li Said-i Kürdi’yi tercih edeceklerdir.
·Çünkü ABD,henüz Yunanistan’da bu yapılanmanın benzeri uzantısını yeni kazımıştı, mücadelesi de Kore’den Norveç’e kadar sürmekteydi.
·Menderes Hükümeti,seçilmesinden 15 gün sonra Haziran 1950’de ilk Nato müracaatını resmen yapar.
·25 Temmuz 1950’de Kore’ye asker gönderme kararı meclisten geçer.İlk parti askerlerimiz de Kore yollarına düşer.
·03 Ekim 1918 sonrası ülkemizi işgal etmiş olan İngiliz,Fransız, İtalyan ve ABD’nin 14 maddelik Wilson ilkelerine göre “Batı Anadolu’da Megalo idea-Büyük Yunanistan, Doğu Anadolu’da Büyük Ermenistan projelerine” dayalı vâtlerle kışkırtılan Ermeni-Yunan,işgal ordularına karşı “Bağımsızlık Savaşı” veren Atatürk ve TBMM hükümetine,yani Türk Milletine 30 yıl önce,”bağımsızlığımızı kazanmamız için” silah,para, siyasi,her türlü yardımdan çekinmeyen SSCB’yi yani Rusya’yıGüney-Kuzey Kore’den çıkarmak için,Rusya’ya karşı savaşsınlar diye asker gönderiyorduk.
·Ne teşekkür ama değil mi?
·SSCB ‘nin”sıcak sulara inmesinin engellenmesi için” Kore’den kesilen yolu, Akdeniz ve Hürmüz’den de,İran-Türkiye-Irak birliğinden oluşan CENTO paktına* 30 Mart 1955’de İngiltere’nin katılması ile ABD-İngiliz çemberi çelikleşerek Rusya’nın önüne demirden duvar örüyordu.
·*24 Şubat 1955’de Bağdat’ta Türkiye ile Irak arasında karşılıklı işbirliği antlaşması (CENTO) imzalandı. Pakta daha sonra İngiltere, Pakistan ve İran’da katıldı. ABD’de gözlemci gönderdi.
·Ne büyük bir tezat değil mi?
·Peki bu hareketin karşılığında mükafatımız ne olacaktı?
oBunu bilen yoktu ama;
·1849’da Londra’ya gelerek yerleşen Karl Marks ve Frederic Engels’in “Ezilenlerin Kardeşliği" ilkesine göre oluşturdukları “Sosyalizm-Komünizm”,Matbaanın gelişmesi, Fransız Devriminin "Milliyetçi-ruhban karşıtı” ideolojisi ile birleşmesi sayesinde, bütün Avrupa ve Osman’lı’da yayılmıştır.Jön Türkler ve onların kurduğu İttihat ve Terakki Partisi bu hareketlerin sonuçlarındandır.
İtalya’da,Guiseppe Garibaldi’nin (1807-1882) Napolyon Bonapart’ın Fransız işgaline karşı başlattığı “Bağımsızlık Savaşlarına” 16 yaşında katılmış Amilcare Cipriani 1843 –1918) İtalya’da “Demokratik Klup” adlı solcu anarşist bir dernek kurar.
Bu grubun “solcu-anarşist” fikirlerinden,Napolyon İşgali yüzünden İzmir’e göçmüş olan İtalyan Levantenlerden öğrendikleriyle haberdar olan ve Yunanistan Korint Boğazında bulunan Patras’a İzmir’denulaşan İzmir’li tüccar Emmanuel Dadaoğlu,ilk Yunan Devrimci Savaşını Fransız-İngiliz-Rus himayesinde 1832’de kurulan Yunanistan devletinin başında bulunan Alman Sarayından getirlimiş Kral Otto’ya karşı başlatır.
Kökeni Emmanuel Dadaoğlu’na uzanan,Arnavut,Bulgar,Sırp,Slavlarla ilişki içindeki Grek Sosyalist Devrimcilerin başlattığı Grek Devrimci Mücadelesi (1943-1948 İngiliz-ABD destekli Kralcı EDES ile Yugoslavya, Arnavutluk, Bulgaristan destekli ELAS arasında-Bizim Mihri Belli de aralarındadır.) 1947 yılında ABD’nin askeri müdahalesi ile kesilmişse de 1950’lere kadar zayıflayarak sürmüştür. Bunda,Yugoslavya’nın (Müdahale oranı İngiliz-Rusya %50), Komünform’dan çıkarılması Arnavutluk’un da kısmen ABD-İngiliz güdümüne kademeli bırakılması (1965’e kadar),Yunanlı devrimcilere silah ve siyasi desteğin kesilmesini sağlamıştı.Churchill-Stalin Yüzdelik Antlaşmasına uyan SSCB’de desteğini çekmişti.
·2500 yıl önceki antik Grek Devletinden esinlenilerek Anadolu-Makedonya bölgelerini içeren Megalo İdea –hayali İdeal Devlet projesi ile 1919’da İzmir’in işgali ile kışkırtılan ”Grek Milliyetçiliği”,01.Nisan 1950’de Kıbrıs’ta Yunanistan’a (EOKA Ethniki Organosis Kyprion Agoniston: Kıbrıslıların Milli Mücadele Örgütü) tedhiş örgütünü kurdurması ile yeniden canlandırılıyordu.Bu örgütü kurmakta başrol oynayan kişi de Yunan iç savaşında yıllarını harcamış,İngiliz-ABD işbirlikçisi faşist EDES örgütü elemanı Yorgo Grivas’tı.
·Bu yapılanma,daha sonra “Sheepskin-Koyun Postu” adı ile bilinecek olan ABD istihbaratının Yunan kanadında oluşturduğu “Gladyo-Kontr Gerilla” örgütünün de temeli olacaktı.
·Yunanistan’ın NATO’ya girişi Türkiye ile aynı tarihe yani 1952’ye denk gelmesine rağmen, Grivas,1951'de Kıbrıs’tan topladığı gençleri Yunanistan’a götürerek askeri eğitime tabi tutmaya başlamıştı.Yeni “Grek Faşist-ABD Mandacı” hareketini bu gençler üstleneceklerdi.
·Sözde,Kıbrıs’ta İngiliz işgaline karşı kurulan bu örgüt,İngilizlerden ziyade adadaki Türk-Müslüman halka uygulayacağı soykırım,Kıbrıs’ı Yunanistan’a katma faaliyetleri ile anılacak, soydaşlarını korumak için tepki gösteren Türkiye Cumhuriyetinin sert tavırları ile de,hatta Kıbrıs’ta Türk Devletinin kurulmasına izin verilerek de Yunanistan halkı “Sol’dan Sağ’a,SSCB’den ABD’ye yönlendirecekti.”
·I.Dünya savaşı sonrası 05 Ocak 1919’da Almanya Nasyonal Sosyalist (Faşist ) Parti kurduran ABD,altı gün sonra 11 Ocak Komünistlerin kafasını Berlin’de kırmıştır.ABD,I.Dünya savaşı sırasında “kazara kurulan” SSCB Sosyalizminden dolayı çok rahatsızdı.Arkasında bulunan diğer feodal yapılanmalarla gücünü katlayan ABD,girdiği her yerde “sol” adını kurutmayı iş edinmişti
·I.Dünya Savaşında,11Kasım 1918’da Almanya’nın teslim olmasının ardından 56 gün sonra 05 Ocak 1919’da Almanya Nasyonal Sosyalist (Faşist ) Partisini,kurduran ABD,6 gün sonra Berlinde Komünist grupların direnişlerini de 11 Ocakta Berlin’de bastırarak,Rusların,Baltık Denizine geçiş yolunu kesen ABD-İngiliz koalisyonu,her ihtimale karşı Balkanlar-Yugoslavya,Arnavutluk-Yunanistan üzerinden Rusya'nın aşağı ineceğini hesap ederek de 23 Şubat1919’da İtalyan faşisti Benito Mussolini’ye İtalya’da Faşist Partiyi kurdurarak Akdeniz çıkışını da sağlama aldığında,II.DÜnya Savaşının sebeplerini yaratacak olan “emperyalist paylaşım kavgasının” da fikri temellerini oluşturmuştu.
·Şimdi de sıra Yunanistan’da bir “faşist yapılanma” için ortam yaratmak gerekiyordu.Bu proje ile,Akdeniz’in doğusunda bir “Nato Üssü” olan Kıbrıs adası vardı ve Lozan antlaşması ile resmen İngiliz toprağı olmuştu.İngiltere Kıbrıs’ı Türkiye ve Yunanistan arasında apay etmeye razı olursa,bu iki devlet “çantada keklik” demekti.
·Böylece Yunanistan’ın ABD saflarında yer alması garanti altına alınacaktı.
·ABD’nin “Sol’u” önleme siyaseti tüm ülkelerde aynı şekilde yürümekteydi.ABD,bir yandan savaş sonrası “paylaşım planlarını” geliştirirken,işin aciliyeti yüzünden bir yandan da uygulamya geçmişti.Planlara karşı tepki olursa anında pratik çözüm üretiliyor,muhtemelen “korkutma-ürkütme siyaseti” uygulanıyordu.Zaten ABD’ye kim “hayır” diyebilirdi ki?
·SSCB’nin Yunanistan-Arnavutluk-Yugoslavya üzerinden Akdenize inmesini engellemeye ve güneyi tutmaya dayalı bu proje kapsamında,Yunan iç savaşı artıklarından oluşturulan Yunanistan Gladyosu “Koyun Postu” örgütünün denetimindeki EOKA ile Kıbrıs’ta Türk soykırımı başlatılır.
·Buna karşılık olarak da ABD’li işbilir generaller,Kıbrıs’ta Dr.Fazıl Küçük önderliğinde oluşan bir karşı yapılanmayı da Kıbrıs’ı Türkiye’ye katma ideolojisine dayalı çalışmalara başlatmışlardı.Bunun adı da ,Koyun Postu’nun Türk eşiti olan ve 1949’larda yapılandırılmasına başlanılan, (Başbakan ve ilgili Bakanların imzalarıyla) 27 Eylül 1952 tarihinde 17 Sayılı ve Milli Savunma Yüksek Kurulu onaylı kararı ile kurulan Türk Özel Harp Dairesinin himayesinde TMT-Türk Mukavemet Teşkilatı olacaktı.
·Peki,Türkiye bu projeye nasıl ikna edilmişti?
Truman,Churchil ve İsmet paşa 1943 Kahire
·İkna’ya gerek yoktu.12 Mayıs 1939 İngiliz-Türk Kredi Antlaşması ve Churchill-İnönü arasındaki 1943 Adana-Yenice gizli görüşmesinde,gelişen II.Dünya Savaşının yarattığı korkuya dayalı “Müttefik Arama” heyecanları içinde her şeye uyacağımızı yazılı olarak beyan etmiştik.Ayrıca,Amerika’nın 1947’de Yunanistan’daki “sol harekete” karşı giriştiği askeri müdahelenin de Türk ordusunun gözünü korkutmuş olması olasıdır. İsmet İnönü'nün hayatı boyunca devam eden “Milli Şefliği” süresinde ne İtalya’nın terk edip bize teslim etmek istediği,SSCB’nin üstelediği “12 Adalar”ı ret etmesi ne de Kıbrıs Türk Soykırımını durdurmak için ABD-İngiltere’den proje gereği yapılan “hadi artık Kıbrıs’a girin” isteklerine soğuk bakması ve türlü bahanelerle Kıbrıs’a müdahaleyi savsaklaması da buna bir delil olabilir inancındayım.
·Aslında hem Yunan hem de Türk tarafı bu projeye ne kadar soğuk bakmışlarsa da bu işlere gönüllü,siyasetçi,askerlerden oluşan “şöhret manyaklarını” emperyalizm bulmakta gecikmiyor,aradığı yerde yoksa dışarıdan bile getiriyordu.Bunu bir çok örneğini bu yazıda okumanız mümkündür.Yunanistan’ı kurup başına Alman Kral koymak gibi örnekleri unutmayalım.Bizde de ,Atatürk’ün ilaçlanıp öldürülmesi,1939 sonrası Türklerin devlet işlerinden uzaklaştırılması,dönme Amerikan-İngiliz yanlısı Ermenilerin,Kürtlerin,Rumların,Sabetayistlerin devlet içinde kilit kurumlara doldurulmaları, da başka bir örnektir.Bu yüzden İttihat ve Terakki’nin başlatıp Atatürk’ün sürdürdüğü, “Misak-ı Milli Siayseti” ve Osmanlı’dan çıkan topraklarda ABD-İngiliz karşıtı ayaklanmaları destekleyen “O.T.İ Siayseti” onun ölümü ile tarihe gömülmüştür.
·Artık proje tamamlanmış,Türk Özel Harp Dairesi,Yunan kardeşi olan “Koyun Postu’nun” Türk eşitiydi ve ileride her iki ülkede meydana gelecek askeri darbelerin kahramanı olacak olan “Gladyolar” Avrupa ülkelerindeki kardeşleriyle (!) aynı anda sahnede yerini alıyorlardı.
·Sözde bu projeye göre,SSCB ile bağlarını bir türlü koparamayan ve NATO için kaypak, “Güvenilmez” olan (zaten Yunan adı olan “Grek”-Güvenilmez,hileci Hırsız demektir-Bu yüzden “Helen-Hellas” adını alırlar.Larousse Ansiklopedisi.) Yunanistan’ın Millyetçilik duygularını kabartmak,ABD’ye daha kökten bağlanmasını hızlandırmak içinde,Lozan Antlaşması ile İngiliz toprağı olmasına göz yumulan Kıbrıs’ta Türkiye tekrar “toprak sahibi” yapılacak,Milliyetçi Grek duyguları coşturulacaktı.Türkiye hükümeti,bu kampanyayı okullarda “Kıbrısta bir gün ay doğacak,Ayın da yanında yıldız olacak” şarkıları ile siyaset kampanyasına sokmuştu bile.
·Grivas’ın faaliyetleri sonucunu vermiş,Türkiye’de Yunanlılara karşı derin kin,nefret uyandırılmış, 1955'lere gelindi’inde İstanbul’lu Rumların EOKA’cılara para gönderdikleri haberleri ile Rumlar hedef edilmiş (haklısı-haksızı da var),son olarak da Selanik’te Atatürk’ün evinin bombalanması dümeni ile halkın Rumlara saldırması,mallarını yağmalaması da Türk Gladyosunca gerçekleştirilmiştir.Kıbrıs olaylarını protesto etmek isteyen halk,İstanbul’da gayrimüslümlerin işyerlerini yağmalar. Yunanistan’a kaçışlar başlar.Böylece ”Faşist-Irkçı Türkiye” ilan ediliriz.
· “Kıbrıs’ı alacağız” zannıyla Menderes hükümetinin parende atarak daldığı bu proje sonunda,Kurtuluş Savaşımızla ve ABD’nin asla imzalamadığı Lozan Antlaşması ile bozulan Wilson’un 14 maddelik ilkelerindeki, Anadolunun batısında “Megalo İdea-Büyük Yunanistan” doğusunda da “Büyük Ermenistan” projesinin yeniden filizlendirilmesinden başka bir şey değildi.
·Kıbrıs,Yunanistan ve Türkiye’de 1925 sonrası yeni bir “Mübadele” olarak anılacak,her iki taraftan halkın yerlerinin değiştirilmesine sebep olacak,karşılıklı düşmanlıkları yaratacak,onbinlerce insanı yuvasından,işinden,vatanından edecek bu pis olaylar,sade ve sadece “ABD - SSCB soğuk savaşına ve ABD çıkarlarına” hizmetten,kendimizi karalatmaktan başka bir şey değildi.
·(Olayın sanığı Selanik Üniversitesi Siyasal Bilgileri öğrencisi Oktay Engin daha sonra gıyabında mahkum edilmiş, 22 Şubat 1992 - 18 Eylül 1993 tarihleri arasında Nevşehir Valiliğine getirilmiştir.)http://tr.wikipedia.org/wiki/6-7_Eyl%C3%BCl_Olaylar%C4%B1
·Türkiye’den de gönderilen Rum Muhacirler sayesinde yaratılan “Türk Düşmanlığı” ile Yunanistandaki “sosyalist devrimci harekete olan sempati”,Grek Milliyetçiliğine” kayacak ve şımarık Yunanistan ABD’nin “uysal işbirlikçisi” oluverecekti.
·ABD,gerek Kore’ye göndererek kaybettiğimiz askerlerimiz, gerek Yunanlıları NATO’ya kazanmak için Kıbrıs ve Yunanistan’da başlattığı Türk soykırımları ile kaybettiğimiz soydaşlarımız ile, “büyük hayallerle” girdğimiz NATO macerasında Türk Milletine ve hatta,girdiği her yere resmen “soykırımı” layık görmüştür.
·Sadece bu değil,okuyalım.
·07-10 Eylül 1955 tarihlerinde de İstanbul,Ankara,İzmir’de sıkıyönetim mahkemeleri kurulur. İçişleri bakanı olayları önleyemediği için istifa eder.
·Diğer yandan,Hürmüz Körfezini,Ortadoğu petrol yataklarını konrol etmek, İngiliz-ABD koalisyonunu bölgeden sepetleme derdinde olan SSCB’de “Kürtleri Tavlama Sanatını” geliştirerek,İran,Türkiye,Irak ve Suriye'den toprak alarak "Büyük Kürdistan" kurma projesi için, önce Rusya Harp Akademisinde askeri eğitim ile “Raıs-(Reis)” kod adı ile KGB ajanı kimliği verilen Molla Mustafa Barzani Rusya tarafından sınırsız kaynakla desteklenmiştir. Rusya,% 50 hak sahibi olduğu İran’da 22 Ocak 1946'da, Mahabat Kürt Cumhuriyetini kurmuştur.Alacağını alan SSCB’nin desteğini çekmesi ile aynı yıl yıkılan bu “tanınmamış-komplo devletçik” , Türkiye'de de “Büyük Kürdistan “ hayallerinin gerçekleşeceği inancına kapılan Demokrat Parti içindeki Said-i Kürdi destekçilerini de umutlandırmıştır.
·Molla Mustafa Barzani’nin 3.000.000 Türkmen’i Irak’ta soykırıma uğratması yanında Bulgaristan ve Kıbrıs’ta artan soykırım olayları,Amerika ve Avrupa’nın da bize karşı tutum almaları ve olası bir müdahalemiz için bizi korkutmaları,Kore’de kaybedilen şehitlere rağmen ne bir siyasi destek ne de ekonomi ve sanayi alanında gözle görülür bir sonuç alınamaması yanında 130 ton altından 6 tona inerek tükenen devlet hazinesi, 2.5 TL olan ABD Dolarının 9.75.TL’ye çıkması sonucunda akıllanır.
·Sonunda 1958 yılına gelindiğinde ise Adnan Menderes ve hükümeti,gerek bünyesindeki Kürt vekillerin istekleri gerek Amerika ve NATO’nun komşu ülkelerdeki Türk ve Müslüman halkın soykırıma ve tehcirlere uğramalarını engellemek için destek çıkamamaları yüzünden birden Rusya tarafına kaymaya başlar.
·İncirlik üssü ve Samsun Radar civarındaki Amerikan askerlerinin bir gece kışlalarından çıkarak halka toplu tecavüz etme olayları ile kriz doruğa tırmanır ve olay artık bir namus davası halini almıştır ve Adnan Menderes hükümeti Rusya’ya yanaşmaya karar verir,ziyaret tarihi de belirlenir.
·28-30 Nisan 1960’da ülkenin her yerinde gelişen tepki olaylarına üniversite olayları da eklenince İstanbul ve Ankara’da sıkıyönetim ilan edilir.İstanbul ve Ankara üniversiteleri tatil edilir.
·03 Mayıs 1960’d İstanbul’da NATO Bakanlar toplantısı vardır.Aynı gün Adnan Menderes’in radyo konuşmasını İsmet İnönü yanıtlar. Ardından Cemal Gürsel hükümete bir muhtıra kaleme alır.1960 askeri darbesinin sırrı belki bu NATO toplantısındadır.
·1950-64 arasındaki yıllarda gelişen olaylar,”Kıbrıs’a Müdahale Projesini” olgunlaştırmıştı, her an Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi bekleniyordu.Ama,her ne kadar Cumhurbaşkanı Celal BAYAR, Başbakan Adnan Menderes ise de iktidarda Milli Şef İsmet İnönü vardı ve “Kıbrıs Fatihi" olmak isteyen Menderes’in iştahını “Çıkarma gemilerimiz yok,ordumuzun silahı,donanımı yok" bahaneleri ve “öğrenci olayları” ile kesiyordu.Menderes’de işbirlikçisi ABD gözünde “başarısız” olarak nitleniyor ve “kredi önerilerinin ret edilmesi” gibi tepkiler alıyordu.Bu gelişmeler onu,1958’de İşbankası ve İskenderun Demir Çelik Fabrikalarının hisselerinin %50’ni SSCB’ye “kredi karşılığı olarak öneren” görüşme talebine götürecek ve ABD kaynaklı Cunta yapılanmasının1960 askeri darbesinden sonra idamına sebep olacaktı.1960 sonrası kurulan cunta hükümeti bir yıl içinde ABD’nin istediği yeni “siyasal yapılanmayı” gerçekleştirecek,Türkiye "iki partili” sistemden “Beş partili” düzene geçişi sağlayacaktı.ABD’nin şımarık çocuğu Grivas’ın çocukları geçen sürede “soykırımda uzmanlaşarak” Türkiye’yi tahrik edecek,ama Milli Şefin müdahale karşıtı tavrı Türk-ABD krizi olan “1964 Johnson mektubu” olayının ardından ABD,Ermeni sorunu da projeye ekleyecekti.Malum SSCB,Ak Deniz ve Hint Okyanusuna inmemeliydi.
·18 Şubat 1962’de İsmet İnönü’nün radyodan Türk Milleti’ne mesajı: “… Türk Silahlı Kuvvetleri’ne tecavüz mahiyetini kaşıyan her davranışın kesin bir azimle karşısındayız… Hiç kimse, hızla gelişmeye muhtaç olan bir milletin kaderi ile oynamaya mezun değildir.”Cümlesindeki,”Hızla gelişmeye muhtaç oaln millet” ifadesi gülünçtür. Zira Elektrik bile 50 yıl önce vilayetimiz olan Bulgaristan’dan, Ermenistan’dan gelmektedir.ABD-AB kızar diye,Erbakan’ın “Devrim” adlı otomobili bile açılış törenine “boş depo” ile çıkarılır ve “biz yapınca çalışmıyor” denilerek “ağır sanayii” de güme gönderilir.Böyle muhtaçlık varsa eğer neden kendi “tırsması” yüzünden (ihaneti demeyelim) millet geri bırakılmaktadır?
·Dört gün sonra Ankara’da Harp Okulu Komutanı Albay Talat Aydemir ve arkadaşları, Hükümet darbesine teşebbüs ettiler. Olay hemen bastırıldı. Katılan subaylar emekliye sevk edildi. 23 Şubat günü İnönü: “… Milletçe büyük bir badire atlattık… Bugün dünyaya karşı milletiyle, ordusu ile dev kuvvetinde bir Türkiye vardır.” dedi.
·26 Ağustos 1962 günü ABD Başkan Yardımcısı Lindon B. Johnson (daha sonra Başkan seçildi) Türkiye’yi ziyaret eder.27 Mayıs’ta İstanbul Küçükçekmece’de ABD desteği ile kurulan nükleer atom santralının da kurulmasının ardından teftişini gerçekleştirmiş olur.(Bu tesis göstermelik olarak kalacaktır.)
·24 Temmuz 1962’de de o zamanın Müşterek Pazarı,bu günün Avrupa Birliğine de yine İsmet Paşanın değişmez akıl hocası İngiliz Churchill’in bastırması ile Türkiye hemen yamanır.
·1 Ekim 1962’de TBMM’de müşterek beyanname yayınlandı: “… 27 Mayıs Milli bir devrimdir. Büyük Meclis’in mensupları bizler, bir bütün halinde bu meşru temele yönelecek her tecavüzü birlikte karşılamaya azimli ve kararlıyız.”
·23 Ekim 1962 günü,Türkiye kanadını emniyete alan ABD, SSCB’nin Küba’yı bir nükleer üs haline getirmesini engellemek için adayı abluka altına alarak SSCB’yi kıskaca alma ve burnunun dibinden uzaklaştırma operasyonunu sürdürür.
·Türkiye’de ve çeşitli Devletler’de protesto gösterileri düzenlendi. Başbakan İnönü Türkiye’deki gösterilerle ilgili olarak “Buhranı Türkiye’ye sıçratmak için gayretler var… ” dedi.
·20 Mayıs 1963’de Talat Aydemir, ikinci defa ihtilal teşebbüsünde bulunur ve Talat Aydemir ile birlikte 103 kişi tutuklanır. 21 Mayıs 1963’de, Ankara, İzmir ve İstanbul’da sıkıyönetim ilan edilmesinin ardından,başbakan İnönü Cumhuriyet Senatosu’nda 20 Mayıs gecesi olan olaylar hakkında açıklama yaptı: “… Türk Silahlı Kuvvetleri, Anayasayı Milletle beraber her türlü tecavüzden koruyacaktır.” dedi.
·03 Haziran 1963’de Ankara’da 3 mahkeme kurularak. 7 Haziran’da ihtilal sanıklarının, Ankara Mamak Askeri Mahkemesi’nde yargılanmalarına başlanır.
·13 Haziran’da 1459 Harp Okulu öğrencisinin duruşması Ankara’da başladı. (İhtilal teşebbüsü ile ilgili olarak.) 28 Haziran’da da komünist oldukları gerekçesiyle 12 kişi tutuklanır.24 Aralık’ta artan Türk soykırımına karşı ilk kez uçaklarımız Kıbrıs üzerinde korkutma uçuşu yaparlar.
·Türkiye’de hemen ABD’nin tüm Avrupa ve Nato ülkelerinde uygulamaya başlattığı “halkların kafasından feodalitenin bağlarını silme projesi” kapsamında,1950-60 arası gelişen “Sağ-Sol” olayları hızlandırılır.DP’nin izlediği müstemleke siyaseti de bu olayları teşvik etmektedir.
oTürk gençliği “sağcı solcu,demokrat,sosyalist,komünist,faşist” gibi ideolojilerle tanıştırılır.
·Geçen zaman içinde artık Kıbrıs’tan Rumlara karşı bağımsızlık savaşı veren yaralı Türkler uçakla ülkeye getirilir.30 Aralık 1963’de gazetecilerin İnönü’ye yönelttikleri; “Çizmenizi ne zaman giyeceksiniz?” sorusuna karşılık İnönü: ” Çizmem yok, aklım var!..” dedi.(Olayın planlayıcısı olduğu için işin bilincinde.2010’da Avrupa Parlamentosu Türkiye’nin Kıbrıstan çıkarılmasına “yaptırımı olmayan bir karar” alacaktır.)
·Denize düşen yılana sarılır örneği sarıldığı yılanlarca durmadan sokulup zehirlenen Türkiye’nin hali gerçekten de yürek sızlatmaktadır. Nereye yaslansa askerini,sınırları dışında bıraktığı eski yurttaşlarını kaybetmekte ve ayrıca teknoloji ve sanayi alanında gelişme şansını da yitirmiştir.
·Rus,İngiliz+ ABD kıskacı ile durmadan suyu çıkarılmakta,güç kaybetmekte, yoksullaşmakta ve yalnızlaşmaktadır.”Hızla gelişmeye muhtaç olan” ülkemiz,hızla, ”sağ-sol,ırkçı-bölücü,köktendinci” anarşi olayları,dış borçlar konusunda hızla gelişmektedir.Temelleri ise çok sağlam atılmaktadır.Bunca pis prıjeye atılan imzalar ülkeye bir “ağır sanayi” tesisi bile kazandırmamıştır
oBiz Kıbrıs’a girmeyince,Barış Gücü girer.
·21 Şubat 1964’de Başbakan İsmet İnönü’ye, Mesut Suna adlı bir kişi tarafından suikast teşebbüsünde bulunuldu. 4 Mart ‘ta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ‘beşli planı’ kabul etmesi le, Kıbrıs’a üç ay için milletlerarası barış kuvveti gönderilmesine karar verilir.
·da Haçlı Zihniyetlidir;İsmet Paşa’nın “restini” Amerika görmüştür.Ama iş işten geçmiştir.
·Gönderilen barış gücü de Türkleri korumak yerine Rumlara destek vermeyi sürdürünce işler çığırından çıkar ve 16 Mart ‘ta TBMM, Kıbrıs’a gerektiğinde müdahalede bulunmak için İnönü Hükümetine yetki verdi. Oylamaya katılan 495 üyeden, 4′ü çekimser, 6’sı red, 485′i olumlu oy kullanır.07 Nisan’da başbakan İnönü, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’a mektup göndererek. Türklere yönelik saldırıların devam ettiğini ifade eder.
oAdamı böyle kilitlerler.Sen ABD için savşmazsan,adamını idam edersen o da seni bitirir.
·Türkiye’nin Kıbrıs’ına sahip çıkma isteği karşılıksız kalmaz ve 5 Haziran’da Türk Hükümeti’nin Kıbrıs’a müdahale kararı üzerine,05 Haziran 1964’teABD Başkanı Lindon B. Johnson’ınmuhtemel Sovyet müdahalesine ve Amerikan yardımından alınan silahların*kullanılmasının mümkün olamayacağına dair bir mektup gönderir.
·Johnson mektubunda;
·Türkiye’nin dış politika davranışlarında ABD’ye danışması gerektiğini
·ABD’nin, Türkiye’nin Kıbrıs’a garantör devlet sıfatıyla müdahalesini meşru kabul etmediğini;
·Böyle bir hareket sonucu Sovyetler Birliği Türkiye’ye saldıracak olursa, NATO’nun Türkiye’ye yardım etmeyeceğini;
·Türkiye ile ABD arasındaki 1947 tarihli yardım anlaşması gereğince Türkiye’nin kendisine ABD tarafından verilmiş silahları kullanmasına ABD’nin izin vermeyeceğini
·Başbakan İnönü’ye bildirmiştir. Türk halkı, 1966 yılında açıklanan bu mektupla, ABD’ye olan bağımlılığı ve bu bağımlılığın sonuçlarını acı bir biçimde öğrenmiş oldu.
oAslında kendini beyaz Hintli kökenli “Grek-Hileci,üçkağıtçı” ve Yahudi peygamberi “Yakup=Topuk tutan,hileci,üçkağıtçı” soylu gören ABD yine ince bir hile peşindedir.Bu olay ın ardından son 2009 İsrail-Türkiye krizinde İsrail’in Türk Büyükelçisini “aşağı koltuğa oturtma” dümeninin aynısı İsmet İnönü tarafından yapılarak,hükümet halka “ABD’ye posta koyan” konumuna getirilip parlatılmıştır.Bu mektup krizi aslında ABD’nin,”yüzdelik antlaşmasına” göre,Stalin’in Yunan Devrimci hareketiniden desteğini çekmesi,İran’da kurduğu Mahabat Kürt Devletini ortadan kaldırmasına karşılık “Amerika’nın Türkiye’yi işgalci konumuna sokarak” kendisini aklayan ama Türkiye’yi “günah keçisi” yapan bir oyundur.Tuhaf olan Türkiye’nin bu hizmetlerinden görünür bir fayda sağlayamamasıdır.
·Türkiye açıkça I.Dünya Savaşının son haçlı seferi olduğunu söyleyen Kudüs fatihi İngiliz General Allenby’nin dediği gibi yukarıdan Rusya ve diğer haçlı ülkelerince el birliği ile bitirilmek istendiğini görmelidir.
·Çünkü,bu mektubun ardından,1923’den beri rafa kaldırılmış bulunan “Ermeni Soykırım İddiaları” da,SSCB’nin Güney Kafkasya bölgesini çatlatmak için Ermenileri tavlamak amacı ile yeniden gündeme gelecektir.
·Sonra da sonuçları günümüzde de sürecek olan “sağ-sol kamplaşmalar” bu dönemde Amerikan Gladyosu ve yerli işbirlikçisi Özel Harp Dairesi,Mit,Asker-Polis kurumlarınca oluşturulur.
·SSCB’nin Kürtlere yönelik yukarıdaki girişiminden cesaret alan Türk Gladyosunu oluşturan “Dönme Ermeni,ayrılıkçı Kürt ve Rumlardan” oluşan yapılanma,“Doğu Anadolu’da Büyük Ermenistan Kurma Projesi” kapsamında iç bölücü hareketleri de hızlandırır.
·Türk-Kürt kardeşliğini savunan 1969-71’de T.İ.P’in başında bulunan Mehmet Ali AYBAR’ın tasfiye edilerek yerine Amerikancı“Kürtçü-sol” yapılanmanın Türkiye İşçi Partisini ele geçirmesine,1973 sonralarında Abdullah ÖCALAN gibi dönme Ermenilerin “Kürt Milliyetçiliğne” dayalı “Kürt Sol’u” yapılanmalarına yol açacak,bu bölünme ile Türkiye’de “Sol-Halkların Kardeşliği kavramı” büyük yara alacaktır.
·Ancak,Irak Araplarının uyanık davranarak SSCB yanlısı BAAS (yeniden Diriliş) Hareketi ile KDP-Kürtlere ılımlı yaklaşarak etkilerini kırarlar.Mısır El Ezher Üniversitesinde ABD C.I.A destekli hukuk eğitimini tamamlayan “solcu” (!) Saddam Hüseyin 1968’de bir darbe ile BAAS’ta etkinlşiğini kurar.Bu olay da ABD-İngiliz bölgesindeki sağ-sol bütün hareketlerin ABD-İngiliz-AB kaynaklı olduğuna işarettir.
·Gerek Irak’taki gerek Türkiye’deki “Kürt Solu” yapılanmasının,SSCB’nin bölgede güç kaybetmesi ile 1974 sonrası başta Barzani ailesi ile birlikte ABD saflarına geçişine tanık olacağız.O da günümüzün şartlarını oluşturacaktır.
·1971’e gelindiğinde sağ-sol olayları gelişir ve gençliğimiz bir güzel bölünür ve üniversite olayları gelişir.1959 olayından sonra puan kaybeden ABD “kurtarıcı sıfatından,istilacı,ırz düşmanı ” sıfatına kavuştuğu için,Türk gençliği arasında hükümete ve orduya yakınları olanlar dışında pek ilgi görmez.
·SSCB yanlısı sol hareket güçlenince 1960’daki gibi Türkiye’yi kaybetme korkusu artan ABD,ilgili ve bilgili işbirlikçilerine,12 Mart 1971 muhtırasını verdirterek hükümete el koyar.Yeni,ABD yanlısı,ordunun desteklediği bir Nihat Erim hükümeti kurulur.
·Dışarıda da Rusya destekli bu sol hareketlerin de başarısızlığının bir sonucu olarak da Molla Barzani de Rusya’dan ümidini keserek ABD-NATO ittifakına doğru kayma yapar.
·ABD himayesindeki yerli cunta,Erdal İnönü gibi saygın hocalarca yetiştirilen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı,bir çok öğrenci,yazar, çizer,asker ve memur kesiminden insanımızın da derin mağduriyetlerini içeren geniş kapsamlı bir operasyon yapar.””Kendilerini yetiştiren hocalarının gerçek bir “ABD işbirlikçisi” olduklarını öldüklerinde bile anlayamayan bu satılmış çocuklar,Mahir Kaynak Hoca’ya göre ABD’nin ”Türkiye’de demokrasinin yerleşmesi” projesinde kullanılan birer araç olarak anılacaklardır.
·Bu Amerikan çıkarlarına karşı koyan ve koyacak olanlara 1960 cuntasından sonra yapılan “ikinci Sindirme Olayıdır.” Ordumuzun başındaki Kürt ve dönme yapılanma Amerikan yanlısı kararlılığını kesin olarak ortaya koymuştur.
·Diğer yandan komşumuz İran’da da Rusya’ya sıcak bakan Şah Muhammed Rıza Pehlevi “aşırı silahlanma“ bahanesi ile uluslar arası bir istihbarat işbirliği ile düzenlenen büyük ve gizli bir operasyonla devrilir,generalleri bir baskın ile bitirilir. Paris Üniversitesinde 1976’dan beri eğittikleri Humeyni’yi de hazır devrimin üstüne 1979’da getirip oturturlar.Komünizm karşıtı köktendinci İslamcı devrim ile artık “sosyalist akımların destekleyicisi” Rusya’nın işi İran’da bitmiştir.
o20.yy.başında I.Dünya Savaşı sonrası İngiliz Emeperyalizmi ve Papalık İncil’deki Yuhanna’ya Vahiyler bölümündeki “Kıyamet Ayetleri” doğrultusunda “Dünya Güç Paylaşımını” yapmıştı.
oÖrnek olarak;Kuzeyde elinde ORAK’la beliren melek(SSCBOrak-Çekiç),Avrupa’da başında 12 yıldızlı taç (AB’yi kurucu 12 üye devlet,12 yıldızlı AB Bayrağı) bulunan melek’in çocuğunu doğurmak için hilal bölgesi (Ay Tanrısı kültü,Hilal’in İslam’ın sembolü olması) kuzey Afrikaya kaçmasını anlatan İncil ayetlerini okuyunuz.
oŞimdi,sıra 21.yy.güç dengesini de kıyamet öncesi “Tanrının Ordusu ile Şeytanın Ordusunun Savaşları olarak bilinen Armageddon Savaşlarını” anlatan ayetlere uygun olarak da Emeperyalizm “Şeytanın Ordusu” olacak olan “Orta Asya Kavimleri ve İslam Birliğini” kurma amacıyla gerçekleştirdiği İran Molla Devrimi aleyhinde yazan bir çok aydın ve basın mensubunu da gerek İran’lı gerek Batılı piyonlarına faili meçhul suikastlerle öldürttü.
oTürkiye’de Abdi İpekçi,Uğur Mumcu’dan Bahriye Üçok’lara bir çok faili meçhulün arkasında İran olduğu söylendi durdu.İran Devrimi hakkında fazla yazı bulmak bu yüzden mümkün değildir.12 Eylül 1980 askeri darbesi ve T.ÖZal hükümeti ile Türkiye bu yola sokulmuştur,AKP ile zirveye varmıştır.Menderes’i deviren cunta,yaptığı icraatlar AKP’nin her şekilde önünü açmaktadır.Kenan Evren’den Yaşar Büyükanıt paşaya icraatlarını eleştirdiğimde,bana “Provakatör,asker düşmanı” diyenler şimdi kanal kanal gezip bunları lanetliyorlar.Üniversitelerde protesto ediyorlar.İlginç değil mi? Bu cunta halen AKP’yi yüceltecek işlerini sürdürmektedir.(Keykubat)
·Irak’ta da Molla Mustafa Barzani’nin 1961’de yaptığı Kürt Devrimi ile Rusya yanına geçen Irak Molla Kasım hükümeti de Rusya yanlısı olmuştur, orada da kısa bir zaman içinde C.I.A burslu solcu (!) ABD yanlısı Saddam Hüseyin hakim kılınacaktır.
·Ama Türkiye’de siyasi anarşi olayları 1971-1980 arasında daha da teşvik edilir.ABD kontrollü yerli ve yabancı güçler siyasal kavgaları hızlandırır ve silahlandırırlar.Sonuç 12.Eylül 1980 Askeri rejim dönemi ile sonuçlanır.
· Amerikalı generallerin,ihtilal planının kusursuz gerçekleşmesi üzerine,Amerika’dan attıkları “BİZİM ÇOCUKLAR BAŞARDI” çığlıkları taa buralardan duyulur.
·Artık, Türkiye ve çevresindeki Ortadoğu bölgesinde,Rusya’nın sıcak denizlere inme faaliyetleri ABD-İngiliz+NATO+yerli işbirlikçiler sayesinde bastırılmıştır.Bundan sonra Rusya,bir çok kahraman vatansever Afgan insanın büyüklerin siyasetleri yüzünden hayatlarını kaybedeceği 1989’a kadar sürecek,2003’den sonra tekrar alevlendirilecek olan Afganistan macerasına başlayacaktır.
·Cunta önderi Kenan Evren paşa,”daha önce de olayları durdurabilirdik ama,olayların daha da olgunlaşması için bekledik” diyerek durumu açıklamaktadır.Resmen bir çok insanın ölümüne göz yumulmuştur.
·12 Eylül 1980 darbesinden 25 yıl sonra bu darbenin mimarları olan bazı bilgiç işbirlikçi profesörler, ”Türk halkının asırlardır yaşadığı feodal düzene bağlılıklarını sona erdirmek, demokratik düzenin yaşamasını sağlamak için” SAĞ-SOL ÇATIŞMASINI ABD projeleri kapsamında uyguladıklarını açıklayacaklardır.(M.İ.T’çi profesör Mahir KAYNAK)
Yüzdelik Antlaşması bu basit kağıttır.Yunanistan'ın resmi internet sitesinden alınmıştır.
·1947’de,Churchill ile Stalin arasındaki “Yüzdelik Antlaşması” gereğince %90 İngiliz-ABD idaresine bırakılan Yunanistan’ın,İtiithat-Terakkici Osmanlı anlayışından kalan “solculuk sempatisi”,komşuları olan Yugoslavya,Arnavutluk ve %75 SSCB idaresine bırakılan Bulgaristan’ın Sosyalist düzene geçmelerine özenerek 1920’lerden itibaren sürdürdükleri “Devrimci İç Savaş’ın” SSCB’ye katılma yolunda ilerlemesine dayanamayan ABD’nin “Askeri Müdahalesi” ile son bulmasına karşın,1960 sonrası Türkiye’de “sol hareketi” desteklemesi ne kadar tezat bir durumdur değil mi?
·Üstelik,1950’de Kore,1967’de Vietnam,1947’den beri de Avrupa ülkelerinde açıkça “komünist kıyımı” yapan ABD,Türkiye’de “Sağ-Sol” olaylarını körüklemiş ,bu sayede de 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri ile 20 yıl boyunca yetişen Türk gençliğini “kayıp nesil “ haline getirerek tüketmiş,perişan ettirmiştir.Halen,dünya jandarmalığında yakınında bulundurup kullanmak amacı ile “gerilla savaş tekniğinde “ Türk ordusunu eğitme projesi kapsamında kurdurduğu PKK projesi ile de sürmektedir.Türk askeri bütün barış güçlerinde, Aden'de,Somali’de’,Filipinler’de,Malezya’da ABD adına görev yapmaktadır.Bu da PKK sayesindedir.”PKK bitmez,vatan bölünmez” siyaseti sürecektir.
·Bu projenin kötü tarafı,Kenan Evren-T.Özal’ın yaptığı gibi AKP’nin burada “Kürdistan” ve başka “...istanlar” çıkarma fikridir.
oII DÜNYA SAVAŞI SONRASI ABD-RUS ÇATIŞMALARININ EN SICAK OLARAK YAŞANDIĞI OLAYLARIN KISACA TANITIMI;
·Kore Savaşı
·Kore,Çin’in doğusunda bulunan bir yarımadadır.1637-1895 arasında Çin’e bağımlı olan Kore,Şimonoseli (Shimonoseli) antlaşması ile bağımsızlığını kazandı.
·İngiltere-Fransa-Osmanlıimparatorluklarının Rusya’yabirleşerek 1853-56 I-II Kırım savaşları ile Osmanlı toprakları üzerinden Akdeniz-Süveyş Kanalı yolu ile,İran,Afganistan-Hindistan’ın İngiltere,Fransa,Hollanda idaresinde olması yüzünden de Hürmüz körfezindenHint okyanusuna kadar olan “sıcak sulara” inemeyeceğinianlayan Rusya İmparatorluğu,Kore yarımadasını ele geçirerek bu amacına ulaşma çabasındadır.
·Bu çabasını çok iyi bilen İngiltere,1903’de Japonya ile işbirliği yaparak donanmasını güçlendirir.Bu işbirliği,02.Şubat 1905’de 27 Mayıs 1905’de Mançurya paylaşımı yüzünden çıkan Rus-Japon savaşı sonunda, Tsushima savaşında Japon Amirali Togo ani bir baskınla, bütün Rus Donanmasını yok etmesi ile Rus çarlığı büyük bir yıkıma uğramıştır.
·Bu savaş,Rus imparatorluğunun ekonomik ve askeri çöküşüne sebep olur,Bolşevik ve Menşevik sosyalist yapılanmaların devrim yapmalarından korkan Çar II.Nikola ABD başkanı Theodore Roosevelt’in önerilerini kabul ederek savaşısonlandırır.Bu savaş,1908 ve 1917 Rus devrimlerinin ortamını oluşturan Saint Petersburg-Kanlı Pazar ve Potemkin Zırhlısı olaylarını yaratır.
·Kore’nin idaresini ele geçiren Japonlara karşı 1932’de Kim II.Sung,antiemperyalist mücadeleyi başlatır ve gerilla tipi savaşla Japon işgalcilere karşı savaşırlar.II.Dünya savaşı sonrasında, Japon ordusu çok sayıda Kim yanlısını ve önder Kim II Sung’u Sovyetler Birliğine sürgüne gönderir.
·II.Dünya Savaşı sonrası yeni dünya düzeni antlaşmasında Rusya ve ABD Kore’yi birlikte işgal etmeye karar verirler.Kore yarımadası 38.paralelden ortaya bölünür.SSCBKuzey Kore’yi almak zorunda bırakılır.Rusya (SSCB)nın güneye geçişini engellemek için bu defa Güney Kore’de ABD vardır.
·Amerikan yanlısı siyaset güden Syngman Rhee 1947’de Kore’de otoriter bir yapılanma kurar ve ABD’nin güvenini kazanması üzerine ABD ülkeden çekilme kararı alır.1948’de S.Rhee,Kore’nin ilk devlet başkanı olur.1949’da,General Douglas Mc.Arthur ve Dean Acheson’un “Kore’nin ABD için birinci dereceden önemli bir yer olmadığı şeklindeki kanaatlarını açıklamalarının ardından ülkeden çekilmeye başlarlar.GeneralAcheson “Kore’ye saldırı olursa,Kore,B.M.Antlaşmasına göre medeni dünyanın koruması altındadır” yorumunu da eklemeyi unutmaz.
·SSCB’ye bırakılan Kuzey Kore’nin de başına getirilen Kim II.Sung,ilan ettiği Komünist rejimde Güney Kore’nin de yaşamak istediğine malum müttefikince ikna edilmiştir.Bunun üzerine,25 Temmuz 1950 safağında Güney Kore’ye beklenmedik bir anda saldırır.Üç gün içinde Güney Kore’nin başkenti Seoul işgal edilir.
·Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de Kore’ye birliklerini gönderme kararı alır.15 ülke birliğe katılarak asker verir.MacArthur birliklere komuta edecektir.
·Başlangıçta Kuzeye doğru ordusunu sevk eden Mac Arthur 200 km kadar içeri girmesine rağmen asker kaybetmeye başlar.Savaş uzar,başkan general arasında suçlamalar ve mahkemeler başlar.
·Onlar kavga ederken,Seul’u ABD’den tekrar geri almak isteyen Kuzey Kore’ye Çin 180.000 asker yardımı yapar.27 Temmuz 1953’de Panmunjom’da imazalanan ateşkes antlaşması ile Kore tekrar ikiye bölünür.
·Savaşın faturası B.M.25.600 asker kaybına 17.000 kişi de diğer zayiatlar olmak üzere,42.600 ölü vermiştir.
·Kore halkının kaybı ise 4.000.000’dur.Rusya işgal etseydi de bu insanlar yaşasaydı olmazmıydı? Ama ABD ve memuru olan BM.Güvenlik Konseyi’nin çıkarları hepsinden önemli olsa gerek.
·İzmir Amerikan Koleji mezunu,sol açık-kaleci başbakan Adnan Menderes’in eğitim aldığı okulun verdiği kültürün de etkisi ile olsa gerek “Amerikan hayranı ve Amerikan manda taraftarı olduğunu bilmeyenimiz yok artık.Truman planı,Marşal yardım projesinden “büyük paylar” alarak “süper Türkiye” hayali ile,katılan 16 ülkenin “sembolik sayıda asker gönderdiği” Kore savaşına başlangıçta 4000. asker göndermekle ABD yanında savaşa ülkemizi soktuğu bu maceradan ,bir yıl içinde gönderilen diğer birliklerin de eklenmesi ile 5000 şehit verdiğimizle kaldık.
·Bu olayla Atatürk’ün “ülkemize saldırı olduğunda savaşa girme” ilkesine dayalı “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ve “Türklerin başkaları için dökecek kanı yoktur” ilkeleri çiğnenmiş oluyordu.
·İsmet İnönü’nün Milli Şef iktidarını “Diktatörlük” olarak yorumlayan ABD’nin İsmet Paşanın Churchill tazyiki ile müracaat ettiği “NATO”dan aldığı “ret” cevabı üzerine gene Churchill’in tavsiyesi üzerine 1946’da “dörtlü takrir dümeni” ile kurulan İngiliz hayranı İsmet paşa-Celal Bayar-Adnan Menderes’in,İngiliz parası ile Kürt ve Sapka Devrimi isyanlarını çıkarıp, 200.000 vatan evladının iç savaşlarda ölmesine,Kerkük-Musulk’un kaybına sebep olan işbirlikçileri bünyesine dolduran DP’si,1950 seçimleri ile iktidara getirilir getirilmez,” Biz "birleşme" derken, bir KUVVETLİ ile bir ZAYIF'ın birleşmesini kastetmiyoruz. Zira böyle bir birleşme, ZAYIF'ın KUVVETLİ'ye esir olması ile sonuçlanır!” ilkesini görmezden gelerek Türkiye’yi bir İngiliz-ABD sömürgesi haline getiriyorlardı.Arkasından da ABD’nin tavsiyaesi ile sömürge olmayı Atatürk’ün tercihi gibi gösteren ve o zaman kadar da olmayan bir ideoloji yaratıyorlardı.”ATATÜRKÇÜLÜK ve KEMALİZM”
·I.Dünya Savaşında,Alman ordusu komutasına teslim edilen Polonya cıvarında bulunan Galiçya'da Rus-Alman çarpışmalarındaki TÜRK kayıplarını Almanların vermemesi gibi, Amerika da Kore’deki Türk kayıplarını “askeri bültenlerine” sokmayarak Menderes’in aşırı yıpratılmasını engellemiş,daha sonra yapılan düzmece kayıtlarda Kore şehitlerimizin sayıları “720” gibi gülünç rakamlarla açıklanacaktır. “Küçük Amerika “ hayallaeri ile çıkılan yol “Kişiliksiz,fakir,itilip kakılan,iftiralar atılan,36 parçaya bölünmek istenen uydu Türkiye” ile sonuçlanacaktır.
·(Bence,askerler vatan için gittiyseler de İnönü-Menderes Şehitleridirler.Bu gün de Bosna’dan Pasifikteki Filipinler’e,ve Aden Körfezinde korsan bekleme görevi yapandan,PKK olaylarında ölen askerlerimiz de gene aynı kapsamda değerlendirilmelidirler.12 Mayıs 1939 İngiltere-Türkiye Kredi Antlaşması ile zaten İngiltere’ye sadakat belgesini İsmet İnönü imzalamıştı. Bundan dört ay sonra Fransa ve 1947 NATO müracatı ile de ABD-İngiliz Mandasına (idaresine) girmiştik.Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın “Kelle” tanımlaması bu açıdan doğrudur.Atatürk’ün “bağımsızlık ilkelerinin” ve “Müslümanın Haçlı ile işbirliği yapmaması” kurllarının çiğnendiği bu ilişkiler bize asla bir şey kazandırmamıştır.Ancak başbakanın kendisi de destekçisi olan aynı devletler uğruna katılınacak ,yeni “kellelerin” kurban edileceği gizli ittifakların da adamıdır.İnönü az da olsa “anti emperyalist,Menderes de az da olsa milliyetçi” ruhlara sahiptiler.Kendisini “Semitik ırka mensup” olarak tanımlayan R.T.Erdoğan ise 8 yıldır “Türk” lafını ağzına almamıştır.2008 Rus-Gürcü Savaşı senaryosundan ordunun destek vermemesi, ile kurtulan bu memleket büyük badireyi atlatmıştır.Gürcistan için savaşmayan NATO-ABD’nin Türkiye için Rusya ile savaşacağını kim garanti edebilir?
oBaşbakan Tayyip mi?
oCumhurbaşkanı Gül mü?
oOnlar devleti yüceltecek ise,2001 İkiz Kule Operasyonu ile “Haçlı Seferi” ilan eden ABD-AB neden onları desteklesin ki?
oEvlatlarını kaybedecek olan da siyasileri seçen de sizlersiniz.
oKarar ve tercih de sizlerin olacaktır.)
·Sonunda Rusya’ya bu kapı ikinci kez kapanmış oluyordu.
·Vietnam,1945-54 yılları arasında Fransa’dan bağımsızlıklarını kazanmak için verdikleri savaşta Rusya ve Amerika’dan destek alırlar.Amerika 2.6.milyar USD yardımda bulunur.
·Fransa’nın geri çekilmesi ile bölgede Laos,Kamboçya,Kuzey (Komünist) ve Güney (Amerikancı) Vietnam olarak Genevre Konferansından sonra 1956’da yeni devletler kurulur.
·1958 halk oylamasında Güney (Amerikancı Vietnam Kuzey (Komünist) Vietnamla birleşmeyi ret edince,Kuzeyli“Viet Kong” adlı Komünist gerillalar Güneyi topraklarına katmak için savaş başlatırlar.
·Amerika,Güneylileri desteklemek için 2.000 ile başlattığı asker desteğinini 16.000’eçıkartır.Güneylilerin savaşı kaybetmeleriüzerine Amerikanın artan desteği, savaşı Amerikan-Kuzey Vietnam savaşına çevirir.1973 Ocak’ında sonuçlanan savaş,1975’de Güney Vietnam’ın Kuzeye katılımı ile sonuçlanır.
·Amerikanın katıldığı en uzun süreli savaştır.60.000 ölü,350.000 yaralı ile Amerikanın yenilgi ile çıkmasına sebep olan savaşta 1.5-2.000.000 Vietnamlı Amerikan Napalm (Yangın-tahrip) bombaları altında yaşamlarını yitirmiştir.
·Kıbrıs Savaşı ve Ermeni Konusu
·Kısa bilgi;
·1571′de Osmanlı yönetiminde Kıbrıs’ta yer aldı. Daha önce Ada’da Venedikliler egemendiler. Osmanlı yönetimi, Venedikliler’in elindeki mülkü Rum Ortodoks Kilisesi’ne aktardı. Kiliseye geniş yetkiler verdi. Böylece Rum kilisesine ve toplumuna güç geldi. Giderek bu güç Türkiye’den gelip yerleşen Türkler’e karşı kullanılacaktı.
·1878’de Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı, Kıbrıs’ın yönetimini geçici olarak İngiltere’ye verdi. I. Dünya Savaşı’nda da İngiltere, Kıbrıs’a el koydu.
·Kıbrıs adası resmen 1924′ de Türkiye nin kuruluş anlaşması olan Lozan antlaşmasında Büyük Britanya toprağı olmuştur. Türkiye o günün şartları gereği Kıbrıs adasının üstündeki İngiliz egemenliğini resmen kabul edip altına imza atmıştır.
·1949 Nato müracaatımızdan önce,ülkemize Amerikan birlikleri gelmeye başlamış, İncirlik üssü,Samsun radar üssü inşaatları başlatılmıştı bile.Bu arada,1946’da Churchill-Stalin arasında,Yalta antlaşması ile SSCB Rusya-NATO arasında paylaşılan dünyanın mülkiyete geçirilmesi (!) için tapu i,şlemleri de başlamıştı.Görünürde,ABD, Alman işgalinden kurtardığı koskoca Avrupa ve Afrika kıtalarında bir karış yere “Wilson İlkelerine göre toprak işgali” yapmamıştı.Ancak,SSCB’nin de “sıcak sulara inmesini “ engellemek için de tedbirlerini alıyordu.
·ABD,İngiltere ile ortak olarak idare bölgesinde bulunan ülkelerden Yunanistan’a %90,Yugoslavya ve Arnavutluk’a %50,Bulgaristan’a da %25 karışabiliyordu.
·Bu durumda,zaten kendi bölgesinde kalan Türkiye ile Yunanistan’ı muhtemel Yugoslavya-Arnavutluk veya Boğazlar,Anadolu üzerinden aşağı inmesini engelleyebilmek için daima SSCB’nin “Güneyini” kollama stratejisi güdüyordu.
·Türkiye bu iş için biçilmiş kaftandı,Müslümandı ve Komünizm’e iyi bakmıyordu.
·Ya Yunanistan,Yugoslavya,Arnavutluk,buralarda 1850’lerden beri her türlü sol-cumhuriyetçi anarşizm kol geziyordu ve Yugoslavya,Arnavutluk,Bulgaristan, Romanya çoktan Sosyalizm sistemini ilan etmişlerdi.Yunanistanda ise halen sosyalist bir devrimci savaş sürmekteydi.
·Ne yapılmalıydı da Yunanistan “Adam Smith kapitalizmi uygulayan,sömürgeci ABD-ingiliz tarafına geçirilmeliydi?
·Bu asla mümkün olmayacaktı ve başlangıç olarak 1949’da,Yunanistan halkına “iyi bir sopa çekmek” için İngiliz birlikleri Yunanistan’a girer ve devrimci gerillaların icabına bakıverirler.
·Buldukları bir takım “kralcı” artıkları olan feodal askerleri,sivilleri iktidara geçirirlerse de Yunanlılar bu müdaheleyi sevmemişlerdir.
·Acilen Yunan halkı kazanılmalıdır ama nasıl?
·I.Dünya Savaşında,11Kasım 1918’da Almanya’nın teslim olmasının ardından 56 gün sonra 05 Ocak 1919’da Almanya Nasyonal Sosyalist (Faşist ) Partisini,kurduran ABD,6 gün sonra Berlinde Komünist grupların direnişlerini de 11 Ocakta Berlin’de bastırır.Böylece,Rusların,Baltık Denizine geçiş yolunu kesen ABD-İngiliz koalisyonu,her ihtimale karşı Balkanlar-Yugoslavya,Arnavutluk-Yunanistan üzerinden Rusya'nın aşağı’ineceğini hesap ederek de 23 Şubat1919’da İtalyan faşisti Benito Mussolini’ye İtalya’da Faşist Partiyi kurdurarak Akdeniz çıkışını da sağlama aldığında, II.DÜnya Savaşının sebeplerini yaratacak olan “emperyalist paylaşım kavgasının” da fikri temellerini oluşturmuştu.
·Yunanistan da aynı şekilde tavlanacaktı.
·
·1950’lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Fakat Rumlar böyle bir Ortak Devlet’e razı olmadılar. Kıbrıs’ın tüm yönetimine kendileri el koyma yoluna gittiler; anlaşmaları, uluslararası anlaşmaları ve anayasayı çiğneyerek Türkler’e saldırılarda bulunmış ve 1963 yılında fiilen Kıbrıs Cumhuriyeti yıkıldı.
·Zürih Antlaşması (11 Şubat 1959) [değiştir]Ana madde: Zürih ve Londra Antlaşması Atina Yüksek Mahkemesi 21 Mart 1979 tarihinde aldığı kararla Türkiye’nin müdahalesinin, Garanti Anlaşması’nın IV. maddesine göre yasal olduğunu onaylamıştır.Avrupa Konseyi de 29 Temmuz 1974 tarihinde almış olduğu 873 sayılı karar ile Türk müdahalesinin yerinde olduğunu kabul etmiştir.
·Bu alıntı yazılara da dikkat edildiğinde,Türkiye’yi Kıbrıs adasında “İşgalci” ilan edip,ambargolara boğan ABD-AB koalisyonunun verdiği kararlarda “Türkiye’yi haklı bulduğu” görülmektedir.Sonuç,Kıbrıs’ın Yunanistan-Türkiye arasında paylaştırılırken iki ülke halkı arasında yaratılan “Türkler Kıbrıs’ı alıyor” ve Yunanlılar Kıbrıs’ı alıyor” kavgasının yanında sol karşıtı Milliyetçi ve dinci ABD yanlısı gruplar desteklenmiş,iki halk birbirine kıydırılmıştır.Ayrıca her iki halk da bir olup solcuları kıymışlardır.Yunanistan bu olayla ABD-AB saflarına çekilmiş,AB üyesi yapılmıştır.Bir SSCB bir ABD blogları arasında taraf değiştirerek bütün harcamalarını da başta İngiltere,ABD ve AB ülkelerine karşılatmış,şımarık,tembel,mirasyedi bir çocuk yaşantısı sürdürmüş,Güney Kore de Sol’a karşı verdiği savaşın karşılığını günümüzün güçlü ağır sanayi ülkelerinden biri olarak almıştır.Her yerde,Kia,Hundai otomobilleri ve çok sayıda G.Kore ürünlerini görmekteyiz.
·Türkiye de vatandaşlarını bile bütün masraflarının üstüne kaldığı,hiçbir devlet tarafından da tanınıp bağımsız devlet statüsü kazandırılmamış masraflı bir Kıbrıs’a razı olmuştur.Yetmez gibi dönme Ermenilerin ve ayrılıkçı İslamcı Kürtlerin bağımsızlık faaliyetleri güçlendirilmiştir.Bunun da sebebi devletin başındakilerin dönme Ermeniler,Sabetayist Kürtler ve diğer dönmeler ile İslamî Küdistancı Nurcuların devlete teslim edilmesi gerçekleri vardır.
·Devlet adamlarımız sadece “Sevr Antlaşmasını” uygulamak isteyen ABD’nin ve diğer sömürgeci devletlerin projelerine hizmet etmişlerdir.
·Bu yüzden Türkiye sanayi ve ekonomik gelişme sağlamak yerine bölünme,iç düşmanlıklar, anarşi olaylarına boğulmuştur.Kore’de Kıbrıs’ta,iç karışıklıklarda ölen vatan evlatları sadece kurulması planlanan Ermeni-Kürt devletine yani II.İsrail Projesine çalışımışlar,boşuna “Allah Allah” demişlerdir.
·Bu kadar olgunlaşmış ve yerleşmiş ihanet projelerine rağmen bu işbirlikçi Kürt-Ermeni-Rum devletçiklerinin kurulamama nedenlerinin başında da İran’ın işgali,Rusya’nın da Kafkaslardan atılması projeleri vardır.Bu nedenle ve Türkiye’nin bölünmesine karşı çıkan işbirlikçilerin de bazı önerileri yüzünden bu bölünme bekletilmektedir.
·SSCB çökmüş yerini BDT almıştır.Ama,eski gücünü toparlayan Rusya gene 2008 Gürcü-Rus savaşı ile ABD’nin Kafkasya’ya yer etme projelerini bozmuştur.Gürcistan ve Ermenistan’a yerleşmek isteyen ABD bu girişiminden hava almıştır.2010 yılında muhtemelen “Ermeni Soykırım tasarısını” onaylayarak Ermenistan’ı saflarına çekme çabalarını beklemekteyim.Ama Rusya’nın koyacağı sert tepki ile gene hava alacağı kesin olsa da,50 yıldır yeniden hortlattığı “Ermeni Soykırım Suçlaması” ile hak etmediğ iftiranın altında ezilen bir Türkiye bırakacaktır.
·1984 14 Aralık Çernenko'dan sonra SSCB Lideri olacağına kesin gözle bakılan Sovyet Diplomatı Mikhail Gorbaçev İngiltere'yi ziyaret etti.
05 Kasım 1903'de Rus RSDİP (Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi)nin,sosyalizm kurma amacı ile başlayan İngiliz Destekli Komünizm" çalışmaları bu ziyaretle evrimini tamamlamıştır.
1924 SSCB Donanma bayrağının solundaki bayrak İngiliz beyrağını andırması,İngiliz-Rus-Amerikan işbirliği şüphelerime destek vermektedir.(Kullandığım resimleri yeni bulduğum için sonradan ekledim)
1985 11 Mart Ölen Sovyet Lideri Çernenko yerine 54 yaşındaki Mikhail Gorbaçev seçilerek en genç Sovyet Devlet Başkanıolur.Andropov ve Brejnev döneminde belirlenen siyasi yapının süreceğini taahhüt eder.
1991 19 Ağustos Rusya'da Gorbaçev'in başlattığı Glasnost akımının zararlarını ortadan kaldırmak,ülkeye yeni bir açılım kazandırmak için yapılan darbe ile SSCB tarihe karışır.1903 yılında İngiltere Londra'da Rus Sosyal Demokrat Partisinin toplantısı ile başlayan Sosyalizm 14 Aralık 1984'de Gorbaçev'in İngiltere ziyaretinin ardından başkan olması ile "son yoluluğuna çıkmış" ve 19 Ağustos 1991'de bu yolculuğunu tamamlamıştır.
Obama ve Medvedev 2009 Temmuzunda Rus-Amerikan ilişkilerine bir bilgisayar terimi olan "reset" yani geçmişi bir yana bırakıp sıfırdan ilişkileri düzenleme kararı alırlar. Yani,I.Dünya Savaşı sonrası oluşturulan İncil'in "Kıyamet Ayetlerinde belirtilen"Kıyamet Öncesi Yerden Çıkacak Melekler"in tarifine göre oluşturulan "İncil'e uygun Yeni Dünya Düzeni" gerçek kimliğine,yani "İncil'e dayalı amacına" döner.
İnsanların günümüzden geçmişe uzanan tarihi bilgileri "din,milliyetçilik" gibi efsunlardan ayırarak "serbest mantıkla" gözden geçirmesi,her toplumu da "değerleri ile yargılaması" ilkesine bağlı kalarak değerlendirmesi sayesinde ,"falcı olmadan geleceği görme olanağına" kavuşur. Tarih biliminin de amacı budur.