72 YILLIK KÖYDEN ŞEHİRE MASALININ SONU GELDİ.
1950'lerden beri işbirlikçi, teslimiyetçi kripto sağ partiler şehirlere göçü başlattılar.
1965 sonrası köy kanunları değiştirildi, doğu, güney ve kuzey doğu Anadolu'dan batıya göçler hızlandırıldı.
1980 sonrası Özal ve tüm hükümetler bunu iştahla yürüttü, 2 yıllık İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı süresinde RTE, Refahyol desteği ile 3 yeni şehir kurdu.
Bu göçler, ziraat ve hayvancılığı bitirdi. Temel gıda fiyatları bu yüzden sürekli olarak arttı durdu.
Açılım sürecinde üç kıtadan göçler ile birlikte, AB-D NATO ÇETESİ işgalleri, iç terör bahanesiyle Ankara ve batısına göçler had safhaya ulaştırıldı.
Ülkenin tarım ürünleri tamamen yetersiz kaldı, ithalata yöneldiler.
Türklerin yaşadıkları bölgeler ellerinden çıktı, azınlık hale getirildi.
Çok az arazilerde tarım yapan Türkler de büyük şehirlerde ekmek aramaya mecbur edildiler.
Ama 70 yıldır göç veren bölgelere bir tane göç olayı yaşanmadı.
Olsa da yöre halkı göçmen kabul etmiyor.
Yakup peygambere özenerek 10 erkek çocuk buluncaya kadar üremeyi terk etmeyen, BÖYLE OLMAZSAK YAŞAYAMAYIZ diyen, bakamadıkları eşlerini, çocuklarını yetimhanelere verip devlete baktıran, dilendiren, merhamet sömürücülüğü yapan bu işgalci kesime, şimdi açıkça örgütlenen Irak, Suriye'li göçmen soydaşları eklenmiş, onları bile tehdit eder olmuştur.
Ama, doğuya göç edenlerin topraklarına göç olmasa da toprakları onların da ellerinden çıktı ve AKP İsraillilere sattı.
Türklerin de göçen dini etnik bakiyelerin de üstüne basacak toprakları kalmadı.
Mevcut AKPKK+YCHPKK ve Babil Talmudu Yahudi ve Hıristiyanları cemaatlerinden oluşmuş bu ihanet yapılanması devleti yıkıp HAÇLI AB-D NATO ÇETESİ işgallerine bırakacaktır.
Köle oldukları ve işleri biteceği için de sahipleri onlara da soykırım uygulayacaktır. İştahları onları da yok edecektir.
Ülkemizde işbirlikçi kripto dini-etnik bakiyelerin işgal edecekleri toprak, yağmalayacakları devlet malı kalmamış, son bir soykırım hedefleri kalmıştır.
İktidar-muhalefet ortaklığı ile bu yolun kaldırım taşları döşenmiştir.
Yolun sonuna gelinmiştir.
Şehitlerdeki bu göçmen kitleler, köylerine dönseler bile artık ziraat ve hayvancılıktan koparılmış, apartman denilen konserve kutularında paketlenmiş göçmen milyonlar, toprağa turist gibi bakacaklarından,tarım yaşamayacaklardır ve karın tokluğuna hırsızlık, fuhuş hatta cinayet işleyecek şartlara mahkûm edilmişlerdir.