13 Şubat 2016 Cumartesi

SAVAŞA GİRDİK, GİRECEĞİZ, GİRİYORUZ


Yıllardır yazıyorum, “AKP hükumeti devleti tasfiye etmekle görevli ve bunu da ülkeyi ya bir iç savaşa ya da cephe savaşına sokarak veya ikisiyle da yapacak diye.



Abdullah Gül’ün ABD’li emekli general Powell ile imzaladığı iki sayfa dokuz maddelik anlaşmada bunların hepsi “AKP’ce kabul edildi.”


Suriye sınırında PYD kamplarını
bombardıman eden tanklarımız.
Daha dün Avrupa’da büyük devletler toplandılar bir haftada Suriye savaşını durdurma kararı almışlar. Rusya elimizden geleni yapacağız açıklaması yapıyor.


Aynı anda, geçen hafta ABD dış işleri bakanı J.Kerry’den yumruk gören müsteşar F.Sinirlioğlu, 2011’lerdeki Obama’nın Tayyip'e beyzbol sopasını anımsattı.
Hemen arkasından açıklamalar da geldi.

Önce Cizre’de çatışma bitti ama sınıra askerler yığıldı.

Suudi askeri uçakları İncirlik’e indi.


Bakan Çavuşoğlu Suriye’ye 100.000 kişilik orduyla girebileceğimizi ifade etti, yalanlandı.

Genelkurmaya dayalı mesnetsiz bir haber yayınlandı;

“B.M. kararı olmadan girmeyiz” diye.

Ama sahip çıkanı olmadı.


Bu gece, PYD kamplarına TSK top atışları başlattığını açıkladı.

Ardından Suriye’ye giriyoruz açıklamaları.

Daha önce yazmıştım.


“Savaş kararı veren asker kaçağı başbakanlar” adlı bir makale.

Şimdi o yazının tekrar gerçekleştiği gündeyiz.

Kendisi ve çocukları askerlikten yırtan ama  fakir fukaranın çocuklarını her gün 10’ar 10’ar kıyan bir hükumet.


Eğer Suriye’ye girersek bunun dönüşü olmaz, dönüşte de sığınacak yer kalmaz.

Bombaladığımız PYD'yi AKP devlet uçaklarıyla,
otobüsleriyle Suriye'ye taşıdı, doyurdu.
Bir anda, 18-20 atom bombasını ayrı ayrı şehirlere bırakma yeteneğine sahip nükleer silahlarla beş dakikada dünyanın en geri kalmış ve teslim olmuş ülkesi olabiliriz.


Galiba kurtuluş yok.



Bundan sonra daha çok şehitler göreceğiz, gün gelecek cenazeleri defnetmeye insan olmayacaktır.

Oysa, Rusya ve Çin’in Suriye’ye gelmesini kullanarak bir dünya savaşını engelleyebilirdik.

Ama, iktidar borçları, hırsızlıkları ve bilmediğimiz ihanetleriyle batılı devletlere gebe kalan siyasiler ve memurları olan bürokratlar sadece ülkemizin değil, dünyanın geleceğini tehlikeye atan adımlar atıyorlar.

Kendilerine bazı sanatçılara başkanlık marşı yazdıranlar, başkan olamadan, o paraları yiyemeden cenaze marşlarına şimdiden hazırlanabilirler.

Suriye’ye ilk adımda, Rusya’nın veya İran’ın o başkanlık sarayını da başkanını da hedef alacağı kesindir.

Herkes ayağını denk almalıdır ama dinleyen mi var.

Her an her yeri ateşler içinde bırakacak bombardımanlar altında kalmaya, teninize yapıştığında delip düşmeden sönmeyen fosfor bombalarına ve nicelerine  hazırlanın.

Bu savaşlar bizim milli savaşımız değil, emperyalizmin kolonisi olarak içine itildiğimiz savaşlardır. Herkes bunu böyle bilsin.

Girmesine girilir ama dönüşü yoktur ve çok acılar yaşatacaktır.

Putin ve Çin'in muhalif blog olarak Suriye'de yer almaları büyük şanstı ama, AKP'nin Suriye'deki iktidarı Dürzilerden alıp Süryanilere, Selefi Vehhabilere teslim etme aşkına değer miydi?

Değmez elbette ama, millet istedi bunu o zaman çeksin.


Takdir okuyanlarındır.


Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc